KILIÇDAROĞLU’NDAN “BAŞKANLIK SİSTEMİ”NE KAZAKİSTAN ÖRNEĞİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü etkinlikleri kapsamında CRR’de düzenlenen konsere katıldı.

KILIÇDAROĞLU’NDAN “BAŞKANLIK SİSTEMİ”NE KAZAKİSTAN ÖRNEĞİ
 KILIÇDAROĞLU’NDAN “BAŞKANLIK SİSTEMİ”NE KAZAKİSTAN ÖRNEĞİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü etkinlikleri kapsamında CRR’de düzenlenen konsere katıldı.

Konser öncesinde konuşan Kılıçdaroğlu, Kazakistan örneği üzerinden Türkiye’deki “başkanlık sistemine” yönelik eleştirilerde bulundu. 2016 yılında Kazakistan’da, Başkan’ın yetkilerinin önemli bir kısmının hükümete ve meclise devredildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “2017 yılında yapılan geniş kapsamlı anayasa değişiklikleri ile yürütme ve yasama arasında denge gözeten ve yürütmenin birçok yetkisini ortadan kaldıran bir sisteme geçildi. Anayasa değişiklileri, toplumun geniş kesimleri tarafından demokratik bir süreç içinde yapıldı. İlginçtir; kardeş Kazakistan’da 2017 yılı demokratikleşme ve başkanlık sisteminin yumuşatılarak parlamenter sisteme eğildiği bir yıl olurken, Türkiye’de ise tam aksine bir gelişme ile parlamenter demokrasiden, sözde bir başkanlık sistemine doğru dönüştürülen ve giderek otoriterleşen bir yönetim biçimi dayatıldı” dedi.



Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü nedeniyle düzenlenen konser etkinliğinde bir araya geldi. Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile birlikte yüzlerce Kazak vatandaş katıldı. Kazak ve Türk milli marşlarının okunmasıyla başlayan etkinlikte ilk konuşmayı Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly yaptı. Saparbekuly’nin ardından mikrofonu alan İmamoğlu, “Bundan tam 28 yıl önce, 16 Aralık 1991'de Kazakistan bağımsızlığını ilan ettiğinde, ben, henüz İstanbul Üniversitesi İşletme bölümünde öğrenciydim. Son sınıfı okuyordum ve Kazakistan’ın bağımsız bir devlet olduğunu ilk duyduğumda ne kadar heyecanlandığımı ne kadar çok mutlu olduğumu iyi hatırlıyorum” dedi.

İMAMOĞLU: “BİRBİRİMİZİ TERCİH ETMELİYİZ”


Kazakistan'ın bağımsızlığını dünyada tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğunu belirten İmamoğlu, “Türkiye’nin uluslararası diplomasi alanında verdiği bu öncü karar hepimiz için bir gurur oldu. 28 yıl sonra bugün çok mutluyum çünkü, bağımsızlığından itibaren geçen bu kısa süre içinde kardeş Kazakistan çok ciddi bir kalkınma ve gelişme performansı gösterdi” diye konuştu. Türk iş dünyası ve devletinin Kazakistan’a önemli oranda yatırımlar yaptığını kaydeden İmamoğlu, “28 yıldan beri eğitim, sağlık, sosyal altyapı, müteahhitlik, taşımacılık, lojistik, kültür ve sanat gibi alanlar başta olmak üzere iki ülke arasında çok başarılı ekonomik iş birlikleri yaşanıyor. Bugün iki kardeş ülke arasındaki ticaret ve yatırım hacmi daha yeni 3 milyar doları aşmaya yaklaşıyor. Bize göre bu yetersiz bir rakam. İki ülkenin çok yakın çalışmasıyla bu rakamı kısa sürede 10 milyar dolara çıkarmak için her iki tarafın yöneticileri, diplomatları ve iş insanları elinden geleni yapmalı. Birbirimizin gücüne güç katmanın yollarını bulmalıyız ve bunu hep birlikte desteklemeliyiz. Herhangi bir ihtiyacın karşılanmasında, benzeri alternatifler arasında birbirimizi tercih etmeliyiz” dedi.


İMAMOĞLU: “ÇAĞDAŞ DÜNYANIN, ÇAĞDAŞ 2 YÜZÜ OLMALIYIZ”


“Yeni İBB yönetimi olarak, Kazak Türk kardeşliğini ve dayanışmasını daha ileri noktalara taşımak için ortak masalar kurmaya hazırız” diyen İmamoğlu, “İstanbul’a daha fazla Kazak yatırımı ve yatırımcısı çekmek için, daha fazla Kazak gencinin İstanbul’daki üniversitelerde öğrenim görmesi için, İstanbul ile Kazakistan’ın önemli kentleri arasında daha fazla kültür sanat iş birlikleri geliştirmek için, daha fazla Türk şirketlerinin ve Türk iş insanlarının Kazakistan’da sanayi, ticaret ve iş dünyasında yatırım yapmasını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapmaya hazırız. Kazak kardeşlerimizin İstanbul’a daha fazla seyahat etmesi ve İstanbul’un güzelliklerinden yararlanması için de çalışmaya hazırız. Çünkü her ne kadar bugün iki ayrı devlet olsak da bizler, binlerce yıllık bağlarla birbirine kalpten bağlı olan, tarih boyunca tek bir milletin torunlarıyız. Bu yakın ilişkiyi çok güçlü bir şekilde yönetebilmeliyiz. Çağdaş dünyanın, iki çağdaş yüzü olmalıyız diye düşünüyorum. Bu iki ülkenin, çadğaş dünyanın çağdaş iki yüzü olması hem Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sine hem de Nazarbayev’in Kazakistan’ına yakışır diye düşünüyorum. Bu vesileyle Kazakistanlı hemşehrilerimize 16 milyon İstanbullunun en kalbi duygularını, en sıcak duygularını iletmeyi bir borç biliyorum. Sizlerin bağımsızlığının 28’nci yıldönümünü yürekten kutluyorum. Nice yıllar, nice yüz yıllar bu kutlamaların en sıcak şekliyle devam etmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, en kısa zamanda Kazakistan’ı ve İstanbul ile kardeş şehir olan Alma-Ata’yı (Almatı) ziyaret etmek istediğini kaydetti.


KILIÇDAROĞLU: “KARDEŞLİĞİMİZ GÜÇLÜ”


Etkinlikte son konuşmayı gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, sözlerine, “Bu anlamlı günde, Türkiye ve Kazakistan arasındaki kardeşliğin ne kadar güçlü olduğunu ve ne kadar eskiye dayandığını bizlere hatırlatacak çok söz var. Ben, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyon dolu, geleceği gören ve Orta Asya’daki kardeşlerimizle bir gün özgür ve eşit şartlarda buluşacağımızı ön gören sözlerini unutmuyorum” şeklinde başladı. Konuşmasında Atatürk’ün Türk Cumhuriyetleri ile ilgili sözlerini paylaşan Kılıçdaroğlu, “Bugün, yıllar süren o uzun hasretin bitirilişinin 28’nci yıldönümünü hep birlikte kutluyoruz. Kazakistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olması da bu kavuşmanın yarattığı heyecanın bir sonucudur” dedi. “Bugün 16 Jeltoksan” diyen Kılıçdaroğlu, bu tarihin açılımını şu sözlerle yaptı:


KILIÇDAROĞLU’NDAN “16 JELTOKSAN” HATIRLATMASI


“Kazakistan’ın bağımsızlığını, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla elde ettiği doğrudur. Ancak, Kazaklar’daki özgürlük ve bağımsızlık ateşi, bu tarihten daha eskiye dayanır. 1982 yılının 16 Aralık tarihinde, Moskova’nın Kazakistan’ın yönetimine ve iç işlerine yapılan bir müdahale karşısında, Almatı şehrinde, tepkilerini dile getiren Kazaklar’ın eylemleri kısa zamanda yayılır ve büyür. Bu bağımsızlık arayışı sürecinde, o dönemdeki Sovyet yönetiminin askeri müdahalesiyle tam 174 kişi kısa zamanda hayatını kaybeder, yüzlercesi de yaralanır. Kazak dilinde Aralık ayının adı, Jeltoksan’dır. Nitekim bu olaylar da Kazakistan’ın yakın tarihine, ’16 Jeltoksan olayları’ olarak geçmiştir. 5 yıl Kazakistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsız bir devlet olunca, yeni devletin Başkan’ı olan Nursultan Nazarbayev, Kazakistan’ın bağımsızlık günü olarak 16 Aralık’ı kabul eder. Dolayısıyla Kazakistan’da, 16 Aralık bağımsızlık günü hem bağımsızlık günüdür hem de bağımsızlık ateşinin yandığı bir gün olarak kabul edilir.”


KILIÇDAROĞLU: “BAŞKAN’IN YETKİLERİ MECLİS’E DEVREDİLDİ”


Kazakistan’ın gelişmesinde Nazarbayev’in katkılarının çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kazakistan’ın bu başarıları bizleri de memnun etmekte ve gururlandırmaktadır. Ancak ben Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan’ın yönetim sistemi olarak attığı adımları da özellikle vurgulamadan geçemeyeceğim. 2016 yılında Kazakistan’da başkanın yetkilerinin önemli bir kısmı hükümete ve meclise devredildi. 2017 yılında yapılan geniş kapsamlı anayasa değişiklikleri ile de yürütme ve yasama arasında denge gözeten ve yürütmenin birçok yetkisini ortadan kaldıran bir sisteme geçildi. Bu anayasa değişiklikleri hükümet, meclis, anayasa konseyi, anayasa mahkemesi ve akademisyenlerle sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından hazırlandı. Yani anayasa değişiklileri, toplumun geniş kesimleri tarafından demokratik bir süreç içinde yapıldı. İlginçtir; kardeş Kazakistan’da 2017 yılı demokratikleşme ve başkanlık sisteminin yumuşatılarak parlamenter sisteme eğildiği bir yıl olurken, Türkiye’de ise tam aksine bir gelişme ile parlamenter demokrasiden sözde bir başkanlık sistemine doğru dönüştürülen ve giderek otoriterleşen bir yönetim biçimi dayatıldı” dedi.


Konuşmaların ardından Büyükelçi Saparbekuly, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na geleneksel Kazakistan halk çalgıları hediye etti. Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü nedeniyle pastayı da Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Saparbekuly birlikte kesti. Tören, Kazakistan Senfoni Orkestrası’nın verdiği konserle sona erdi.

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER