AKP’li Bülent Gedikli: 'ABD'li Yazar Paul Auster Ergenekoncu!

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli: 'Neocon-Ergenekon kadrosu Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya, AKP’yi devirmeye çalışıyor. Paul Auster bunun için devreye girdi'

AKP’li Bülent Gedikli: 'ABD'li Yazar Paul Auster Ergenekoncu!

AKP Genel Başkan YardımcısıNeocon-Ergenekon kadrosu Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya, AKP’yi devirmeye çalışıyor. Paul Auster bunun için devreye girdi” dedi
AKP’li Gedikli’ye göre Auster Ergenekoncu!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, Anadolu Ajansı’nın yazar Paul Auster’ın Türkiye ile ilgili açıklamaları konusundaki sorusuna ilginç yanıt verdi:

KAOS İSTİYORLAR

Neocon-Ergenekon kadrosu Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu yapı Türkiye ile her zaman uğraşıyor. Türkiye ne zaman güçlenmeye başlasa devreye girip dönen çarklara çomak sokmaya, suyu bulandırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de kaos, korku, kriz yaratmak istiyorlar. Ama Neocon-Ergenekon kardeşliği beyhude bir çaba içerisinde. Türkiye’deki güven ve istikrar ortamını kimse yıkamaz. Türkiye hukuk devleti rotasındadır, demokrasi rotasındadır.

SİVİL DİKTA

Bunların parolası, meşru iktidarı yıpratmak, mümkünse devirmek, darbe. Bu grubun şifresi ise sivil dikta. Bütün yapılanları, konuşulanları sivil diktaya bağlıyorlar, sürekli bunu işliyorlar. Paul Auster de bunun için devreye girdi. Mesela Sayın Başbakanımız ‘dindar bir nesil yetiştireceğiz’ diyor, işi gelip sivil diktaya bağlıyorlar. Sayın Başbakanımız bu sözü mesela 2005’te söyleseydi sivil diktaya bağlamayacaklardı, irticaya bağlayacaklardı. Çünkü o zamanki şifre irticaydı ama irticayı 2007’deki AK Parti kapatma davasının ardından kullanmamaya başladılar.

93’TEKİ DARBE

1993’te Türkiye’de darbe yapılmış aslında. O yüzden Türkiye, 1990’lı yılları kaybetti. Faili meçhuller dışında ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlık, kaos 1993’te yaşanan darbenin sonuçlarıdır. Neocon-Ergenekon yapısı öyle bir yapı ki devletin içine çöreklenmiş, adeta bir ur gibi. Bunlar bir nevi gözü dönmüş insanlar. Düşünün kendi komutanlarını infaz ediyorlar. Gazeteciler konuşuluyor ama komutanları infaz etmişler. Eşref Bitlis’in ölümü şüpheli, Turgut Özal’ın ölümü şüpheli. Susurluk olayında bu yapı bir anlamda deşifre oldu.

AMİGOLARI MEDYA

Neocon-Ergenekon ortaklığının amigoları medya... Dikkat ederseniz ne söylerseniz söyleyin konuyu sivil diktaya bağlıyorlar papağan gibi. Bu biraz da Arap Baharı ile bağlantılı. Arap Baharı olan ülkelerde kime başkaldırılıyor? Diktatörlere... Sivil dikta var ya oralarda. Şimdi aynı konsepti Türkiye’ye uyarlamaya çalışıyorlar. Oradan Türkiye’ye sırayı getirecekler. Orada Arap Baharı var, Türkiye’de de bahar olması lazım. Onların konsepti açısından Türkiye’de de sivil bir dikta olacak ki bir başkaldırı olsun, bir isyan olsun. ‘Burada biz bunalıyoruz, gazeteciler içeride’ gibi söylemlerin hepsi aynı tezgahın ürünü. Yapı böyle bir yapı.

RUŞDİ İLE SAMİMİ

Paul Auster’in Şimon Peres, Salman Rüşdi gibi isimlerle gayet samimi pozları var. Bu zat bir kere Türkiye ve İsrail konusunda bir cahil. Türkiye’nin siyasi tarihini bilmiyor. Gazeteciler içeride diyor ama Türkiye’de daha önce neler olduğu konusunda en ufak bir fikri yok. Bu adama sormak lazım, sen Türkiye’deki darbeler tarihini biliyor musun ey Auster? Türkiye’de darbeler nasıl olmuş, darbeler nasıl teşvik edilmiş? Bu gazeteciler, bu tür girişimler konusunda neler yazmışlar, neler söylemişler, bundan haberin var mı? E-muhtıra olmuş, bu konuda ne düşünüyorsun?

ÜRKÜYORLAR

AK Parti’nin başarıları, Neocon’ları ve Ergenekoncuları ürkütüyor. Ergenekon’la mücadele, bölücü örgüt PKK ile mücadeleyi kolaylaştırıyor, etkin hale getiriyor. Bunu süreç içinde de çok açık ve net göreceğiz. Faili meçhullerin ortaya çıkması, ordumuz açısından çok olumlu bir süreçtir. Geçmişteki yapıda bazı komutanların korktuğunu bile görüyoruz. Ayaklarla başlar karışmış, belli değildi. Bunlar şimdi yerli yerine oturuyor. Her taş yerinde ağırdır. Her kurum kendi görevini yaptığı takdirde güç kazanır, ağırlık kazanır. Farklı göstermeye çalışıyorlar ama şu anki süreç bu açıdan olumlu bir süreç. Devlet gerçek kimliğine kavuşuyor, devlet şimdi ancak kendi kimliğini buluyor. Devlet kimliğini bulamamıştı, kimliksizdi. Türkiye, bu açıdan şu anda tarihi bir kavşakta.

DİNDAR OLMAK

Türkiye’de dindar olmanın önünün açılması lazım. Sanki bu hep açıkmış gibi konuşuyorlar Türkiye’de. Bu ülkede bir dönem dindarlığın önünde her şey engeldi. İsmet İnönü döneminde yapılanlardan, yasaklananlardan ve toplanan kitaplardan, 1990’lı yıllarda yapılanlara kadar her şey ortada. İnsanların inanç özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması lazım. İnançlı dindar insanların bir yerlere gelmesinin de engellenmemesi lazım. Türkiye’de irtica kampanyaları altında bu da yapıldı. İnançlı birçok insana yapılanlar ortada. Sayın Başbakanımız inanç özgürlüğüne dikkatleri çekti. Yoksa ‘herkesi alıp dindar yapacağız’ diye bir şey yok. Zaten Allah da öyle bir şey söylemiyor.
        Kaynak: VATAN

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER