ŞEHİR TTO ve İTÜ NOVA TTO işbirliği ile geleceğin şehirlerinin konuşulduğu “Akıllı İstanbul” Sempozyumu, İstanbul Şehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde gerçekleşti. Kamu ve özel sektörden konusunda uzman pek çok ismin katkılarıyla gerçekleştirilen etkinliğe, akademi dünyasından önemli isimler de katıldı. Sempozyumda, demografik yapı ve maddi koşulların akıllı şehir oluşturmadaki etkileri ve üniversite, kamu, özel sektör işbirliğinin getireceği avantajlar değerlendirildi.

Teknolojide yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin getirdiği yeni şehirleşme anlayışı akıllı şehir kavramını her geçen gün hayatımızın merkezine yerleştiriyor. Son dönemde yaşanan gelişmeleri kamu ve özel sektör düzeyinde değerlendirmeyi hedefleyen ŞEHİR TTO, İTÜ NOVA TTO işbirliği ile geçtiğimiz Çarşamba günü, İstanbul Şehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde, ŞEHİR'de "Akıllı İstanbul" Sempozyumu gerçekleştirildi.

Sempozyumda, İstanbul’un akıllı şehir olabilmek adına bugün geldiği nokta ele alınırken; çok sayıda kuruluş ürün ve araştırmaları hakkında bilgi paylaştı. İstanbul Şehir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Önder Yılmaz, “Akıllı şehirler inşa edebilmek için farklı kurumlar arasında işbirliği sağlayabilme fikrini çok önemsiyoruz. Üniversite bünyesinde büyük önem verdiğimiz teknolojik ve sosyal inovasyonu, Akıllı İstanbul Sempozyumu ile başka bir boyutta değerlendirmeyi amaçladık” değerlendirmesini yaptı.

Akıllı şehir konusunda 2 önemli motivasyon olduğunun altını çizen Nokia Ar-Ge Müdürü Hüseyin Gören, “Bu motivasyonlar nüfus ve gayri safi milli hasıla oranında bütçeler. Bugün dünyada nüfusu 10 milyonun üzerinde, 34 milyon mega şehir var. Nüfusunuz çoksa akıllı sistemler geliştirmek zorundasınız. Akıllı şehir dendiğinde 4 odak konu var. Şehirlerdeki mobilite, kamu hizmetleri, sürdürülebilirlik ve güvenlik” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye Akıllı Şehirler Değerlendirme Raporu ile akıllı şehir kavramı algısını ve bu anlamda yapılan çalışmaları değerlendiren NOVUSENS İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı ve Akıllı Şehirler Enstitüsü Kurucusu Berrin Benli, “Akıllı şehirler inovasyon konusunda tüm çalışmaları içine alan bir kavram. Bu süreçte atılacak en önemli adımın büyük yatırımlarla başlamak yerine kamu, sanayi, üniversite işbirlikleriyle küçük yatırımlar yapmayı daha doğru buluyoruz” diye konuştu.

Reengen Ar-Ge Müdürü Şahin Çağlayan, enerji sektöründe yazılım çözümleri; özellikle bulut tabanlı servisler geliştiren bir şirket olduklarını belirterek, enerji söz konusu olduğunda sürece artık yazılım ve telekomun da dahil olduğunu söyledi. Telekom ve yazılım alanı da artık enerjiyle entegre durumda” diye konuştu.

EXTUNDA Ar-Ge Müdürü Murat Çelik ise akıllı şehirlerin kaçınılmaz olarak hayatlarımıza gireceğini söyleyerek, “Akıllı şehirler herkes inanmasa da gelecek, kaçınılmaz olarak yaşayacağımız bir gerçek. Akıllı şehirler için bireyler de akıllanmalı. Ne istiyoruz, ne yapacağız, kurumlar da yeteri kadar geleceğe akıllı bakabiliyor mu konusu da gözden kaçırılmamalı… Bu anlamda ortak akıl çok önemli. Şehirleri rekabetçi yapabilmenin yolu akıllılaştırmak. Bu da yakın vadede o şehirde yaşayan insanlara etki edecek. Açık sistemler tasarlanarak iş ortaklıkları desteklenmeli” açıklamasını yaptı.

Kamu sektörü adına akıllı şehirleşme konusunda yapılan çalışmaları anlatan İspark Ar-Ge Müdürü Selami Balcı, teknoloji transferinin en önemli unsurlarından birinin kültür olduğunu belirterek, “Akıllı şehirler ancak yaşanabilir şehirlerle anlam ifade eder. İspark, teknolojiye verdiği ağırlık neticesinde bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin en çok personel istihdamının yapıldığı bir sosyal proje haline geldi. Bugün sadece otopark değil; 9 farklı alanda faaliyet gösteriyoruz. Yıllık işlem sayımız 33 milyon. 2019 yılının Mart ayına kadar 100 bin kapasiteli bir yatırım yaparak otopark ihtiyacını akıllı şehirleşme doğrultusunda diğer ülkelere de örnek olacak şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

İşbak İş Geliştirme Koordinatörü Ersoy Pehlivan ise akıllı şehir kavramının geleceğe ışık tutacak bir sistem mi yoksa sadece bir pazar mı olacağı konusundaki tartışmaların yakın zamanda belli olacağına değindi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Trendlere baktığımız zaman 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 75’i şehirlerde yaşayacak ve şehirler 3 kat daha yayılacak. İstanbul akıllı şehir olma yolunda emin adımlarla yürüyecek. Irak, Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Libya, Azerbaycan, Pakistan gibi ülkelere sistem ihraç ediyoruz. 142 tane kendimize ait belgemiz var. Akıllı şehir tarafında biz de öğrenme sürecindeyiz. Biz her zaman tercihimizi insandan yana kullanarak insanın yaşayacağı bir şehir oluşturmayı hedefliyoruz” yorumunda bulundu.

Akıllı şehirler konusunda Türkiye’deki temel sorunun, yüklenici ya da sorumlu bir kurumun oluşturulamaması olarak gösteren İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Özdemir, “Bu anlamda sürdürülebilir yapılar oluşturmalı ve belli standartları takip ediyor olmamız gerekli. İstanbul’da yaptığımız bir projeyi Konya’da da hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.

Viko Ar-Ge Müdürü Oktay Nak ise akıllı şehirler ve akıllı binalar konusundaki çalışmaları kapsamında ilk adımları atmaya çalıştıklarını ifade ederek, projelerinden örnekler verdi. Özellikle VIKO’nun başarılı bir ürünü olan KNX uygulama alanlarını, KNX cihazlarını ve KNX Standartını tanıttı.