Uzmanlar, el hijyenini sağlamanın ishal hastalıklarını yüzde 50, solunum enfeksiyonlarını ise yüzde 25 düzeyinde engellediğini belirtiyor.
Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, el hijyenini sağlamanın, sıklıkla gereksiz antibiyotik kullanımı gözlemlenen ishal hastalıklarını yüzde 50, solunum enfeksiyonlarını ise yüzde 25 düzeyinde engellediğini bildirdi.
Prof. Dr. Azap, 5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütünce "Herkes için Temiz Bakım Sizin Ellerinizde" sloganıyla duyurulan bugünde, özellikle sağlık çalışanlarının el hijyenine uyumunun artırılmasının hedeflendiğini aktardı.
Ellerde 150 çeşit bakteri bulunduğunu, dokunulan her yüzeyden, her nesneden bakteri, virüs ve mantarların bulaştığını ve elleri yıkayana kadar bunların canlı kalabildiğini ifade eden Azap, "Saatte yaklaşık 25 kez elimizi ağzımıza, burnumuza, gözümüze götürdüğümüzden hastalıkların geçişinde eller çok önemli bir araç görevi görmektedir." ifadelerini kullandı.
Azap, hastanelerde tedavi gören hastaların 10'da birinde hastane enfeksiyonu geliştiğini ve bundan korunmanın en etkili yolunun el yıkamak olduğunu belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün, el hijyeni alanında çalışanlarla birlikte kampanyalar başlattığını, rehberler hazırladığını, bu kapsamda 2009'da konunun önemine dikkati çekmek ve farkındalık oluşturmak üzere 5 Mayıs'ın, Dünya El Hijyen Günü olarak ilan edildiğini belirten Azap, şunları kaydetti:
"İshale ve solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olabilen mikroplar, farkında olmaksızın sürekli gözlerimize, burnumuza ve ağzımıza dokunduğumuz için eller yıkanmadığı zaman kişiden kişiye geçip hastalıkların yayılmasına sebep olabiliyor. El hijyenini sağlamak, sıklıkla gereksiz antibiyotik kullanımı gözlemlenen ishal hastalıklarını yüzde 50, solunum enfeksiyonlarını ise yüzde 25 civarında engelliyor. Bu hastalıkların oluşumunu engellemek de antibiyotik kullanımını doğrudan azaltarak, antibiyotik direnci oluşma riskini büyük oranda düşürüyor. El yıkamak ayrıca antibiyotiklere karşı direnci olan ve tedavisi zor olan mikroplardan korunmamızı da sağlayabilir."
"Türkiye antibiyotiğin en çok tüketildiği ülkelerin başında"
Prof. Dr. Alpay Azap, hastane enfeksiyonlarına neden olan bakterilerin hastadan hastaya veya yüzeylerden hastaya, sağlık çalışanlarının elleri aracılığıyla geçebildiğini aktararak, hastaneye yatan hastaların 10'da birinde, yoğun bakım ünitesinde yatanların ise yaklaşık 3'te birinde hastane enfeksiyonu geliştiğini vurguladı.
Hastane enfeksiyonunun, hastanın yatış süresini ve sağlık maliyetini de artırdığını belirten Azap, antimikrobiyal direnç hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Günümüzde, birden çok, hatta bazen onlarca antibiyotiğe dirençli bakterilerle karşılaşmaktayız. Bu bakterilerin neden olduğu hastalıklar için kullanılabilecek antibiyotik sayısı da giderek azalmaktadır, çünkü bakteriler kullanılan antibiyotiklerin her birine hızla direnç geliştirebilmektedir. Direncin gelişmesindeki en önemli faktörlerden birisi antibiyotiklerin çok yaygın kullanılmasıdır. Türkiye, dünyadaki tüm ülkeler arasında antibiyotiğin en çok tüketildiği ülkelerin başında gelir. Bunun bir sonucu olarak da tüm dünyada antibiyotik direncinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alır. Direncin yayılmasını önlemenin önemli bir yolu ise enfeksiyon kontrol kurallarına uymaktır. Enfeksiyon kontrolünün en temel kuralı ise el hijyenidir. El hijyenine uyum arttıkça hastane enfeksiyonları azalacak, dolayısıyla da antibiyotik kullanımı azalacaktır. Bu da dirençli bakterilerin ortaya çıkmasını engelleyecektir."