İyi ki doğdun Polis Teşkilatı

Türk Polis Teşkilatı'nın 169. Kuruluş Yıldönümü ve Polis Haftası vesilesiyle, sizler için Türk Polis Teşkilatı’nın geçmişten günümüze, tarihteki yolculuğunu derledik.

İyi ki doğdun Polis Teşkilatı
İyi ki doğdun Polis Teşkilatı

Türk Polis Teşkilatı'nın 169. Kuruluş Yıldönümü ve Polis Haftası vesilesiyle, sizler için Türk Polis Teşkilatı’nın geçmişten günümüze, tarihteki yolculuğunu derledik.

Polis, Yunanca ve Latince politika kelimelerinden gelmektedir. Eski Yunanlılar kendi şehir devletlerine polis ismini vermişlerdir. Bu kelime, kamu düzen ve güvenliğini koruyan, yasaların adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını sağlayan, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla yükümlü bir teşkilat anlamında kullanılmıştır.

Polis, sarhoş, alil ve acizlerin yardımına koşar, terkedilmiş çocukların ilgili müesseselere yerleştirilmesine dair hizmetleri yapar. Sinema, tiyatro gibi yerlerdeki toplu çıkışlarda suçların oluşmasını önler ve bunun dışındaki diğer önleyici zabıta hizmetlerini görür. İdari kolluğun en belirgin özelliği, suçu önleyici nitelikte çalışmasıdır. İdare, kanunların suç saydığı fiillerin oluşmaması için önceden bazı önlemler alır ve uygular, emir ve yasaklar koyar, gerektiğinde kuvvet kullanarak bu faaliyetleri engeller.

Genel olarak polis, bir ülkenin sükûn, güvenlik ve düzenini sağlamak ve korumakla görevlidir. Bunu yerine getirirken önceden belirlenmiş müeyyidelere uymakla yükümlü ve hükümet tarafından alınan ve yerine getirilmesi istenen kararların icrasını sağlamakla görevlidir.

Türk Polis Teşkilatı’nın tarihi

Türk Polis Teşkilatı’nın temelleri Yeniçeri Ocağı’nın dağılmasıyla atılmıştır. Yeniçeri Ocağı’nın 1826 yılında kaldırılmasından sonra, Asakiri Muntazama-i Hassa (Asakir-i Mansure-i Muhammediye) ismiyle, polisiye hizmetleri gerçekleştiren askeri bir teşkilat kurulmuştur. Fakat bu teşkilatın ardından yurdun farklı yerlerinde, farklı teşkilatlar kurulmuş ve bir bütünlük sağlanamamıştır. Bunun sonucu da pek çok karışıklık yaşanmıştır. Bu karışıkları önlemek amacıyla, İstanbul’da 10 Nisan 1845 tarihinde, ‘polis’ adıyla bir teşkilat kurulmuştur. Teşkilatın görevleri ise aynı tarihte, Polis Nizamnamesi'nde belirtilmiş ve bu durum yabancı elçiliklere de bir yazıyla duyurulmuştur. İlk kurulduğu yıllarda yine 17 maddelik Polis Nizamnamesi ile getirilen yeniliklere rağmen karışıklıklar tümüyle ortadan kaldırılamamış, başkentte polis hizmeti Yeniçeri Ağası yerine geçen Serasker, İhtisap Ağası ve Polis adını taşıyan bir teşkilat tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Taşrada polis hizmeti ise, sipahiler ve İstanbul'da olduğu gibi memleketin birçok illerinde kurulan Asakir-i Mansure Alaylarına verilmiştir.

Ancak seraskere verilen polislik yetkileri sebebiyle askerlik görevlerinin aksatıldığı belirlenmiş ve 1846 yılında yayımlanan genelgeyle, yalnızca polis hizmetlerini yürütmek üzere ve seraskerlikten bağımsız olarak "Zaptiye Müdürlüğü, Zaptiye Müdür Yardımcılığı" ve polisle ilgili yasaları hazırlamak için, "Zaptiye Meclisi" kurulmuştur. Kısa süre sonra bu meclis de kalkmış, yerine "Divan-ı Zaptiye" ve "Meclis-i Tahkik" kurulmuştur. Böylece hem İstanbul, hem de illerin güvenlik işleri Zaptiye Müşiriyetince yürütülmüş ve bu makam, teftiş memurlarıyla ikinci defa olarak 1867 de kurulmaya girişilen polis teşkilatının bağlı olduğu tek yer olmuştur. Bu Tevhidi Zabıta Dönemi 1879 yılına kadar devam etmiştir. Bu yılda Zaptiye Müşiriyeti kaldırılmış ve yerine görevi sadece polis işlerini kapsayan Zaptiye Nezareti kurulmuş, Polis ve Jandarma bir daha birleşmemek üzere ayrılmışlardır.

1845 yılında kurulan polis teşkilatı 1867 ve 1879 dan sonra da 1881 - 1886 - 1898 ve 1907 yıllarında yapılan düzenlemelerle sürekli gelişmiş ve genişlemiştir. 1881'de İstanbul'da düzen ve güvenliği sağlayanAsakir-i Zaptiye teşkilatı kaldırılmış ve yerine Polis Teşkilatı kurulmuştur. Bu merkez kuruluşu İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve Beşiktaş Polis Memurluğu olarak, dört polis dairesi de merkezlere bölünmüştür. Her polis dairesi bir polis müdürü ile bir başkan ve iki üyeden oluşan bir polis meclisi ve her merkez bir serkomiser tarafından yönetilmiştir.

1908 yılında 2. Meşrutiyetin ilanı üzerine Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 22 Temmuz 1909 yılında çıkarılan "İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun" ile 31 Mart ayından sonra artık yaşaması imkansız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli "Emniyet Umumiye Müdürlüğü" ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur.

Ardından teşkilatta, kanunlarda pek çok değişiklik yapılmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde ise işgal sebebiyle zayıf bir polis teşkilatı görülmüştür.

Türk Polis Teşkilatı günümüze kadar halkın güvenini sağlamayı amaçlamış ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması,  toplumun güven içinde yaşamını sürmesi için hukuk ilkeleri içerisinde güvenlik hizmeti sunma misyonunu benimsemiştir.

İstanbul Ajansı olarak Türk Polisinin 169. yılını kutluyoruz.

Derleme: Elif Kübra Süer




Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2014, 18:43
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER