İlk Türk Savaş Uçağı ve Kayseri Uçak Fabrikası
Bir Zamanlar Kurulan Ve Türk Milletine Faydalı Olan Ve Günümüze Kadar ulaşmayan İlk Uçak Fabrikamız ve Bunların İşlevlerini Detaylı Olarak Anlatımı.
Birinci Dünya Savasi ve daha sonra Kurtulus Savasi süresince uçak sanayiimizin bulunmayisi büyük sikintilara sebep olmustur. Bu sikintilar kimi zaman öyle boyutlara ulasmistir ki, malzemesizlik ve bakimsizliktan uçaklar onarilamaz hale gelinistir.
Bu durumu bizzat yasayan büyük önder Atatürk , savunma ve harp sanayi konusundaki son teknolojiyi temsil eden havacilik sanayiinin kurulmasi için Cumhuriyet'in ilanindan sonra direktif vermistir.
Fabrikanin kurulusu için çalismalara baslanmistir. Bunun için genis çapli bir arastirma yapilmis ve konuyla ilgili olarak yurtdisindaki firmalara teklifler götürülmüstür. Çalismalarin sonucunda, Türk Tayyare Cemiyeti ile Alinan uçak üreticisi Junkers Flugzeugwerke A.G. arasinda 15 Agustos 1925 tarihinde yapilan anlasma geregince, Türkiye'de uçak ve motorlarim imal etmek amaciyla Tayyare ve Motor Türk Anonim Sirketi (TOMTAS) kurulmustur.
Merkezi Ankara'da olan sirket ilk olarak Eskisehir'de küçük bir tesis kurarak Hava Kuvvetlerinde bulunan Junkers uçaklarinin küçük onarim islerini yapmaya baslamistir. Ayrica Hava Kuvvetlerinde bulunan Junkers uçaklarini genis çapli bakimlarini yapmak ve üretimini gerçeklestirmek amaciyla Kayseri'de bir fabrika kurulmasi kararlastirilmistir. Bu fabrikanin Kayseri'de kurulmasinda, etrafi daglarla çevrili bir ovadaki sehrin stratejik konumunun ve havacilik için 1. derecede önemli olan, sehrin güney kesimindeki genis ve düz bir alanin varligi önemli birer etken olmustur.
Tayyare fabrikası içinin görünümü
Kurulacak fabrika için her türlü techizat Almanya'dan getirilmistir. Gerekli malzemeler Hamburg'dan Mersin'e kadar denizyolu ile, Mersin'den Ulukisla'ya kadar treiile, Ulukisla'dan Kayseri'ye dek ise zamanin en çok kullanilan ulasim araci kagm ve develerle tasimistir. Tamamini çelik konstrüksiyon olan 11 liangarm temeli atilmis, bunlarin 6'si- ni insaati 1 yil içinde tamamlanmis ve tezgahlar monte edilmistir. Fabrikanin kurulmasinda ve isletmeye açilmasinda kalifiye insan gücü ihtiyaci, Almanya'dan getirilen 5 mühendis, 120 Alinan isçisinin yanisira 240 Türk isçisi ile karsilanmistir.
Fabrika 6 Ekim 1926'da Milli Müdafaa Vekili Recep PEKER, TOMTAS Idare Meclisi Baskani Refik KORALTAN ve Kayseri Belediye Reisi Ibrahim SEFA tarafindan açilmistir. Fabrikada 6 hangarda, birisi 100 Kw'hk, ikisi de 200 Kw olan dizel motorlarindan enerji elde edilerek, 170 personel ile faaliyete baslannustir. Böylece sehirde modem tarzda ilk büyük sanayi tesisi üretime geçmistir. Ayin zamanda fabrikadaki Türk isçileri, daha dogrusu Kayseri halki da makina, motor ve metalle tanismistir.
Fabrikanin açilmasiyla birlikte, JUNKERS A 20, F 13 ve G-23 uçaklarinin bakim, onarim ve revizyon islemlerine baslanmistir.
Fabrikada çalisan Alman isçi ve mühendislere verilen yüksek ücretlerin bakim ve onarini maliyetlerini artirmasi, Alman ve Türk personel arasinda huzursuzluga yol açan ücret farki, anlasma geregi yükümlülüklerden bazilarinin yerine getirilmemesi gibi sebeplerden dolayi anlasmazlik çikmis ve sirket 28 Haziran 1928 tarihinde kapatilmistir.
1930 yilinda Tayyare Cemiyeti, sirketi hesabina tasfiye ederek fabrikayi Milli Müdafaa Vekaleti'ne devretmis ve yil sonuna dogru tekrar uçaklarin bakim ve onarimina devam edilmistir. Mevcut tesisler
1932 yilinda “Tayyare Fabrikasi” adim atmistir. 1932 yilinda Milli Müdafaa Vekaleti ile Amerikan ilie Curtiss Aeroplaiie and Motor Cornpany mc. Firmasi arasinda yapilan anlasma sonucu, Curtiss Hawk ve Fledgllng uçaklarinin üretiniine baslanmistir. Toplam 33 adet Curtiss Hawk ve 8 adet Fledgling uçagi imal edildikten sonra bu uçaklarin üretimine son verilmistir. Fabrikada imal edilen Fledglinglerden birisi Yzb. Enver AKOLU (Emekli General) tarafindan Tahran'a götürülerek Türk Devletinin hediyesi olarak Iran'a verilmistir.
Tayyare fabrikası sahasında büyük değişimi tesbit etmek istercesine çekilen bir fotoğraf Ve Bu Fotoğrafta Kareye Yansıyanlar
Fabrikada imal edilen ve revizyonu yapilan uçaklar inis ve kalkis için fabrikaya 5 km. mesafede, sehrin batisinda bulunan Çorakçilar Mevkli'ne sehrin caddeleri dar oldugu için kanatlan söktilüp atli arabalarla çekilerek götürülüp getirilmistir. Tecrübe uçuslarini genç Türk pilotlari gerçeklestirmistir.
1933 ortalama dogru fabrika tümüyle Milli Müdafaa Vekaleti'ne devredilerek yeniden bir açilis yapilmistir. 1935 yilinda 3 ayri tipte toplam 50 adet planör, Türkkusu adina imal edilmistir. 1933-1934 yillarinda fabrika sahasindaki meydan uçusa açilmistir.
1936 yilinda Alman uçak üreticisi Gothear Waggoii Fabrik A.G. ile lisans anlasmasi yapilarak 1937 yilindan itibaren Gotha 145 uçaklarinin, üretimine baslanmis ve bu uçaklardan toplam 45 adet imal edilmistir.
Yine 1936 ilinda Polonya'nin Panstwowe Zaklady I.onicze firmasi ile lisans anlasmasi yapilarak 1937 yilindan itibaren PZL- 24A -24C uçaklarinin imalatina baslanmistir. Bu uçaklardan da toplani 24 adet üretilmistir.
1940 yilinda ise Ingiliz Philhips And Powis Aircraft Ltd. firmasiyla lisans anlasmasi yapilarak Magister imalatina baslanmistir. Bu uçaktan toplam 24 adet imal edilmistir. Yaklasik 10 yil içerisinde 5 farkli tipte toplam 134 uçak üretilmistir. Ayrica 1937-1947 yillari arasinda 24 tip uçak fasbati ve 14 tip m otor revizyonu gerçeklestirilmistir.
1950 yilindan itibaren Tavyare Fabrikasi'nin adi kaldirilarak “Hava ikmal Merkezi” dönüstürülmüstür. Tesis, Hava Kuvvetleri Komutanligi'na ait pervaneli uçaklarin, onarim ve fasbatlarun, muhtelif tip tasit araçlari ile yer techizati onarim ve revizyonlarini üstlenmistir.
Dis kaynaklardan yedek malzeme temini güçlestikçe, Hava Kuvvetlerinin ikmal, bakim ve onarim gücünün devam için fabrika gelistirilerek bir kismi malzemenin üretimine geçilmistir. Türkiye'deki üç ikmal merkezinden biri olan Kayseri 2. Hava Ikmal Bakini Merkezi'nde günümüzde yüksek teknolojik sistemlerle Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlari yönünde üretim yapilmaktadir. 1926 yilinda 6 hangarda, 170 kisi ve kisitli diger tesisleri ile isletmeye açilan Türkiye'nin ilk uçak fabrikasi, 1997 yilinda 2800 personel, modem techizat ve tesisler ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
1926 yılında 6 hangarda, 170 kişi ve kısıtlı diğer tesisleri ile işletmeye açılan Türkiye’nin ilk uçak fabrikası, 1997 yılında 2800 personel, modem techizat ve tesisler ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
Türkiyede Yapılan İlk Uçak
Her dev proje küçük bir adımla başlar. Rayt kardeşler dünyada ilk planörü uçurmayı başardıklarında elbette günün birinde jumbo jetler, uzay mekikleri yapılacağını bilmiyorlardı. Önemli olan, ilk adımdan sonraki adımların sayısı ve sürekliliğidir.
Türkiye'de ilk uçağın, "Made in Turkey" olarak 70 yıl kadar önce yapıldığını biliyor muydunuz? Bugün ilk uçağımızın önce umut verici başlayıp, sonra hazin biten öyküsüne yer verelim isterseniz:
Kurtuluş Savaşı'nın ardından dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşmıştı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın bağışlarıyla alınabiliyordu. O yıllarda her ilden toplanan paralarla ya da zengin vatandaşların bağışı ile bir uçak alınıyor ve kuyruğuna bağışlayanın ismi yazılıyordu. O yıllarda Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olan Nuri Demirağ'a da bu teklif sunuldu, ancak o uçak almak yerine uçakların imal edilebileceği bir fabrika yapmaya talip oldu. Yanına aldığı teknisyen ve mühendislerle birlikte seyahatlere çıkan Nuri Demirağ, Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezdi ve bilgi aldı.
Nuri Demirağ, 1936 yılı ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on yıllık bir program yaptı. Bir Çekoslovak firmasıyla anlaşarak İstanbul Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan, o zamana göre modern bir bina yaptırdı. Nuri Demirağ, Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile birlikte çalışıyordu. Selahattin Alan, ilk Türk tipi uçaklarının çizimini yapmış ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ile birlikte kolları sıvayan Selahattin Alan, Türkiye'nin ilk modern uçak fabrikasını kurmaya başladı. Fabrikanın ilk siparişi Türk Hava Kurumu (THK) tarafından verildi. İlk sipariş 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağıydı. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın, Eskişehir'de prototipini yaptığı, Nu D.36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında, Alman uzmanların da yardımıyla, Nu D.38 rumuzlu, çift motorlu ve madeni gövdeli, 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.
Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir arıza göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Özellikle çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan, 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen Nu D.38'in yapılması, dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği Nu D.38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. Nuri Demirağ'ın işleri giderek büyüyordu. Atölyede yapılan uçakların testleri için bir piste ihtiyaç vardı. Bu yüzden Yeşilköy'de, şu anda Atatürk Havalimanı olarak kullanılan, Elmas Paşa Çiftliği'ni satın alarak, orada 1559 dönümlük geniş arazi üzerinde, 1000x1300 metre ölçülerinde bir uçuş sahası yaptırdı. Bu sahanın üzerine bir de, Nuri Demirağ Gök Okulu, uçak tamir atölyesi ve hangarlar yapıldı. Bu tesisleri yaptıran Nuri Demirağ, "Türk'ün yaptığı uçakları elbette Türkiye'de yetişen pilotlar uçuracaktır" düşüncesiyle hareket ediyordu. Bu yüzden havacılık üzerine eğitim verecek 150 yataklı bir yurdu da bulunan 'Gök Okulu'na, üniversitede okuyan veya mezun olmuş öğrenciler alınıyor ve uçuş eğitiminin yanı sıra uçağın teknik yapısıyla ilgili eğitimler de verilerek pilot yetiştiriliyordu.
Türk Hava Kurumu, sipariş ettiği uçakların testini Eskişehir'de bulunan pistte yapılmasını istedi. Bu test uçuşunu henüz yeterli uçuş deneyimi olmayan başmühendis Selahattin Alan yapmak istedi. İniş sırasında piste hayvanların girmemesi için kazılan hendeğe düşen Selahattin Alan şehit düştü. Bu olay üzerine THK bütün siparişlerini iptal eder ve şartlara uygun değildir diye belge verir. Nuri Demirağ bütün çabalarına rağmen yetkililerin bu karanını düzeltemez. THK'yi mahkemeye veren ve zamanın Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerine mektuplar gönderen Nuri Demirağ, hiçbirinden sonuç alamayınca fabrikasını kapattı ve siyasete atıldı.
Hava Kuvvetleri, 2015 yılına kadar servis vermek üzere ABD'den 30 adet ikinci el " F-16 Block 52 Plus " savaş uçağı almayı planlanıyor. .5 milyar dolar tutabilecek bu program için Türkiye ile Amerikan Lockheed Martin şirketi arasında görüşmeler sürüyor .Demiştik .
Konu Sayın Erdoğan'ın ABD ziyaretinde yine gündeme geldi. ABD den 30 adet F 16 alıyoruz.
Vatana millete hayırlı olsun.
Çıkar beklentiniz olmadan parmağınızı oynatmanız bile asla mümkün değil. Merhaba dedik size; verin bakalım 2. 9 milyar dolar yada karşılığı mal alacaksınız.
Eeee ticaret bu.!
Tarih tekrarlanıyor ..
Birlikte kısaca bir göz atalım mı;
Kurtuluş savaşı yıllarında; Talat Özakman'ın '' Şu çılgın Türkler kitabında da ifade edildiği gibi, işgal kuvvetlerince; hava kuvvetlerimize ve uçaklarımıza el konmuştu.
Anadolu'ya geçen tayyareciler, Konya'da yeni bir hava üssü yapılandırdı.
Yokluklar içinde kurulan tayyare bölüğü, Kurtuluş Savaşı süresince çok başarılı hava operasyonları gerçekleştirdi.
Malzeme sıkıntısının üst düzeyde olduğu dönemde, uçakların kanat ve gövdelerinin gerdirilmesi işlemi; patates, paça suyu ve yumurta akının karıştırılması ile elde edilen bir sıvıyla gerçekleştirilebiliyordu.
Atatürk; o yıllarda savaşlarda hava kuvvetlerinin önemini görmüş;
"İstikbal Göklerdedir"
"Bütün tayyarelerimizin ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayinin de bu esasa göre inkişaf ettirilmesi icap eder,"
sözleriyle belirtmiştir.
Bu doğrultuda dönemin havacılık politikası belirlenmiştir.
İlk uçak fabrikasını 1920 li yıllarda Kayseri'de kurduk . Messerschmitt Motorlarını, bu fabrika yapmaya başlamıştı. 1939 yılına kadar tesislerde, lisans altında üretim yoluyla çeşitli modellerden 112 adet uçak imal edildi .
1939 yılında Türk Hava Kuvvetleri'ne devredilen hisselerini Türk Hava Kurumu'na tesislerdeki üretim, II. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ABD yardımı nedeniyle durduruldu. 3-4 yıllık bir faaliyetten sonra Kayseri'deki fabrika kapatıldı..
Havacılığa gönül vermiş,Kurtuluş Savaşı'na tayyareci olarak katılan Vecihi Hürkuş, 1925 yılında kendi tasarladığı Vecihi K VI adlı uçağı imal etti .
1932 yılında ise Sivil Tayyare Mektebi'ni kurdu. Atatürk'ün emriyle 1937 yılında Almanya'ya Uçak Mühendisliği eğitimi alması için gönderildi.
1939'da Tayyare Mühendisliği diploması alarak yurda dönen Hürkuş'a, " iki yılda mühendis olunmaz" denilerek mühendislik ruhsatı verilmedi. Hürkuş, ruhsatı Danıştay kararı ile alabildi.
(Ne kadar tanıdık bir manzara değimli)
1954 yılında Hürkuş Havayollarını kuran Vecihi Hürkuş, sabotajlar ve engellemeler sonucunda, havayolu şirketinin faaliyetlerine son verdi. Uçakların borçları nedeniyle hayatının son günlerinde zor anlar yaşayan Hürkuş'un, I. Dünya Savaşı'nda gösterdiği başarılar nedeniyle kendisine bağlanmış bulunan maaşına haciz kondu ..
1940'lı yıllarda Ankara Etimesgut'ta uçak fabrikası kuruldu, çok sayıda uçak yapıldı, 200'den fazla uçak ihraç edildi.
Maalesef 5-6 senelik bir faaliyetten sonra yine NATO ve ABD yardımları gerekçe gösterilerek, uçak ar-ge ve üretim çalışmalarına her iki tesiste de son verildi . Uçak fabrikasının kapatılmadan önce üzerinde çalıştığı proje, THK-16 Mehmetçik kodlu bir jet uçağıydı.
1950'li yıllarda Nuri Demirağ , bir müteahhit, özel bir uçak fabrikası kurdu . Uçakların performansını ispat ettiği halde, mukavelesi iptal edildi . Ve böylece Demirağ iflas etti.
20 Temmuz 1974'te başlatılan Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ABD ve NATO müttefikleri tarafından Türkiye'ye karşı uygulanmaya başlanan silah ambargosu sonucu, kapatılmış bulunan havacılık tesislerinin değeri anlaşıldı.
""Geç fark ettim kimin ne olduğunu, kendinden başkasına güvenmek milletleri boğar, köle yaparmış,,
O tarihlerde uçak alanında faaliyet gösteren ülkeler bu gün uzaydalar .. ABD örneğinde olduğu gibi.
Nihayet…..
"Kendi uçağını kendin yap" sloganıyla hareket eden Türkiye'de
70'li yıllar içinde, uçak üretimi ve havacılık elektroniği alanlarında faaliyet göstermeleri amacıyla ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ firmaları, kuruldu.
28 Nisan 2005 tarihinde Türk Uçak Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) ve TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. TAI çatısı altında birleşmiştir.
TAI nin , tasarım üretim altyapısı ile insan kaynakları yönünden oldukça etkili bir güç oluşturacak ve "Havacılık Merkezi" olarak hizmet vermesi planlanmıştır.
TAI' nin mevcut deneyimi F-16 Savaşan Şahinler, CN-235 hafif nakliye/deniz karakol/gözetleme uçakları, SF-260D eğitim uçakları, Cougar AS-532 arama kurtarma (SAR), silahlı arama kurtarma (CSAR) ve genel maksat helikopterlerinin ortak üretiminin yanı sıra, kendi tasarımı olan insansız hava aracı, hedef uçağı ve zirai ilaçlama uçağı gibi ürün geliştirme programlarını kapsamaktadır
Görüldüğü üzere; Ülkemizde F16 üretildiği halde ABD den 2. el F16 uçağı alınması planlanmaktadır.
Herkes merak eder Türkiyede uçak üretiliyor mu yoksa sadece Modernizasyonu mu yapılıyor. Tabiki Türkiye’nin de Göklerdeki Gururu Tai Tai yaptığı F16 lardan adından çok söz ettirmiş ve kendilerine ait projeleri olan Bir Amerikan Türk işbirliği ile kurulmuş bir şirket. Teknik bilgilerde üstün olan Mühendsiz ve Teknisyenlere sahiptirler.Uygun ortam koşulları ,Tai lojmanları ve en önemlisi Türkiyenin Uçak Fabrikası olması onları buraya getiren en önemli etken.
Web Sitesi : www.tai.com.tr
Şirketin Akıncı-Ankara’da bulunan yüksek teknoloji ürünü makine ve teçhizatla donatılmış modern uçak üretim tesisi, parça imalatından uçak montajı, uçuş testleri ve teslimine kadar son derece geniş üretim kabiliyetlerine sahiptir.
Faaliyet Alanları:
* Sabit ve Döner Kanatlı Hava Platformları
* İnsansız Hava Araçları
* Uydu
Tasarım, Modernizasyon, Üretim ve Destektir.
Şirket Profili
Türkiye’de insanlı ve insansız hava platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, modernizasyonu, imalatı, entegrasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanlarında teknoloji merkezi konumunda olan TUSAŞ, 15 Mayıs 1984 tarihinde kurulmuştur. TUSAŞ’ın başlıca hissedarları Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (%54.49), Savunma Sanayii Müsteşarlığı (%45.44), Türk Hava Kurumu’dur (%0.06).
TUSAŞ tesisleri 186,000 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 5,000,000 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Şirketin Akıncı-Ankara’da bulunan yüksek teknoloji ürünü makine ve teçhizatla donatılmış modern uçak üretim tesisi, parça imalatından uçak montajı, uçuş testleri ve teslimine kadar son derece geniş üretim kabiliyetlerine sahiptir. TUSAŞ kalite sistemi dünyaca kabul görmüş NATO AQAP-2110, ISO-9001:2000 ve AS EN 9100 standartlarını karşılamaktadır. TUSAŞ’ta 1000’i mühendis olmak üzere toplam 2800 kaliteli ve deneyimli personel çalışmaktadır.
Türk İnsansız Hava Aracı (TİHA) ile Türk Silahlı Kuvvetleri Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri (ATAK) Programları’nda ana yüklenici olan TUSAŞ, halihazırda Orta İrtifa Uzun Havada Kalışlı (MALE) İHA ve Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ) tasarım ve geliştirme projeleri üzerinde çalışmaktadır. Türkiye’nin havacılık ve uzay merkezi TUSAŞ, geliştirdiği özgün ürünler ile (MARTI, KEKLİK, TURNA/S, TURNA/G, GÖZCÜ, PELİKAN ve BAYKUŞ) İnsansız Hava Aracı teknolojileri ve alt sistemlerin platforma entegrasyonu konularında deneyim kazanmıştır.
TUSAŞ’ın mevcut deneyimi F-16 Savaşan Şahinler, CN-235 hafif nakliye/deniz karakol/gözetleme uçakları, SF-260D eğitim uçakları, Cougar AS-532 arama kurtarma (SAR), silahlı arama kurtarma (CSAR) ve genel maksat helikopterlerinin ortak üretiminin yanı sıra kendi tasarımı olan insansız hava aracı, hedef uçağı ve zirai ilaçlama uçağı gibi ürün geliştirme programlarını kapsamaktadır.
TUSAŞ’ın ana faaliyetleri arasında Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerin envanterinde bulunan sabit ve döner kanatlı askeri ve ticari hava platformlarının Modernizasyon, modifikasyon ve sistem entegrasyonu programları ile satış sonrası hizmetleri de bulunmaktadır. TUSAŞ, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın (Hv.K.K.) envanterinde bulunan C-130 nakliye uçakları ile T-38 eğitim uçaklarının aviyonik modernizasyon programlarının ana yüklenicisidir. Black Hawk Helikopteri’nin Özel Kuvvetler için modifikasyonu, Hv.K.K. F-16’larının elektronik harp ve yapısal tadilatları, Ürdün Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın (RJAF) envanterinde bulunan F-16’ların yapısal ve aviyonik modifikasyonları, S-2E uçaklarının Yangın Söndürme Uçağı’na modifikasyonu, Cougar AS-532 helikopterlerinin modifikasyon ve modernizasyonu, S-70 helikopterlerinin dijital kokpit modifikasyonu, CN-235 platformlarının Dz.K.K. ve S.G.K.’nın Deniz Karakol/Gözetleme görevleri için modifikasyonu, ATR-72 platformlarının yine Dz.K.K.lığı için modifikasyonu ile B737/800 uçaklarının Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı’na (HİK) dönüştürülmesindeki tüm yapısal tadilatlar ile sistem entegrasyon faaliyetleri bulunmaktadır.
Sabit ve döner kanatlı askeri/ticari uçak ve uçak parçası üretimindeki kanıtlanmış deneyimi ile TUSAŞ; AgustaWestland, Airbus, Boeing, CASA, Eurocopter, Lockheed Martin, Northrop Grumman, MDHI, Sikorsky ve diğer şirketler nezdinde ayrıcalıklı bir konumdadır.
TUSAŞ, Türk Silahlı Kuvvetleri Bakım Merkezleri’nin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak müşterilerine bakım, onarım ve revizyon hizmetleri de vermektedir.
Türk “Özgün Uydu Geliştirme Projesi”ne aktif olarak katılmakta olan TUSAŞ, Uluslararası Uydu Tedarik Projeleri’nde yerli ana alt yüklenici firma olacaktır. Bu doğrultuda, Şirket bünyesinde 2008 yılında yeni bir Uydu Montaj ve Entegrasyon Test Tesisi inşa edilecektir.
TUSAŞ, Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) ve A400M Nakliye Uçağı gibi küresel ölçekli uluslararası tasarım ve geliştirme projelerine katılmaktadır. Milli Sanayi Kuruluşu olarak Airbus Military S.L.’e ortak olan TUSAŞ, Airbus (Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere), EADS (İspanya) ve FLABEL (Belçika) havacılık firmaları ile birlikte A400M uçağının tasarım ve geliştirme faaliyetlerine katılmaktadır. JSF projesinde de Northrop Grumman ile imzalanan sözleşme kapsamında, JSF (F-35) uçağının orta gövde bölümü ABD dışında tek kaynak olarak TUSAŞ tesislerinde üretilecektir.
Dünyadaki son teknolojik gelişmeleri yakından izleyerek havacılık alanında öncü kuruluşlar arasında yer almaya kararlı olan TUSAŞ, ülkemize 21. yüzyılda yeni ufuklar açmayı hedeflemektedir.
Şirketimiz, Türk Savunma Sanayisinin kurucu ve geliştirici lokomotifi olan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşudur.
(Bilgiler İnternetden Farklı Kaynaklardan Alınmıştır)
İlk Türk Savaş Uçağı ve Kayseri Uçak Fabrikası
Bir Zamanlar Kurulan Ve Türk Milletine Faydalı Olan Ve Günümüze Kadar ulaşmayan İlk Uçak Fabrikamız ve Bunların İşlevlerini Detaylı Olarak Anlatımı.
YORUM EKLE
1
Japonlar'ın hızlı treni Maglev, saatte 574 kilometreyle...
2
5. Geleneksel Hasat Şenliği
3
İsrail'den itiraf En üst düzeyde hatalar yapıldı
4
Sürekli uykusuz musunuz?
5
Boşanmak bulaşıcı mı?
6
Google TV yarın açıklanabilir
7
FENERBAHÇEDEN ÜLKER ARENA İÇİN AÇIKLAMA
8
En hızlı kilo verdiren meyve!
9
Dünyanın en büyük çadırı Orta Asya steplerine...
10
Rahim ağzı kanserinde, Türk hekimlerin başarısı
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler