Basın toplantısında gözyaşları sel oldu
Filmin hazırlık aşamasından itibaren tüm dikkatlerini efsanevi sporcunun hayatına verip hazırlanan ekip, Bulgaristan’a gelip Naim Süleymanoğlu’nun doğup büyüdüğü topraklarda, ailesi, akrabaları, arkadaşları ve soydaşlarımızla konuşunca daha da çok etkilendiklerini, günlerdir yaşadıkları duygu yoğunluğunu anlatıp basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yapımcı Mustafa Uslu: “Naim Süleymanoğlu bizi mucizelere alıştırdı, bizlere çok güzel bir miras bıraktı”
“Filmimizle birlikte, tarihe tanıklık ediyoruz” diyerek sözlerine başlayan Ayla ve Müslüm filmlerinin yapımcısı Mustafa Uslu; “Henüz iki yıl önce aramızdan ayrıldı Naim Süleymanoğlu. Senaryo aşamasında hayatının içine girip, kardeşi Muharrem abi, annesi Hatice anayla sohbet ettiğimizde gördük ki, çocukken de mucizeymiş ve mayasından belliymiş büyüdüğünde nasıl bir ‘adam’ olacağı” dedi. Sadece halkına evrensel insan haklarını yaşatabilmek, fikri hür, iradeleri hür olarak, kendi isimlerini kullanabilmeleri, ibadetlerini yapabilmeleri için kimsenin kaldıramayacağı yüklerin altına girdiğini söyleyen Uslu; “O, bizi mucizelere alıştırdı. Bize çok güzel bir miras bıraktı. Çok fedakarlıklar yapmış. Nasıl mı? Sadece kırdığı rekorları, madalyaları, ülkemizin dünyaya tanıtımı, ‘Türk gibi güçlü Cep Herkülü’ unvanını bırakması değil… Ülkemize gelen 350 bin tane pırlanta gibi soydaş bıraktı. Çocuk yaştan itibaren kaldırması imkansız yüklerin altına girdi ve tıpkı bizim gibi dünyayı da şaşırttı.” dedi.
Mustafa Uslu; “O aslan yürekli insan aramızdan ayrıldığında 50 yaşındaydı. Biz onu asla unutmayacağız. Elimizle dokunabileceğimiz kadar yakınız neredeyse Naim Süleymanoğlu’na, bugün kardeşi Muharrem Abimiz de aramızda. Bu hikayeyi, Muharrem Süleymanoğlu’nun çocukluk anılarını anlatan kitabın haklarını satın alarak yazdık. Muharrem Süleymanoğlu’ndan başka hiç kimse bize Naim kardeşimizi, çocukluğunu anlatamazdı” dedi.
Kardeşi Muharrem Süleymanoğlu: “O yıllardaki rejimin acısını bizler çok çektik”
Abisi Naim’in, Bulgaristan’da çok iyi şartlarda yaşadığını, el üstünde tutulduğunu ama o yıllarda maruz kaldıkları baskılar nedeniyle çok acı çektiklerini anlatan Muharrem Süleymanoğlu; “Abim Bulgaristan’dayken, çok genç yaşında bile bir milletvekili ya da bakan gibi çok iyi şartlara, imkanlara sahipti ama gözü hiçbir zaman parada değildi. Türkiye’ye iltica ettiğinde; Bulgar televizyonunda izlediğimiz BBC’nin bir yayınında; Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya iltica eden asker bir umuda gidiyor. Naim’inse her şeyi vardı, el üstünde tutuluyordu, neden bir bilinmeze gitti, niye iltica etti diye konuşuyorlardı.Abim, kendini ifade edebilmek, o yılları yaşatıp anlatabilmek, o yılların rejimini dünyaya duyurabilmek hedefiyle iltica etti. Ne mutlu bize ki, biz bugün de Bulgar arkadaşlarımızla beraberiz, komşularımızla yan yanayız. Bulgar, Türk, Pomak arkadaşlarımızla her yıl bir araya gelip kutlamalarımızı yapabiliyoruz. O yıllardaki rejimin acılarını bizler çok çektik” dedi.
Yönetmen Özer Feyzioğlu: “Filmin bir bölümünü Bulgaristan’da çekmek işin süsü değil, çok kıymetli bir şey”
Yönetmen Özer Feyzioğlu; “Hikayeleri gazetelerden, kitaplardan, senaryodan okuduğumuzda hissettiklerimizle bu topraklara gelip annesi Hatice Süleymanoğlu’yla, soydaşlarımızla, Belene’de hapis yatıp çıkanlarla tanıştığımızda, konuştuğumuzda hissettiklerimiz çok farklı oldu. Bulgaristan’da, doğduğu kasabada olmak, filmin bir bölümünü Bulgaristan’da çekmek işin süsü değil, çok çok kıymetli bir şey” dedi.
“Buraya geldiğimizden beri duygusal bir durumun içine girdik ve bunu da yaratan Naim Süleymanoğlu’nun 19 yaşında, çocuk denecek yaşta verdiği kararla, soydaşlarımızın hakları için hayatını riske atıp insan hakları konusundaki ihlalleri duyurmak için sporu kullanması. Yaptığı fedakarlıklar hepimizi derinden etkiliyor” diyerek sözlerine devam etti.
Hayat Van Eck: “Yaptıkları, verdiği kararlar, fedakarlıkları inanılmaz. Çok çalışmış. Tutkuyla, arzuyla, vatanı ve ailesi için, tanıdıkları için, kendi halkı için”
Aylardır hazırlandığı rolü sonrası Naim Süleymanoğlu’na ikizi kadar benzemesiyle dikkat çeken genç ve yetenekli oyuncu Hayat Van Eck; “Naim Süleymanoğlu’nu ilk kez 4. sınıfta Hayat Bilgisi dersiyle tanıdım. Ülkemizin önde gelen insanlarını öğretiyorlardı. Ödevimiz onların üzerine daha detaylı araştırma yapmaktı. Filme başlayana kadar Naim Süleymanoğlu’nu tanıdığımı sanırdım ama burada öğrendiklerim, edindiğim bilgilerle gördüm ki hiçbir şey bilmiyormuşum aslında. Yaptıkları, verdiği kararlar, fedakarlıkları inanılmaz. Çok çalışmış. Bir tutkuyla, bir arzuyla, vatan sevgisiyle, ailesi için, tanıdıkları için, kendi halkı için… Nerdeyse yaşıt sayılırız ben şu an 18 yaşımdayım Naim Süleymanoğlu 19 yaşında başarmış bu büyük işleri… Bunca yükün altından kalkmak, bunları başarabilmek inanılmaz. Olabildiğince hakkını vererek, üzerinde yoğunlaşarak, iş birliği ve gönül birliğiyle sunmaya çalışıyoruz hepimiz” dedi.
Yetkin Dikinciler (Naim Süleymanoğlu’nun babası Süleyman Süleymanoğlu)
“Naim Süleymanoğlu, sporun özünde var olan ‘fair play’ dediğimiz centilmenlik ruhunu miras bırakıyor bize ve hala yaşatıyor”
Naim Süleymanoğlu’nun anne-babası olarak Selen Öztürk’le uyum içinde çalıştıklarını söyleyerek sözlerine başlayan Yetkin Dikinciler; “Öncelikle güzel bir aileyle karşı karşıyayız. Bunun filmde çok ön plana çıkacağına inanıyorum. Hep birlikte bir evde yaşıyorlar ama o ev onların yürekleri aslında. Tek yürek bir aile... Naim Süleymanoğlu böyle bir aileden çıkarak sadece Bulgaristan’da değil bütün dünyada bir bayrağın taşıyıcısı oldu. Bu filmin şu anda yapılmasının en büyük nedeni, tarihe bir projeksiyon yapıp aslında bugüne ışık tutuyor olmamız ve Naim aslında bize bunu öğretiyor. Sporun özünde var olan “fair play” dediğimiz centilmenlik ruhunu miras bırakıyor bize ve hala yaşatıyor. Bu aslında sözle çok da anlatamayacağımız bir durum olduğu için filmi yapılıyor” dedi.
Selen Öztürk (Naim Süleymanoğlu’nun annesi Hatice Süleymanoğlu)
“Burada tecrübe ettiğimiz şeyler mucizevi ve paha biçilmez”
Naim Süleymanoğlu’nun annesi Hatice Süleymanoğlu rolünü üstlenen ve basın toplantısı sırasında gözyaşlarına hakim olmayan Selen Öztürk Basın toplantısı sırasında gözyaşlarına hakim olmayan Selen Öztürk; “Bu hikayenin içinde ve Mestanlı’da yaşadığım duyguları nasıl anlatırım bilemiyorum. Artık bazı şeyler oynamaktan çıkıyor. Mesleğimi icra mı ediyorum yoksa gerçek bir ana tanıklık mı ediyorum… Burada tecrübe ettiğimiz şeyler mucizevi ve paha biçilmez. Örneğin Muharrem Süleymanoğlu’nu ilk gördüğümde içimde oluşan duyguyu anlatamam. Rolünü üstendiğim Hatice Anne ile henüz tanışmadım ama artık onu çok iyi tanıyorum ve hissediyorum. Küçük dev adam çok büyük işler başarmış. Onu da anlatıyor olmanın sorumluluğu üzerimizde.Çocukluğumdan beri takip ediyordum Naim Süleymanoğlu’nu, izliyordum, özel bir sporcuydu ailemizin içinde. Bir özgürlük savaşçısı olduğunu bilmiyordum. Bu kadar büyük bir misyon taşıdığından haberdar değildim ya da o kadar hissetmiyordum. Filmle birlikte derinlemesine gördüm ve öğrendim. Hangi güzelliklere, neye vesile olduğunu buradaki insanlarla tanışınca, konuşunca ve sohbetlere katılınca anladım.. Gerçekten insanlık adına sporun da ötesinde çok çok önemli bir iş başarmış. Afferim benim kızanıma!” dedi.
Gürkan Uygun (Naim Süleymanoğlu’nu halter sporuna başlatan ilk antrenörü Enver Türkileri)
“Çocukken olimpiyatlarda onu seyrederken aldığım hazzı yaşamak istedim ve o yüzden filmde oynamayı kabul ettim, şanslı hissediyorum kendimi”
Haltere gönül vermiş bir antrenörü canlandıran, Naim Süleymanoğlu’nu keşfeden isimEnver Türkileri rolünde izleyeceğimiz Gürkan Uygun; “Biz o yıllarda çocuktuk ve Naim Süleymanoğlu’nu sadece kaldırdığı halterle tanıyorduk maalesef. Aslında ondan daha da öte bir şey başardığını anlayamamışız tam olarak. Filmin içine girince bunu çok iyi gördüm. İki milyonluk bir toplumun sesi olmuş. Şimdi daha iyi anlıyorum. Senaryoyu okuyunca, kaldırdığı ağırlıkların aslında arka planda kaldığını daha büyük bir amacının olduğunu gördüm. Son olimpiyatlarda onu seyrederken aldığım hazzı yaşamak istedim ve o yüzden de filmde oynamayı kabul ettim. Çok keyif alarak çalışıyoruz. Şanslı hissediyorum kendimi, böyle bir insanın hayatının içinde ufak da olsa bir parça bulunmak çok keyifli. Televizyonda Naim Süleymanoğlu’nu izlerken de çok gururlanmıştım, şimdi oynarken de çok gururlanıyorum. Sadece bir halter şampiyonu değil kendisi, toplumun sesi olmak istemiş ve kardeşi Muharrem’in dediği gibi elinin altında her türlü imkan varken elinin tersiyle itip bu yolu seçmesi onun ne kadar kimliğine bağlı bir insan olduğunu gösteriyor bize” diyerek hissettiklerini anlattı.
Naim Süleymanoğlu’nun 10 yaşlarındaki halini canlandıran çocuk oyuncu Batuhan Davutoğlu, basın toplantısındaki duygu yoğunluğundan çok etkilendi ve ağlamaktan bir süre konuşamadı. Toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.Muharrem Süleymanoğlu’nun kardeşi rolünde izleyeceğimiz genç oyuncu Faruk Güven; “Naim Süleymanoğlu’nun hayatı beni çok etkiledi. Dünyaya azmi, başarıyı öğretmiş bir insan. 50 yaş gibi genç bir yaşta ölmesi çok acı ama Naim Süleymanoğlu ismini ilk defa bu sene duydum” dedi.
3 erkek kardeşin en büyüğü olan Raim Süleymanoğlu rolünde ise bir göçmen çocuğu olan Bora Kırkım var. “Ben de bir göçmen çocuğuyum. Babaannem ve büyük babam şu an bulunduğumuz Mestanlı’dan 50 km uzaklıktaki Kırkım köyünden İzmir’e göçmüşler. Aslında filmde anlatılanlar bana yakın, bildiğim bir hikayeydi ama çekimler için buraya geldiğimde fazla bir şey bilmediğimi anladım. Naim Süleymanoğlu’nu tanımak ve bu hikayenin parçası olmak gerçekten gurur verici benim için” dedi.
Senaryosunu Barış Pirhasan’ın yazdığı, müziklerini Fahir Atakoğlu’nun yaptığı “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filmi, 25 Ekim’de CGV Mars Dağıtım aracılığıyla vizyona girecek.