Damar hastalıkları arasında en tehlikelilerden olan şah damar tıkanıklığının belirtileri nelerdir ve hangi risk faktörleri bu hastalığı tetikliyor?
Halk arasında “şah damarları” olarak bilinen karotis arterleri, boynun her iki yanında yer alan ve beyne oksijence zengin kanı ulaştıran damarlardır. Beynin ve yüzdeki, boyundaki ve saçlı derideki dokuların kan dolaşımının önemli bir bölümü bu şah damarları aracılığı ile sağlanıyor.Vücuttaki her atardamarda olduğu gibi şah damarlarda da aterosklerotik (damar sertliği) sürece bağlı olarak daralma ve tıkanma riski bulunuyor. Her damar sertliği sürecinde olduğu gibi yağ ve kireç içerikli aterom plaklarına bağlı olarak meydana gelen şah damar tıkanıklığında hedef organ beyin olduğu için hastalığın olası sonuçları ve komplikasyonları çok ciddi olabiliyor.
Genetik ve ailesel faktörlerin şah damar tıkanıklığı sebepleri arasında ilk sırada bulunduğunu belirten Acıbadem Kalp ve Damar Hastalıkları Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Bununla birlikte hareketsizlik, sigara kullanımı en önemli risk faktörlerinden. Özellikle kontrol altına alınmamış hipertansiyon ve şeker hastalığı da hem hastalığın oluşum riskini hem de ilerleme hızını arttıran faktörlerden sayılabilir” dedi.
Hastalığın belirtilerine de değinen Dr. Cem Arıtürk şunların altını çiziyor: “Yavaş ve sinsi ilerleme özelliğine sahip şah damar tıkanıklığının belirtileri arasında, özellikle yatan ya da oturan kişinin aniden ayağa kalkması ile oluşan sendeleme, göz kararması, baş dönmesi ve bayılma yer alıyor. Bununla birlikte hastalarda hastalığın seyri boyunca konuşma bozuklukları görülebiliyor. Bu konuşma bozuklukları kelimeleri hatırlayamama veya telaffuz problemleri şeklinde ortaya çıkabiliyor. Unutkanlık hastalarda en sık görülen belirtilerden bir diğeri. Bununla birlikte hastaların bir kısmında geçici felç atakları da görülebiliyor ki bu geçici ataklar, meydana gelebilecek kalıcı felçlerin en önemli habercisi. Özelikle başlangıç dönemindeki belirtiler pek önemsenmese de hem hayat kalitesini düşürmesinden dolayı hem de erken tanı konabilmesi açısından çok önemli çünkü erken tanı hem girişimsel ve cerrahi tedavilerin daha geç dönemde yapılmasına olanak tanıyor hem de ilaç tedavisi ile birlikte şikayetlerin azalması sağlanabiliyor.”