Pek çok kişinin hayatında yaşadığı sağlık sorunlarından en az biri mideden kaynaklanmaktadır.
Mide rahatsızlıklarının gelişiminde bazen sadece yenilen ve içilenler bazen de ruh hali etkilidir. Medical Park Fatih Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Hasbahçeci, mide reflüsü hastalığının belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler vererek, uyarılarda bulundu.
Mide rahatsızlıklarının gelişiminde bazen sadece yenilen ve içilenler bazen de ruh hali etkilidir. Medical Park Fatih Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Hasbahçeci, mide reflüsü hastalığının belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler vererek, uyarılarda bulundu.
Mide reflüsü ya da tıbbi ismi ile “Gastroözefageal Reflü” hastalığı midedeki besinlerin yemek borusuna kaçması ile bazı rahatsızlıkların yaşanmasından kaynaklanır. Toplumda sık görülen hastalıklardan reflü, kişilerin hayat kalitesinde önemli bozulmalara sebep olabilir. Ayrıca reflü, yemek borusu ile midenin birleşim yerinde görülen kanser gelişimine de neden olabilir.
Medical Park Fatih Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Hasbahçeci mide reflüsü ile ilgili tedavi sürecinde hayat tarzı değişikliği, diyet ve ilaç tedavisinin sonuç vermemesi durumunda cerrahi müdahale yönteminin uygulanması gerektiğini kaydederek, şu bilgileri verdi;
REFLÜYÜ GÖĞÜS AĞRISI İLE KARIŞTIRMAYIN
Reflüsü olan kişilerin en önemli şikâyetleri yemeklerden sonra göğüs boşluğunda yanma, ağız içinde acı ya da ekşi tat hissi, mide üzerinde ağrı, geğirme ya da yenilen şeylerin ağıza gelmesidir. Bunlara ek olarak kronik öksürük, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, gıdaların solunum sistemine kaçması, astım, bronşit, kronik farenjit ve sinüzit reflü ile ilişkili diğer şikâyetler arasında yer alır. Genellikle yemeklerden kısa bir sure sonra başlayan bu şikâyetler yenilen yemek miktarı fazlalaştıkça ya da öne eğilmekle daha da artar. Akşamları ağır bir yemek yiyen ya da yatmadan önce gıda alımına devam eden kişiler, yemek sonrası görülen bu şikâyetleri sabah uyandıklarında da hissedebilir.
Göğüs ağrısı ile göğüs boşluğunda yanma hissi bazen hastalar tarafından ayırt edilemediğinden, reflü hastalarının özellikle akşamları yemeklerden sonra göğüs ağrısı şikâyeti ile acile servislere başvurduğu görülür.
BELİRTİLER CİDDİYETİ ORTAYA KOYAR
Reflü belirtileri olan kişilerin öncelikle kendi hayat kalitesi açısından bir doktora başvurmaları gerekir. Reflü tanısı ve ilk basamak tedavisi için her hastada endoskopik görüntüleme yapılması gerekli değildir. Kilo kaybı, kanlı kusma ve yutma güçlüğü gibi sindirim sistemi kanseri ile ilgili uyarıcı herhangi bir belirti olmaması halinde doktor, diyet önerileri ve uygun ilaç kombinasyonları ile reflü tedavisine başlayacaktır.
SİGARAYI BIRAK, KORSEDEN VAZGEÇ, STRESTEN UZAK DUR…
Birçok reflü hastasının tedavi sürecinde; öncelikle hayat tarzında yapacağı değişiklikler, diyet ve tabii ki ilaç tedavisi olumlu sonuç verir.
Hayat tarzı değişiklikleri
Yatağın baş tarafının yükseltmesi
Fazla kilo durumu varsa, ideal kiloya düşülmesi
Tüketiliyorsa, sigaranın ve alkolün bırakılması
Yemeklerden sonra en az üç saat yatar pozisyona geçilmemesi
Karın korsesi ve sıkı kemer gibi karın içi basıncını artıran uygulamalardan kaçınılması
Mideye yan etkisi olan ilaçların alınmaması
Stres, gerginlik gibi durumlardan uzak durulması
Diyet önerileri
Yağlı yemekler, çay, kahve, çikolata, asitli ve gazlı içecekler ve naneden kaçınılması
Kişinin bünyesine dokunan gıdalardan uzak durulması
Öğün miktarlarının azaltılması
Hayat tarzı değişiklikleri ve diyet önerilerinin yanı sıra mide asidini azaltıcı ve yemek borusuna kaçışı engelleyici ilaç tedavisine doktor kontrolünde başlanmalıdır.
CERRAHİ TEDAVİ NASIL YAPILIR?
Hayat tarzı değişiklikleri, diyet önerileri ve düzenli ilaç tedavisine rağmen şikâyetleri tamamen geçmeyen ya da hiç bir cevap alınamayan hastalarda gerekli tetkikler yapıldıktan sonra cerrahi tedavi sürecine doktor tarafından karar verilir.
Cerrahi tedavi öncesinde yemek borusu ve midede hareket bozukluğu olup olmadığı, eşlik eden mide fıtığının reflü şikâyetlerine sebep olup olmadığı, varsa mide fıtığının büyüklüğü muhakkak belirlenmelidir. Standart cerrahi tedavi yaklaşımı laparoskopik yöntem olarak bilinen, karın duvarında bir büyük kesi olmasızın karın duvarından karın içine uzanan el aletleri ile ameliyat yapılmasıdır. Mide fıtığı olsun ya da olmasın öncelikle yemek borusunun göğüs boşluğundan geçtiği alan daraltılarak mide fıtığı onarımı eklenir. Büyük ya da geniş mide fıtıklarında o bölgeye yama konarak onarım desteklenir. Daha sonra mide, kapakçığın olduğu yemek borusu ile midenin geçiş noktası üzerine 360 derece ila 270 derece sarılır. Böylelikle yemek borusuna doğru kaçış önlenmiş olur.
TEDAVİ EDİLMEYEN REFLÜ KANSERE YOL AÇABİLİR
Cerrahi tedavi uygulanmaması halinde, reflüsü olan hastaların hayat boyu ilaç kullanması gerekebilir. Reflü hastalığının ilerlemesi ya da uzun süreli tedavi edilmemesi halinde yemek borusunda darlık ve kısalık, yemek borusunda tedavi edilemeyen özefajit ve ülser gelişimi, Barrett özefagus olarak bilinen yemek borusu-mide birleşim yerinde kanser gelişimi söz konusu olabilir. Bu nedenle reflü ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken önemli hastalıklardan biridir.