CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, internete sızan PKK-MİT görüşmelerinin gerçekleştiği tarihlerde, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, Başbakan'ın özel temsilcisi olarak PKK ile masaya oturduğunu belirterek, 'Bu görüşmeler MİT ile PKK arasında değil, Erdoğan ile PKK arasında gerçekleşmiştir' dedi.

Kılıçdaroğlu, yaptığı basın toplantısında özetle şunları söyledi:
- SIFIR TERBİYE POLİTİKASI: Kamuoyunu aydınlatmak için de birtakım sorular soruyoruz. Peki onlar ne yapıyor? Hakaret ediyorlar. Sadece bana hakaret etmiş olmuyorlar, bizim gibi düşünen, milyonlarca insana da hakaret etmiş oluyorlar. Üzülerek ifade edeyim ki; sıfır sorun politikası, sıfır siyaset politikasına; o da nihayet sıfır terbiye politikasına dönüşmüştür. Bu üslup, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na yakışmıyor. Sayın Başbakan'a hatırlatmak isterim ki; dünyanın hiçbir yerinde, artık halk koyun sürüsü, siyasetçi de çoban sayılmıyor.

- BAŞBAKAN ADINA: Ortaya bir kaset çıktı. Hemen 'MİT-PKK görüşmesi' denildi. Bu doğru değil. Görüşen kişinin MİT Müsteşarlığı çok sonraki bir hadisedir. Bu kişi o tarihte Başbakan'ın yakın çalışma arkadaşıdır ve bu görüşmelere Başbakan'ın özel yetkilendirmesiyle gitmiştir. Yani, Sayın Erdoğan'ın özel temsilcisi sıfatıyla gitmiştir. Bunu, söz konusu kasette kişi kendisi de itiraf ediyor. Bu görüşmeler PKK-MİT görüşmesi değil, Başbakanla PKK arasında yapılmış siyasi görüşmelerdir.

- TERÖRLE SİYASİ MÜZAKERE: Bu yapılan, terör örgütüyle siyasi müzakereye oturmaktır. Sayın Başbakan'ın suçüstü yakalandığı yer işte burasıdır. Nitekim örgüt lideriyle olgunlaştırıldıktan sonra, örgüt temsilcileriyle müzakere edilen konular tamamen siyasi konulardır. Şimdi Sayın Başbakan'a soruyorum: Özel temsilcinizin ifade ettiği gibi, Abdullah Öcalan'la hala yüzde 95 mutabık mısınız? Bu mutabakat konularını kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz? Özel temsilcinizin itiraf ettiği gibi, o müzakere sürecinde terör örgütüne karşı planlı operasyonları durdurdunuz mu?
- RUMLARLA KRİZ: Bizim o bölgede haklarımız var. Bunlar Londra ve Zürih anlaşmalarıyla güvence altına alınmıştır. Haklarımızın korunması lazım. O konudaki bütün girişimleri destekleyeceğiz.

TERÖRÜ HERKES ELEŞTİRMELİ
Terörü her yerde her zaman, her siyasal, her inançtan kişinin, koşulsuz eleştirmesi lazım. Sonuçta yaşamını yitirenler masum insanlar, günlük meşgaleleriyle uğraşan insanlar. Terörün kurbanı oldular. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

TÜRKİYE'Yİ NATO MU YÖNETİYOR
Sayın beyefendi, o senin Malatya'ya kurmaya çalıştığın radar daha önce kullanıldığında soğuk savaş dönemiydi. İhtiyaç kalmayınca da kaldırıldı. Bir yıl önce müttefiklerin bunu senden istediklerinde şiddetle reddettin. 'Dost ve kardeş İran'ı hedef alan böyle bir projeye izin vermeyiz' dedin. Şimdi diyorsun ki 'NATO'nun bir programıdır.' Pes doğrusu. Ne zamandan beri NATO elini kolunu sallayarak gelip, Türkiye'nin dilediği noktasında dilediği askeri tesisi kurabiliyor? Türkiye'yi sen mi yönetiyorsun, NATO mu yönetiyor? Erdoğan'a sormayalım mı; nerede sıkıştınız da bu projeyi imzaladınız?

Neron benzetmesi
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son dönemlerdeki üslubunu sert bir dille eleştirdi. Hamzaçebi, 'Türkçe'de karşı tarafı rencide etmek, hakaret etmek amacıyla kelimeler vardır. Erdoğan sayesinde bu kelimeler siyaset diline de girdi. Üslup konusunda Erdoğan ile yarışmak, onun üslubuyla cevap vermek, Başbakan'a benzer kelimelerle yaklaşmak gibi bir niyetimiz yok' dedi. Hamzaçebi şöyle devam etti;
'Sayın Başbakan, Türkiye'yi sindirmeye, herkesi susturmaya çalışıyor. Ancak bunu başaramayacak. Neron, Roma'yı yakıp yıkmıştı, otoritesini şiddetle uygulamaya koymaya çalışan birisiydi. Sayın Başbakan da demokrasi adına insanlık adına ne kadar değer varsa bunları yakıp yıkıyor. Bu üslup hayırlı olsun Sayın Başbakan ve hükümetine    (Akşam)