Konunun aslını öğrenmek için olayın taraflarından Birsen Özay’ın Avukatı Özgür Uysal’ a ulaşıp olayla ilgili birkaç soru sorduk.  Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Avukat Özgür Uysal ile yaptığımız röportajı yazımızın devamında okuyabilirsiniz.

Merhabalar Özgür Bey.

Kısa zaman içinde hakkınızda biraz araştırma yaptığımızı söyleyelim. Bu açıdan sizin meslekle bizim meslek çok farklı değil aslında. Sizi sorduğumuzda davalar konusunda seçici olduğunuz söyleniyor. Neden bu seçicilik ?

Merhaba, merhabalar. Baktığımızda her hak korunmaya değerdir. Tabi bazen öyle durumlar söz konusu oluyor. Bize gelen kişilerle olaya aynı pencereden bakamıyoruz. Bu konulardan bahsetmek çok da doğru değil aslında.

Bu davaya yaklaşımınız nasıl oldu?

Söz konusu olayda da müvekkilim Birsen Özay başından geçenleri anlattığı an kendisinin haklı ve suçsuz olduğuna kanaat getirdim. Bu haklılığını ispatlamak için bütün emeğimi harcamaya hazırım.

Davanın süreci ne aşamada peki? Davanın sonuçlandığına dair haberler doğru mu?

İlk derece mahkemesi bir sonuca vardı. Ancak bu kesinleşmiş bir hüküm demek değil. Gerekli itiraz  haklarımızı ilgili mercilere yapacağız.

Müvekkilinizin ceza aldığına dair medyada çıkan haberlerden ne anlamamız gerekiyor o halde?

Dediğim gibi karar henüz kesinleşmiş değil. Biz her mahkemenin verdiği karara sonsuz saygı duyarız. Ancak haklı olduğumuzu düşündüğümüz bu davada da gerekli savunma ve itiraz haklarımızı kullanmadan ve kesin hükme ulaşmadan herhangi bir yorum yapmanın doğru olmayacağını düşünüyoruz.  Herkesin de böyle düşünmesini istiyoruz.

Peki mahkemenin verdiği karar tam olarak nedir? Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?

O da bir ilamdır. Bir sonuçtur. Ancak hukuk sistemimizde çeşitli temyiz ve itiraz hakları vardır. Bu hakların tükenmesi halinde ise kesinleşmiş bir ilamdan bahsedebiliriz. Mahkemenin sonucunu nasıl yorumladığımızı yapacağımız itirazlarda ilgili merciler görüp en doğru şekilde değerlendirecektir. 

Yani anladığımız kadarıyla şu an her şey bitmiş değil?

Evet doğru. Nihai kararı önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Olayın basında yer almasının herhangi bir etkisi oldu mu? Sizin ve müvekkilinizin bu konuda yaşadığı bir sıkıntı var mı?

Tabi bu olayda taraflardan bir tanesi medyanın takip ettiği ve kolayca ulaşabildiği ünlü bir isim. Müvekkilim ise sade bir hayatı olan, yaşadığı çevrede sevilen ve saygı duyulan emekli bir öğretmendir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi olayın başından beri basın olayla ilgilenmiştir. Daha soruşturma aşamasında çıkan bazı haberler ile kamuoyunda sanki müvekkilim suçluymuş gibi bir kanaat oluşmuştur. Bu bizim masumiyet karinesi dediğimiz yani ‘aksi ispat edilinceye kadar herkesin suçsuz olduğuna dair evrensel hukuk ilkesine zarar veren bir durumdur.

Ayrıca sıradan bir hayat süren müvekkilim yaşadığı olaylar sebebi ile son derece huzursuz olmuş,  morali çöküntüye uğramış, kurulu düzeni sarsılmıştır. Size sadece emekli bir öğretmenin birlikte yaşadığı kızı ile beraber hayata karşı tek başlarına verdikleri mücadelede  bu durumun ne kadar büyük sonuçlar doğurduğunu ve bu sonuçlardan hiç birinin olumlu olmadığını söylemem yeterli olacaktır. Geri kalan bütün değerlendirmeleri kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Biz basının son derece zor şartlarda çalışıp, çok değerli işler yaptığının bilincindeyiz. Ancak bu olaydan dolayı müvekkilim son derece mağdur olmuştur. Kesin hüküm verilene kadar değerli basın mensubu arkadaşlarımdan gerekli hassasiyet gözetilerek müvekkilimi rencide edici haberler yapmasından kaçınmasını rica ediyorum.
Teşekkür ediyoruz değerli vaktinizi bize ayırdığınız için.
Ben teşekkür ediyorum.

 

Güncelleme Tarihi: 07 Temmuz 2012, 12:39