CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte “Kadın Muhtarlarımızı Dinliyoruz” toplantısına katıldı.
Muhtarlar için özel kanun çıkarılması, seçim pusulalarında yer almaları, özel görevli ve denetlenebilir bütçe tahsis edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Muhtarların sesini ben değil, sizin seçtiğiniz bir başka muhtar kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Temel noktaları asla hiçbir muhtar arkadaşım unutmasın. Bunların arkasında ben duracağım. Biz, duruyoruz. Bunla ilgili kanun teklifimizi verdik. Eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Söyleyin, düzeltiriz. Biz, ‘Her şeyi en iyi biz biliyoruz’ anlayışında değiliz. Biz, beraber ve birlikte en güzelini yapmak zorundayız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kadın Muhtarlarımızı Dinliyoruz” toplantısında bir araya geldi. Yenikapı’daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe, İstanbul’da görev yapan 140 kadın muhtar katıldı. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ile İmamoğlu, toplantının yapılacağı salona, birlikte ve alkışlar eşliğinde girdi. Etkinlikte ilk konuşmayı Kaftancıoğlu yaptı. Demokrasinin tecelli ettiği ilk yerin muhtarlıklar olduğunu belirten Kaftancıoğlu, “Sizlerin tecrübe, tespit ve önerileri, genel ve yerelde tespit yapan tüm siyasetçiler için yol gösterici olmalı. Mahallerinizde yaptığınız çalışmaları dikkatle takip ediyoruz. Sizlerin kısa ve uzun vadedeki çalışmalarınızı hayata geçirmeyi umuyoruz. Halkın ilk umudusunuz, çözüm odağısınız ve dert ortağısınız” dedi.
KAFTANCIOĞLU: “DEMOKRATİK VE KOLEKTİF ÇÖZÜM BU”
Kadın muhtarlarla ilgili rakamsal bilgiler paylaşan Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
“2014 yerel seçimlerinde Türkiye’deki muhtarların sadece 674'ü kadınken, bugün 1080 kadın muhtar var. Bitlis, Muş, Sinop ve Şanlıurfa dışında her ilimizde artık kadın muhtarlarımız var. Bunlar, geçmiş seçimlere nazaran mutluluk verici gelişmeler olsa da daha alınacak çok yolumuz var. Sizlerin yapacağı çalışmalar ve elde edeceği başarılar, önümüzdeki yerel seçimlerde rakamların ve oranların katlanarak artmasına vesile olacaktır. En çok kadın muhtar İstanbul'da var. Bir ilçemizde, kadın sayımız erkek muhtarlarımızdan daha fazla. Kadıköy’de. 21 mahallemizin 12 tanesi kadın. Kadıköy'de kadın muhtar sayımız erkeklerden daha fazla.” Türkiye’nin en genç kadın muhtarı Zeytinburnu Telsiz Mahallesi muhtarı 23 yaşındaki Edanur Mentaş’ın da aralarında olduğunu kaydeden Kaftancıoğlu, “Bu toplantıyı değerli ve anlamlı kılacak olan en önemli unsur sizleri dinleyen, anlayan, somut çıktılar elde ederek hayata geçirmeye çalışan bir anlayışın burada olmasıdır. Demokratik ve kolektif çözüm dediğimiz şey, tam da bu aslında. Bu bağlamda Türkiye'de, hatta dünyada bu anlayışı temsil eden Genel Başkan’ımıza ve İstanbul'u bu anlayışla yöneten Ekrem Başkan’ımıza teşekkür ederiz" diye konuştu.
İMAMOĞLU: “DEMOKRASİYİ BİR NEFES GİBİ GÖRÜYORUM”
Kaftancıoğlu’nun ardından mikrofonu alan İmamoğlu, konuşmasına, “İstanbul'un sesini dinlemek istiyorsanız, 16 milyon İstanbullunun seçilmiş kişilerini dinlemek zorundasınız. Kadın muhtarların ağırlanması fikri çok değerli. Demokrasi, yerel demokrasi olmadan bir şehre huzurun gelmesi mümkün değil. Demokrasiyi bir nefes gibi görüyorum. Demokrasinin, özgürlüğün olmadığı bir ortamda ben yaşayamam diye düşünüyorum” sözleriyle başladı. Muhtarları, yerel demokrasinin en öncü kavramları olduğunu kaydeden İmamoğlu, Türkiye’nin kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasında dünyanın öncü ülkelerinden biri olduğunu vurguladı. İmamoğlu, “1933’te atılan bu adımların sonucunu elde edememiş durumdayız. Gerideyiz. O adımları atan Cumhuriyet’in kurucu anlayışı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu iradeye dönük borcumuzu ödeyemediğimizi düşünüyorum. Ülkemizde sadece 50 muhtardan 1'i kadın. Çok düşük bir oran. Bütünüyle bu alanlarda, kadına hak ettiği idari yetkiyi vermediğimiz takdirde dünyanın hiçbir ülkesiyle rekabet edebilme şansımız yok. Bu tabloyu değiştirmeliyiz. Mahalle yönetiminde kadınların olmaması demek, gömleğin düğmesini yanlış bağlamak demek. Sonrasını düzeltmek mümkün olmuyor. İşin başı mahalleler. Mahallelerde kadınlar yönetme yetkisini elde ederse, sorunu baştan çözmüş ve çözümün devamını elde etmiş olacağız” diye konuştu.
İMAMOĞLU: “DAHA İŞİN BAŞINDAYIZ”
Belediye-muhtarlık iş birliğini de üst seviyeye taşımaları gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bu konuda deneyimim bana yol gösteriyor. Daha işin başındayız. Çok güçlü hale getirmenin çalışmalarını yapıyoruz. Birebir içinde olduğunuz bir ortamla size hizmet etmenin hazırlığını yapıyoruz. Direkt iletişimle ve konu kısıtlaması yapmaksızın, muhtarlığın rutin bazı ihtiyaçlarını değil, tümüyle muhtarın ortaya koyduğu talebin çözüme kavuşturulup size bilgi vermesi, sizin de vatandaşa bilgi vermeniz şeklinde bir zinciri hazırlıyoruz. Muhtarlık yapmaktan keyif alacağınız bir hale getireceğiz. Mekansal desteğimiz olacak. Hem ilçe belediyelerini teşvik edeceğiz hem de biz onların müdahale edemedikleri yerlere müdahale ederek bir kampanya başlayacağız” dedi. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde muhtarlara yönelik çalışmalarından söz eden İmamoğlu, “Mekansal desteğin yanı sıra oraya belediyenin de şikayet alan bi birimini oturtarak, aslında entegre bir çalışma düzeni kurmuştuk. Bundan çok faydalanmıştık ilçe belediyesi olarak. Muhtarlarımızın da rahatlamasını sağlamıştık. İnşallah bu pozitif ayrımcılığı muhtarlarımızı sağlamak istiyoruz. İBB'de de kadın temsili konusunda ciddi adımlar atıyoruz” diye konuştu.
İMAMOĞLU: “BU BİR LÜTUF DEĞİL, EKSİKLİĞİ TAMAMLAMA ÇABASI”
İBB bünyesinde ilk kez 2 kadın genel sekreter yardımcısı atadıklarını ifade eden İmamoğlu, bazı iştiraklerde de pozitif ayrımcılık yaparak sadece kadın personel alımı gerçekleştirdiklerini belirtti. İmamoğlu, “Bir iştirakimizde sıfır kadın çalışan olduğunu duymak beni çok üzmüştü. Son 6 aydaki çalışan ihtiyaçlarımızı temin ederken, hiç olmadığı kadar, yüzde 35'ler civarında kadın tercihinde bulunduk. Bu bir lütuf değil, eksikliği tamamlama çabası. Takdir edilmek anlamında da demiyorum. Takdir ne zaman ediliriz? Eşitliği sağladığımızda ediliriz. Sizlerle çok yakın çalışmak istiyoruz. Ortak çalışma kültürünü geliştirip kurumsallaştıracağız. Kurumsallaşmış bir modele dönüştürüp, kim gelirse gelsin aynı şeyi devam ettirmek zorunda olacağı bir biçime dönüştürmek istiyoruz. Kendinizi, bu şehrin çok değerli yöneticileri olduğunuzu hissederek görevleriniz ortaya koyun. Vatandaşla en iç içe olan yöneticiler sizlersiniz. Bu talebimiz ciddidir, samimidir, kurumsallaşmanın gereğidir. Sizlerle birlikte çok güzel işler yapacağız. Her şeyin çok güzel olduğu bir İstanbul'u var edeceğiz” dedi.
KILIÇDAROĞLU: “MUHTARLAR, DEMOKRASİNİN TEMEL TAŞI”
Etkilikte son konuşmayı yapan Kılıçdaroğlu, kadın muhtarların sayısının artması gerektiğini vurguladı. “Kadın siyasette ne kadar ağırlıklı olursa, siyasetin düzeyi ve dili o kadar güzelleşir” diyen Kılıçdaroğlu, “Kadının siyasette güçlü olması, demokrasinin de çok önemli bir ilkesidir. Her alanda olduğu gibi muhtarlık konusunda da hedef ortaya koyan tek parti biziz. Bu topraklarda, Anadolu'da yapılan ilk seçim, bir muhtarlık seçimidir. 1833 yılında, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’nde bir muhtarlık seçimidir. O nedenle muhtarları demokrasinin ana öğesi, temel taşı olarak görürüz. Muhtarların, demokrasi açısından daha köklü bir tarihi var. Milletvekillerinden, belediye başkanlarından daha köklü bir tarihi var” şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU: “TEMEL NOKTALARI HİÇBİR MUHTAR ARKADAŞIM UNUTMASIN”
Muhtarlar için özel kanun çıkarılması, seçim pusulalarında yer almaları, özel görevli ve denetlenebilir bütçe tahsis edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Muhtarlık kanunu neden yok? Sizden isteğim, önünüze hangi partiden kim gelirse ilk şunu söyleyin: ‘Neden bizim kanunumuzu çıkartmıyorsunuz’. Neden sizin birleşik oy pusulanız yok? Bu demokrasi mi Allah aşkına? Muhtarların bütünleyici bir yasası olması gerekiyor. Muhtarlara mutlaka bir büro görevlisi tahsis edilmeli. Siz bağımsız olmalısınız. Yasayla size bir büro görevlisi tahsis edilmek zorundadır, ücretinin de genel bütçeden karşılanması gerekiyor. Siz seçimle geldiniz, bugün bütün bakanlar atamayla geldi. Kimse onların arkasında halkın desteği var diyemez. Ama sizin arkanızda bir mahallenin, köyün idaresi var. Sizin neden bütçeniz yok? Emlak Vergisi'nden bir kısım muhtara bütçe olarak tahsis edilmeli. Bütçesi olması demek, o parayı istediği gibi harcayabilmesi demek değil. O bütçenin yasaya uygun harcanması lazım. Bir mahallede kim fakir kim zengin bunu en iyi muhtar bilir. Sosyal yardımlar dağıtılacaksa ya muhtar aracılığıyla ya da muhtarın talebiyle dağıtılmalı. Muhtarı devre dışı bırakıp sosyal yardım yapılamaz. O siyasi olur. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Türkiye Muhtarlar Birliği yasal olarak olmalı. Muhtarların sesini ben değil, sizin seçtiğiniz bir başka muhtar kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Temel noktaları asla hiçbir muhtar arkadaşım unutmasın. Bunların arkasında ben duracağım. Biz, duruyoruz. Bunla ilgili kanun teklifimizi verdik. Eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Söyleyin, düzeltiriz. Biz, ‘Her şeyi en iyi biz biliyoruz’ anlayışında değiliz. Biz, beraber ve birlikte en güzelini yapmak zorundayız. O nedenle ben, hepinize şükran borçluyum. Hepinize teşekkür ederim.”
Güncelleme Tarihi: 05 Ocak 2020, 20:33
Muhtarlar için özel kanun çıkarılması, seçim pusulalarında yer almaları, özel görevli ve denetlenebilir bütçe tahsis edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Muhtarların sesini ben değil, sizin seçtiğiniz bir başka muhtar kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Temel noktaları asla hiçbir muhtar arkadaşım unutmasın. Bunların arkasında ben duracağım. Biz, duruyoruz. Bunla ilgili kanun teklifimizi verdik. Eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Söyleyin, düzeltiriz. Biz, ‘Her şeyi en iyi biz biliyoruz’ anlayışında değiliz. Biz, beraber ve birlikte en güzelini yapmak zorundayız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kadın Muhtarlarımızı Dinliyoruz” toplantısında bir araya geldi. Yenikapı’daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe, İstanbul’da görev yapan 140 kadın muhtar katıldı. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ile İmamoğlu, toplantının yapılacağı salona, birlikte ve alkışlar eşliğinde girdi. Etkinlikte ilk konuşmayı Kaftancıoğlu yaptı. Demokrasinin tecelli ettiği ilk yerin muhtarlıklar olduğunu belirten Kaftancıoğlu, “Sizlerin tecrübe, tespit ve önerileri, genel ve yerelde tespit yapan tüm siyasetçiler için yol gösterici olmalı. Mahallerinizde yaptığınız çalışmaları dikkatle takip ediyoruz. Sizlerin kısa ve uzun vadedeki çalışmalarınızı hayata geçirmeyi umuyoruz. Halkın ilk umudusunuz, çözüm odağısınız ve dert ortağısınız” dedi.
KAFTANCIOĞLU: “DEMOKRATİK VE KOLEKTİF ÇÖZÜM BU”
Kadın muhtarlarla ilgili rakamsal bilgiler paylaşan Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
“2014 yerel seçimlerinde Türkiye’deki muhtarların sadece 674'ü kadınken, bugün 1080 kadın muhtar var. Bitlis, Muş, Sinop ve Şanlıurfa dışında her ilimizde artık kadın muhtarlarımız var. Bunlar, geçmiş seçimlere nazaran mutluluk verici gelişmeler olsa da daha alınacak çok yolumuz var. Sizlerin yapacağı çalışmalar ve elde edeceği başarılar, önümüzdeki yerel seçimlerde rakamların ve oranların katlanarak artmasına vesile olacaktır. En çok kadın muhtar İstanbul'da var. Bir ilçemizde, kadın sayımız erkek muhtarlarımızdan daha fazla. Kadıköy’de. 21 mahallemizin 12 tanesi kadın. Kadıköy'de kadın muhtar sayımız erkeklerden daha fazla.” Türkiye’nin en genç kadın muhtarı Zeytinburnu Telsiz Mahallesi muhtarı 23 yaşındaki Edanur Mentaş’ın da aralarında olduğunu kaydeden Kaftancıoğlu, “Bu toplantıyı değerli ve anlamlı kılacak olan en önemli unsur sizleri dinleyen, anlayan, somut çıktılar elde ederek hayata geçirmeye çalışan bir anlayışın burada olmasıdır. Demokratik ve kolektif çözüm dediğimiz şey, tam da bu aslında. Bu bağlamda Türkiye'de, hatta dünyada bu anlayışı temsil eden Genel Başkan’ımıza ve İstanbul'u bu anlayışla yöneten Ekrem Başkan’ımıza teşekkür ederiz" diye konuştu.
İMAMOĞLU: “DEMOKRASİYİ BİR NEFES GİBİ GÖRÜYORUM”
Kaftancıoğlu’nun ardından mikrofonu alan İmamoğlu, konuşmasına, “İstanbul'un sesini dinlemek istiyorsanız, 16 milyon İstanbullunun seçilmiş kişilerini dinlemek zorundasınız. Kadın muhtarların ağırlanması fikri çok değerli. Demokrasi, yerel demokrasi olmadan bir şehre huzurun gelmesi mümkün değil. Demokrasiyi bir nefes gibi görüyorum. Demokrasinin, özgürlüğün olmadığı bir ortamda ben yaşayamam diye düşünüyorum” sözleriyle başladı. Muhtarları, yerel demokrasinin en öncü kavramları olduğunu kaydeden İmamoğlu, Türkiye’nin kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasında dünyanın öncü ülkelerinden biri olduğunu vurguladı. İmamoğlu, “1933’te atılan bu adımların sonucunu elde edememiş durumdayız. Gerideyiz. O adımları atan Cumhuriyet’in kurucu anlayışı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu iradeye dönük borcumuzu ödeyemediğimizi düşünüyorum. Ülkemizde sadece 50 muhtardan 1'i kadın. Çok düşük bir oran. Bütünüyle bu alanlarda, kadına hak ettiği idari yetkiyi vermediğimiz takdirde dünyanın hiçbir ülkesiyle rekabet edebilme şansımız yok. Bu tabloyu değiştirmeliyiz. Mahalle yönetiminde kadınların olmaması demek, gömleğin düğmesini yanlış bağlamak demek. Sonrasını düzeltmek mümkün olmuyor. İşin başı mahalleler. Mahallelerde kadınlar yönetme yetkisini elde ederse, sorunu baştan çözmüş ve çözümün devamını elde etmiş olacağız” diye konuştu.
İMAMOĞLU: “DAHA İŞİN BAŞINDAYIZ”
Belediye-muhtarlık iş birliğini de üst seviyeye taşımaları gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bu konuda deneyimim bana yol gösteriyor. Daha işin başındayız. Çok güçlü hale getirmenin çalışmalarını yapıyoruz. Birebir içinde olduğunuz bir ortamla size hizmet etmenin hazırlığını yapıyoruz. Direkt iletişimle ve konu kısıtlaması yapmaksızın, muhtarlığın rutin bazı ihtiyaçlarını değil, tümüyle muhtarın ortaya koyduğu talebin çözüme kavuşturulup size bilgi vermesi, sizin de vatandaşa bilgi vermeniz şeklinde bir zinciri hazırlıyoruz. Muhtarlık yapmaktan keyif alacağınız bir hale getireceğiz. Mekansal desteğimiz olacak. Hem ilçe belediyelerini teşvik edeceğiz hem de biz onların müdahale edemedikleri yerlere müdahale ederek bir kampanya başlayacağız” dedi. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde muhtarlara yönelik çalışmalarından söz eden İmamoğlu, “Mekansal desteğin yanı sıra oraya belediyenin de şikayet alan bi birimini oturtarak, aslında entegre bir çalışma düzeni kurmuştuk. Bundan çok faydalanmıştık ilçe belediyesi olarak. Muhtarlarımızın da rahatlamasını sağlamıştık. İnşallah bu pozitif ayrımcılığı muhtarlarımızı sağlamak istiyoruz. İBB'de de kadın temsili konusunda ciddi adımlar atıyoruz” diye konuştu.
İMAMOĞLU: “BU BİR LÜTUF DEĞİL, EKSİKLİĞİ TAMAMLAMA ÇABASI”
İBB bünyesinde ilk kez 2 kadın genel sekreter yardımcısı atadıklarını ifade eden İmamoğlu, bazı iştiraklerde de pozitif ayrımcılık yaparak sadece kadın personel alımı gerçekleştirdiklerini belirtti. İmamoğlu, “Bir iştirakimizde sıfır kadın çalışan olduğunu duymak beni çok üzmüştü. Son 6 aydaki çalışan ihtiyaçlarımızı temin ederken, hiç olmadığı kadar, yüzde 35'ler civarında kadın tercihinde bulunduk. Bu bir lütuf değil, eksikliği tamamlama çabası. Takdir edilmek anlamında da demiyorum. Takdir ne zaman ediliriz? Eşitliği sağladığımızda ediliriz. Sizlerle çok yakın çalışmak istiyoruz. Ortak çalışma kültürünü geliştirip kurumsallaştıracağız. Kurumsallaşmış bir modele dönüştürüp, kim gelirse gelsin aynı şeyi devam ettirmek zorunda olacağı bir biçime dönüştürmek istiyoruz. Kendinizi, bu şehrin çok değerli yöneticileri olduğunuzu hissederek görevleriniz ortaya koyun. Vatandaşla en iç içe olan yöneticiler sizlersiniz. Bu talebimiz ciddidir, samimidir, kurumsallaşmanın gereğidir. Sizlerle birlikte çok güzel işler yapacağız. Her şeyin çok güzel olduğu bir İstanbul'u var edeceğiz” dedi.
KILIÇDAROĞLU: “MUHTARLAR, DEMOKRASİNİN TEMEL TAŞI”
Etkilikte son konuşmayı yapan Kılıçdaroğlu, kadın muhtarların sayısının artması gerektiğini vurguladı. “Kadın siyasette ne kadar ağırlıklı olursa, siyasetin düzeyi ve dili o kadar güzelleşir” diyen Kılıçdaroğlu, “Kadının siyasette güçlü olması, demokrasinin de çok önemli bir ilkesidir. Her alanda olduğu gibi muhtarlık konusunda da hedef ortaya koyan tek parti biziz. Bu topraklarda, Anadolu'da yapılan ilk seçim, bir muhtarlık seçimidir. 1833 yılında, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’nde bir muhtarlık seçimidir. O nedenle muhtarları demokrasinin ana öğesi, temel taşı olarak görürüz. Muhtarların, demokrasi açısından daha köklü bir tarihi var. Milletvekillerinden, belediye başkanlarından daha köklü bir tarihi var” şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU: “TEMEL NOKTALARI HİÇBİR MUHTAR ARKADAŞIM UNUTMASIN”
Muhtarlar için özel kanun çıkarılması, seçim pusulalarında yer almaları, özel görevli ve denetlenebilir bütçe tahsis edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Muhtarlık kanunu neden yok? Sizden isteğim, önünüze hangi partiden kim gelirse ilk şunu söyleyin: ‘Neden bizim kanunumuzu çıkartmıyorsunuz’. Neden sizin birleşik oy pusulanız yok? Bu demokrasi mi Allah aşkına? Muhtarların bütünleyici bir yasası olması gerekiyor. Muhtarlara mutlaka bir büro görevlisi tahsis edilmeli. Siz bağımsız olmalısınız. Yasayla size bir büro görevlisi tahsis edilmek zorundadır, ücretinin de genel bütçeden karşılanması gerekiyor. Siz seçimle geldiniz, bugün bütün bakanlar atamayla geldi. Kimse onların arkasında halkın desteği var diyemez. Ama sizin arkanızda bir mahallenin, köyün idaresi var. Sizin neden bütçeniz yok? Emlak Vergisi'nden bir kısım muhtara bütçe olarak tahsis edilmeli. Bütçesi olması demek, o parayı istediği gibi harcayabilmesi demek değil. O bütçenin yasaya uygun harcanması lazım. Bir mahallede kim fakir kim zengin bunu en iyi muhtar bilir. Sosyal yardımlar dağıtılacaksa ya muhtar aracılığıyla ya da muhtarın talebiyle dağıtılmalı. Muhtarı devre dışı bırakıp sosyal yardım yapılamaz. O siyasi olur. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Türkiye Muhtarlar Birliği yasal olarak olmalı. Muhtarların sesini ben değil, sizin seçtiğiniz bir başka muhtar kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Temel noktaları asla hiçbir muhtar arkadaşım unutmasın. Bunların arkasında ben duracağım. Biz, duruyoruz. Bunla ilgili kanun teklifimizi verdik. Eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Söyleyin, düzeltiriz. Biz, ‘Her şeyi en iyi biz biliyoruz’ anlayışında değiliz. Biz, beraber ve birlikte en güzelini yapmak zorundayız. O nedenle ben, hepinize şükran borçluyum. Hepinize teşekkür ederim.”