İlker Alkun Suriye Analizini Yaptı!
Uzmanlar 2011′de Suriye’ye uygulanan yaptırımlardan önce günde ortalama 370 bin varil petrol üretimi gerçekleştiren Esed yönetiminin, petrol üretiminin kendi uçak ve savaş araçlarına dahi yetmeyeceği görüşünde.
Müdahalenin ilk aşamasında üretim kapasitesi ciddi oranda düşen petrol üretim tesislerinin hasar alması halinde Esed yönetiminin çaresiz kalacağı, taarruz ve savunma araçlarına dahi yakıt bulmakta güçlük çekeceği öne sürüldü.
Suriye endişesiyle ralli yapan brent petrolün varil fiyatı dün 117,31 dolar seviyesini görürken, artış haftalık bazda yüzde 4,58′i buldu.
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, şu anda Suriye’nin herhangi bir resmi petrol ihracatı bulunmadığını belirtti.
Ergezen, “Toplam petrol üretimi Mısır’dan bile geride. Buradan iki sonuca ulaşabiliriz: Birincisi, Suriye’ye müdahale beklentisi, petrol piyasasında geçici bir risk primi haricinde kalıcı üretim ve arz endişesi oluşturmayacaktır. Petrol fiyatları, ilk kargaşadan sonra yeniden değer kaybetme eğilimine girebilir. İkinci sonuç ise olası bir çatışma halinde, Suriye’nin karşı duracak yeterli petrol üretim kapasitesinin bulunmadığıdır. Hatta olası operasyonun ilk aşamasında petrol üretim tesislerinin hasar alabileceği düşünülürse, Suriye yönetiminin uçak dahil motorlu araçlar için yeterli petrol kaynağına ulaşması elimizdeki verilere göre mümkün görünmüyor. Bu nedenle, eğer olursa, uzun soluklu bir operasyon olmasını beklemiyorum” diye konuştu.
- “Suriye beklentisi petrol fiyatlarını vurdu”
Suriye’ye muhtemel operasyon beklentisinin petrol fiyatlarında sert yükselişe neden olduğunu kaydeden Ergezen, “WTI petrolü, varil başına 108 dolar direncini uzun süre sonra yeniden geçmeyi başarırken, brent petrol de varil başına 117.34 dolar seviyesini gördü. Aslında Suriye’nin toplam petrol üretimi ve tüketimi göz önüne alındığında, petrol fiyatlarında bu kadar sert yükseliş beklenmiyordu. Fakat Ortadoğu’da yaşanacak olası bir çatışmanın, birçok ülkeyi etkileyeceği endişesi fiyatların yükselmesine yol açtı. Özellikle İsrail ve İran arasında kalan bölgenin, bir sıcak çatışma durumunda nelere sonuç olacağını kestirmek çok zor. Dolayısıyla bölgesel çatışma ve etkileri nedeniyle, piyasalardaki risk primi yükseliyor. İşte petrol fiyatlarında yaşadığımız şey, aslında bu risk priminin fiyatlara yansımasıdır” ifadelerini kullandı.
-”Petrol fiyatlarındaki yükselişin tek açıklaması: Bölgesel tedirginlik”
Ergezen, Suriye’nin, petrol piyasasında küçük bir pay almasına rağmen, petrol fiyatlarının neden yükseldiği sorusunu ise şöyle cevapladı:
“Yükselişin tek açıklaması, bölgesel tedirginliktir. Suriye, dünyanın en büyük ve ucuz maliyetli petrol üretim alanı olan Irak’a komşu durumda. İran’a yakınlığı ise olası bir operasyon için soru işareti olarak görülmektedir.
Olası operasyonun, bölgedeki dengeleri etkileyebileceği endişesi, petrol fiyatlarında risk primi artışına sebep oluyor. Örneğin Mısır’da yaşanan askeri darbeye rağmen, petrol fiyatlarının göreceli olarak daha az etkilenmesi, Mısır’ın ana petrol bölgelerine uzaklığı ile açıklanabilir. Bu noktada, eğer piyasalar, Suriye yapılacak operasyonun etkilerinin çevre ülkeler için sınırlı olacağını görürse veya inanırsa, petrol fiyatlarının değer kaybettiğini görebiliriz. Fakat Suriye’ye yapılacak olan müdahale geciktikçe, petrol fiyatları yüksek kalmaya devam edecektir.”
- “Jeopolitik konum, Türkiye için büyük avantaj sağlıyor”
Genç Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı İlker Alkun ise, Suriye’ye olası bir askeri müdahalenin halihazırda yukarı yönlü seyreden ham petrol fiyatlarını daha da yükselteceğini ve fiyatlarda bir dalgalanmanın kaçınılmaz olduğunu belirterek, Türkiye’nin ham petrol arz güvenliğinde sıkıntı yaşamayacağını kaydetti.
Suriye’de 21 Ağustos’ta düzenlenen ve yaklaşık bin 300 kişinin ölümüne neden olan kimyasal saldırıdan sonraki gelişmeleri değerlendiren Alkun, “Suriye’ye yapılacak olası bir askeri müdahalenin halihazırda yukarı yönlü seyreden ham petrol fiyatlarını daha da yükseltebilir. Fiyatlarda bir dalgalanma kaçınılmaz. Ancak Türkiye’nin ham petrol arz güvenliğinde sıkıntı yaşamamasını beklemiyorum” dedi.
Alkun, bu konuda ulusal petrol stokunun gerektiğinde arz güvenliği ve fiyat ayarlamaları için de kullanılabileceğini söyleyerek, kur ve petrol artışlarının nihai kullanıcıya yansımalarının en aza indirgenmesi için enerji bürokrasisi tarafından kurulan sistemin başarıyla çalıştığını bildirdi.
Jeopolitik konumunun, enerji üretim ve tüketim merkezlerinin geçiş noktasında bulunan Türkiye için büyük avantajlar sağladığını, bölgedeki istikrarsızlıkların sona ermesi veya azalması durumunda önünün daha fazla açılacağını belirten Alkun, “Örneğin Irak… Irak’ta kuzeyden güneye Basra’ya kadar birçok projeyi yerinde inceleme şansım oldu. Bugün hem petrolde hem doğalgazda önemli bir rezerv ülkesi olan Irak, iç siyasi sorunlar nedeniyle bu kaynağını tam olarak kullanamıyor. Keza İran, ambargolar nedeniyle sıkıntıda. Orta Doğu’da siyasi istikrarın sağlanamaması olumsuz etkiliyor. Ancak bence Türkiye bugüne kadar kartlarını açık ve doğru kullanıyor. Kuzey Irak’la enerji alanında işbirliğinin artarak devam etmesi önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Güncelleme Tarihi: 06 Eylül 2013, 11:56
İlker Alkun Suriye Analizini Yaptı!
Uzmanlar 2011′de Suriye’ye uygulanan yaptırımlardan önce günde ortalama 370 bin varil petrol üretimi gerçekleştiren Esed yönetiminin, petrol üretiminin kendi uçak ve savaş araçlarına dahi yetmeyeceği görüşünde.
YORUM EKLE
1
Fenerbahçe Ülker Kombine Kart Satışları Başlıyor
2
ATAŞEHİR HALK EĞİTİMİ MERKEZİ KURSLARI BAŞLIYOR!
3
Putin: Saldırı durumunda Suriye’ye yardım edeceğiz
4
Suriye operasyonunu hangi ülkeler destekliyor?
5
İstanbul Olimpiyat şenliğine hazır.
6
Obama'yı Kongre'de Çetin Mücadele Bekliyor
7
Türkiye 5 Andorra 0
8
Türkiye gruptan nasıl çıkar?
9
Ataşehir’in “Beyaz Kuğu”su, Avrupa sahnelerinde...
10
Sonbahar Ataşehir’e tiyatroyla geldi
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler