HİPERTASİYON HASTALARININ UYMASI GEREKEN 5 ALTIN KURAL

Ülkemizde her üç kişiden birinde yani yaklaşık 16 milyon kişide görülen hipertansiyon hiçbir belirti vermeden ortaya çıkabiliyor.

HİPERTASİYON HASTALARININ UYMASI GEREKEN 5 ALTIN KURAL
 HİPERTASİYON HASTALARININ UYMASI GEREKEN 5 ALTIN KURAL
Ülkemizde her üç kişiden birinde yani yaklaşık 16 milyon kişide görülen hipertansiyon hiçbir belirti vermeden ortaya çıkabiliyor.

Birçok hastalığa neden olan yüksek tansiyon, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürerek ortalama yaşam süresinin de kısalmasına neden oluyor. Hayat tarzında yapılan birkaç küçük değişiklik ile hipertansiyonun neden olduğu sağlık sorunlarını en aza indirmek mümkün. Memorial Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Uyarel, hipertansiyonun nedenleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Karadeniz ve Marmara bölgelerinde yaşayanlarda daha sık görülüyor

Hipertansiyon, dünyada ölümün önlenebilir en önemli nedeni olarak bilinmektedir. Kan basıncının normal değerlerden yüksek olması olarak bilinen hipertansiyon, ülkemizde 18 yaş üzeri erişkinlerde her üç kişiden birinde, 50’li yaşlardan itibaren ise her iki kişiden birinde görülmektedir. Yani ülkemizde 18 yaş üzeri 16 milyona yakın hipertansiyon hastası olduğu tahmin edilmektedir. Birçok hastalığa neden olan yüksek tansiyon ülkemizde en sık Karadeniz bölgesinde görülürken ikinci sırada ise Marmara bölgesi gelmektedir. Akdeniz ve Ege bölgelerinde yaşayan kişilerde ise daha seyrek görülmektedir.


Her dört kişiden birinin ölüm nedeni hipertansiyon

Hastaların yaşam kalitesini düşürerek ortalama yaşam sürelerinde kısalmalara neden olan hipertansiyon, dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon hastanın ölümüne, 100 milyondan fazla hastanın ise maluliyetine yol açmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizdeki her dört ölümden birinin nedeni hipertansiyondur. Bu nedenle hipertansiyonun erken teşhis ve tedavisi önem kazanmaktadır. Hipertansiyon teşhisi hastane veya ofis ortamında ölçülen sistolik kan basıncının(SKB) 140 mmHg ve/veya diyastolik kan basıncının(DKB) 90 mmHg olması ile konulmaktadır. Teşhiste ev ölçümleri veya tansiyon holterlerinden de faydalanılmaktadır.


Kontrol altına alınan tansiyon; kalp krizi, kalp yetmezliği ve inme riskini en aza indirir

Hipertansiyon, teşhis konulduktan sonra hastalığın evrelemesi yapılarak tedavi stratejisini belirlemek için hastanın kardiyovasküler risk skalası belirlenmektedir. Bu, tedavi yönteminin seçilmesinde anahtar rol oynamaktadır. Çünkü burada hastanın kalp damar hastalığı, diyabet, kronik böbrek hastalığının varlığı gibi birçok risk faktörüne bakılmaktadır. Ayrıca hipertansiyona neden olan sebeplerde araştırılmaktadır. Tüm bunlar tespit edildikten sonra hastaya uygulanacak tedavi yöntemi belirlenmektedir. Tüm hipertansiyon hastaları için birincisi ve olmazsa olmaz olan yaşam tarzı değişikliğidir. İkincisi ise tekli veya kombine ilaç tedavisidir. Sistolik kan basıncı hedefi özellikle 65 yaş altı hastalarda 120-129 mmHg, 65 yaş ve üstü hastalarda 130-139 mmHg olarak belirlenmiştir. Tüm yaş gruplarında diyastolik kan basıncı hedefi 80 mmHg’dır. Özellikle diyabet, kronik böbrek, inme ve kalp damar hastalığı olanlarda sistolik kan basıncı 120 mmHg altına düşürülmemelidir. Tansiyonu düşürmenin önemini şöyle açıklayabiliriz. Sistolik kan basıncını 10 mmHg düşürmek veya diyastolik kan basıncını 5 mmHg düşürmek tüm kardiyovasküler olaylarda %20, inmede %25, kalp krizinde %20 ve kalp yetmezliğinde %40 azalmaya yol açmaktadır. Bu nedenle hipertansiyon erken teşhis edilerek normal düzeylere çekilmelidir.


Tuz tüketimini sınırlandırın, fiziksel aktiviteyi ihmal etmeyin

Hipertansiyon hastalarının yaşam değişiklikleri ve almaları gereken önlemler şöyle sıralanmaktadır:

Tuz kullanımını azaltın: Hipertansiyon hastalarının yaşam tarzında yapacakları ilk değişikliğin başında sodyum yani tuz alımını kısıtlamasıdır. Tuz alımındaki azalma kan basınçlarında önemli bir azalmaya yol açmaktadır.

* Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin: Yüksek tansiyon hastalarının yaşam tarzında yapacakları bir başka değişiklik ise beslenme alışkanlıklarını değiştirmesidir. Yapılan araştırmalar, Akdeniz tipi diyet uygulayan hipertansiyon hastalarının uygulayanlara göre kardiyovasküler ölümde %29, inmede ise %39 daha az risk altında olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle hipertansiyon hastalarının Akdeniz tipi yani sebze, meyve, düşük-yağlı süt ürünleri, tahıl, balık ve doymamış yağ asitleri özellikle de zeytinyağı tüketimi artırması gerekmektedir.

* Fazla kilolarınızdan kurtulun: Obezite birçok hastalık gibi yüksek tansiyona da neden olmaktadır. Fazla kilolu olan kişilerin yaklaşık %40'ında yüksek tansiyon görülmektedir. Bu nedenle ideal kiloda olmak tansiyonu dengeleyen önemli bir faktördür.

* Fiziksel aktiviteye başlayın: Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise hastaların düzenli olarak fiziksel aktivite yapmasıdır. Fiziksel aktivite kan basıncını düzenlemektedir. Bu nedenle sağlıklı kişilerinde tansiyon hastalarının da günde en az yarım saat orta-düzey dinamik aerobik egzersiz (yürüyüş, bisiklet, yüzme) yapması gerekmektedir.

* İlaçlarınızı doktor kontrolünde kullanın: İlaç tedaviniz ise riskinize ve tansiyonun evresine göre doktorunuz tarafından belirlenecektir. Genel kılavuz yaklaşımı; tüm evrelerde yaşam tarzı değişikliği ile birlikte ilaç kullanımıdır. Yüksek-normal aralıkta ise kardiyak riski çok yüksek olanlarda ilaç tedavisi önerilmektedir.

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER