Diyabetle Sağlıklı Yaşam: Riskleri Tanıyın, Sağlığınızı Koruyun!
Diyabet, tüm dünyada giderek artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Günlük hayatın yoğun temposu, yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam gibi faktörler diyabet riskini artırıyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Selin Yavuz Tip 1 ve Tip II diyabet hakkında önemli bilgiler verdi.
Diyabet Nedir?
Diyabet, insülinin yeterli üretilememesi, etkisinin zayıf olması ya da her iki durumun bir arada bulunması nedeniyle vücutta kan şekeri dengesinin bozulduğu bir metabolik bozukluktur. Bu süreç, genetik yatkınlık, yaşam tarzı faktörleri, obezite ve çevresel etkenlerle birleşerek hastalığın gelişimini etkiler.
Tip 1 Diyabet
- Genellikle ani ve hızla gelişir. Genellikle 30 yaşından önce başlar.
- Çocuklarda ve gençlerde görülür.
- Vücut, çok az insülin üretir ya da hiç insülin üretmez. İnsülin eksikliği nedeniyle kan şekeri yüksek seviyelerde kalır. Bu bireyler, kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutabilmek için yaşamları boyunca insülin almak zorundadırlar.
- Genetik yatkınlık önemli bir risk faktörüdür.
Tip 1 Diyabetin Belirtileri;
Tip I diyabetin semptomları hemen her zaman birdenbire ortaya çıkar.
- Aşırı susama
- Aşırı acıkma
- Ani kilo kaybı
- Sık idrar yapma
- Aşırı yorgunluk hissi şeklinde görülür.
Tip II Diyabet
- Ailesinde diyabetli olanlar,
- BMI >25
- 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
- Stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riski daha yüksektir.
- Ayrıca pankreasın kronik iltihabı, pankreas tümörleri ve ameliyatları ile hipertiroidi, akromegali gibi bazı hormon hastalıkları Tip 2 diyabete yol açabilir.
Tip II Diyabetin Belirtileri
- Yorgunluk hissetmek,
- Sık sık infeksiyon gelişmesi
- Ciltteki kesiklerin veya yaraların çok yavaş iyileşmesi
- Sık idrar yapma8
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma
- Açlık hissinin fazlalaşması ve çok yeme
- Ağız kuruluğu ve çok su içme
Tip II Diyabetin Nedenleri
- Karaciğerde glikoz üretimi artışı
- İnsülin direnci
Tıp II Diyabette Risk Faktörleri
- Yaşı 40'ın üzerinde olanlar,
- Şişmanlar,
- Ailelerinde başka diyabet hastaları bulunanlar,
- Gebelik sırasında diyabet gelişenler,
- 4,5 kg'dan daha ağır bebek doğuranlar,
- Bir hastalığın veya yaralanmanın stresini yaşayanlar,
- Tansiyonu yüksek olanlar
Gestasyonel Diyabet
Gestasyonel diyabet (GD), diyabeti olmayan ancak hamilelik sırasında diyabet gelişen kadınlarda görülen bir durumdur. Genellikle gebelik sonrasında düzelir, ancak sonraki gebeliklerde yeniden ortaya çıkma riski bulunur.
- Gestasyonel diyabetin %80'i, ilerleyen yıllarda tip 2 diyabete dönüşme eğilimindedir.
- Gestasyonel diyabet geçiren kadınların, 16 yıl içinde diyabet geliştirme riski %30 iken, bu oran genel nüfus için sadece %10’dur.
- Hamilelik sırasında kilo artışı 20 kg'ı aşarsa, gestasyonel diyabet tanısı kesin olarak konulur.
Diyabetin Teşhisi
- Kan şekeri ölçümü = AKŞ > 126 mg / dl ise DM
- Oral Glukoz Tolerans TESTİ (OGTT) = Akş 100-126 mg/dl. Arasında olanlara yapılır.
- İdrar Şekerinin Kontrolü
- Keton Testi
Diyetisyenin Diyabetteki Rolü Nedir?
Diyetisyenler, diyabetin yönetiminde önemli bir rol oynar ve kişiye özel beslenme planları oluşturarak kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur.
Bireylerin beslenme ihtiyaçlarını değerlendirir, onlara uygun yemek planları sunar ve yaşam tarzı değişikliklerini benimsemelerine rehberlik eder.
Danışanı ile birlikte çalışarak diyet alışkanlıklarını iyileştirir, kilo kontrolünü destekler ve yeterli beslenmeyi sağlar. Bu süreç, karbonhidrat, yağ ve protein gibi makro besinlerin doğru miktarda ve zamanında tüketilmesiyle kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesini hedefler.
Diyabetli bireylerin sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkı sağlamak için beslenme düzeninin yanı sıra düzenli egzersiz yapmaları için de önerilerde bulunur.
Hangi Yiyecekler Tüketilmelidir?
Herhangi bir yiyeceği aşırı miktarda tüketmekten kaçının; sağlıklı beslenmenin temelinde denge vardır. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besinleri doğru miktarda ve zamanında almak, hiperglisemi ve hipoglisemi risklerini azaltarak kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Ayrıca, bu denge hem kısa vadede hem de uzun vadede olası komplikasyonların önlenmesine veya ertelenmesine katkı sağlar.
Yağsız süt, düşük yağ içeriğine sahip olsa da kalorisi bulunmaktadır. Diyet ürünleri şekersiz olabilir, ancak bunların içinde bulunan un, yağ ya da meyve şekeri, kan şekeri ve yağ seviyelerinin kontrolü için ideal olmayabilir. Eğer porsiyonlarınızı düzgün bir şekilde kontrol edebiliyorsanız, sevdiğiniz pek çok farklı yiyeceği, dengeli bir şekilde tüketebilirsiniz.
Beslenme Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Diyabetin beslenme tedavisinin amacı, diyabetli birey için yaşam boyu sürdürülebilir ve ideal bir beslenme planı oluşturmaktır. Bu planın hedefleri şunlardır:
- Kan şekerini normal seviyelerde tutmak,
- Hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi ani komplikasyonları önlemek,
- İdeal vücut ağırlığını sağlamak ve bunu korumaktır.
- Tip 2 diyabetli bireyler için, beslenme tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
- Bireysel ihtiyaçlara uygun, yeterli miktarda ve doğru zamanlamayla yemek yemek,
- Kan şekeri kontrolünü sağlamak için kişiye uygun miktarda karbonhidrat içeren besinler tüketmek,
- Besin çeşitliliğini artırmak,
- Lif alımını artırarak posalı besinler tüketmek,
- Basit şekerler (örneğin, toz şeker, bal, tatlılar, meyve suyu) yalnızca diyetisyen önerisi ve kontrolü altında tüketmek.