OKUYAN  TOPLUM  PROJESİYLE
“ŞİMDİ OKUMA ZAMANI…
 
Dördüncü yılına giren  Okuyan Toplum Projesi, Cumhur Başkanlığı Türkiye Okuyor Kampanyası  yanında,  geçtiğimiz  hafta  Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı çağrıya da  destek veriyor. 

MEB, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının  başlattığı “ŞİMDİ OKUMA ZAMANI”  kampanyasına destek için, projeyi yürüten  eğitimci ve Okuma Araştırmacısı  Ferhat Özen,   bu yıl  Kitapla Barışma Söyleşileri’ni Maltepe Orhangazi Lisesi’nden başlattı.

Okuyan Toplum Projesi,    geçtiğimiz yaz  da   Maltepe  Belediyesinin desteğiyle,  büyük ilgi gören  “Okuyan Park”  pilot çalışmasını gerçekleştirmişti.
Geçtiğimiz hafta, Maltepe Kaymakamlığı  ve  ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle  Orhan Gazi Lisesi’nde, projenin    atölye çalışmasını başlatan Özen, bu hafta boyunca  da aynı okulda  öğrenci,  öğretmen  ve  velilerle buluşmayı sürdürecek. 

Ferhat Özen,  4 yıldır okullarda  Okuyan Toplum Projesini  yürütüyor. Proje kapsamında öğrenci, veli ve öğretmenlere dönük , Ekran Bağımlılığından Kurtulma Kitapla Barışma Söyleşileri   gerçekleştiriyor. Projenin, Okumayı Sevdirme Atölyesi (OSEV), sınav ve test merkezli eğitimimizin, bilgi yorgunu, sınav yorgunu öğrencilerini  ve  daha çok da  ekran bağımlısı gençliğini  kitapla barıştırmayı amaçlıyor atölye çalışmasının amaçları arasında.  “90’lı yıllardan başlayarak, yaşamın her alanını ele geçiren, kitleleri ayartan ve baştan çıkaran  ekranların  büyüsüne kapılarak   başlayan,  kitaptan ve kültürden kaçış  sürüyor. Ekranlardan bilinçli yararlanmayı öğretmek ,  bizim ekranlara değil de ekranların bize hizmet etmesini sağlamak,  TV, bilgisayar, internet, cep telefonu gibi  bağımlılık yapan bu  ekranlı araçların amaç olmasının önüne geçmek, projenin   öteki amaçları arasında.”

Proje,   tersinden söyleşilerle ve   yine adeta bir kültür şokuyla  büyük ölçüde amaçlarına  ulaşıyor.  Salon  ve  süre olanakları  içinde, saydam  gösteri ve müzik efektleriyle  de destekli, tiyatral sunumlarla  öğrencilerde, uzun yılların soğutmasıyla  donmuş olan okuma isteğini çözmeyi başarıyor.  Atölye çalışmasının, her öğrencideki etkisini, başarıya ulaşıp ulaşmadığını, çalışmanın sonunda, öğrencilerin kendileriyle baş başa kalarak, kimlik    belirtmeden yazdıkları  geri bildirimlerden  hemen   ölçmek  olanaklı.   
 
      
  Yukarıdaki amaçlarla,   “Her bireyin, erken    ya da  geç dönemde, örgün ya da yaygın eğitimde,  okuma hakkından,    yararlanabilmesi için   projeyi  hazırladığını”  söyleyen Özen,   “Okullarda yürüttüğüm bu çalışma,  bir saha çalışmasıdır. Masa başından sahaya inmektir. Ülkemizde çok yaygın ve her yaşta  görülen   okuma isteksizliği, yeme içmeden kesilme gibi, okuma yazmadan kesilme,  biraz da  ekrana yapışık yaşama sonucu, okumaya karşı  bir ‘iştahsızlık ve hastalık’  halidir. Aslında  dünyada  okumayı sevmeyecek insan yoktur. 

Ancak  yeter ki doğru zamanda, doğru kişiye doğru kitap verilsin. Okumayı sevmeyenler ilk deneyimlerini kendileri için yanlış kitapla yapanlardır. Kitap  yasasına göre,   “Her okuyucuya göre bir kitap, her kitaba göre bir okuyucu vardır. Bir kişiye kitap önermek, bir hastaya ilaç önermeye benzer. Yanlış ilaç, hastaya  ne yaparsa, yanlış kitap da aynı etkiyi yapar.”

Bugüne dek daha çok gönüllülük temelinde 75 okula ulaşan projenin, gördüğü büyük ilgiye karşın,  sürdürülebilirliği    yeterli maddi desteğe  bağlı.

 Atölye çalışmasına katılan bir öğretmen, “Her cümleyi, her kelimeyi ürpererek izledim” Bir başka öğretmen,  “Şimdi okul müdürüne gidiyorum bunu bütün okul izlesin”, Bir başkası  “Hemen bir kitap okumam gerekiyor” Bir öğrenci, “Bu sunumu bütün okullarda izletin” biçiminde görüşlerini dile getirdi.  (Açıklamadan)  F.Ö