Kocaman bir açık hava ahırı gibi kullanılan Ani Harabeleri, Birleşmiş milletler UNESCO Kültür Hazinesi Listesine aday oldu.
Bugüne kadar, gözden uzak olduğu için, hak ettiği ilgiyi görmediğine inandığım Ani Antik Harabeleri, geçtiğimiz günlerde gelen güzel bu haberle, kötü kaderini değiştirecek gibi.
Bundan sonra hak ettiği ilgiyi görmesi umudu ile çok değerli tarih ve kültür varlıklarımızdan ANI Antik Kent kalıntısını tanıyalım.
Türkiye'nin en doğusunda yer alan antik kent kalıntısı, Ani Ören Yeri Kars'ın görülmeye değer tarihi eserlerin başında gelmektedir.
Anadolu’daki en eski yerleşimlerden biri olan Ani, Kars’ın güneydoğusunda, kent merkezinden 42 kilometre uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içinde, beş hektarlık bir alanda yer alır.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki doğal sınırı oluşturan Arpaçay Nehri’nin her iki yakasında, tarihi ‘İpek Yolu’ üzerinde kurulmuş önemli bir ticaret merkezi olan Ani’den günümüze kalanların tamamına yakını vadinin batısında, Türkiye topraklarındadır.
Anı Antik Ören Yeri
Birçok tarihi ve kültürel değeri bünyesinde toplayan, Dünya çapında tarihi ve kültürel bir miras olup Kars’ın doğusunda İl Merkezine 42 Km. uzaklıktaki Ani Antik Kenti, Türkiye-Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay Nehri'nin batısında tamamı Türkiye topraklarında volkanik arazi üzerine kurulmuş Ortaçağ kentidir.
Kentin önemi İpek yolu üzerinde kurulmuş olmasından gelmektedir. Bu günkü şehrin surları M.S. 964 yılında yapılmaya başlanan, şehrin diğer iki sur sistemi ise M.S. 982 yıllarında ve Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 yılında şehri fethetmesinden sonra da son sur sistemi yapılmıştır.
Ani adının kökeni konusunda farklı görüşler vardır. Pers mitolojisinde aşk ve doğurganlık tanrıçası olan Anahita’ya atıf yapılır. Kimi metinlerde ise Ani’nin Ermenice bir kadın adı olduğundan söz edilir. Ani; İran, Eski Yunan, Ermeni, Selçuklu, Gürcü, Arap, Seddat ve Anadolu’da yaşayan diğer kültürlerin ortak değeridir.
Sasani, Bagratlı, Gürcü, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı Dönemlerinde yerleşim gören Antik kent içerisinde İç Kale, Büyük Katedral, Ebul Menucehr Camii, Selçuklu Kervansarayı, Resimli Kilise ve Selçuklu Hamamları en önemli taşınmaz kültür varlıklarındandır.
Ani kenti binlerce yılı aşan köklü tarihi boyunca sırasıyla Hurriler, Urartular, Kimmerler, İskitler, Karsaklar, Sasaniler ve Araplar gibi halklara 8. yüzyıl başlarına kadar ev sahipliği yapar. İpek Yolu’nun Anadolu’ya kuzeyden girdiği noktada bulunan şehir ticaretle gelişir.
Surlar
Bagratlı Kralları Aşot ve II. Sembat tarafından ilk sur sistemleri yaptırılır. 1064’te Selçukluların Ani’yi fethinden sonra yıkılan surların tamiri 1066 yılında Emir Manuçahr tarafından gerçekleştirilir. Ortalama yükseklikleri yedi sekiz metre arasında değişen surlar, ustaca islenmiş bej bazalt ile kaplıdır. Yer yer kırmızı ve siyah taşlarla desenlenmiş, haçlar, hanedan armaları, tılsımlar, hayvanlar ve çeşitli sembollerl
Aslanlı Kapı ve Diğer Kapılar
Ani Antik Kenti’nin çevreleyen ikinci sıra surların ana giriş kapısı üzerine, 1064 yılında Ani’nin fethinden sonra bir arslan kabartması yerleştirilmiştir. Selçuklularda gücü ve iktidarı simgeleyen kabartma nedeniyle 'Arslanlı Kapı' olarak bilinir. Ani surlarının üstündeki diğer kapılar Divin Kapısı, Bey Sekisi Kapısı, Mıgmıg Kapısı, Acemağılı Kapısı, Hıdrellez (Satrançlı) Kapısı, Çiftebeden (Kars) Kapısı ve Eğribucak Kapısı’dır.
Büyük Katedral (Fethiye Camisi)
Bagratlı Kralı II. Sembat tarafından M.S. 989 yılında inşaatı başlanan Katedral Kraliçe Katrenide tarafından M.S. 1010 yılında bitirilmiştir. Tamamı kesme Tüf taşından bazilikal planlı olarak inşaa edilen katedralin mimarı daha sonra İstanbul’daki Ayasofya Camiinin tamiratını yapmış olan Tridat’tır. Katedralin 3 giriş kapısı bulunmaktadır.
Gagik Kilisesi (Aziz Kirkor)
Binyıl Kilisesi de denilen yapının inşası için 990 ile 1020 yılları arasında hüküm süren Ermeni Kralı Gagik'in, Ani Katredrali'ni tasarlayan mimar Trdat'ı seçtiği bilinir. Kilise 1010 yılında bitirilir. Ani’nin güneybatısında Bostanlar Deresi’ne inen yol üzerindeki dairesel planlı kilisenin duvarları ve kubbesi tamamen çökmüştür. Ermenistan mimarisinin yedinci yüzyıldaki en önemli dini yapısı olan Zvartnots’un taklidi niteliğinde olan kiliseden bugüne sadece temel duvarları ve iç mekândaki üç sütun ulaşır.
Ermeni Kilisesi'nin Ani'deki meclisinin toplandığı yer olduğu söylenen Gagik Kilisesi’nden arta kalanlar, 1906 yılında Rus arkeolog Nikoli Marr tarafından kazılır. Çalışmalar sırasında, kilisenin planının yanı sıra, aralarında bir bronz şamdan ve bir avizenin de bulundugu birçok dini obje ve Kral Gagik’in heykeli ortaya çıkarılır.
Ebu Menucehr Camii Anadolu’daki İlk Türk Camisi
Anadolu’daki İlk Türk Camisi Caminin Minaresindeki Kufi Besmele Yazısı
1064 Yılında Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Anı Kentini fethetmesinden sonra Anı Beyi olarak atadığı Menucehr tarafından 1072 yılında dikdörtgen planlı iki katlı olarak yapılan caminin tavanında Selçuklu dönemi yıldız motifleri mevcuttur. Sekizgen köşeli minareye 99 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Minarenin üzerinde kufi yazı stili ile “Bismillah” yazısı bulunmaktadır. Sekizgen minare Orta Asya Türk Mimarisinin izlerini taşımaktadır. Camii Anadolu’da yapılan ilk Türk Camisidir.
Resimli Kilise (Tigran Honents Kilisesi)
Anı Antik Kentinin 1201-1239 yılları arasında Gürcü işgalinde kaldığı dönemde Tigran Honents tarafından yaptırılmıştır. M.S. 1215 Yılında inşa edilen haç planlı kilisenin iç duvarlarında Hz. İsa’nın doğumundan ölümüne kadar geçen olayları sembolize eden freskler yer almaktadır.
Selçuklu Kervansarayı
Anı ören yerinin merkezinde 12.Yüzyılın başlarında Selçuklular tarafından yaptırılan kervansaray İpek yolu üzerindeki Antik Kentin en önemli yapılarındandır. Kare planlı olarak yapılan kervansarayın özellikle, orijinal Taç kapısındaki mimari dikkat çekicidir.
İç Kale
Ani'nin güney ucunda, alçak bir tepe yükselir. Burası, iç kale veya iç şehir olarak bilinen tek bir sıra surla çevrili alandır. Ani’deki ilk yerleşimdir. 622 yılında Kamsarakan Hanedanı’nın oturduğu mekândır.
Bu tepenin en yüksek noktasında, Bagratlı hükümdarlarının ve ardıllarının sarayı yer alır. Bagratlıların başkentlerini Ani'ye nakletmelerinden önce, şehrin çoğu nüfusu muhtemelen bu kale alanının içindedir. Saray, düşmüş taşlar ve duvar kalıntılarından ibarettir.
Kalenin içinde üç kilisenin kalıntıları görülür. Bunlar sarayın kilisesi, çocuk Prenslerin Mozolesi ve Altıgen Kilise’dir. Sarayın Altıgen Kilisesi, İç Kale’nin en güney ucundadır. Uzaktan bakıldığında bir kuleye benzer. Altıgen kilise ile sarayın arasındaki eğimde başka bir kilisenin kalıntıları olduğu tahmin edilen bir taş yığını vardır.
İpek Yolu Köprüsü
İpek Yolu Köprüsü, Türkiye - Ermenistan sınırını belirleyen Arpaçay Nehri’nin aktığı vadi üzerinde kurulduğu için karşı kıyı ile ulaşımı sağlamak amacıyla 10. yüzyılda, Bagratlı Krallığı döneminde yapılır.
Köprünün 30 metrelik tek kemeri çökmüştür. Geriye kalan, belki de takviyeli olan kapının bir parçası ve uzun ayaklarıdır. 19. yüzyıl gezginleri, köprünün yanında bir askeri karakoldan bahsederler. Kız Kalesi Burnu’nun altında ikinci bir köprü olduğu söylenir ancak geriye kalan herhangi bir iz yoktur.
ANI RESİMLERİ TIKLA
Not:kaynak olarak Kars Valiliği ve Belediyesi yayınlarından yararlanılmıştır.
ANI RESİMLERİ TIKLA
Not:kaynak olarak Kars Valiliği ve Belediyesi yayınlarından yararlanılmıştır.