Kentsel dönüşüm yıkımları esnasında sağlam evleri zarar gören vatandaşların şikayet hakları bulunuyor.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti, ancak Türkiye’nin kalbi İstanbul’da deprem riski hala büyük bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor.

Kentsel dönüşüm yıkımları esnasında sağlam evleri zarar gören vatandaşların şikayet hakları bulunuyor.

Kentsel dönüşüm yıkımları esnasında sağlam evleri zarar gören vatandaşların şikayet hakları bulunuyor.
 

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti, ancak Türkiye’nin kalbi İstanbul’da deprem riski hala büyük bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor.

Kentsel dönüşüm yıkımları sırasında sağlam binaları zarar gören vatandaşların haklarını arayabilecekler

İstanbul’da 6 milyon bağımsız bölüm yani daire olduğu tahmin edilirken, 600 bin bölümün riskli olduğu tahmin ediliyor. Kahramanmaraş depremlerinin ardından ülke genelinde yapı stoklarının iyileştirilmesi için çalışmalar başlatılsa da, süreç beklenen hızda ilerlemiyor. Kentsel dönüşüm sürecinde en büyük engellerden biri, bina maliklerinin anlaşma sağlayamaması ve ek maliyetlerin ortaya çıkması. Bir diğer önemli sorun ise mühürlenen binaların yıkım için uzun süre bekletilmesi. Bu süreçte, özellikle terk edilmiş binalara evsizlerin yerleşmesi, çevre güvenliğini tehdit ediyor. Ayrıca, hasarlı binaların yıkımı sırasında çevredeki sağlam yapıların da zarar görmesi, bölge sakinlerini endişelendiriyor.
 

TAZMİNAT HAKKI DOĞAR
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, kentsel dönüşüm yıkımları sırasında sağlam binaları zarar gören vatandaşların haklarını arayabileceğini anlatırken, şöyle konuştu: “Yıkım nedeniyle yeni bir eve taşınmak zorunda kalan kişiler, bu süreçte yaptıkları harcamaları belgelemeli. Bu belgelerle müteahhit veya yıkım firmasından tazminat talep edebilirler. Kişinin yaşam düzeni bozulduğu için, zarar veren tarafın mallarına tedbir kararı koydurulması da mümkün.”

DÖNÜŞÜM HIZLANDIRILMALI
Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Hakan Şişik, kentsel dönüşümün hem deprem riskini azaltmak hem de konut arzı ve kira sorununu çözmek için hızlandırılması gerektiğini vurguladı: “Doğru yerlerde, doğru projelerle arz-talep dengesi gözetilmeli. Kamu arazileri yerine, dönüşüme ihtiyaç duyan mevcut yapıların yenilenmesine odaklanmalıyız. Özellikle küçük metrekareli konutlar üreterek, hem ihtiyacı karşılayabilir hem de kentsel dönüşümü hızlandırabiliriz.”


RAKAMLAR NE DİYOR?
İstanbul’un nüfusu, 2023 verilerine göre 16 milyonu aşmış durumda. Bu sayı, Türkiye’nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 18’ini oluşturuyor. Şehir, her yıl ortalama 300 bin kişilik bir nüfus artışı yaşıyor. Bu artış, hem göç hem de doğal nüfus artışından kaynaklanıyor.


İstanbul’da km²’ye düşen kişi sayısı (nüfus yoğunluğu) yaklaşık 3 bin kişi. Bu oran, Avrupa’daki birçok büyük şehirden çok daha yüksek. İstanbul’da toplam yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm dairenin deprem riskine karşı dayanıksız olduğu tahmin ediliyor. 1999 Marmara Depremi sonrası başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, bugüne kadar 300 binden fazla konut yenilendi. Ancak bu sayı, risk altındaki binaların yalnızca yüzde 20’sine denk geliyor.

Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2025, 15:45

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER