Kılıçdaroğlu CHP Grup toplantısında konuşuyor. 'dilekçesi cebinde!'

Kılıçdaroğlu grup toplantısında, cebinde altına imza attığı milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmasına ilişkin dilekçeyle katılacak. Kürsüden ise şöyle seslenecek: “Dilekçem cebimde. İmzamı attım. Kaldırın dokunulmazlığımı.”

Kılıçdaroğlu CHP Grup toplantısında konuşuyor. 'dilekçesi cebinde!'

CHP Grup toplantısı başladı. Herkesin merak ettiği konu CHP liderinin hakkındaki soruşturma isteğine ne yanıt vereceği.
Kılıçdaroğlu'nun dilekçesi cebinde
CHP GRUBU AYAKTA
Hürriyet Gazetesinde Zeynep Gürcanlı imzalı habere göre; Hurriyet.com.tr Kılıçdaroğlu’nun vereceği mesaja ulaştı. Kılıçdaroğlu grup toplantısında, cebinde altına imza attığı milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmasına ilişkin dilekçeyle katılacak. Kürsüden ise şöyle seslenecek: “Dilekçem cebimde. İmzamı attım. Kaldırın dokunulmazlığımı.”

Ve CHP Grup toplantısı başladı...

Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik soruşturma açılması ve fezleke hazırlanması CHP Grubu’nda protesto edildi. CHP Grup Başkanvekilinin okuduğu Kılıçdaroğlu’nun sözlerini diğer milletvekilleri ve salonda bulunanlar ayağa kalkarak hep bir ağızdan tekrar etti. Kılıçdaroğlu’nun sözleri tüm milletvekilleri tarafından tekrarlanmış oldu.


İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

Hiç merak etmeyin. Hukukun üstünlüğü nedir onlara öğreteceğiz. Bu ülkede herkesin demokrasi ve özgürlük isteme hakkı var. Onlara öğreteceğiz.


TÜRK-İŞ’E ELEŞTİRİ


Geçen hafta koşulsuz asgari ücretin altına imza atan Türk İş’i eleştirmiştim. Eleştirdim gün Türk İş bana bir mektup göndermiş. Mektupta diyor ki ,CHP genel başkanı bu eleştiriyi yaparak Türk İş bizim arka bahçemiz olsun diyor. Bun kadar sığ bir anlayışı şiddetle reddediyorum.


Aksine hiçbir siyasi partinin arka bahçesine dönüşmesini istemiyoruz, her ortamda ad bunu reddederiz. Cümleyi aynen okuyorum: “Türk İş zam oranına itiraz etmiş ancak daha az zamma muhtaç etmemek için onaylamıştır.”

Senin görevin korkuya direnmektir. Asgari ücret düşükse bunu haykırmak ve söylemektir. Bir Türk İş düşünün korku imparatorluğuna şantaja teslim oluyor. Ya imzala ya da küçük zam vereceğiz dediler o da paşa paşa bastı imzayı.

ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

Gönül isterdi ki bu günü demokratik bir ülkenin basın emekçilerinin bayramı olarak kutlayalım. Özgür basını temel olarak içinde barındıramayan rejime demokrasi denilebilir mi? Basının özgürlüğünü yitirdiği bir ülkede demokrasi varlığını sürdürebilir mi?


Medya demokrasi ile vardır sözüne inanmayın. Medya diktatörlükle yönetilen rejimlerde çok daha güçlü vardır. Önemli olan özgür ve hür medyadır. Demokrasi özgür medya ile vardır. Medyanın sesini kısmak demokrasinin sesini kısmaktır. O ses İzmir’de dayak yiyen sesidir. O ses kendi uçağıyla bombalanıp öldürülen 35 kişinin sesidir.

HAPİSTEKİ GAZETECİ SAYISINDA DÜNYADA İKİNCİYİZ


Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil hepimizin özgürlüğüdür. Bugün itibariyle 97 gazeteci içeride tutuluyor. Bunların 18’i kadın. Bu 12 Eylül’de bile görülmemişti. Seçimden sonra hapse atılan gazeteci sayısında büyük bir artış var. Hapisteki gazeteci sayısı açısından dünyada ikinciyiz.

Bugünü Çalışan Gazeteciler Bayramı yapan 50 yıl önceki meslektaşlarının kahramanca direnişini bugünkü gazeteci arkadaşlarıma hatırlatmak isterim. Ben kahramanca direnen o gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyorum. 2012 Türkiye’sinde basın özgürlüğü açısından 10 Ocak 1961’in gerisindeyiz.

BAŞBAKAN’A SORUYORUM

Başbakan’a sormak istiyorum şiir okuduğu için hapse atılmakla, kitap yazdığı için hapse atılmak arasında ne fark var. Dünün mazlumu bugünü zalimi oldu.

Her şeyimiz eksikti bir de terörist Genelkurmay başkanımız oldu. Özel yetkili savcıların daha yaratıcı olmalarını bekliyorum daha iyi espriler bulabilirler.

Ama bir şeyi merak ediyorum genelkurmay başkanı terörist olursa Başbakan’ı ne olur. Allah size akıl fikir izan versin.


ONLARI MİZAH DERGİLERİNE HAVALE EDİYORUM


İnsaf denen bir şey var. Onları ciddiyete davet ediyorum ama içimden geldi söylemeden yapamayacağım mizah dergilerine havale ediyorum.

Sayın İlker Başbuğu bu hükümetin onayıyla orgeneralliğe terfi etti, kuvvet komutanlığına getirildi ve genelkurmay başkanı oldu. Nasıl oluyor da bütün bunlardan sonra böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz.


BU DAVANIN HALA SAVCISI MISINIZ

İki ihtimal var. Ya başbakan İlker Başbuğ’un terör örgütü yönettiğini biliyordu ama suç çıkarmadı. İkinci ihtimal Başbakan İlker Başbuğ’un terör örgütü yönettiğini bilmiyordu. Bu daha büyük bir suç o kadar istihbaratın var ama bunu bilmiyorsun. Bir ihtimal daha var. Ben biliyordum ama gücüm yetmiyordu şimdi gücüm yettiği için içeri aldırdım. O zaman demek ki mahkemeler sizin emrinizde. Sayın başbakan siz bu davanın hala savcısı mısınız.

Herkesi demokrasi ve hukuka bağlı olmasını istiyorum. Hukukun üstünlüğüne ve kamu vicdanına inanacağız.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER