İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, geleceğin şehirlerinin konuşulduğu “Akıllı İstanbul” Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. Kamu ve özel sektörden konusunda uzman pek çok ismin katkılarıyla gerçekleştirilen etkinliğe akademi dünyasından önemli isimler de katıldı. Sempozyumda, demografik yapı ve maddi koşulların akıllı şehir oluşturmadaki etkileri ve üniversite, kamu, özel sektör işbirliğinin getireceği avantajlar değerlendirildi.
Teknolojide yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin getirdiği yeni şehirleşme anlayışı akıllı şehir kavramını her geçen gün hayatımızın merkezine yerleşiyor. Son dönemde yaşanan gelişmeleri kamu ve özel sektör düzeyinde değerlendirmeyi hedefleyen İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte dün, İstanbul Şehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde, “Akıllı İstanbul” Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı.
Sempozyumda, İstanbul’un akıllı şehir olabilmek adına bugün geldiği nokta ele alınırken; çok sayıda kuruluş ürün ve araştırmaları hakkında bilgi paylaştı. İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Önder Yılmaz, “Akıllı şehirler inşa edebilmek için farklı kurumlar arasında işbirliği sağlayabilme fikrini çok önemsiyoruz. Üniversite bünyesinde büyük önem verdiğimiz teknolojik ve sosyal inovasyonu, Akıllı İstanbul Sempozyumu ile başka bir boyutta değerlendirmeyi amaçladık” değerlendirmesini yaptı.
Akıllı şehirleşmeye küçük yatırımlarla başlanmalı
Türkiye Akıllı Şehirler Değerlendirme Raporu ile akıllı şehir kavramı algısını ve bu anlamda yapılan çalışmaları değerlendiren NOVUSENS İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı ve Akıllı Şehirler Enstitüsü Kurucusu Berrin Benli, “Akıllı şehirler inovasyon konusunda tüm çalışmaları içine alan bir kavram. Bu süreçte atılacak en önemli adımın büyük yatırımlarla başlamak yerine kamu, sanayi, üniversite işbirlikleriyle küçük yatırımlar yapmayı daha doğru buluyoruz” diye konuştu.
Kurumlar yenilikçi yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor
Raporun sonuçlarını da değerlendiren Benli, şu bilgileri paylaştı: “İki yıl boyunca sürdürdüğümüz çalışmaya 30 büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri dahil oldu ve belediyelere bağlı idareler, tüm elektrik dağıtım ve gaz dağıtım şirketleri yer aldı. Araştırmaya toplam 105 kurum katıldı. Aldığımız sonuçlara göre, kurumlar en çok finansal yeterlilikte sorun yaşıyor. Akıllı şehirler uygulamalarında yüzde 6’sı belediye kaynaklarını kullanıyor. Bu yeterli değil; amaç kaynakların büyüklüğünü artırabilmek. Kritik başarı faktörlerinde yenilikçi yaklaşım ön planda. Çalışmaya katılan kurumların tümü yenilikçi yaklaşımları çok önemsiyor. Buradan farkındalığın oluştuğunu görmek mutluluk verici.”
Benli, bilişim teknolojilerinde hali hazırda büyük bir insan kaynağı bulunduğunu belirterek, “Akıllı şehirler uygulamasında ise biraz daha eğitime ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu anlamda yüz yüze ya da çevrimiçi etkinlikler, eğitimler ve çalıştaylar düzenlenebilir; en önemli hedefimiz, kurumların verilerini paylaşmak olmalı” diye konuştu.
Rekabetçi şehirlerin yolu akıllı şehirlerden geçiyor
EXTUNDA Ar-Ge Müdürü Murat Çelik ise akıllı şehirlerin kaçınılmaz olarak hayatlarımıza gireceğini söyleyerek, “Akıllı şehirler herkes inanmasa da gelecek, kaçınılmaz olarak yaşayacağımız bir gerçek. Akıllı şehirler için bireyler de akıllanmalı. Ne istiyoruz, ne yapacağız, kurumlar da yeteri kadar geleceğe akıllı bakabiliyor mu konusu da gözden kaçırılmamalı… Bu anlamda ortak akıl çok önemli. Şehirleri rekabetçi yapabilmenin yolu akıllılaştırmak. Bu da yakın vadede o şehirde yaşayan insanlara etki edecek. Açık sistemler tasarlanarak iş ortaklıkları desteklenmeli” açıklamasını yaptı.