Müzik sadece ruhun değil, beynin de gıdası
Beyin sağlığını en çok etkileyen hastalıkların Alzheimer, demans, inme gibi hastalıklar olduğunu belirten uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.
Beyni korumak için genel sağlığa dikkat etmenin önemli olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, düzenli egzersiz yapmayı, yoğun gerilimden uzak durmayı, hobiler edinmeyi ve okumayı, yeni şeyler öğrenmeyi tavsiye ediyor. Özellikle Alzheimer’dan korunmak için hayatın içinde olmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Yalnız yaşamayın, eve kapanmayın. Erken emekli olup kabuğunuza çekilmeyin. Hep aynı işlerle uğraşmayın, yeni şeyler deneyin” tavsiyesinde bulunuyor. Şarkı söylemenin hafızayı koruduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Şarkı söylemek de benzeri şekilde hafıza oluşturarak ve hafızayı koruyarak beyni uyarır” diyerek müziğin beynin gıdası olduğunu söyledi.
2008 yılından bu yana başta Society for Neuroscience ve Dana Foundation olmak üzere sinirbilimle ilgili uluslararası kuruluşlar öncülüğünde her yıl Mart ayının üçüncü haftası Beyin Farkındalığı Haftası olarak kutlanıyor. Sinirbilimin dünyada daha iyi tanıtılması ve öneminin anlatılmasının hedeflendiği bu özel haftada sinirbilim alanındaki yeni gelişmelerin topluma duyurulması amaçlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Beyin Farkındalığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada beyin sağlığı ve nörolojik hastalıklar arasındaki ilişkiye değindi.
Beyin sağlığının kimlik ve benliğimize sahip olarak yaşamak, bellek, iletişim, duygular, beceri gibi işlevleri sağlıklı ve bağımsız biçimde sürdürebilmek için önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, bu işlevlerin beyin tarafından ortaya konulan işlevler olduğunu söyledi.
Nörogenetik hastalıklar artacak
Beyin sağlığını en çok etkileyen hastalıkların Alzheimer, demans ve inme gibi hastalıklar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, yakın gelecekte de bu hastalıkların yanı sıra nörogenetik hastalıklardan bahsedileceğini söyledi. Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Önümüzdeki yıllarda “Nörogenetik hastalıklar, Alzheimer hastalığı ve demanslar, inmenin acil tedavisi konuşulacak. Özellikle Alzheimer hastalığında artış görülecek. Bunun da en önemli nedeni tanı yöntemlerinin gelişmesi ve yaşlı insan sayısındaki artış olacak. İnsan ömrü uzadığı için Alzheimer görülme sıklığı da artacak. Alzheimer için çağın hastalığı da denilmektedir. Bunun nedeni toplumsal ilginin ve hasta oranının artışı. Medyanın da katkısı var.” diye konuştu.
Beyin check up 50 yaş üzeri için çok önemli
Beyin sağlığında erken tanının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, kalp ve diğer iç organların sağlığından emin olabilmek için düzenli olarak check up yaptırılması gerektiğinin bilinmesine rağmen beyin sağlığı için henüz bu tür bir kavramın yeterince yerleşmediğini söyledi. Yapılan araştırmaların ortalama 50 yaşın üzerinde her yıl beyin check- upı yaptırılması gerektiğini ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Beyin check up; genel kan ve idrar testlerinin üzerine MR, Beyin Haritalaması, Zihin Testleri ve Depresyon sorgulamasının yapılmasından oluşuyor.” dedi.
Beyin check-up Alzheimer’ın erken teşhisini sağlıyor
Beyin check-up’ın özellikle Alzheimer hastalığının erken tanı ve tedavisi için önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Sinsi başlayan ve ciddi hafıza kayıplarına yol açan Alzheimer, beyin check up’ı ile erken belirtiler verdiği dönemde anlaşılabilir. Erken dönemde tedavi uygulanmaya başlanır.” dedi.
Beyin check-up unutkanlıkta da kullanılıyor
Herkeste zaman zaman unutkanlık görülebileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, ancak unutkanlığın bazı durumlarda kötüleşerek kalıcı sorunlar doğurabileceğini söyledi. Beyin check up’ı ile erken tanı konulması halinde hastalara özel zihinsel geliştirme ve rehabilitasyon programları uygulanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Erken tanı sayesinde zamanında uygulanacak tedavi ile dikkat ve konsantrasyon artırılabilir. Öğrenme ve kavrama yeteneği geliştirilir. Hafıza güçlendirilir. Gerekirse ilaç da önerilebililir.” dedi.
Sadece belli bir yaşın üzerine değil, yönetici ve öğrencilerde unutkanlık ve dikkat dağınıklığı bulunanlara da beyin check-up tavsiye edildiğini ifade eden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hücre yenileyici ve beynin stres salgılarını düzenleyici ilaçlar önerilir. Ayrıca bilgisayarla; dikkat, bellek, mantıklı düşünme, öğrenme, akılda tutma, hatırlama becerilerini artırıcı beyin egzersizleri yaptırılır.” dedi.
Beyin sağlığı için yeni şeyler öğrenilmeli
Beyin sağlığını korumak için genel sağlığa dikkat etmenin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Düzenli egzersiz yapmak, yoğun gerilimden uzak durmak, hobiler edinmek ve okumak ve yeni şeyler öğrenmek gerekiyor” tavsiyesinde bulundu. Beyin sağlığını tehdit eden faktörlere de değinen Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hipertansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, obezite, kronik alkol kullanımı, depresyon, sınırlı ve dar çevrede yaşamak beyin sağlığını tehdit eden faktörler arasında yer alıyor” dedi.
Şarkı söylemek beyni uyarıyor
Şarkı söylemenin hafızayı koruduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Şarkı söylemek de benzeri şekilde hafıza oluşturarak ve hafızayı koruyarak beyni uyarır. Alzheimer hastalarının uzak belleklerindeki şarkıları genelde yakın bellek sorunu yaşadıkları halde eksiksiz söyleyebilmeleri müziğin koruyucu gücü konusunda önemli bir hatırlatmadır. Nitekim son yıllarda Alzheimer hastalarına uygulanan grup çalışmaları sırasında en başarılı performanslardan birinin şarkı söyleme olarak öne çıkması bütün bunların ispatı niteliğindedir. Müziğin insan için ifade ettiği bu eşsiz konumun onun hastalıkları özellikle de beyin ve zihin hastalıkları sırasında oynadığı sağaltıcı etkisi çok uzun zamanlardan beri bilinmektedir. Yüzyıllar boyunca diğer bazı kültürlerde akıl hastaları odun ateşinde yakılırken kendi geçmişimizde ve kültürümüzde müziğin tedavi olarak kullanıldığını biliyoruz.” dedi.
Müzik dinlerken beyinde çok yönlü uyarılmalar oluyor
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, son yıllarda yapılan beyin araştırmalarının müzik dinlerken ve şarkı söylerken beyinde çok yönlü ve yaygın uyarılmalar olduğunu gösterdiğinden beri ‘Müzik beynin gıdasıdır’ sözünün eski deyimin yerini almaya başladığını belirterek şunları söyledi:
“İşlevsel Manyetik Rezonans (fMR) yoluyla yapılan araştırmalarda müziğin farklı yönleriyle ilgili beyin alanları saptanmıştır. Müzik algısı hem sağ hem de sol beyinde hareket ve algıyla ilgili birçok alanın ortak biçimde uyarılmasıyla mümkün hale gelir. Klasik nörolojiden gövde hareketlerinin ve gövde üzerine gelen uyarıcıların hareket ve algı hangi gövde yarısıyla ilgiliyse karşı tarafın beyin yarısı tarafından yani ağırlıklı olarak tek bir beyin yarısı tarafından ortaya konulduğunu biliyoruz. Bu durumda müzik algısının bu modelin çok dışında her iki beyin yarısı tarafından yani yaygın bir beyin organizasyonu tarafından ortaya konulduğunu görüyoruz.”
Bu unutkanlıklara dikkat edilmeli!
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığına yol açabilen ve 1 kez bile yaşanması durumunda dikkat edilmesi gereken unutkanlıkları şöyle sıraladı:
- 50 yıldan beri sahip olunan ve son yıllarda içinde yaşanmayan ev ya da evlerin var oldukları veya nerede oldukları unutuluyorsa,
- 5 – 6 kadar, çok fazla sayıda olmayan torunların adları ve yaşları karıştırılıyorsa,
- Gündelik olarak sık kullanılan eşyaların yerleri hatırlanmakta zorluk çekiliyorsa,
- 15 - 20 yıl önce ölmüş bir Cumhurbaşkanı şimdiki ile karıştırılıyorsa,
- Daha önceden iyi tanınan ve ölmüş oldukları da bilinen insanlardan yaşıyormuş gibi söz ediliyorsa,
- Yukarıda sayılanlar söylendiğinde unutulduğu kabul edilmiyorsa bu belirtiler Alzheimer için önemli işaretlerdir.
Alzheimer’dan değil, geç kalmaktan korkulmalı
Alzheimer’a karşı tavsiyeleri anlatırken beyin ve moral güçlendirici etkenlerden bahsetmenin daha gerçekçi olacağını belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Alzheimer, beyinde ne zaman başladığı belli olmayan, aynı zamanda beyni zayıf düşüren ve depresyonla da bağlantısı olan bir hastalık. Bu bağlamda hastalığın ne zaman ortaya çıkacağını beklemek yerine yaşam tarzıyla ilgili bazı öneriler getirmek hem gerçekçi olur hem de toplumun morali üzerinde olumlu etkileri olur.” dedi.
Erken emekli olmayın, eve kapanmayın!
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdag, Alzheimer’a karşı benimsenmesi gereken yaşam tarzı önerilerini şöyle paylaştı:
- Yalnız yaşamayın, eve kapanmayın,
- Erken emekli olup kabuğunuza çekilmeyin,
- Hep aynı işlerle uğraşmayın, yeni şeyler deneyin,
- Yaşınızın insanı olmayın! Statünüzden sıyrılın,
- Dünyanın merkezinde oturmaktan vazgeçin,
- Mantığınızdan önce sezgilerinize güvenin,
- Kontrollu açlık tavsiye ediliyor, bizde oruç bu tavsiyeye karşılık gelebilir.
- Alternatif tıbbın hiçbir faydası yok,
- Bulmaca çözecekseniz sudokuyu tercih edin,
- Nefret duygusundan uzak durun, olumlu düşünün,
- Çocukluğunuzun ve gençliğinizin mekanlarına gidin,
- Müzik dinleyin, mümkünse şarkı söyleyin,
- Sabahları ilk işiniz gazete okumak olmasın,
- Televizyondaki haber ve tartışma programlarından mümkün olduğunca uzak durun,
- Daha çok belgeselleri, dizileri, müzik ve yemek programlarını izlemeyi tercih edin,
- Hastalıkla ilgili efsanelere inanmayın,
- Düzenli cinsel yaşam beyni uyarıyor,
- Ailenizde Alzheimer gibi herhangi bir bunama hastalığı varsa genetik riskinizi dikkate alın.
- 65 yaşın üstündeyseniz hiçbir neden görünmese de yıllık beyin Check – Up’ı yaptırın.