İBB Başkanı Kadir Topbaş Hasanpaşa Gazhanesi’nin Enerji Müzesi Ve Kültür Merkezi haline dönüştürme çalışmalarını inceledi.
1892 yılında hizmete giren, 50 yıl Fransızlar tarafından işletilen Hasanpaşa Gazhanesi’ni 1931’de millileştirilmiş ve 1945’te de İETT’ye devredilmişti.
1993 yılında kapanarak o günden sonra kullanılmayan Hasanpaşa Gazhanesi’ni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın verdiği talimatla Enerji Müzesi Ve Kültür Merkezi haline dönüştürülüyor.
Restorasyon sonrasında enerji sistemleri müzesi ve bilgi tüneli, uluslararası sergi salonu, açık pazar yeri, atölye, 500 kişilik çok amaçlı gösteri salonu, çocuk bilgilendirme evi, 3 adet cep sineması, 40 kişilik 3d sinema ve fuaye alanı, kütüphane, seyir terası, restoran ve kafeterya ile 300 araç kapasiteli otopark yeri olacak olan inşaat alanına ziyaret gerçekleştiren Başkan Topbaş yapılan çalışmalarla ilgili olarak yetkililerden bilgi aldı.
İnşaat gezisi sonrası basın mensuplarına bilgi veren Başkan Topbaş, “Uzun soluklu bir iş restorasyon işi. Çok kolay bir iş değil. Çünkü hem özgün malzemeyle doğru iş yapmak zorundasınız ve iğne ile kuyu kazmaya benzer. Koruma kurullarının verdiği değerlerle değerlendirilir ve ona göre bunun yol haritasını çizersiniz” diye konuştu.
Yapılan çalışma ile birlikte Hasanpaşa bölgesinin çok önemli bir değer kazanacağını vurgulayan Başkan Topbaş, “Tarihi tekrar ayağa kaldırıyoruz. Koruma kullanma dengesini kurmak suretiyle bu işi yapacağız. Yeni fonksiyonlar veriyoruz. Geçmişte İstanbul’un hava gazı dediğimiz gaz üretme tesislerinden bir tanesiydi Hasanpaşa. Ben çocukluğumda da gayet iyi bilirim, kok kömüründen elde edilen hava gazı o zamanki İstanbul’un hem Avrupa hem Asya yakasındaki yerleşim alanlarının bir çoğuna erişirdi ve bu kullanılırdı. Tabi daha sonraları tedavülden kalktı. Çünkü diğer doğalgaz, diğer enerji kaynakları bu imkanı bu fırsatı verdi” ifadelerini kullandı.
Tarihe Saygı Gösteren Bir Ecdadın Mensuplarıyız
Başkan Topbaş, bir kente yeni değerler kazandırırken eski değerleri de koruyarak günümüze kadar getirmeyi becerebilmiş bir milletin bireyleri olduklarını ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Özellikle bizim bu kente yerleşmemizle 1453’ten itibaren, medeniyet izlerimizi ortaya koymuşuz. Birçok eserler vermişiz. Ama öyle eserler verirken diğer eserleri de korumuşuz, hassasiyet göstermişiz saygı göstermişiz. Bu başka toplumlarda maalesef yok. Başka toplumlarda girdikleri yerde bütün değerleri yok edip sadece kendilerinin varlığını hissettirmeye çalışıyorlardı. Benim için çok önemli bir anekdottur. Atina’daki Akrapol Müzesi’nin açılışına gittiğimde oradaki belediye başkanına şunu bahsettim; 400 yıl Osmanlı idaresinde kalan Yunanistan ve Atina’da Akrapolis’teki o bizim inancımıza uygun düşmeyen çıplak heykelleri, hayvan heykellerinin hiçbirini ufalamamışlar dokunmamışlar bozmamışlar ki bugün bu müzede siz bunu sergileyebiliyorsunuz diye ifade ettim. Tarihe böyle bir saygı gösteren bir ecdadın mensuplarıyız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemiyle başlayan başlayan kültürel değerleri tekrar ayağa kaldırma hamlesini kendi dönemlerinde de devam ettiklerini belirten Başkan Topbaş, “Onlarca restorasyon yaptırdığımız, yenilediğimiz eserler var. Bunlar çok kolay olmayan bilim insanlarımızla koruma kurullarımızla irtibat kurmak suretiyle, koruma kullanma dengesini kurarak yeni fonksiyonlarla kente hizmet ettirmeye çalıştık” dedi.
