Mona Kitap’tan yayımlanan ilk romanı Kuantum Mektupları ile okurlarıyla buluşan Uğur Ateş, asıl mesleği avukat olmasına karşın polisiye edebiyatında yeni bir soluk olarak görülüyor. "Eğer avukat olmasaydım bu romanı yazamazdım," dediği Kuantum Mektupları ise polisiye ve iyi bir komplo romanı olarak geçtiğimiz aylarda yayınlandı.
Kuantum dünyası ile ilgilenen okuyucuların da çok etkilendikleri romanda Ateş, gerçeği yani “İnsan hayatının amacı ve anlamı nedir?” ve “İnsan nasıl ve ne için yaratılmıştır?” sorularının cevabını arıyor. Romanın ana karakteri Sara Stern’ün aradığı bu “gerçeği” çok seven okuyucular, kendilerini baş döndürücü bir hikâye içinde buldular ve Tarsus’taki gizemli kazının şifrelerini Aziz Pavlus ile beraber çözdüler.
Yazar Uğur Ateş, başarı bursu ile kabul edildiği Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu, yüksek lisans eğitimini de başarı bursu ile kabul edildiği Brüksel Üniversitesinde (VUB), Uluslararası ve Avrupa Hukuku alanında Onur Derecesi ile tamamladı. Şirketler ve uluslararası ticaret hukuku uzmanı olan ve kariyeri boyunca uluslararası hizmet veren hukuk bürolarında ve çokuluslu şirketlerde görev yapan Ateş, uluslararası Legal500 kurumu tarafından “Türkiye’deki En Elit 100 Şirket Avukatı” arasında gösterildi.
Her fırsatta; “Kendi okumak isteyeceğim türde çarpıcı ve şaşırtıcı bir polisiye-komplo romanı yazmak için masaya oturdum,” diyen yazar, okuyucuların da romanı okurken en az kendisi kadar keyif aldığını dile getiriyor. “Kuantum Mektupları” romanının konusu ise şöyle;
Romanda "Avukat Sara Stern" başkahraman olarak sayfalarda heyecanlı bir maceraya sürüklüyor okuru.
New York Barosu avukatı Sara Stern, Türkiye’de doğmuş ancak küçük yaşta ailesiyle birlikte ABD’ye yerleşmiştir. Sara Stern, bir gece Türkiye Yahudi liderliğinden gelen telefonla şaşkına döner. Ondan, Yahudi ve Hristiyan vakıflarına karşı Türkiye’de açılmış davalarla ilgili yardım istenir.
Güncelleme Tarihi: 19 Ekim 2019, 21:21