New England Journal of Medicine ve Science Translational Medicine dergilerinde yayımlanan makaleye göre, bilim adamları, hastalardan aldıkları bağışıklık sistemi hücrelerini genetik olarak değişikliğe uğrattıktan sonra bu hücreleri yeniden hastaya enjekte etti. Genetiği değiştirilmiş her bir bağışıklık sistemi hücresinin ortalama bin kanser hücresini öldürdüğü görüldü.

Araştırmada yer alan, Pennsylvania Üniversitesinden Carl June, "Tahminimizden daha çok işe yaradı" diye konuştu.

Daha önceden de bilinen ancak ilk kez başarıyla denenen yöntemi uygulayan bilim adamları, araştırmalarında, yaşları 65 ile 77 arasında, daha önce değişik kemoterapi tedavileri almış ancak lösemiden kurtulamamış üç erkek hastayı kullandı. Uygun donör bulunamadığından, hastaların üçü için de kök hücre transplantasyonu ile tedavi de mümkün olmamıştı.

Bilim adamları, hastalardan, virüslerin veya kanserin saldırdığı hücreleri öldürmek üzere bulabilmek için yüzeylerinde reseptör bulunan T-hücreleri aldı. Bir virüsün yardımıyla bu T-hücrelerine yeni genler enjekte eden bilim adamları, T-hücrelerinin, farklı bir tür bağışıklık sistemi hücresi olan B-hücrelerini bulup öldürebilecek yeni bir reseptör oluşturmasını sağladı. Üç hastada da B-hücrelerinin dur durak bilmeyen çoğalması, kronik lenfotik lösemiye neden oluyordu.

Genetiği değiştirilmiş T-hüceleri verilen, vücutlarında ortalama, B-hücresi şeklinde birer kilo tümör bulunan hastalarda yaklaşık üç haftada kanserli yapılar yok oldu.

Hastalarda, kısa sürede çok miktarda sorunlu maddenin parçalanması, ateş, nefes darlığı, başdönmesi, ishal, kısa süreli dolaşım ve böbrek bozukluğu ile tümör lizis sendromuna neden olsa da bu yan etkiler daha sonra geçti. Hastalardan ikisinde kanser tamamen yok oldu. Hastaların on aydır sağlıklı olduğu bildirildi.

Yöntem için patent talebinde bulunan June ve aynı üniversiteden meslektaşı David Porter, başka kanser türlerinde de tedavinin başarılı olup olmadığını araştıracak.