BİYOLOJİK SAAT TERSİNE ÇEVRİLDİ
“Bilim insanları kemoterapi gören 14 kadının ve 12 sağlıklı kadının yumurtalık dokusunu inceledi.
ABVD ile tedavi olmuş kanser hastalarının sekizinin yumurtalık dokusu incelendiğinde, farklı kemoterapi almış ya da aynı yaş grubunda sağlıklı olanlara göre dört ila 10 kat fazla yumurta görüldü.
Araştırmacılar yaygın olarak kullanılan kanser ilacının daha önce imkansız olarak düşünülen yeni yumurtaların gelişimini tetiklediğini buldu.
Hayret verici olarak karşılanan bu keşifle araştırmacılar, biyolojik saatin tersine çevrilmesinin mümkün olduğunu ve overlerin adeta kandırılarak, ergenlik öncesi dönemdeki gibi yeni yumurtalar üretmeye başladığını kanıtladılar. Olgun kadınlarda rastlanmayan salkım şeklinde yoğun yumurta kümeleri izlendi.
Normal yaşamda kadınlar yaş aldıkça yumurtaların hem kalitesi hasar görüyor hem de sayısı tükeniyor.
10 KAT DAHA FAZLA YUMURTA
Fakat bilim insanları Hodgkin’s Lymphoma nedeniyle ABVD olarak bilinen ilaç kombinasyonunu kullanan kadınlarda yumurta sayısının sağlıklı kadınlara göre 10 kat daha fazla olduğunu farkettiler.
Kemoterapinin overlerde oluşturduğu şok etki, yumurtalıklardaki kök hücreleri tetikleyebiliyor bu da yeni folliküllerin oluşumunu sağlıyor.
Oluşan bu etkinin, muhtemelen kök ya da germ hücrelerinin uyarılması sonucu oluştuğu gibi gözükmekle beraber altta yatan kesin mekanizmanın ortaya çıkarılması gerekiyor. Tedavinin şiddetli uyarısı bir şok etkisi oluşturarak, kök hücreleri uyarıyor olabilir.
Ortaya konan bu etki gerçekten çok önemli olup, küçük bir gruba özgü olmasına rağmen bu tedaviyi alan tüm kadınlarda izlenmesi açısından çok önemlidir. Sonuçlar özellikle gelecek için umut vericidir.
Önümüzdeki dönemdeki çalışmalar, ABVD kombinasyonunu oluşturan Adriamisin, Bleomisin, Vinblastin ve Dakarbasin’in tek tek ve kombine etkilerini ve de altta yatan biyolojik mekanizmayı anlamaya yönelik olacak.”
Op. Dr. Betül Görgen:
“İMKANSIZ BAŞARILDI”
“Doktorlar ve bilim insanları yüzyıllardır kısırlığı tedavi etmek için çalışmaktalar ama kendi çocuğuna gebe kalmak isteyen kadının karşısına çıkan bir gerçek var; Maalesef biz kadınlar sınırlı sayıda yumurta ile doğuyoruz ve bunu değiştirecek bir çözüm henüz ortada yok.
Üreme tedavisinde başarının ana faktörü kadının yumurtalarıdır. Kadın yaşı ilerledikçe yumurtaları da yaşlanır ve gebe kalmayı güçleştiren problemleri ortaya çıkaran kromozom anormallikleri artış gösterir. Bir erkek üç ayda bir taze sperm üretirken çocuk tedavisinde kadında odaklandığımız konu geriye kalan yumurtaları mümkün olan en iyi şekilde kullanabilmektir.
Son yapılan bu çalışmada yeni yumurta oluşma mekanizmasının ortaya konması bile, şimdiye kadar imkansız olduğu düşünülen bir durumu kökten değiştirebilir.”