Kadıköy Belediyesi ile İstanbul Permakültür Kolektifi, çocuklarda çevre ve doğa bilinci oluşturmak için proje üretmeye devam ediyor.
Sağlıklı, temiz bir çevrede ve doğada yaşamak için gerek yerel yönetimler gerekse sivil oluşumlar, çevre ile doğa konusunda birçok çalışma yapıyor. Bu çalışmaların ana unsurunu ise; çocuklar oluşturuyor çünkü çocuklar yapılan her yeniliği kaydeden, aileye ve çevresine ulaştıran bireyler... Buradan hareketle Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile İstanbul Permakültür Kolektifi de çalışmalarında çocuklara öncelik ve önem veriyor. Yerel yönetimlerin geleceği planlayarak, yatırım yapması gerektiğini belirten Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Şule Sümer, gelecek için çocukların çevre konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
“KAYDEDİYORLAR VE DUYARLILAR”
Şule Sümer, verilen eğitimlerin amacının çocuklarda çevre konusunda bilinçlendirme ve farkındalık yaratma olduğuna vurgu yaptı, “Çocuklar bizim için önemli bir araç çünkü çok duyarlılar ve anne-babayı yönlendiriyorlar. Evlerinde davranış değişikliği yaratabiliyorlar. Örneğin; pilleri çöpe atan bir anne çocuğu tarafından uyarı alabiliyor. ‘Plastik torbaya hayır’ eğitiminden hatırlıyorum. Plastik torbanın deniz canlılarına verdiği zarar anlatılıyordu. Kafasına plastik torba geçmiş bir kaplumbağanın fotoğrafı vardı. Ben çocukların ağladığını gördüm. Yetişkin bir birey olduklarında çocukken kazandıkları farkındalıklar ön plana çıkacak. Bu da bizim için çok önemli.” diye konuştu.
“OYUNLAR ÖĞRENMEYE TEŞVİK EDİYOR”
Okullarda ambalaj atıkları, atık piller, elektronik atıklar, organik atıklar ve atık yağlar konusunda eğitimler verdiklerinin altını çizen Sümer, konuşmasına şöyle devam etti; “Anaokulu öğrencilerine kukla gösterisi ile atık pillerin nasıl toplanması gerektiği ve geri dönüşümü anlatılıyor. Çocuklar, çevreci kedi tiyatro oyunu ile de geri dönüşüm hakkında bilgi sahibi oluyor. Ayrıca su verimliliği ile ilgili tiyatro oyunları da var. Tiyatro oyunları ve yarışmalarla çocukların ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Oyunlar ve yarışmalar çocukları öğrenmeye teşvik ediyor.”
İklim değişikliği ile ilgili anaokulu öğretmenlerine eğitim verdiklerini de hatırlatan Şule Sümer, bu eğitimde, iklim değişikliğinin etkileri, tohum, su hasadı gibi konularda ayrıntılı bilgiler paylaşıldığını ifade etti.
“FARKINDALIK STİCKERLARI ETKİLİ OLDU”
Yapılan projelerin Kadıköy’deki bütün okulları kapsadığına dikkat çeken Şule Sümer, “Enerji verimliliği hakkında okullarda farkındalık stickerları yapıştırdık. Çocuklar bu stickerlar sayesinde okullarda açık kalmış muslukları ve lambaları kapatıyor. Ekoloji ve çevre üzerine eğitimler verdik. Bu eğitimlerde çevre kirliliğinin sadece yere atılan çöp olmadığını, ışığın da gürültünün de bir kirlilik olduğunu anlattık.”
“DOĞA İLE BAĞLAR KOPUYOR”
İstanbul Permakültür Kolektifi’nden Dilek Yalçın Demiralp da insan ile doğa arasındaki bağların yavaş yavaş kopmaya başladığını belirtip, “Oysa doğa, bizim öğretmenimizdir. Hayata, soluduğumuz havaya, üzerinde yaşadığımız toprağa can katan doğadır. Biz ona dokunmadığımız sürece, kendi kendisini devam ettiren, yaşatan, üzerindeki canlıları besleyen bir yapısı vardır.” diye konuştu. Permakültür tasarımcısı olan Dilek Yalçın Demiralp, okullardan gelen talepler doğrultusunda çocuklara yönelik atölyeler oluşturduklarını söyledi. Dilek Yalçın Demiralp, atölyelerde çocukların bitkileri, yakın olarak karşılaştıkları canlıları, tohumu, toprağı, suyu kısaca doğayı tanımalarına olanak sağladıklarını ifade etti.
“YARINA DAİR UMUTLARIMIZ VAR”
Doğa ve insan dersini verdiği okulda, çocukların doğa ile bağ kurmasına yardımcı olmaya çalıştığını dile getiren Demiralp, sözlerine şöyle devam etti; “Tohumu tanımakla başlayan derslerimiz, kuşlara, böceklere, bitkilere değerek devam ediyor. Bir yandan da bahçede uygulama ve gözlem yapıyoruz. Bahçemizin bir bölümünde tavuklar var. Çocuklar, tavukları besliyor. Serada pırasa, lahana ve baklalarımız büyümekte. Bahçede aynısefa çiçeklerimizi ara ara hasat ediyoruz ve merhem yapmak üzere çiçekleri kurutuyoruz. Yazlık tohumlarımızı ektik, çıkmalarını bekliyoruz. Çocukların, ormana gittiğimizde yağmurdan sonra toprağa basıp sıkıştırmayalım, altındaki canlı hayatı üzmeyelim dediklerinde ise yarına dair umutlarım daha çok artıyor.”
Permakültür tasarımcısı Demiralp, “Çocuklar doğayla bağ kurunca mutlu oluyor. Anneler ve babalar, çocuklar solucanları ellerine aldıklarında ve sevdiklerinde şaşırıyorlar. Paylaştıkları bilgilerden etkileniyorlar. Destek olmaya çalışıyorlar.” diye konuştu.