Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İBB'nin organize ettiği "Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"'nda Arap gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye ekonomisi ve Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe daha aktif bir dış politika izlendiğini, dünyanın her yerine ulaşılmaya çalışıldığını anlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin dış politikasının özünü "girişimci ve insani dış politika" şeklinde tanımladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki Medeniyetler İttifakı'na ve Barış İçin Arabuluculuk Girişimi'nin eşbaşkanlığını yaptığına değinerek, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'nın çözüm odaklı bir örgüt olması için çalıştığını dile getirdi.
Türkiye'nin bölgede yaşanan sorunların çözümüne de katkı sağlamaya çalıştığına işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi Ortadoğu. Filistin konusunda yaşananlar, ABD'nin aldığı karar, Ortadoğu sorunun çözümüne katkı sağlamadığı gibi bölgedeki tırmanmayı artırıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Olağanüstü Zirvesi, daha sonra BM Genel Kurulu'nda aldırdığımız kararlar, AB gibi birçok diğer örgütler ya da ülkelerde yaptığımız iş birliğiyle beraber Ortadoğu sorununa barışçıl bir çözüm bulunması ve Doğu Kudüs'ün de başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulması için bugüne kadar Filistin'i tanımayan ülkelerin tanıması için yoğun çaba sarf ediyoruz. ABD'nin aldığı bu karar yanlıştır. Bu yanlış karara ortak duruş sergilememiz lazım. Son zamanlarda İslam dünyasının içinde, özellikle de Arap Ligi'nin içinde, açıkça söylemek lazım, bu konuda biraz tereddütler, hatta geri adımlar görüyoruz. ABD'den çekinen bazı ülkelerin Filistin davasını savunmakta geri adım attığını görüyoruz. Bu çok yanlış bir düşüncedir, vahim bir hatadır. Tarih ve ümmet bunu affetmez. Bu ülkeler, Ürdün'e de Filistin'e de baskı yapmasınlar. Filistin davasını hiç kimse savunmasa, Kudüs davası konusunda herkes sussa bile Türkiye susmaz, Türkiye Filistin davasını savunmaya devam edecektir."
"Suriye’deki soruna bir çözüm bulmazsak"
Mevlüt Çavuşoğlu, Yemen'deki durumun içler açısı olduğunu ifade ederek, Yemen'de bir an önce ateşkes, insani yardım ve siyasi çözüm için müzakerelerin tekrar başlaması gerektiğini söyledi.
Yemen'de sorunun çözülmesine katkı sağlamanın, Türkiye'nin dış politika önceliklerinden biri olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Libya'daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. BM'nin çabalarını destekliyoruz. BM ve NATO gibi örgütleri Libya'ya destek vermesi için teşvik ediyoruz. En son NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda NATO'nun özellikle teröre karşı mücadelede kapasitesinin artırılması için Libya'da eğitim programlarının başlatılması gerektiğini söyledik ve müttefiklerden bu anlamda ciddi destek geldi." dedi.
Suriye konusuna değinen Çavuşoğlu, "Hemen yanıbaşımızda Suriye’deki soruna bir çözüm bulmazsak, terörle mücadelemiz de yarıda kalır, başarısız olur. Ülkede istikrarın yerine getirilmesi konusunda herkesin tereddütleri, endişeleri devam eder, kaos, iç savaş, sivil savaş devam eder. Dolayısıyla ülke bir kaos olmaya, özellikle de teröristler için bulunmaz bir ortam olmaya devam eder. Biz, Türkiye olarak siyasi çözüme önem veriyoruz. Bunun için de katkı sağlıyoruz. Astana, Soçi ve Cenevre süreçlerine en çok katkı sağlayan ülke Türkiye'dir. Her 3 platformda da var olan Türkiye, siyasi çözümün en önemli, en iyi çözüm olduğunu tüm aktörlere, Suriye'deki aktörlere anlatmaya çalışıyor. Bu konuda son zamanlarda hareketlenme var ama maalesef Cenevre'de herhangi bir müzakere başlamadığı için soru işaretleri de karamsarlık da devam ediyor." diye konuştu.
"Kardeşlerin kucaklaşması şeklinde çözülmesi hepimizin tercih ettiği bir yöntemdir."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, farklı ülkelerin, farklı aktörlerin, farklı gündemleri olabileceğini ancak Türkiye'nin tek gündeminin Suriye’nin toprak bütünlüğü, barışı, istikrarı, güvenliği, birlik ve beraberliği olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Aynı düşüncelerimiz Irak için de geçerlidir. Irak’ta yanlış bir referandum girişimi oldu ve başarısızlıkla sonuçlandı. Bugün, yarın Irak’ta seçimler var. İnşallah bu seçimler Irak'a istikrar getirir. Irak'ın toprak bütünlüğü, sınır bütünlüğü önemlidir. Ama her iki ülkede de hem Suriye'de hem Irak'ta terörle mücadeleyi de devam ettirmemiz gerekiyor. Çünkü her iki ülkede de terör örgülerinin tamamen bittiğini söyleyemeyiz. Buralarda PKK, YPG, DEAŞ ve diğer terör örgütleri var. Bunlarla mücadeleyi, özellikle Irak ile seçimlerden sonra birlikte devam ettireceğiz. Irak’ın yeniden inşası önemlidir. Kuveyt’teki konferansta Irak’ın yeniden inşası için 5 milyar dolar taahhütte bulunduk. Seçimden sonra, Irak’ın her bir tarafının, yani tüm Irak’ın yeniden inşası için Türkiye olarak, Türk şirketleri olarak en büyük katkıyı sağlayan ülke olacağız."
Bölgenin istikrarı ve birliğinin Türkiye için önemli olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bu bölgelerde, kardeşler arasında yaşanan bu sorunların da bir an önce aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin Körfez krizi... Katar ve diğer ülkeler arasında yaşanan sorunlar maalesef sadece 5 ülkeyi değil, tüm Arap ülkelerini ciddi bir şekilde huzursuz ediyor, tüm Müslüman ülkeleri rahatsız ediyor. Özellikle ülkelere taraf tutulması konusunda yapılan baskılar, Somali gibi ülkelerin zor duruma düşürülmesi, esasen yanlış olan bir Körfez krizinin üzerine eklenen diğer yanlışlardır. Bu zor durumdaki ülkelerin siyasi çıkarlarımız için kullanılması ya da taraf tutulmaya zorlanması, adaletli ve insani bir yaklaşım değildir. Tüm bu sorunları kendi aramızda bir an önce çözmemiz lazım. Başka ülkelerin dışarıdan gelen dayatmacı yaklaşımıyla sorunların baskıyla çözülmesi yerine, kardeşlerin kucaklaşması şeklinde çözülmesi, hepimizin tercih ettiği bir yöntemdir." değerlendirmesinde bulundu.