Öl-öldür, nereye kadar?

Kürt sorununda nihai çözüm aşamasındayız Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Büyük meselelerde bazen nihai çözümler, bütün kozlar oynandıktan sonra gelir” diyerek Kürt sorununda nihai aşamada olduklarını belirtti.

Öl-öldür, nereye kadar?
Önceki akşam bir grup meslektaşla birlikte, yeni dönemde de mesaisinin önemli bir bölümünü terörle mücadele ve açılım konusuna harcayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın konuğu olduk.

Bakanla konuşmaya başlayınca, biraz da kendisini ‘haber değeri yüksek’ bilgiler vermeye zorlamak için espriyle karışık Ankara’nın eski günlerini hatırlattım.

“Eskiden Ankara gazetecileri arasında ‘manşet devirmek’ gibi bir alışkanlık vardı. Akşam oldu mu varsa bir resepsiyon, yoksa telefonla bir askeri yetkili aranır, ülkenin gidişatına dair alınan bir cümleyle ertesi günkü gazete manşetleri devrilirdi.” Dedim.

Atalay, bunun üzerine güldü ve “aslında ben de şimdi böyle bir haber verebilirim size, elimizde böyle haberler var ama...” Dedi.

Neticede biraz da meselenin bol miktarda mahrem kalması gereken kısımları olduğu için manşet devirecek haberler alamadık belki ama, Beşir bey yaklaşık 2,5 saat boyunca Ankara’nın yeni dönemde bu konularda neler yapmak istediğine dair sağlam bir perspektif sundu bizlere. İşte o buluşmadan bazı başlıklar.

HEDEF BU DÖNEMDE NİHAİ ÇÖZÜME ULAŞMAK

Atalay’ın sözlerine bakınca, meselenin güvenlik boyutu ile kürt sorununa çözüm perspektifi arasında dengeli bir yerde durdukları anlaşılıyor.

Bir taraftan terör olaylarının yaşandığı dönemlerde özgürlükler ve demokratikleşme konularında adımlar atmanın zorluklarını anlatırken, öbür yandan “öl, öldür” politikalarıyla bir yerlere gidilemeyeceğini net cümlelerle anlattı bize.

Bir taraftan PKK’nın terör eylemlerine karşı kararlı bir şekilde karşı konulacağını “Kandil onlar için güvenli bir yer olmayacak” sözleriyle anlatırken, diğer taraftan açılımla ilgili yeni ve cesur adımların bu mücadeleye paralel ve anladığımız kadarıyla gecikmeksizin atılacağını anlattı uzun uzun.

Atalay’ın bu konunun gidişatını özetleyen bir cümlesinin altını çizdim.

Dedi ki: “Büyük meselelerde bazen nihai çözümler, bütün kozlar oynandıktan sonra gelir.”

Bu bence gerçekten önemli bir cümle ve bu konuda umutsuzluk besleyenlerin aksine, kişisel olarak sahip olduğum görüş de bakanın sahip olduğu görüşle aynı istikamette duruyor.

Ramazan ayında başlayan hava operasyonları ve devamında sınırın hem öbür yanı, hem de bu yanında PKK’ya hak ettiği ders verilebilir ve özellikle Hakkari-Şırnak civarında oluşturduğu alan hakimiyeti kırılabilirse, yani PKK’ya devlet otoritesine karşı ‘neyi yapamayacağı’ etkili bir şekilde anlatılabilirse, kürt sorununun nihai çözümüne dair kapılar aralanacaktır.

Geçmişteki bütün tabuların yıkılmış olması, devletin inkar ve asimilasyon politikalarına son vermiş olması, insan hakları ihlallerinin büyük ölçüde ortadan kalkmış olması zaten nihai çözüm için yeterince mesafe kat ettiğimizi gösteriyor.

Atalay, bu konulardaki umudunu dile getirirken bir endişesini de paylaştı bizimle.

“Eğer bu dönemde bu işler çözülemezse, ilerisi için daha sıkıntılı bir döneme girilebilir.” Dedi.

İSRAİL TERÖR OLAYLARININ NERESİNDE

Atalay’la konuşurken son dönemde artan terör olaylarının perde arkasında kimler ve neler var (ya da var mı?) sorusuna da yanıt aradık.

Konu dış destek bağlamına gelince gözlerinin içine baktığımız bakan, herhangi bir tereddüt ifadesi takınmadan İsrail’den söz etmeye başladı. Bu konuda söylediklerini araya girmeden aktarmış olalım.

“İsrail yalansın ya da yalanlamasın (İsrail Dışişleri Bakanı Liberman’ın sonradan yapmadım dediği açıklamalarını kast ediyor) terör olaylarının arkasında birçok dış unsur var. Özellikle İsrail bu işlerde olur. Kürt sorunu bölgenin bir sorunudur ve pek çok ülke yeri geldi mi bunu kullanır. İsrail’in Kuzey Irak’la irtibatının çok güçlü olduğunu biliyoruz. PKK yöneticilerinin bazen İsrail televizyonlarında açıklamaları da oluyor. Üçlü mekanizma görüşmeleri sırasında bunu ben çok gördüm. Mesela bir konuyu söylediğimizde Amerikalı komutan hemen “bunu Kuzey Irak’a sormamız lazım” diyordu. Kısa sürede de sorup döndükleri oluyordu. Bütün bu ilişkiler içinde İsrail vardır. Liberman’ın bu sözleri onların bilinç altındakileri ortaya koymaları ya da bu konudaki uygulamalarının bir itirafıdır aslında.” İsrail ve PKK ilişkileri bağlamında, sözlerini genellikle tartarak söyleyen bir yetkilinin bu kadar açık ifadeler kullanmış olmasını sizlerde dikkate değer bulmuş olmalısınız.

“BÜYÜK BAKIŞI KORUMAMIZ LAZIM”

Atalay, kürt sorununa nihai çözüm hedefiyle Ankara’nın hazırladığı yeni dosya ve onun ifadesiyle “entegre strateji” konusunda da bilgiler verdi.

Şöyle dedi:

“İnsanlarımız, bu sorunun çözülmesini istiyor. (konunun burasında seçim bölgesi olan Kırıkkale’de MHP’nin Habur’daki gelişmeleri kullanarak girdiği seçimlerde yaşadığı hezimeti örnek verdi. MHP’nin oyları, tipik bir Orta Anadolu şehri olan Kırıkkale’de yüzde 25 den yüzde 18’e düştü.) Biz bu sorunun içinde boğulacak bir ülke değiliz. Türkiye, büyük bir ülke. Bir medeniyetin temsilcisiyiz. Bu konuda nihai çözüm aşamasındayız. Dosyamızı hazırladık. Topyekün bu işi göğüsleme aşamasındayız.” (Mehmet ACET, Haber 7)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER