İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kendimi toplumsal bir seferberliğe hazırladım. Bireysel beklentilerimizi zaten ötelemiş durumdayız.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 31 Mart ve 23 Haziran seçim süreçlerinde hem kampanya hem de seçim güvenliği çalışmalarındaki katkılarından dolayı ilçe başkanlarına, mahalle temsilcilerine ve hukuk sorumlularına Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen programla teşekkür belgelerini verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programa, Kaftancıoğlu ve Başkan İmamoğlu’nun yanı sıra, aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’in de bulunduğu CHP Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri, il yöneticileri, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları da katıldı. Törende, hafta içi vefat eden, eski İmar ve İskan Bakanlarından, CHP eski milletvekili ve İl Başkanı Ali Topuz ile eski Turizm ve Tanıtma Bakanlarından, eski CHP milletvekili Orhan Birgit de anıldı.
-BİRBİRİMİZE TEŞEKKÜR ETMEYİLİZ-
Törende konuşan İmamoğlu, emeğinin karşılığını insanlara hissettirmenin önemine değinerek, gösterilen vefanın kucaklaşma ve bir arada oluş açısından çok değerli olduğunu söyledi. İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Muazzam bir iş başarmış ve o işin başarının sahibi olan aynı zamanda içinde olduğum olmaktan da gurur duyduğum, 10 yılı tamamladığım siyasi yaşamımda kendime her anını okul kabul ettiğim Cumhuriyet Halk Partisi’nin fertlerinin arasındayım. Onun için çok heyecanlıyım.Vefa çok önemli. Emeğinin karşılığını insanlarına hissettirmek çok önemli. Bunu her zaman devam ettirmeliyiz.Birbirimize teşekkür etmeliyiz. Yaptığımız güzel işlerde o güzelliği hissettirecek tavır ve davranışlarda bulunmalıyız.”
İmamoğlu’nun konuşmasının devamında satır başları da şöyle:
-BİR ARADA OLUŞ ÇOK DEĞERLİ-
“Bu yapılan şey size hem teşekkür hem de motivasyon. Aynı zamanda geleceğe ne kadar tutarlı ve emin adımlarla bakışımızın da birer simgesi. Bunu yaptığımız zaman güçleniriz. Ben siyasi sürecin bir görev, siyasi partilere de hizmet için bir araç olduğuna inanan kişilerdenim. Bunu sürdürülebilir hale getirebilmemiz için, kapsayıcı gösterip insanları çekebilmemiz için bu karakterle davetkâr ve içine gelen herkesi kucaklayan, güler yüzle sarıp sarmalayan, aynı zamanda yapılan güzel işlerde ödüllendiren elbette yanlış iler varsa onunda ne gerektiriyorsa onu yapan en üst seviyede kurumsallığa ulaşmış bir kurum olma becerisini ortaya koymalıyız. Buna en çok yakışanda Cumhuriyet Halk Partisidir. Dünyanın en eski sosyal demokrat partilerinden birisidir. Türkiyemizin kurucu partisidir. Bu karakterle bizim çok üst seviyede işlere imza atma sorumluluğumuz vardır. O bakımdan gösterilen bu vefa gösterilen bu kucaklaşma ve bir arada oluş çok önemli ve değerlidir. Bizi kimse sanmasın ki bugün bizi başarı bir araya getirdi. Biz en zor durumlarda bile bir arada durmayı başarmış bir siyasi partiyiz. Bugün sadece başarı görmüş ve bir arada duran bazı siyasi kurumlar, başka bir pozisyonda ya da atmosferde ne olacaklarını açıkçası tarih ve süreç bize gösterecek. Ama biz gerçekten ülkemiz için en zor anlarda en zor koşullarda sesine gür çıkaran ve en doğruyu en doğru yerde söylemeye çalışan bir siyasi parti olmuşuz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz.
-MUAZZAM BİR İŞ BAŞARDIK-
Ben partime ve partililerimize çok inanıyorum. Zamanın ruhunu yakalayacaklarına da çok inanıyorum. Bugün danışma kurulumuz var. Uzun uzun konuşulacak. Ben de görüşlerimi aktaracağım. Ama söylemek istediğim şey şudur; ‘Zamanın ruhu çok önemlidir.’ Zamanın ruhu birçok konuda seferberlik emretmektedir tüm halka. Bu seferberlik içerisinde, siyasi iletişim modeli aslından da bir seferberlik vardır. Bu seferberliğin içerisinde belki bildiğimiz çok rahat zamanlarımızda ya da bilinen olağan koşullarda yaptığımız siyaset biçimini de değiştirme noktasında adım atma seferberliğini yakalamamız lazım. Muazzam bir iş başardık. İstanbul’un 961 mahallesinde örgütlü 39 ilçesinde muazzam örgütlü bir biçimi olan bu partimizin Türkiye’ye her anlamda lokomotif olma sorumluluğu da vardır. Size bir hatırlatmak yapayım ki, önemli iki üst siyasi ziyaretimde orada buluştuğum belediye başkanları, ülke başbakanı, BM Genel Sekreteri gibi aklınıza gelebilecek farklı siyasi kurum ve kuruluşlarının temsilcileri hatta iş dünyası hatta basın ve medya dünyasının bizden olan beklentisini size tarif edemem. Dünyanın da yoksullaştığı bir demokrasi ortamında ya da popülizmin ezdiği çok geliştiğini düşündüğünüz ülkelerin atmosferinde bizden muazzam beklenti var. Kendinizi lütfen bu anlamda bir seferberliğe hazırlayın ve odaklanın. Bildiğiniz bir takım ezberlerden sıyrılın. Ben bu ülke için ne yapabilirim? Partimin daha yukarısında neler düşünebilirim? Farklı siyasileri bu anlayışın içerisine nasıl çekebilirim? Kol kola bu ülke için neler yapabilirim düşüncesiyle hareket etme zeminine kendinizi hazırlayın. Bu çok önemli ve değerlidir. Demokrasi devremi gibi düşünebileceğiniz dönemin işaretçisidir. O bakımdan ben tümüyle kendimi böyle bir seferberliğe adadığımı belirtmek istiyorum.
-ETRAFIMIZA İKTİDAR PARTİSİNİN FERTLERİNİ KATTIK-
Bu toplumsal bir mücadele. Sadece siyasi bir mücadele değil. Bunun sadece ideolojik kavramın içerisine sıkıştırma şansınız da yok. Çünkü bir ülkenin ve milletin geleceği, çocuklarımızın bu ülkeye kendini umut olarak görebilecekleri bir sürecin başlangıcındayız. Lütfen tüm birikimlerinizi ve iyi niyetinizi tüm samimiyetinizi tüm çalışkanlığınızı bu sürece ve bu ruhla odaklayın. Ancak o zaman ülkemizin kurusu olduğumuz gibi bugün de yarınlara hazırlayıcısı bir parti olabiliriz. Hepimiz bu konuda sorumluyuz. Aslında hepimiz bu konuda mesuliyet üstlenmiş durumdayız. Bundan kaçamayız. Bireysel çıkarlarımızı zaten unutmuş durumdayız. Tümüyle böyle bir mücadele veriyoruz yaklaşık 1 yıldır. Bireysel beklentilerimizi zaten ötelemiş durumdayız. Bugün Türkiye’nin ruhunda İstanbul’da elde ettiğimiz başarı gösterdiğiniz o muazzam kucaklamayı ve kucaklaşmayı öyle olmasaydı biz zaten yüzde 55’e varan bir oy alamazdık. Onu yapamasaydık zaten etrafımızda inanın iktidar partisinin fertleri de dahil diğer partileri de katamazdık. Onun için kattık. Onun için başardık.”
İmamoğlu, kendisini ziyarete gelen Budapeşte’deki Türk siyasetçi ile arasında geçen diyaloğu da şöyle anlattı:
-SADECE ORTADOĞU VE ASYA DEĞİL AVRUPA BİZİ TAKİP EDİYOR-
“Budapeşte’de genç bir arkadaşımız beni ziyaret etti. Bana, “Budapeşte’de aday oluyorum. Kazanabilir miyim? Sizden tavsiye almaya geldim” dedi. Genç bir arkadaşımızdı. Görüntüsü gençti ama ruhu benden genç değildi. Onu söyleyeyim. Ve süreçleri ve nasıl başardığımızı, partimizle herkesi nasıl kucakladığımızı anlattık. Kendisi, oradaki danışmanlar ve gazeteciler, televizyon kameralarına onu desteklediğimi ve onun seçilmesini çok istediğimi bu vesile ile seçimi kazanacakları inançlarını dile getirdiler. Ben de ona, “Bu yanlış, yanlış olur. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdiyim. Macaristan’da bir arkadaşımız başarılar dilerim. Bu şekilde destek biçimim size zarar verir. Doğru olmaz ama size başarılar dilerim. Bu inancınızı lütfen yüksek tutun. İnanın sevgi ve sevgi dili kazanacak “dedim. Bana, “Emin misiniz, sevgi dili her yerde kazanır mı?” dedi. “Evet sevgi dili her yerde kazanır. Şüphe duymayın” dedim. Ve Budapeşte’de -aynı Türkiye gibi baskıcı bir ortamda- seçimi kazandı bu arkadaşımız. Bizim ismimizi ve İstanbul’un adını kullanarak bir model tanımı yaparak kazançlarını sevgi olarak gösterdi. Sadece Ortadoğu, Afrika ve yakın Asya coğrafyası bizi takip etmiyor. Dünya bizi takip ediyor. Demokrasi adına taçlandırdığımız Avrupa bizi takip ediyor. Sorumluğunuzun farkında olun. Bana baktığınızda kendinizi seçilmiş gibi hissedin.”
KAFTANCIOĞLU: “BÜYÜK BİR GURURU PAYLAŞMAK İÇİN BURADAYIZ”
Törenin açış konuşmasını yapan ve sözlerine, “Değerli mücadele arkadaşlarım, yol arkadaşlarım” diyerek başlayan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da, “İBB emekçilerine, İBB Başkanımızın şahsında bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Kaftancıoğlu şöyle konuştu:
“Bugün olduğu gibi günlerce, gecelerce, aylarca Türkiye’nin demokrasi sınavı, İstanbul’un kurtuluş mücadelesi için hafta sonu demeden, gece-gündüz demeden alın teriyle hem sahada hem sandıklarda bedel ödeyen örgütümle bir arada olduğum için çok mutluyum. Bugün burada yol arkadaşlarım, ilçe başkanlarım, ilçe yöneticilerim, İstanbul’un 961 mahallesinden gelen mahalle birim sorumlularımız ile bir kez daha bu haklı gururu ve büyük mutluluğu paylaşmak için bir aradayız. 17 Kasım 2018 tarihini hatırlayacaksınız. Neredeyse üzerinden bir yıl geçti. 17 Kasım 2018 tarihinde Sarıyer’de Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla mahalle temsilcilerimizle aynı bugün olduğu gibi bir toplantı gerçekleştirmiştik. Yerel seçimlere giderken Türkiye’nin ve İstanbul’un kader seçiminde hep birlikte nasıl başaracağımızı konuşmuştuk. O günkü konuşmama şu sözlerle başlamıştım: ‘Daima söyledim, yine söylüyorum. Sonu mutlu bitecek bir İstanbul hikayesini birlikte yazacağız. Bu zafere birlikte inandığımızda kazanan biz olacağız.’ Ve işte bugün her kademesinde birlik ve beraberlik olabildiği için İstanbul’da yeni bir başlangıcın kapılarını aralayan güzel örgütüm burada bir arada. Ne mutlu bana ne mutlu bizlere.
-BAŞARIYA GİDEN YOK, ORTAK DİLDEN GEÇER-
Bir yıl önce mahalle temsilcilerimizle buluştuğumuzda şu söylediğim cümlenin bugün bir kez daha altını kalın bir çizgiyle çizerek ifade etmek istiyorum: Başarıya giden yol; ortak dil, ortak söylem, ortak tutum, ortak davranış ve elbette çalışmaktan geçer. İl Başkanı olarak ben daima bu cümlenin üzerine düşünerek çalışmalarımı yürüttüm. Başarının ancak ve ancak hedef için hep birlikte alınan kararlarla, oluşturulan strateji, plan ve tabii ki yoğun bir çalışma ile geleceğine inanıyorum. Bunun böyle olduğunu bugün görmeyen, hissetmeyen kalmadığına eminim. İstanbul’da sisli, karanlık bulutlar dağıldı. Şimdi sıra Türkiye’nin üzerini kaplayan karanlığı yırtıp atmakta. Bunu başaracak yine sizlersiniz. Bizler başaracağız. Hep birlikte hareket edip Türkiye’de bir kez daha kazanacağız. Genele Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Türkiye genelinde yarattığımız demokrasi ittifakı ve İstanbul’da İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile birlikte oluşturduğumuz İstanbul İttifakı ile birlikte bizler bir kez daha ekin alacak ve bir kez daha başaracağız.”
Konuşmaların ardından, İstanbul'un 39 ilçe başkanlarını, mahalle teşkilatları ve hukuk görevlilerini sahneye davet eden İmamoğlu ile Kaftancıoğlu, teşekkür belgelerini vererek hatıra fotoğrafı çektirdiler.