Türkiye ‘Atom Kulübü’ ülkeleri arasına girdi

Geçtiğimiz günlerde Moskova’da VI. Uluslararası Nükleer Enerji Forumu ‘Atomexpo 2014’düzenlendi.

Bu yılki forumda nükleer enerjinin geleceği, yeni atom teknolojileri, nükleer enerjinin geliştirilmesini öngören hukuksal düzenlemeler gibi konular masaya yatırıldı. Forum çalışmalarına Türkiye dahilinde 42 ülkenin 3544 temsilcisi katıldı. Türkiye’nin bu foruma katılmasının dikkat çekici yanı, Türkiye ile Rusya arasında Akkuyu NGS projesinin gerçekleştirilmesiyle ile ilgili anlaşmanın imzalanmasının ardından Türkiye’nin ‘Atom Kulübü’ ülkeleri arasına girip nükleer enerji konularının ele alındığı çeşitli forumların daimi katılımcısı olmasıdır.

Üzerinde durulması gereken husus daha var. Enerji Bakanlığı Nükleer Enerji Proje Uygulama Daire Başkanı Necati Yamaç’ın Moskova’da açıkladığı gibi, Türkiye’de barışçıl atom kullanımı ülkenin milli ekonomisinin yeni yönlerinin gelişmesi için önemli imkanlar tanıyor. Sözlerine göre Türkiye ileride de Rusya ile üniversiteler ve başka kurumlar ve örgütler düzeyinde çeşitli anlanlarda işbirliğini geliştirmeye devam edecek, Rosatom şirketinin nükleer güç santrallerinin tasarlama, inşaatı, kadro planlaması konusundaki tecrübesini kullanmak istiyor.

Bu arada Rusya Devlet Atom Enerjisi Kuruluşu Rosatom Başkanı Sergey Kiriyenko Forum’da yaptığı açıklamada konunun ekonomik boyutuna dikkat çekerek ekonomisi hızla büyüyen ülkelerin nükleer enerji yani daha ucuz enerji kaynaklarına en çok ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Türkiye de böyle ülkelerden biridir. Doğa kaynaklarına gelince onun enerji kaynakları ihtalatına bağımlılığı çok yüksektir. Bu yüzden her yıl 60 milyar dolar ödemek zorunda. Akkuyu NGS’i işletmeye alındıktan sonra enerjinin yaklaşık yüzde 60’ı ülke içinde üretiliyor olacak.

Ama bu konu sadece ekonomik göstergelerle alakalı değil. Orta Doğu bölgesindeki olaylar nükleer enerji sorunlarının dış siyasetle ilgili olduğunu bir kez daha gösterdi. Meydana gelen Irak krizi de bunun en iyi örneğidir.

Akkuyu’da kullanılacak 3. Nesil Rus teknolojisi VVER-1200 (AES-2006) reaktör tasarımı mühendislerinden Mikhail Maltsev Atomexpo Forumu’nda yaptığı açıklamada şunu söyledi: ‘Fukişima’daki kazayı çok iyi analiz ettik, kendi teknolojimiz üzerinde birçok stres testleri gerçekleştirdik ve bütün olumsuzlukları göz önüne alarak yeni güvenlik önlemleri aldık. Ayrıca kaza durumunda nükleer santral otomatik olarak 24 saat çalışabiliyordu biz bunu 72 saate çıkarttık. Yine bu 3 günlük süre zarfında santralin daha güvenli bir şekilde çalışabilmesi için önemli faktörleri dâhil ettik’.

Türkiye’ye ise nükleer enerjisinin gelişmesini tehdit edebilecek faktörlerin ortaya çıkmasını önlemek için bölgesel güvenliği garantiye alma vazifesi düşüyor. Çünkü nükleer enerjinin güvenliği devlet sınırlarını aşmaktadır.

Kaynak : www.turkish.ruvr.ru

Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2014, 14:10