Buğday Derneği olarak %100 Ekolojik Pazarlar’da izlemeye ve pazarların sağlıklı gelişmesi yolunda danışmanlık vermeye taşıyoruz.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği olarak 11 yıldır yerel yönetimlerle işbirliği çerçevesinde, gönüllülükle yürüttüğümüz %100 Ekolojik Pazarlar’daki operasyonel sorumluluğu üreticilere, ekopazar esnafına ve yerel yöneticilere aktarma kararı aldık. Türkiye’de giderek yaygınlaşan ve diğer organik pazarlara da örnek olan %100 Ekolojik Pazarlar’daki sorumluluk alanımızı -kademeli olarak- rutin pazar denetimlerinden (ürün, belge, etiket, miktar), sistem/model denetimine taşıyacağız. Birikim ve deneyimimizi, pazaryerlerinde bilfiil denetim yapmak yerine, %100 Ekolojik Pazarları daha da yaygınlaştırmak için kullanacağız.
Ekopazarlarda yeni döneme 2018’e kadar kademeli olarak geçmeyi planlıyoruz. Yeni dönemde %100 Ekolojik Pazar standartları çerçevesinde yerel yönetimlere ve sektör paydaşlarına danışmanlık, eğitim, iletişim hizmeti vermeye ve kurucusu olduğumuz %100 Ekolojik Pazarlar'ı izlemeye devam edeceğiz.
Ne yaptık, ne yapacağız?
Türkiye’de organik (ekolojik) tarımı toplumun her kesimine hitap edecek şekilde yayma amacıyla, ilk adımlarını 2006 yılında Şişli’de attığımız %100 Ekolojik Pazarlar projesi, bu çerçevenin ötesine geçerek, giderek yaygınlaşan bir model oldu. Özellikle yeşil ekonomi alanında ekolojik bütüne hizmet eden çok paydaşlı bir iletişim ortamı ve ticari bir modele dönüşen ekolojik pazarlar, bu süreçte ekolojik üretici ve ürünlerin yaygınlaşmasının yanı sıra, sağlıklı ürünler ve gerçek gıda konusunda farkındalığın ve bu ürünlere ulaşılabilirliğin artmasına hizmet etti.
Organik (ekolojik) ürün dükkânlarının kurulmasından, ekolojik kutu projesine, TaTuTa ekolojik çiftlik ziyaretleri ile doğa dostu üretim yapan çiftçilerin desteklenmesinden, Topluluk Destekli Kent Bahçesi’ne kadar ortaya koyduğu modeller ile ekolojik üretimin yaygınlaşması ve bu ürünlere erişebilirliğin artırılması için çalışan Buğday Derneği olarak yürüttüğümüz, %100 Ekolojik Pazarlar projesi sayesinde, amaçlarımıza bir adım daha yaklaştık.
Ekolojik yaşam ve yeşil politika alanlarında da felsefeden uygulamaya kadar çok geniş bir platformda iletişim noktası olan %100 Ekolojik Pazarlar, yaptığı tanıtım, yarattığı gündem, sunduğu çeşitlilik ile diğer pazarlama alternatiflerinin önünü açtı, sağlıklı ürünlerin daha çok tüketiciye ulaşmasını sağladı. Böylelikle ekolojik üretimle birlikte ürün çeşitliliği de arttı. Ekolojik pazaryerlerinin müdavimleri, doğa dostu üretim yapan üreticiyle yüz yüze iletişim kurarak, ekolojik üretimi desteklemenin, aynı zamanda doğal döngülerin sağlıklı işlemesine hizmet ettiğinin farkına vardılar.
45 tezgâhtan 307 tezgâha...
2006’dan bu yana kurulan 20’yi aşkın organik pazar, binlerce insanın gerçek gıdaya erişimini sağladı. İlk kurulduğunda sadece birkaç yüz kişinin alışveriş yaptığı %100 Ekolojik Pazarlar’dan alışveriş edenlerin sayısı 5 bini aşmış durumda. Halen devam eden 16 organik pazarın yarısı, %100 Ekolojik Pazarlar standartlarını benimseyerek bu modelin temsilcisi olmayı sürdürüyor.
2006 yılında 45 tezgâhta 25 üretici ve esnafla başlayan Şişli %100 Ekolojik Pazar’da, 2016’ya gelindiğinde 73 üretici ve esnaf, ekolojik ürünleri 307 tezgâhta alıcısıyla buluşturdu. Şişli’de ilk yıl 3-5 ton civarında olan haftalık taze sebze-meyve satışları bugün, haftalık ortalama 14 ton, yılda 700 ton civarında. Pazar, her cumartesi günü, perakende müşterileri haricinde 30’un üstünde dükkân, e-ticaret sitesi ve diğer organik pazarların esnafına da ürün tedarik kanalı oluyor. %100 Ekolojik Pazarlar sayesinde bugüne kadar 428 organik taze sebze ve meyve üreticisinin ürünü alıcısıyla buluştu.
Ekolojik ürün üreticisiyle, kullanıcısını buluşturan ekolojik pazarlar, bir yanda 2006’ya kadar ihracat odaklı olan organik ürün sektöründe iç pazarın gelişmesini sağlarken diğer yanda organik ürün iç pazarında mevzuat eksikliklerinin giderilmesini ve tarladan tezgâha izleme ve hassas kontrol mekanizmalarındaki eksiklerin ortaya çıkmasını da sağlayarak, organik ürün sektörünün kendisini yenilemesine ön ayak oldu.
Hassas denetim; 11 tezgâh iptal edildi
Ekolojik tarım yapan üreticileri denetleme yetkisi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı teşkilatı ve yetkilendirdiği kontrol ve sertifika kuruluşlarında olmasına rağmen, Buğday Derneğ olarak tüketici haklarını korumak, haksız rekabet ile hilenin önüne geçmek ve sağlıklı bir altyapı kurmak için ziraat mühendislerimizle arazilerde, aracı esnafın depolarında ve pazarlarda gerekli belge ve miktar denetimini görev edindik. %100 Ekolojik Pazarlar’da oluşturduğumuz çok yönlü kontrol sistemi ve izleme sayesinde, belediyeler ile birlikte hileli organik ürün üreticilerini belirledik.
Ancak bu noktada organik üründeki pestisit kalıntısının, yurt dışından dönen konvansiyonel ürünlerdeki limitleri aşan zirai ilaç kalıntılarından çok farklı olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Türk Gıda Kodeksi’ne göre, hem iyi tarım ürünlerinde hem de “doğal” adı altında satılsa bile konvansiyonel ürünlerde izin verilen bir zirai ilaç kalıntısı, bir kilo gıdanın içinde 10 (9,99) miligram olabiliyor. Organik üründe sıfır kalıntı istendiği için, zirai ilaç kalıntısının 0,025 miligram çıkması bile ceza almasına yetiyor ve bu miktar %100 Ekolojik Pazarlar’dan men edilmesi için yeterli. Oysa iyi tarım dahil konvansiyonel yöntemlerle yetiştirimiş piyasadaki diğer bütün ürünlerde izin verilen miktar ceza alan bir üreticinin kullandığının 400 katı olabiliyor.
Bugüne kadar %100 Ekolojik Pazarlar'da 177 analizde, 288 farklı ürün, zirai ilaç kalıntı analizine tabi tutuldu. Bu analizler sonucunda 19 üründe zirai ilaç kalıntısına rastlandı ve bu nedenle 11 yılda İstanbul’daki 5 adet %100 Ekolojik Pazar’da 11 tezgâh belediyelerce iptal edildi.
Yürüttüğümüz lobi faaliyetleri sonucunda Organik Tarım Kanunu’nda ”sertifikalı ürünlerin hal yasasından muaf tutulması”na dair düzenlemenin yapılmasında rol alarak, Türkiye’de ilk kez %100 Ekolojik Pazarlar’ın kurulmasının önündeki tıkanıklığı giderdiğimiz gibi; Buğday Derneği olarak, organik tarım mevzuatının iyileştirilmesi, gerçek gıdaya erişimin önündeki engellerin kaldırılması gibi konularda politikalara etki etmeye devam edeceğiz.
Model tamam ama mevzuat ve işbirliği yetersiz
Kurduğumuz web tabanlı %100 Ekolojik Pazarlar veri kayıt ve takip programı sayesinde, olası riskleri minimuma indirmek üzere, pazara giren taze ürünler için bir veri kayıt sistemi oluşturduk. Sistem sayesinde tüm giriş, çıkışlar kayıt altına alınıyor ve böylece sertifika kuruluşları satış/stok takibi yapabiliyor. Ayrıca ekolojikpazarlar.org web sitesi, tüketicilerin pazarlara ürün gönderen tüm üreticilerin sertifikalarını görüp, kontrol etmesine olanak tanıyor. Pazar müşterileri web sitesinden hem organik tarım ve organik ürünler, hem de üreticiler hakkında detaylı bilgiye ulaşabiliyor.
Ancak %100 Ekolojik Pazarlar her ne kadar kuruluşundan denetim, kayıt ve belgeleme sistemine kadar tüm aşamalarında bir ticari model haline gelmiş olsa da, organik tarım ve pazaryerleri hakkındaki mevzuatların yetersiz olması, yerel yönetimlerdeki kadro değişiklikleri ve derneğin üstlendiği işlere kaynak yaratma konusundaki zorluklar halen aşılabilmiş değil.
Buğday Derneği Eş Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, ”STK olarak görevimizi fazlasıyla yaptığımıza inanıyoruz ve sorumluluğumuzun devam ettiği bilinciyle %100 Ekolojik Pazarlar’ı kademeli olarak yerel yönetimler, sektörün paydaşlarının sorumluluk alanına taşıyoruz” diyor ve ekliyor:
”11 yıllık süreçte %100 Ekolojik Pazarlar’da kurulum, yürütme, denetim ve bilgilendirme konusunda oluşturduğumuz altyapı, standartlar ve paydaşlar arası iletişim ağı, hem yerel yönetimin hem üreticilerin hem de pazar esnafının pazarı önce yürütme, ardından da denetleme sorumluluğunu devralmasına olanak tanıyor. Kayseri, İzmit gibi şehirlerde %100 Ekolojik Pazarlar standardıyla kurulan pazarlarda, Dernek olarak yerel organik tarım dernekleri ile ortak çalışıyor ve bu anlamda sorumlulukları paylaşıyoruz. Yani pazarı yönetmeden ama destek, standartlara uygunluk denetimi ve danışmanlık yaparak, kurduğumuz modelin bu şehirlerde yürütülmesini sağlıyoruz. Bundan böyle İstanbul’daki %100 Ekolojik Pazarlar’da da bu sorumluluk çerçevesinde hareket edeceğiz.”
Organik pazarların denetiminin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı teşkilatı ile kontrol ve sertifika kuruluşları ve yerel yönetimlerin sorumluluğunda olması gerekiyor. Bu nedenle yeni dönemde, oluşturduğumuz modelin standartlarına uyum ve denetimler konusunda danışmanlık yapan, izleyen, eğitim veren, iletişim ve lobi faaliyetleri yürüten bir konumda olacağız.
Dernek olarak söz konusu sorumluluk aktarımını kademeli olarak gerçekleştirdikten sonra, halihazırda kurulmuş olan üretciler, pazar esnafı ve pazar müşterinin temsilcilerinden oluşan ekolojik pazar komisyonunda yer almaya ve %100 Ekolojik Pazarlar’ın sağlıklı işlemesi için izlemeye, tanıklık etmeye, organik sektöründeki yasal boşlukların giderilmesi için çaba göstermeye, yerel yönetimlere eğitim ve danışmanlık hizmeti vermeye devam edeceğiz.
Organik tarım, talebin artması ile ilk başladığı yıllardaki felsefesinden uzaklaşmış görünse de uluslararası çapta sağlıklı gıda talebini karşılayabilecek yaygınlıkta bir tarım yöntemi olmayı sürdürüyor. Ancak Buğday Derneği olarak 2014’te İstanbul’da ev sahipliğini üstlendiğimiz 18. Organik Dünya Kongresi’nde de gördük ki, ilkeleri ile ticari büyüme arasında ikilemde kalan ekolojik tarım sektörünün yeni bir vizyona ihtiyacı var.
Gerçek gıdaya erişimle ilgili alternatifler üretmeyi sürdüreceğiz
ESAS’lı (Ekolojik, Sağlıklı, Adil ve Sürdürülebilir) üretim–türetim döngüleri oluşturma, güçlendirme ve katılım sağlama programı ile kamuoyunun bilgilendirilmesi ve örgütlenmesi hedefiyle geliştirdiğimiz %100 Ekolojik Pazarlar projesinin ve markasının sahibi olarak, ekolojik pazarların sürekliliği konusunda sorumluluğumuzun farkındayız.
Bu farkındalıkla tarım ve gıda konusunda öncü bir sivil toplum kuruluşu olarak, ekolojik bütüne saygılı, adil ve güvenilir gıda sistemlerinin yaygınlaştırılması, bu yönde yeni modellerin geliştirilmesi yolunda adım atmayı ve doğa dostu gıdaya ulaşım konusunda modeller geliştirmeyi sürdüreceğiz.