Karot Testi Başvuruları Neden Azaldı?

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları büyük bir artış gösterirken, zamanla bu taleplerde ciddi bir azalma meydana geldi. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları büyük bir artış gösterirken, zamanla bu taleplerde ciddi bir azalma meydana geldi.

Karot Testi Başvuruları Neden Azaldı?

Karot Testi Başvuruları Neden Azaldı?

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları büyük bir artış gösterirken, zamanla bu taleplerde ciddi bir azalma meydana geldi.

depremlerden sonra ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları büyük bir artış gösterirken, zamanla bu taleplerde ciddi bir azalma meydana geldi. ‘Evim depremde yıkılır mı?’, ‘Binam sağlam mı?’ gibi sorulara yanıt arayan vatandaşlar, belediyeler, lisanslı mühendislik firmaları ve üniversitelerin kapısını çaldı. Başvurular yapıldı. fakat bu başvurular arasında gerekli işlemleri tamamlayan olmamış. bu arada vatandaş evinin çürük çıkıp yıkılacağı ve evsiz kalacağı kaygısı ile sürece olumlu bakmıyor. binasının çürük oturulamaz olduğu halde karot için başvuru yapmıyor.


DEPREMİN İKİNCİ YIL DÖNÜMÜ VE HUKUKİ SÜREÇLER

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümü, ‘Oturduğum bina depreme dayanıklı mı?’ sorusunu tekrar gündeme getiriyor. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, son iki yılda kentte 300’ü aşkın kişinin, yaşadıkları binalara karot testi yaptırmak amacıyla başvurduğunu ancak bu testleri yaptırmadıklarını ifade ediyor. Şenkaya, “Halkımız süreci öğrendiğinde, yani deprem performans analizi yapılmasıyla beraber, işin resmiyete gireceğini bilmesiyle, gerekli önlemleri alabilecek maddi koşullar sağlanamayabiliyor. Dolayısıyla gelen taleplerin birçoğu gerçekleştirilemiyor” diyor.

BAŞVURULARDAKI AZALMA

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları büyük bir artış gösterirken, zamanla bu taleplerde ciddi bir azalma meydana geldi. ‘Evim depremde yıkılır mı?’, ‘Binam sağlam mı?’ gibi sorulara yanıt arayan vatandaşlar, belediyeler, lisanslı mühendislik firmaları ve üniversitelerin kapısını çaldı. Ancak 2 yıl içinde bu tür test başvurusunda bulunmuş kimse kalmadı. Depremin ilk dört ayında, Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne 300’den fazla başvuru olmuş, fakat bu başvurular arasında gerekli işlemleri tamamlayan olmamış.

EKONOMİK YETERSİZLİK VE HIZLI GİDİŞİM

Bursa’da meydana gelen son depremler, vatandaşların oturdukları binaların sağlamlığına yönelik endişelerini artırmış durumda. Ancak, karot testi başvurularında yaşanan azalamanın ardındaki ana nedenin ekonomik yetersizlik olduğunu belirten Doç. Dr. Şenkaya, “Özelde Bursa ilinde de birçok karot testi talebi geldi. Ancak halkımız süreci öğrendiğinde, yani deprem performans analizi yapıldığında işin resmiyete gireceğini bilmesiyle, gerekli önlemleri alabilecek maddi koşullar sağlanamayabiliyor” diyor. Şenkaya, deprem konusunda sürekli bir farkındalık oluşturulması gerekliliğine dikkat çekiyor.

GÜÇLENDİRME VE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Yapı güvenliği konusunda yapılacak işlerin her zaman gündemde tutulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Şenkaya, yerel yönetimlerin daha proaktif bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini aktarıyor. Kentsel dönüşüm zaman ve maliyet açısından hemen yapılamayabileceği için, yerinde güçlendirmelerin daha uygun bir seçenek olabileceğini belirtiyor. Şenkaya, “Önlemler konusunda en çok bilinen kentsel dönüşüm var. Ancak büyük yapı stoklarına ve nüfuslara sahip iller için bu, maliyetli ya da hızlı olamayabilir. Hızlı hareket etmemiz gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

DEPREM TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKİYOR

Doç. Dr. Şenkaya, Marmara’da 7 büyüklüğündeki depremlerin gerçekleşme olasılığının yüzde 50 olduğunu vurgulayarak, Hatay ve Bursa’nın birbirine benzer zemin yapıları ve tarihi yapıları ile deprem riskinin önemli bir paralellik gösterdiğini ifade ediyor. “Bursa kent merkezi, Gemlik ve Mudya’nın zemin özellikleri, yapı stoku, ne yazık ki halihazırda deprem etkililiğini büyüterek yapıya etki ediyor,” diyen Şenkaya, bu durumu önlemek için öncelikli olarak yapılması gerekenleri anlatıyor.

AFET KOORDİNASYON MERKEZLERİ İÇİN ÖNERİLER

Olası bir Marmara Depremi durumunda, deprem sonrasında yapılacak koordinasyonların sağlanması için Afet Koordinasyon Merkezleri’nin sayısının artırılması gerektiğine dikkat çeken Şenkaya, “Afet Koordinasyon Merkezleri sayısını artırırsak bizim için o kadar iyi. Olası bir Marmara Depremi’nde, İstanbul’un genişliği ve nüfusu göz önünde bulundurulduğunda daha büyük bir afetle karşılaşabiliriz” diyor. Bu merkezlerin sayısının arttırılmasının, olası bir depremde hasarın en azda tutulmasını sağlayabileceğini vurguluyor.
 

Güncelleme Tarihi: 09 Şubat 2025, 14:08

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER