Uzmanlar, trans yağların kandaki yağ içeriğini artırdığını bu durumunda kalp hastalığının yanı sıra inme riskini de çoğalttığını ve tip 2 diyabet oluşumuna yol açabildiğini belirtti.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Öner Özdoğan, diyetteki esas kaynağı işlenmiş gıdalardaki hidrojenize yağlar olan trans yağların trigliserid adlı kandaki yağ içeriğini de artırdığını belirterek, "Bu durum, kalp hastalığının yanı sıra inme riskini de artırıp, tip 2 diyabet oluşumuna yol açabilmektedir." dedi.
Doç. Dr. Özdoğan, trans yağların besinlerde bulunan zararlı yağlar olduğunu söyledi.
Doğal trans yağların et ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalarda az miktarda bulunduğunu ifade eden Özdoğan, "Hayvansal gıdalardaki trans yağlar, geviş getiren hayvanların bağırsaklarında doymamış yağ asitlerinin bakteriler vasıtasıyla dönüşümü sonucu oluşur. Yapay trans yağlar ise sıvı bitkisel yağlara hidrojen eklenmesi ve daha katı hale getirilmesi yoluyla endüstriyel olarak elde edilir. Endüstriyel olarak üretilen hidrojenize yağlardaki trans yağ içeriği yüzde 60'lara ulaşırken, et ve süt ürünlerindeki trans yağ içeriği yüzde 2-5 civarındadır. Yani trans yağların diyetteki esas kaynağı işlenmiş gıdalardaki bu hidrojenize yağlardır." diye konuştu.
Özdoğan, doğal yağlar varken, trans yağlara, daha ucuz ve kolay elde edilmesi, uzun süren raf ömrü gibi ekonomik nedenlerle ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Özellikle tekrar kullanıma elverişli olması nedeniyle restoran ve fast food dükkanlarında trans yağların tercih sebebi olduğunu anlatan Özdoğan, şöyle konuştu:
"Trans yağ içeriği yüksek olan besinler, çok tüketilen kekler, kurabiyeler, krakerler, bisküviler, kızartmalar, donmuş pizza gibi gıdalar ve margarin gibi katı yağlardır. Et ve süt ürünlerinde de az miktarda trans yağ doğal olarak bulunmaktadır. Fakat bu doğal trans yağların zararları ile ilgili yeterli çalışma ve kanıt bulunmamaktadır. Tabii, trans yağların besinlerden çıkarılıp yerine doymuş yağ içeren palmiye yağı gibi tropik yağların konulması da zararlıdır. Doymuş yağların da besinlerle alınan toplam kalorinin yüzde 10'unu geçmemesi gerekmektedir."
- "Trans yağlar kötü kolesterolü artırır"
Özdoğan, doğal olmayan yollardan elde edilen trans yağların sağlığa etkilerini şu şekilde sıraladı:
"Öncelikle kötü kolesterol dediğimiz LDL kolesterolü arttırıp, iyi kolesterol dediğimiz HDL kolesterol düzeylerini azaltmaktadır. Yüksek LDL kolesterol düzeyleri artmış kalp hastalığına yol açarken, yüksek HDL kolesterol ise damar tıkanıklığına bağlı kalp hastalığı riskini azaltmaktadır. Bu yüzden bu iki kolesterol düzeyinin oranı önemlidir. Ayrıca trans yağlar trigliserid denilen kandaki yağ içeriğini de arttırmaktadır. Kalp hastalığının yanı sıra inme riskini de artırıp, tip 2 diyabet oluşumuna da yol açabilmektedir.
Aslında bu hastalıkların hepsi birbiriyle ilişkilidir. Atardamarlarda biriken bu yağ içerikleri yırtıldığında oluşan kan pıhtısı, kalp damarlarını tıkayıp kalp krizine, beyin damarlarını tıkayıp felce neden olmaktadır. Kalp hastalığı ve diyabet haricinde trans yağların yaşamımız üzerine erken çocukluk çağından itibaren olumsuz etkileri mevcuttur. Astım ve alerji haricinde özellikle göğüs, prostat ve bağırsak kanserleri riski ile ilişkili olduğunu gösteren yayınlar da mevcuttur."
Özdoğan, Danimarka'da 1976'da besinlerdeki trans yağ miktarının 1-2 grama düşürülmesi ile kalp hastalığından ölüm sıklığının yüzde 50 azaltıldığını anımsatarak, Türkiye'de de besinlerdeki trans yağ içeriğinin düzenlenmesine yönelik çalışma yapıldığını sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 31 Ekim 2018, 17:53