Türkiye’de süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğu, Türk halkının Avrupa ülkelerinin neredeyse dörtte biri kadar süt içtiği biliniyor. Türkiye'de kişi başı yıllık ortalama süt tüketimi 146 litre. Bu oranın 23 litrelik kısmının içme sütü, geri kalanının ise süt ürünleri. Süt tüketimi AB ülkelerinde 342,5 litre iken ABD'de ise kişi başına ortalama yıllık 292 litre civarında olduğu görülüyor. Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği'nin (ASÜD) verilerine göre, Türkiye’de toplam süt üretimi son 20 yılda neredeyse iki katına çıkarak 2019 yılında 23 milyon tona ulaştıysa da bu miktarın sadece yüzde 45’i süt endüstrisine giderek güvenilir ve sağlıklı ürünlere dönüşüyor.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sütün yaşamın her evresinde önemli olduğunu vurgulayarak, sütün içeriğinde bulunan 40’tan fazla besin öğesinin savunma sistemini oluşturan hücrelerin iyi çalışmasını sağlayarak vücudun bağışıklık sistemine olumlu etkisi olduğuna dikkat çekiyor. İnanç, her gün düzenli olarak içilen iki bardak sütün çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral ihtiyacının tamamını karşılayabildiğini ifade ediyor.
Süt tüketmeniz için 11 neden:
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: İçerdiği 40’ın üzerinde besin öğesiyle süt, özellikle mevsim değişimi sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı doğal bir koruyucudur.
- Süt son derece önemli bir protein kaynağı: 1 litre süt 32 gram protein içerir. Sütte bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde önemli rol oynar, büyüme ve gelişmeye büyük ölçüde katkı sağlar, kasların sağlıklı gelişmesine ve çalışmasına yardımcı olur.
- Vücutta kaybedilen suyu yerine koyuyor: Süt rehidrasyonu, yani vücutta kaybedilen suyun yeniden yerine konmasını sağlayan çok miktarda su molekülünden meydana gelir.
- Kemik gelişimini sağlar, osteoporozu engeller: Süt, kemiklerin güçlenmesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyum deposudur. Günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporozu engellemeye yardımcı olur.
- Kalp hastalıklarından korur: Süt ve süt ürünleri, kan yağlarının ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi pek çok besin öğesine sahiptir. Günlük düzenli kullanıldığında koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu ve hipertansiyonu dengeleyici rol oynar.
- Gebelikte mineral kaybını önler: Gebelik boyunca annelerin vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt ile karşılanabilir.
- Dişleri korur: İçerdiği yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor ile süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yarattığı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerde oluşabilecek çürükleri engeller.
- Cildi güzelleştirir: İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltarak cilt sağlığını korur.
- Kilo alımını önler: Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissini artırarak fazla kilo almayı engeller.
- Enerji verir: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içerir.
- Okuldaki başarıyı artırır: İçerdiği B12 vitamini sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu yönde etkileyip çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini artırırken, çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimini olumlu yönde etkiler.
Güvenli süt ile ilgili ipuçları
Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, gerek pandemi gündeminde gerekse gündelik hayatta güvenli süt ile ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: “Dünya Sağlık Örgütü’nün gıdalar için sunduğu önerilere mutlaka uyulması gerekiyor. Açıkta satılan peynir, süt, yoğurt, çiğ et, sebze ve meyveler ile diğer gıdalar için bulaşmayı önleyici temel hijyen tedbirleri uygulanmalıdır. Açıkta satılan ve sağım ve saklama koşulları belli olmayan sokak sütlerinden muhakkak uzak durulmalıdır. Sütler için özellikle ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütler tercih edilmesi gerekiyor.”
Açıkta satılan sütün ve bu sütten yapılan ürünlerin insan sağlığı açısından taşıdığı riskler ve ambalajlı süt tüketimi konusunda öneriler ise şöyle sıralanıyor:
- Doğrudan sütçü güğümünden bir bidona veya plastik torbaya dökülerek açıkta satılan sütün, zararlı bakteri ve katkı maddelerini içerme olasılığı bulunur.
- Steril olmayan ortamlarda sağım yapılarak elde edilen çiğ süt; sıcak hava ve güneş nedeniyle hızlı bozulacağı için, tüketiciye ulaşana kadar dayanması amacıyla ilave katkı maddelerine maruz kalabilir.
- Sütü evde kaynatmak onu sağlıklı hale getirmez çünkü evdeki imkanlarla kaynatıldığı sıcaklık, tüm bakteri ve mikroorganizmaları yok edecek kadar yüksek değildir. Ayrıca birkaç dakika boyunca kaynamış sütün besleyici içeriğinde de kayıplar olur.
- Ultra-yüksek sıcaklıkta işleme (UHT), sütün 135-140 Santigrat derece aralığında, 4 saniye süreyle ısıtıldığı bir teknolojidir. Bakterileri yok eden bu süreç, besin değerlerine etki etmeden, takiben hızlıca soğutularak devam ettirilir. Bu işlem, sütün kirlenmesini önleyecek şekilde kapalı ve steril bir ortamda gerçekleştirilir.
- Süt paketi açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalı ve üç gün içinde tüketilmelidir.