İBB KÜLTÜR A.Ş. 21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ

SEMİNER 21 Kasım Pazartesi Saat:18.30 DİVAN EDEBİYATI VAKFI KONUŞMALARI Düzenleyen: Ahmet Turan Alkan Yer: Divan Edebiyatı Vakfı Bu ay ki programda “Herkes İçin Mimarlık” başlığı üzerinde durulacak.

İBB KÜLTÜR A.Ş. 21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ
SEMİNER

 


21 Kasım Pazartesi Saat: 18.30

HALK EDEBİYATINDAN SEÇME HİKAYELER

Düzenleyen: Şeyma Güngör

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 

Kerem ile Aslı Hikayesi 

XVI. yüzyılda oluşmuş olan Kerem ile Aslı, Türk halk edebiyatının en önemli hikayelerinden

birisidir.  Âşık  tarzı  halk  şiirinin  gurbet  geleneği  ile  aşk  temasının  birleştirildiği  bu  eser

günümüzde  de  Taşkent’ten  Rumeli’ye  kadar  geniş  coğrafî  alanda  yaşamaya  devam

etmektedir.

Bu programda Kerem ile Aslı’nın aşkı görsel malzeme eşliğinde dile getirilirken, sunum

değerli saz ve söz sanatçıları tarafından seslendirilecek türkülerle zenginleştirilecektir.

 

 

SEMİNER

 

22 Kasım Salı Saat:18.30

EDEBİYAT VE BİLGELİK

Düzenleyen: Sadık Yalsızuçanlar

Yer: Atatürk Kitaplığı 

 

 

SEMİNER


 

22 Kasım Salı Saat: 18.30

MESNEVİ OKUMALARI

Düzenleyen: Emin Işık

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 KONSER

 

22 Kasım Salı Saat: 20.00

İNCE SAZ KONSERİ

Solist: Dilek Türkan

Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

 

İncesaz

 

İncesaz’ın tarihi Murat Aydemir ve Derya Türkan’ın 1997 yılında Ahenk isimli tanbur –

kemençe albümünün (Golden Horn Production, California, ABD, 1999) kayıtları sırasında

Cengiz Onural ile bir araya gelmesiyle başlıyor. Bu üçlüyle yola çıkan İncesaz grubuna

1997’de ilk albümün çalışmaları sırasında gruba kanunda Taner Sayacıoğlu katılıyor ve “bir /

Eski Nisan” (Kalan Müzik, 1999) bu kadroyla hazırlanıyor. 

Daha sonra grup Türk Televizyon tarihinin iz bırakan dizilerinden birine müzik yapıyor:

İkinci Bahar. Bu dizinin soundtrack albümü de 2000 yılında yayınlanıyor (Post Müzik). 

Grubun üçüncü albümü “iki / Eylül Şarkıları” (Kalan Müzik, 2002) bir şarkılar albümü ve

solisti TRT İstanbul Radyosu’nun değerli sanatçısı Melihat Gülses. Bu albümle birlikte

İncesaz’a Akın Aral da bas gitarı ile katılıyor.

2003 yılında vurmalı çalgılarda Engin Gürkey’in katılımıyla İncesaz bugünkü halini alıyor.

Bu ekiple 2003 yılı içinde üçüncü albüm tamamlanıyor ve mayıs 2004’de yine Kalan Müzik

tarafından yayınlanıyor: “üç / İstanbul’a Dair”.

Incesaz’ın Aralık 2005’te yayınlanan son albümü “Mazi Kalbimde” ise yine bir şarkılar

albümü. Bukez solist Dilek Türkan. Incesaz, bu son albümde kendi yeni eserlerinin yanısıra

1900’lerin başlarında popüler olmuş ve artık klasikleşmiş olan başta Türk tangoları olmak

üzere çeşitli eserleri yorumluyor.

Ekim 2007 tarihinde halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan’ın solist olarak yer aldığı “Elif” adlı

albüm yayınlanıyor. Bu albümde genel olarak şarkı formuna yakın türküler, İncesaz’ın

müzikal üslubu çerçevesinde ele alınıyor.

Türk Hava Yolları’nın 75. yılı onuruna Macar Radyo Senfoni Orkestrasıyla birlikte “Yollar”

adlı senfonik albümü Mayıs 2008’de yayınlayan İncesaz, aynı ay, aynı orkestrayla İstanbul’da

bir konser veriyor.

Son albümü “Kalbimdeki Deniz” 2009’da Kalan Müzik tarafından yayınlanıyor.

İncesaz geçtiğimiz yıllarda Show TV’de yayınlanan “Ekmek Teknesi”, TRT’de yayınlanan

“Çınaraltı” dizilerinin müziklerini yaptı, şu sıralar da Kanal D’de yayınlanan “Sev Kardeşim”

dizisinin müziklerini yapıyor.

İncesaz’ın bugüne kadar çeşitli projelerde birlikte çalıştığı solistler arasında Sezen Aksu,

Leman Sam, Zuhal Olcay, Melihat Gülses, Münip Utandı, Cengiz Özkan, Çiğdem

Kırömeroğlu, Dilek Türkan, Gülcan Kaya, Cengiz Özkan, Baki Kemancı, Hüsnü Şenlendirici,

Muammer Ketencoğlu, Uğur Işık ve Serkan Çağrı bulunuyor. 



 

SEMİNER


 

23 Kasım Çarşamba Saat:18.30

İSİMLERİMİZ NEYİ ANLATIYOR

Düzenleyen: Emine Gürsoy Naskali

Yer: Atatürk Kitaplığı 

 

Soyadlarımızın Hikayesi

 

1935'te çıkarılan soyadı kanunu ile aldığımız soyadları; o dönemin ve sosyal yapımızın bir

göstergesidir. Soyadlarımızın alınışında ilginç hikayeler yatıyor. Konuşmamda bu hikayelerin

bir kısmını nakledip soyadlarımızın yansıttığı ortamı anlatacağım.

 

 

SEMİNER


 

23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30

İSLAM VE AYDINLANMANIN KAVRAMLAR VE OLGULAR ÜZERİNDEN

MUKAYESESİ

Düzenleyen: Ali Bulaç

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 

"Aydınlanmanın iki anahtarı medeniyet ve kültür 2" 

 

 

 

SEMİNER


 

23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30

OSMANLI MODERLEŞMESİNİN ŞEHİR HAYATINA YANSIMALARI

Düzenleyen: Bedri Gencer

Yer: İstanbul Tasarım Merkezi

 

 

SEMİNER

 

23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30

ÇAĞDAŞ ORTADOĞUYU OKUMAK

Düzenleyen: Nuh Yılmaz

Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

 

Programımızda işleyeceğimiz konuların ana başlıkları şöyledir; - Ortadoğu'da krizin kaynağı: Siyasi Temsil Sorunu

- Ortadoğu'da Sömürgeciliğe verilen cevaplar

- Baasçılığın çıkmazı: Hem Batıcı hem Batı Karşıtı

- Ortadoğu'da düzen krizi

- Post-Davos Süreci ve Krizin belirginleşmesi

- Baasçı yapıların dağılması

- Arap Baharı ve Yeni Düzen

 

 

KONSER

23 Kasım Çarşamba Saat:20.00

BURAK KİBAR KONSERİ

Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

 

 

KONSER

23 Kasım Çarşamba Saat: 20.00

BURAK KUT KONSERİ

Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

 

Burak Kut 

Burak Kut, 27.08.1973 tarihinde İstanbul'da doğdu. Müziğe Çapa Ortaokulu'na gittiği yıllarda

okul orkestrasıyla birlikte yaptığı çalışmalarla başladı. Daha sonra Şehremini Lisesine devam

eden sanatçı, müzik derslerinin olmaması sebebiyle, ikinci senesinde olmasına rağmen oradan

ayrılarak İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'ne başvurdu ve sınavlardan birincilikle

geçerek okula girmeye hak kazandı. Sanatçı burada flüt ve piyano eğitimi aldı. Okul

korosunun solistliğini üstlendiği lise yıllarında gerek kendi okulu adına, gerekse Kabataş

Erkek Lisesi adına katıldığı yarışmalarda üç yıl üst üste birinci oldu. Bu dönemde İstanbul,

Ankara, İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin en iyi bar ve gece kulüplerinde çeşitli pop

orkestralarında perküsyon, flüt çalarak ve şarkı söyleyerek profesyonel yaşama adım attı ve

sahne tecrübesi elde etti.

 

Mezuniyeti sonrasında Peker Müzik'le anlaşarak ilk albümünü, "Benimle Oynama / Çılgınım"

adıyla çıkardı. Hem müziği, hem de kişiliğiyle bir anda dikkatleri çeken ve Türkiye'nin

Bebetosu lakabı yakıştırılan sanatçı, milyon barajına yakın bir tiraj elde eden bu albümün

çıkışını takip eden iki sene içerisinde 300'e yakın konser verdi. Pek çok başarıyı beraberinde

getiren bu albümle birlikte, o yıllarda Türkiye'de verilen hemen hemen bütün müzik

ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca Avrupa MTV Local Hero ödülünü de kazandı.

 İkinci albümü "Nereden Geldim, Nerelere Gideceğim" ile kendini daha geliştirdi ve söz ve

beste yazmaya ağırlık verdi. "Yaşandı Bitti" isimli parçasına New York' da çekilen klip büyük

ses getirdi. 

 

Bu arada albüm çalışmalarının dışında da müzik etkinliklerini sürdüren sanatçı; Sarah

Brightman'la düet yaptı. Ayrıca "Notre Dame'ın Kamburu" isimli filmde hem soundtrack'i

seslendirdi, hem de dublajını gerçekleştirdi. Aynı projeyi Yunanistan'da yapan ünlü Yunanlı

şarkıcı Sakis Rouvas ile düet yaptı ve Kıbrıs -Yeşil Hatta birlikte verdikleri konser ile Abdi

İpekçi Barış Ödülzi'ne layık görüldü. 

 

Bu yoğun etkinliklerden sonra tüm söz ve besteleri kendisine ait olan 3. albümü "Küçük

Prens" i kendi şirketinden çıkaran Burak Kut, ardından bir buçuk yıllık askerlik görevinin

acemi birliğini Isparta'da usta birliğini ise Erzincan'da tamamladı ve askerliği boyunca

Tunceli, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Kayseri gibi birçok doğu ilimizdeki ve bu illerin

kazalarındaki askeri birliklerde görev yapan askerlere konserler düzenleyerek moral kaynağı

oldu. Askeri bandoda flüt çalarak bandoda da görev aldı. 2000 yılında yine tüm söz ve

bestelerinin kendine ait olduğu şarkılardan oluşan “Burak Kut” isimli 4. albümünü ise

Üniversal Müzik’ten çıkardı.

 

Ve müzik hayatına 7 yıl uzun bir ara verdikten sonra tekrar 2007 yılında (DMC) Doğan

Müzik Company'den çıkardığı ''Komple'' adlı albümü ile sevenlerine yeniden merhaba dedi.

Bu uzun ara içerisinde Burak Kut sevenlerin ona olan özlemlerinin daha çok artmasına neden

oldu.

 

 

KONSER

24 Kasım Perşembe Saat: 18.30

FLÜT&ARP İKİLİSİ

Yer: Atatürk Kitaplığı 

 

 

SEMİNER

 

24 Kasım Perşembe Saat:18.30

MEDENİYET VE MİMARLIK

Düzenleyen: Saadettin Ökten

Yer: İstanbul Tasarım Merkezi

 

 

SEMİNER

 

24 Kasım Perşembe Saat: 18.30

ÇAĞDAŞ TÜRK DÜŞÜNCESİ DERSLERİ

Düzenleyen: İsmail Kara

Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi 

 

 

ÇOCUK OYUNU

25 Kasım Cuma Saat: 13.30

KUKLA SHOW

Düzenleyen: Tomurcuk Çocuk Tiyatrosu

Yer: Şile Kültür Merkezi

 

3-12 Yaş grubu çocuklar için hazırlanmış kukla oyunumuzdan velilerinde sıkılmadan

izleyebilecekleri, anne ve babaların çocukları ile birlikte keyif alacakları bir oyundur.

 

Oyunumuzun içinde çocuklarımızı sıkmadan sağlık-hijyen-beslenme ve dikkat üzerine

bilgilendirmeler verilmektedir.

 

Blacklıght Kukla Tiyatrodan örnek sunduğumuz oyunda sahne önü Kuklacı amca interaktif

performans sunmaktadır.

 

 

SEMİNER

 

25 Kasım Cuma Saat:18.30 

TANZİMATTAN CUMHURİYETE EDEBİYAT – SİYASET İLİŞKİSİ

Düzenleyen: Nuri Sağlam

Yer: Atatürk Kitaplığı 

 

Tanzimat romanının günah keçileri: Alafranga züppeler ve fahişeler

Batılılaşma  sürecinde,  batılılaşmayı  öngören  fakat  batıyı  genellikle  güzel,  çekici  ve  aldatıcı

fahişeler üzerinden tanımlayan ve yarattıkları birtakım alafranga züppe tiplerini bu fahişelerin

tuzağına düşürerek onlarla dalga geçen yahut gülünç gösteren romanlardaki paradoksal durum

tartışılacak  ve  Türk modernleşmesinin  Tanzimat  romanı  üzerinden  okunup  okunamayacağı

konusu edilecektir.

 

 

SEMİNER

 

25 Kasım Cuma Saat:18.30

YENİ GELİŞMELER IŞIĞINDA İSLAM DÜNYASI

Düzenleyen: Ahmet Kavas

Yer: İstanbul Tasarım Merkezi

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat: 20.00

MEMLEKET HAVALARI

Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

 

 KONSER

25 Kasım Cuma Saat: 20.00

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR MUSİKİ DERNEĞİ KONSERİ

Düzenleyen: Vehbi Hopalı 

Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat:20.00

AYKUT KUŞKAYA KONSERİ

Düzenleyen: Serdar Kuşkaya

Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi 

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat:20.00

NAZLI DENİZ BORAN SOPPERO

Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat: 20.00

NERMİN KUŞUN KONSERİ

Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi

 

Sanat eğitimine 90’lı yılların sonunda başlayan Nermin Kuşun, 2003-2004 yıllarında Şahin

Özer Eğitim Merkezi’nde şan dersleri aldı. Kuşun, 2004 yılından itibaren Beylikdüzü Musiki

Cemiyeti, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi, İstanbul Barosu Halk Müziği Korosu ve Ekrem

Ataer yönetimindeki Bakırköy Belediyesi Korosu’nda çalışmalarını sürdürmektedir.

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat:20.00

BAKİ DUYARLAR CAZ KONSERİ

Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

 

 

KONSER


25 Kasım Cuma Saat: 20.00

SARAY FISILTILARI

Düzenleyen:  Can Gülbal

Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi

 

Saray Fısıltıları

Osmanlı  saray  musikisi  kültürünün  tarihine  baktığımızda,  imparatorluğun  kuruluşundan

itibaren  müziğin  toplumda  çok  önemli  bir  yer  aldığını,  Topkapı  Sarayı’nın  adeta  bir

konservatuar gibi  kullandığını  ve  yoğun  bir müzik  eğitimi  verildiğini  görüyoruz.  Osmanlı

Padişahları ve yönetimde bulunan birçok kişi diğer sanatlarla ilgilendikleri kadar musikiyle de

ilgilenerek birçok esere imza atmışlardır.

Saray bir kurul gibi çalışarak Osmanlı  topraklarında yaşayan elit musiki  şinasları bünyesine

katıp saray içerisinde görevler vererek Türk Musikisinin gelişiminde büyük rol oynamıştır.

Saray  Fısıltıları  Projesinde; Osmanlı Musikisi’nin  üstat  bestekarlarının  eserleri  ve Neyzen

Can  Gülbal’ın  onlardan  esinlenerek  bestelediği  eserlerden  oluşan  bir  repertuarı  insanların

beğenisine sunmaktayız.

  Can Gülbal Bestelerin bazıları:

1-  Saray Fısıltısı (Acemkürdi Saz Semaisi)

2-  Topkapı Bahçesi (Suzidil Saz Semaisi)

3-  Haremden Nağmeler (Hicaz Sirto)

4-  Yeniçeri Zeybeği  (Nikriz Zeybek)

5-  Yeminimsin (Nihavent Şarkı)

6-  Yine Zevrak-ı Derunum ( Isfahan Şarkı)

7-  Enderun Peşrevi (Şevkefza Peşrev)

8-  Saltanat (Hüzzam Saz Semaisi)

9-  Sultan Düğünü (Hüseyni Longa)

10- Köçekçeler (Karcığar Köçekçe)

 

Günümüz müzik  anlayışına  baktığımızda, Klasik  Türk Musikisi’ne verilen önemin gittikçe

azaldığını ve neredeyse yok olma aşamasına geldiğini görmekteyiz. Klasik Türk Musikisi’ne

bir nebzede olsa can vermek, halkımıza günümüzde de bu kültürün geçerliliğini sürdürdüğünü

yeni eserler besteleyerek ve icra ederek göstermek amacındayız.

 

 

KONSER

25 Kasım Cuma Saat: 20.00

YIRTIK UÇURTMA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANADOLU ROCK

Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

 

KONSER

 

25 Kasım Cuma Saat: 20.00

DÖNÜŞ YOLU COŞKUN KARADEMİR KONSERİ

Düzenleyen: Cihat Güven

Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

 

Dönüş Yolu  

Nefsî birçok duygudan uzak durarak ve hiçbir türün ayrımını yapmadan bir araya gelen 3

genç müzisyenin kayıt altına aldıkları bir çalışma. İcra edilen eserlerde, âdeta insanı kendi iç

âlemine döndüren rûhuna, kendi derinliklerinden hakîki sahibine yol aldıran bir mânâ mevcut.

Coşkun Karademir, Emirhan Kartal, Hatice Doğan Sevinç sizlerle…

 

 

KONSER

 


25 Kasım Cuma Saat: 20.00

OYA İŞBOĞA KONSERİ

Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

 

İTÜ Türk Mûsikisi Devlet Konservatuarı lisans ve Haliç Üniversitesi Yüksek Lisans mezunu

Oya İşboğa, “Şimdi Hatırda mıdır?” adlı albümünde, konservatuardan hocası Nevzat

Sumer’in şarkılar üzerindeki karakter, renk, üslup, söz, müzik ve bunların birbiriyle

ilişkilerindeki titiz çalışmasına buğulu ve duygulu sesiyle hayat verdi. 

 

Albümde, Hacı Arif Bey ve romantik Türk Müziği ekolünün son büyük bestecileri ile 20.

yüzyılın önemli bestecilerinin eserleri arasından seçilen "Şarkı"ların yanı sıra "Yürük Semai"

ve "Divan" formlarında sözlü eserler ile aynı dönemlere ait "Saz Eserleri" de yer almaktadır.

 

Genç sanatçı Oya İşboğa, yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı “Kapıları Açmak” dizisinde

seslendirdiği gazellerle de seyircilerin takdirini kazanmış olup, “Hatırla Sevgili” adlı dizide

Şahnaz Çakıralp’in okuduğu şarkıların da seslendirmesini yapmıştır. Nevzat Sumer

yönetimindeki İ.K.T.M.O ile konserler vermektedir. 2005 yılında kurulan İ.T.Ü “AVAZE “

Türk Müziği Kadınlar Topluluğunda solist ve korist olarak görev almaktadır. Oya İşboğa aynı

zamanda, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Türk Müziği Nazariyatı dersleri

vermektedir.

 

 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

MERAKLI PENGUENLER

Düzenleyen: İstanbul Çocuk Sanat

Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

 Buz dağlarında kaybolan arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü komik bir dille

anlatılmaktadır.

Oyunumuzda 11 şarkı bulunmakta ve tüm şarkılarımıza koreografi uygulanmıştır.

Oyunumuzda 7 oyuncu ve 2 teknik bulunmaktadır. Oyunumuz 1 saat sürmektedir. Oyunda

doğal dengenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi ana mesajlar olarak verilmektedir.

 

 

ÇOCUK OYUNU

26 Kasım Cumartesi Saat:12.00

FARELİ KÖYÜN KAVALCISI

Düzenleyen: Tiyatro Mie

Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

 

18 yıldır perde açan,  ülkemizin önde gelen çocuk tiyatrosu Tiyatro Mie her zaman ilke

edindiği titiz ve özenli çalışması ile unutulmayacak bir eser ortaya çıkardı...

“ Fareli Köyün Kavalcısı” 

Fareli Köyün Kavalcısı oyununda fırıncı, manav, bakkal, sevimli farelerle karşılaşır. Fareler

şehri ele geçirmek için komik bir yol bulurlar, halkı şakalar yaparak şehirden uzaklaştırırlar.

İnteraktif sahnelerle çocukları oyuna katarlar, çocukların kahkahaya doyacakları oyunda,

farelerin şehri ele geçirmesi ile eğlence ve heyecan doruğa çıkar. Sevimli fareler, Şakacı,

Uzun kuyruk, Ponpon, Uykucu bir gün kaval sesi duyarlar. Kavalcı ve sevimli fareler arasında

heyecanlı serüven başlar. 

Tiyatro Mie göz alıcı kostümleri, muhteşem dansları, dekor ve müzikleri ile Çocuklar Tiyatro

ziyafeti sunar.

Ülkenin birinde bir köy varmış, bu köydeki halk mutlu günlerini geçirirken bir gün köyü

sevimli fareler basar. Komik Fareler Köydeki bütün evleri ve dükkanları ele geçirirler.

Fırıncının ekmekleri, bakkalın peynirleri, manavın meyve sebzeleri hepsi sevimli fareler

tarafından yenir. Danslar, şarkılarla şirin fareler ve insanlar arasında kovalamaca başlar. Bu

durumdan rahatsız olan halk bir çözüm aramak için toplanırlar. Çözüm olarak kralın huzuruna

çıkıp ondan yardım istemeye karar verirler. Kralın huzuruna çıktıklarında akıllarına bir fikir

gelir ve kraldan kedisini fareleri kaçırmak için vermesini isterler. Kediyi köye getirip farelerin

üstüne salarlar fakat fareler kediyi kaçırıp galip gelirler. Halk başka bir çare ararken kaval

çalan bir genç şehri farelerden kurtarabileceğini söyler ve bunun karşılığında kraldan talepleri

olur. Halk sevimli farelerden kurtulacakları için aldıkları bu haber karşısında çok sevinirler.

Kavalcı güzel, melodik bir müzik çalmaya başlar. Sürprizlerle dolu sahneler birbirini izler…



 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

BİLGİSARAYI.COM

Düzenleyen: Renkli Sahne

Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

 

Maviş ve arkadaşları ormanda yaşayan kelebeklerdir.

Maviş, kalıplaşmış düşünce ve  inançlara  sahip kelebekler  arasında öğrenmeyi  seven,  sürekli

araştıran  ve  yeni  bilgiler  edinmeye  çalışan  bir  kelebektir.  Maviş  kelebek  avcılarından  ve

kuşlardan  nasıl  korunabileceği  konusunda  sürekli  araştırma  yapar.  Yeni  bilgilere  ulaştıkça

insanlardan ve diğer canlılardan nasıl korunabileceği konusunda yöntemler bulur.

Öğrendiği  bilgileri  arkadaşları  ile  paylaşan  Maviş’e  arkadaşları  bu  bilgileri nereden

öğrendiğini  sorarlar.  Maviş  onlara  bilgisayarı  gösterir  ve  anlatır.  Maviş  sahip  oldukları

düşüncelerin  tam  tersini  söylemektedir  ve  bu  onları  korkutur.  Bunun  üzerine  Maviş’in

babasına bilgisayarı ve söylediklerini anlatırlar.

Babası söylediklerini ispatlaması için Maviş’e bir şans verir. Bu arada arkadaşları Maviş’in

bilgisayarını karıştırırken bazı oyunlar bulurlar. Bunu Maviş’e söylerler, Maviş onlara iyi ile

kötünün hep yan yana olduğunu ama iyiyi seçmeye kendilerinin karar vereceğini söyler ve

kendisinin bilgisayarı oyunlar için değil dünyadaki yepyeni bilgilere ulaşmak için kullandığını

açıklar. İkna olan arkadaşları Maviş’e söylediklerinin doğruluğunu kanıtlaması konusunda

yardımcı olmaya karar verirler. Hep birlikte avcı için bir oyun hazırlayarak avcıdan bir daha

kelebekleri avlamayacağı konusunda söz alırlar.

 

 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

RENKLER ÜLKESİNİN HİKAYESİ

Düzenleyen: Temmuz Yapım

Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

 

Yazan-Yöneten: İlknur Kandemir

Oyuncular: Begüm Hergüvenç,  Burçak Yüksektepe, Esat Bağış, İbrahim Yakut

 

Ödevi için hikâye okuması gereken Işıl çok sıkılır ve ailesinden yardım ister. Işıl’ın

hikayeyi okumadan özetini çıkarmak istediğini anlayan ablası ona bir kalem verir ve arkadaşları gelmeden ödevini bitirmesini ister. Hikayeyi okumaya başlayan Işıl kalemini

yatağının altına düşürür ve kalemini ararken kendisini Renkler Ülkesi’nde bulur. Burada

tanıştığı Kırmızı kalem, Kurşunkalem, Silgi ve Suluboya’dan okuduğu hikayeyi anlatmalarını

ister. Hikayeyi anlatmanın Işıl’a faydası olmayacağını düşünen kahramanlarımız hikaye

okumayı nasıl eğlenceli hale getirebileceğini göstermek için Işıl’ın okuduğu hikayeyi

canlandırmak isterler. Renkler Ülkesi’ndeki kahramanlarımız Işıl’ın anlatımıyla hikayedeki

eşek, kedi, köpek ve horozun başına gelenleri oynarken sizin yardımınıza ihtiyaçları olacak.

Peki, siz Renkler Ülkesi’nde olacak mısınız?

 

 

ÇOCUK OYUNU


 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

KAPTAN AMCA VE TAYFASI

Düzenleyen: Mavi Uçırtma Komedi Tiyatrosu

Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi

 

Kaptan Amca trafik kurallarına uymayan bir sürücü yüzünden 

hanımını ve çocuğunu kaybeder ve daha sonrasında bir limanda 

gördüğü ufak bir çocuğu yanına alıp, ona evlat sevgisini vermek 

ve okula gönderip, iyi bir geleceğinin olmasını sağlamak ister.

Fakat, Tayfa çok yaramaz ve bir o kadar da zekidir. Yalnız okula 

gitmek istememektedir. Gezmek dolaşmak onun için daha 

keyiflidir. Kaptan Amca ise, gemide tanıştığı bir öğretmenden bu 

konuda yardım ister ve yardımlaşma sonucu çocuğa kazandırılan

güzel alışkanlıklar. Akabinde, birlikte gemide yaşayan bu 

insanların aralarında gelişen esprili sahneler ve her espirinin 

ardından verilen mesajlar. 

  

Tutumlu olmak, yalan söylemek, diş fırçalamak, el ayak temizliği  

"KİM O" demeden kapının açılmaması, izinsiz bir yere girilmesi, 

okulun ve öğretmenin önemi, yemek yeme adabı, sigaranın 

zararları, çevreyi kirletmemek, kitap okuma alışkanlığı, başkalarına 

ait eşyaların karıştırılmaması, büyüklere saygı, orman yangınlarının 

önlenmesi, büyüklere yardım etmek, tertipli ve düzenli çalışmak, 

trafik kurallarına uymak, telefon görüşmelerinde gereken diyalog 

ve eylemler. 





ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

OYUNCAKLAR

Düzenleyen: Tiyatro Alkış

Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

 

Bozuldukları için bir rafa atılan oyuncaklar artık işe yaramadıkları için çok üzgündürler ama

yaz gelince açılan pencereden tesadüfen eve giren uğur böceği ile bir anda hayatları değişir.

Çünkü Uğur böceğinin tamir etme yeteneği vardır. Bozuk oyuncaklarla dost olan Uğur

böceği, onları teker, teker tamir etmeye başlar. Bu arada çocuklara yeni bir robot oyuncak

alınmıştır. Bu robot, bozuk oyuncakların tamir olduğunu görünce gözden düşmemek için, bir

gece tamir olan oyuncakları tekrar bozar. Sabah uyandığında Uğur böceği hem bozuk

oyuncakları hem de sonbahar geldiği için kapanmakta olan pencereyi görür. Çok acil bir karar

vermek zorundadır. Yaşamak için doğada olmak zorundadır. Bozuk oyuncaklara ve kendine

bir dahaki yaza onları tamir etmek için geri döneceğine söz verir ve gider. Bu sefer çocuklar,

sırf sıkıldıkları için robot oyuncağı bozuk oyuncakların yanına atarlar. Bütün oyuncakları

bozduğu için robot yalnız kalır, konuşacağı hiç kimsesi yoktur. Yaptığına çok pişmandır. Yaz

gelir, Uğur böceği sözünü tutar ve geri döner. Hemen bozuk oyuncakları tamir eder ve en

büyük yardımcısı da robot olur.

Yönetmen      : Oktay Şenol

Yönetmen Yardımcıları  : Didem Aslan, Sibel Akyüz

Müzik        : Oktay Şenol

Koreografi      : Oktay Şenol, Selin Zeyli

Aranjör      : Ayhan Yavaş

Kostüm      : Şenay Korgül, Şenol Korgül

Dekor        : İ. Ümit Erzurumlu

Yapım       : Tiyatro Alkış – Okay Şenol

 

Oyuncular      : Murat Ergür, Burcu Saraçoğlu, Tan Güneş, Fahri Öztezcan,

Başak İleri, Ezgi Bozan

 

 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00

ALADDİN ‘İN SİHİRLİ LAMBASI

Düzenleyen: Altınok Tiyatrosu

Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

 

Mucizeler Mağarasında bulduğu sihirli lamba Alaaddin’in hayatını değiştirir. Ancak kötü

kalpli Cafer ve papağanı Yagu lambanın gizli güçlerinin peşindedir. Alaaddin ve maymunu

Abu, Lamba Cini ile birlikte, güzel prenses Yasemin’i kötü yürekli Cafer’den kurtarmak ve

kendisiyle evlenebilmek için uçan halıları ve bayan halıyı da yanlarına alarak saraya gelirler.  Alaaddin’in kimse de olmayan bir gücü vardır. O da Sihirli Lambası… Kılıktan kılığa giren

yerinde duramayan, çılgın cini sayesinde Alaaddin artık bir prensdir.

Oyunun Türü: Müzikal Çocuk Oyunu 

Yazarı & Yönetmeni: Murat Altınok

Koreografi: Berke Yüksel

Oynayanlar: Murat Altınok, Ece Bozkaya, Volkan Ceylan, Onur Ertaman, Fatih Ermiş, Sezer

Arıçay, Tuba Özoğlu, Ezgi Serdaroğlu, Dilara Uzan, Setenay Karadaş 

 

 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat:12.00

KÜÇÜK KIZ VE YILDIZ

Düzenleyen: Uygur Çocuk Tiyatrosu

Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi 

 

 

 

ÇOCUK OYUNU


 

26 Kasım Cumartesi Saat:12.00

GELENEKTEN GELECEĞE KARAGÖZ

Düzenleyen: Unima İstanbul

Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

 

Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği

(Unıma - Unıon Internatıonal De La Marıonette)

1929 Yılında Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Romanya, Avusturya, Almanya, Yugoslavya,

Fransa ve Bulgaristan gibi ülkelerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda Unıma’nın kuruluş

çalışmaları başlatılır. Aynı yıl Paris’te, 1930’da Fransa’da ve 1933 yılında Yugoslavya’da

toplantılar sürdürülür.

Kukla ve Gölge Oyunu Sanatları’yla ulusların birbirlerini tanımalarına hizmet etmek, dostluk

ve kardeşliği pekiştirmek, barış içerisinde birarada yaşamlarına katkı sağlamak, kukla ve

gölge oyunu sanatıyla ilgilenen sanatçı, araştırmacı, uzman, yazar, bilim adamı ve

teknisyenlerin birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamak amacıyla kurulan

Unıma, gün geçtikçe gelişerek uluslararası örgütlenmesini genişletmiştir. Bu gün yaklaşık yüz

ülkenin üyesi olduğu Unıma’nın Merkezi, Fransa’nın Charleville Mezieres kentinde

bulunmaktadır. Zengin ve köklü bir kukla ve gölge oyunu geleneğine sahip olan Türkiye’nin, Unıma

içerisinde yer almasının yararı uzun yıllar tartışılmış ama bir türlü olumlu çalışmalar

yapılamamıştır. Sonunda konu Kültür Bakanlığı’nca 23-27 Ekim 1982 tarihleri arasında

Ankara’da toplanan I. Milli Kültür Şurası’nda ele alınarak Unıma Türkiye Milli Merkezinin

kurulması çalışmalarına başlanması konusunda tavsiye kararı alınmıştır.

 

Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilmeyen kuruluş çalışmaları, 1988 yılında Kültür

Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın çalışmaları üstlenerek yürütmesiyle

sonuca ulaşmış ve Unıma Türkiye Milli Merkezi 27.09.1990 tarih ve 90-1013 sayılı Bakanlar

Kurulu kararıyla 1908 sayılı Dernekler Kanununun 11. ve 12. maddelerine göre kurulmuştur.

Türk kukla ve gölge oyunu sanatlarını yurtiçinde ve yurtdışında, diğer milletlerin kukla ve

gölge oyunlarını da ülkemizde tanıtarak, bu sanatların araştırılmasını, geliştirilmesini,

korunmasını ve yaşatılmasını sağlamak amacıyla kurulan merkez, kısa sürede kukla ve gölge

oyunumuzun yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı, sanatçıların haklarının savunulması, sanatın

geliştirilmesi, yaygınlaştırılması konularında birçok çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 1997

yılında kurulan Bursa Şubesi ardından 2009 yılında İstanbul Şubesi kuruluşunu

tamamlamıştır.

Özellikle Karagöz’ün yaşayan kültür hazinesi olarak Unesco tarafından kabul edilmesiyle,

yaşayan kültür mirası olarak dünya literatürüne geçen sanatçıların yaşadığı İstanbul’da

Unıma’nın İstanbul Şubesinin varlığı bir başka anlam ve önem taşımaktadır.

 

 

ÇOCUK OYUNU

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 12.30

NASRETTİN HOCA İLE KARAKAÇAN

Düzenleyen: Goncagül Tiyatrosu

Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi

 

Düzenleyen: Hüseyin Goncagül

Halk bilgemiz Nasreddin Hoca bu kez emektar eşeği Karakaçan ile fıkralarında canlanarak

Hüseyin Goncagül'ün sahne yorumuyla sevenleriyle buluşuyor. Asırlar sonra Karakaçanı ile

karşımıza çıkan Hoca kendi çağında güldürerek verdiği derslerin aynısını bir kez daha

günümüz diliyle aktarmakta izleyenlerine. Hoca’nın yol arkadaşı eşeği Karakaçan ile ilgili

maceraları bu sahnede müzikli şarkılarla canlandırılıyor. Zaman zaman seyircilerin arasına da

karışan sevimli Karakaçan bazen de sahnede minikleri sırtına bindirip Hoca’nın küçük

torunlarına keyifli dakikalar yaşatmakta. Her çağda güncelliğini koruyabilmiş Hoca’nın

fıkralarında O’nun yol gösterici kimliği, hazırcevaplılığı, ince mizah anlayışı bu kez

Karakaçan ile yaşadıklarıyla yine sahnede ön planda.  “Düşmeseydim eşekten inecektim ben

zaten”, ‘ödünç eşek’, ’eşek pazarlamacı’, ‘Eşeğini bağla sonra tevekkül et’, ‘eşeğe yazı değil

mi?’ gibi fıkraları günlük hayatımızda yer etmiş kullanageldiğimiz deyimler bu oyunumuzla

canlanmakta… Bu yeni çalışmamızla, sizleri bir nebzede de olsa gülümsetebilir ve

düşündürebilirsek ne mutlu bizlere...  Oyuncular:

Nasreddin Hoca……………………………..…….Ümit Kaplan

Kapı komşusu........………………………………….Hüseyin Goncagül

Karakaçan...................................................................Emrah Gökçe

Yolcu..........................................................................Fırat Daldaler

Esnaf............………………………………………..Yusuf Koncagül

Ahmet Efendi............................................................Ahmet Ayanoğlu

Cemaleddin Efendi……………………………....…Cem Çakır

Efektör:………………………………………….….Osman Nazlı

Kostüm Tasarım:…  ………………………….....…Armelit

Dekor Tasarım: ……………………………...…….. Elvan Reklam

 

SEMİNER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00

TÜRK MUSİKİSİ SEMİNERİ

Düzenleyen: Fırat Kızıltuğ

Yer: Türk Edebiyatı Vakfı

 

Hüseynî Makamındaki eserler sırasıyla icra edilerek açıklamalar yapılacaktır.

 

1- Lem'i Atlı/ Güfte: Faik Ali Bey

 

Zaman olur ki anın halce-i visâlinde

Bir inzivâ ile canânı bî-vefâ bulurum

Zaman olur ki gözümden kaçan hayalinde

Hayat-ı ruhuma müşfik bir âşinâ bulurum

 

2- Rumeli Türküsü / Osman Pehlivan'dan

 

Yalı kenarında zülfüm tararım aman

Zülfüm tarağını kaybettim ararım

Benim yoktur kimseye de zararım aman

Hanım senin pamuk ellerin kınalı aman

 

Yalı kenarına serdim postumu aman

Gelen geçen çiğner benim üstümü aman

Şimdi bildim düşman ile dostumu aman

Hanım senin pamul ellerin kınalı

 

3- Rumeli Türküsü

 

Yağmur yağar taş üstüne

İnce kalem kaş üstüne

Selâm verir baş üstüne

Vay dili dili kuş dili dili

Mevlâm kulu sevdim seni

Vay dili dili dili vay

 

Yağmur yağar şurdan buradan

Üstümüze çekek yorga

Öpeceksen işte burdan

Vay dili…

 

Yağmur yağar sepe

Kulağında elmas küpe

Uyandırdım üpe üpe

Vay dili…

 

4- Münir Nurettin Selçuk /

Güfte Sebkatî (1.Sultan Mahmud Han) 

Varalım kûy-i dilâraya gönül hû diyerek

Kokalım güllerini  gonca-i hoş-bû diyerek Şerbet-i lâl-i hayali bizi öldürdü meded Varalım

kûyine yârin bir içim su diyerek

 

5- Fehmi Tokay / Güfte: Emrah

 

Tutam yâr elinden tutam

Çıkam dağlara dağlara

Olam bir yâreli bülbül

İnem bağlara bağlara

 

Birin bilir binin bilme,

Bu dünya kimseye kalmaz.

Yâr ismini desem olmaz

Düşer dillere dillere

 

Emrah eydür bu günümdür

Arşa çıkan tütünümdür

Yâre varacak günümdür

Düşem yıllara yollara

 

6-Selâhattin İnal / Güfte Necdet Atılgan

 

Tez geçse de her sevgiden bin hâtıra vardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıtalardır Sevmek de

sevilmek de bahar ömrü kadardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıralardır.

 

7- İsmail Baha Sürelsan

 

Seven yok sevdiğim dilhûn eden çok

Ömür anlatmaya yetmez keder çok

O zâlimden gönül pek çok çeker çok

Ömür anlatmaya tetmez keder çok

 

8- Râkı8m Elkutlu / Güfte Bakî

 

Müheyyâ oldu meclis sâkıyâ peymâneler dnsün Bu bezm-i ruhbahşın şevkine mestâneler

dönsün

 

Bu bezm-i dil-güşâya mahrem olmaz Bakîyâ herkes Di gelsün gelmesün ehl-i diller gelmesün

bî-gâneler dönsün.

 

9- Selâhattin Pınar / Güfte Nacdet Atılgan

 

Hayal deryasına ben bazı bazı

Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü

Derdime âşinâ olan bu sazı

Çalmasam bir türlü çalsam bir türlü

 

Âşıkım ben dahi Mecnun misâli Beklerim son anda bile visali

Güzeller yüzünden bunca vebâli

Almasam bir türlü alsam bir türlü

 

10- Fırat Kızıltuğ / Güfte Necip Fazıl Kısakürek

 

Aydınlık

Uyan yârim uyan söndü yıldızlar

Gün karşı tepeden doğmak üzredir

Her sabah güneşi seyreden kızlar

Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

 

Uyan yârim sesler geldi derinden

Karanlık oynadı koptu yerinden

İlk ışık kapının eşiklerinden

Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir

 

Sevgilim kapımı çaldı aydınlık,

Baygın gözlerimi aldı aydınlık

İçimde tıkandı kaldı aydınlık

Bu aydınlık beni boğmak üzredir.

 

11- Fırat Kızıltuğ

 

Hüseynî Koşma

 

Turnalarla kanat çırpar

Telim telinden telinden

Ay devşirir yıldız kırpar

Elim elinden elinden

 

Gurbetim içimde ağlar

Sıla türküsüyle çağlar

Mısrayı mısraya bağlar

Dilim dilinden dilinden

 

Maviliklere bak seyret

Şekil şekil demetedemet

Baharda bahara hasret

Gülüm gülünden gülünden

 

12- Şerif İçli / Güfte Mehmed âkif Ersoy

 

Ezelden âşinânım ben ezelden hem zebânımsın Beraber ahde bağlandık ne olsan yar-i

canımsın Ne olsan zerrenim kalbimde halâ çarpar esrârın Gel ey cânan gel ey can kalmasın

ferdâya didârın

 

13- Tanbûrî Ali Efendi / Güfte Osman Nevres

 Senden bilirim yok bana bir faide ey gül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de

abestir sitem-i hâre tehammül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

 

 

SEMİNER

 

26 Kasım Cumartesi Saat:14.00

EDEBİYAT ATÖLYESİ

Düzenleyen: Alim Kahraman

Yer: Divan Edebiyatı Vakfı 

 

Yahya Kemal: Aziz İstanbul

Yahya Kemal’in 1942’de verdiği bir konferanstan yola çıkarak İstanbul duyarlığının zemini

incelenecektir. Şairin bu konuda yol açıcı bir işlevi olmuş mudur, sorusuna yaşadığı dönemin

şartlarına da bakılarak cevap bulunmaya çalışılacaktır. 

 

 

SEMİNER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00

GÜNLÜK HAYATIN KÜLTÜREL YANSIMALARI

Düzenleyen: Süleyman Seyfi Öğün

 

 

SEMİNER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00

OKUMA GÜNLERİ

Düzenleyen: Sevim Arslan

Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

 

Türk ve Batı Edebiyatı'ndan seçilen örnekler; konuklarla birlikte okunacak.

Bir paragraftan, bir cümleden, bir kelimeden yola çıkılarak hayata dair sohbet edilecek.

 

 

KONSER


26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

NİHAT DOĞAN KONSERİ

Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

 

Nihat Doğan 1979 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan Nihat Doğan İlk, orta ve lise eğitimini

tamamladıktan sonra 1996 yılında profesyonel müzik kariyerine "Kırdın kalbimi" adlı albümü

ile başladı.

500.000 adetlik satış grafiği ile müzik piyasasını alt üst eden sanatçı daha sonra 1998 yılında

vatani görevi nedeniyle müzik çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır. 

Yaklaşık 4 yıl kadar süre ile ayrı kaldığı müzik sektörüne ve kendisini özleyen müzik

severlere vatani görevini ve albüm çalışmalarını tamamlayarak 2000 yılında" Ölürem Kızlar"

adlı albümü ile  ile tekrar dönen Sanatçı, bu albümün başarısı ile beraber yoğun istek üzerine

TV kanallarından gelen dizi isteklerine duyarsız kalamayıp  Star TV’ye "Sultan" adlı dizi( 26

bölüm) çekmiştir.

2003 yılında sözü ve müziği Yıldız Tilbe'ye ait olan "Seni Seve Seve", 2005 Yılında

"Bitanesinden Bitanesine", 2007 Yılında "Zorunamı Gitti" Albümleri ile müzik sektöründe

yerini sağlam temeller üzerine oturtmuş olan sanatçı;  2010 da ise ülkemizin yaşamış olduğu

antidemokratik uygulamalara 26 yıllık PKK Sürecinde yaşanan akan göz yaşları,  anaların

ağlaması, şehitlerimizin gelmesi vs… gibi her ülke evladının yüreğini acıtan hadiselere

duyarsız kalamayıp, sanatçı olarak üzerine düşen sosyal sorumluluk bilinci ile yaptığı  "1071"

adlı barış ve kardeşlik (Açılım) şarkısı  ile kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir.

Ülkemizin 30 yıllık Cunta Anayasası’nın referanduma götürülmesi noktasındaki seçime

"Demokrasiye Evet Özgürlüklere Evet Evet"  adlı single çalışmasıyla katkıda bulunmuştur.

Sanatçımız Star TV, TGRT, Fox TV, Kanal D, Flash TV gibi ulusal kanallarımızda müzik ve

eğlence programlarıyla da bu anlamda halka hizmet etmiştir.

Sanatçı yeni albümü için stüdyo çalışmalarını yürütürken, yurtdışı ve yurtiçi konserlerine de

başarı ile devam etmektedir.

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat:20.00

ERCAN IRMAK NEY İLYAZ MİRZAYEV PİYANO

Düzenleyen: Arda Aydoğan

Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi 

 

Ercan Irmak

Eskişehir’de doğdu. Müzik tutkusu, çocukluk yıllarında kaval çalarak başladı. Bu tutku onun

önce Bursa’ya, sonra İstanbul’a yerleşmesine neden oldu. 1980 yılına kadar birçok sanatçının

albümünde  kaval  çalan  Irmak,  aynı  yıl merhum  Aka  Gündüz  Kutbay’ın  ve besteci Vedat

Yıldırım Bora’nın önerisi doğrultusunda, neyzen Aka Gündüz Kutbay’ın hediye ettiği Mansur

Ney  ile neyzenliğe  ilk adımını attı. Yurt  içi ve yurt dışında konserler veren ve çeşitli albüm

çalışmalarına katılan Irmak, 1999’da kompozitör İlyas Mirzayev ile Tasavvuf Senfonisi’nin 1. bölümünü  Çukurova  Devlet  Senfoni  Orkestrası  eşliğinde  Adana’da  seslendirdi.  İstanbul,

Antalya,  Bursa Devlet  Senfoni Orkestraları’na  ve  CRR  Senfoni Orkestrası’na  solist  olarak

katıldı. 

İlyas Mirzayev ile birlikte hazırladıkları Ney Konçertosunu; Prof. Saim Akçıl yönetimindeki

Tekfen Filarmoni Orkestrası ile İstanbul (Uluslararası İstanbul Müzik Festivali), Ankara,

İzmit, İzmir, Bursa’da ve yurtdışında; Japonya, Bakü, Almaata, Bişkek Taşkent, Selanik ve

Brüksel’de seslendirdi. Piyanoda İlyas Mirzayev ile Berlin Filarmoni Orkestrası’nın konser

salonunda ve Viyana’da Klasik Türk Müziği eserleri ve Anadolu ezgilerini seslendirdi.

Hamburg, Londra ve İstanbul Aya İrini konserlerinde; Mirzayev’in hazırladığı, şef Howard

Griffiths yönetimindeki London Mozart Players Orkestrası ile Güher ve Süher Pekinel

kardeşlerin de solist olduğu, “Janus in Orient” adlı eserde solist olarak ney üfledi. Ney

konçertosunu; 20 Ocak 2006’da şef Fahrettin Kerimov yönetiminde, Bursa’da Bursa Devlet

Senfoni Orkestrası ile 6-7 Nisan 2006 ‘da Şef Naci Özgüç yönetiminde Ankara’da

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile seslendirdi. Şef Saim Akçıl yönetimindeki, Tekfen

Filarmoni Orkestrası’nın verdiği konserlerde; İlyas Mirzayev’in hazırladığı Üç Denizin

Senfonisi’nde, 2 Ekim’de Brüksel’de, 4 Ekim’de Paris’te, 5 Ekim’de Berlin’de solist olarak

ney üfledi. Amerika Boston’da ilk kurulan New England üniversitesi konservatuarına davet

edildi, orada Türk klasik müziğimiz ve halk müziğimiz hakkında örnekler vererek bilgilerini

dile getirdi. Halen Kültür Bakanlığı Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu’nda Ney Sanatçısı

olarak görev yapmaktadır.

 

 

KONSER

 


26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

SİBEL PAMUK KONSERİ

Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

KÜRŞAT BAŞAR CAZZ KONSERİ

Düzenleyen: Gürtuğ Yılmaz

Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

ŞİİRLERLE ŞARKILAR

Düzenleyen: Sadun Aksüt

Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

 

Sadun Aksüt

 

Ünlü tanbûrî, bestekâr, yazar ve musiki şinas Sadun Aksüt, 1932 yılında Merzifon'da doğdu.

Konservatuarı bitirmeden Türk Musikisi Konservatuarı Derneği'ne giren Aksüt; burada Hüseyin Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi ve Laika Karabey'den dersler aldı. Uzun yıllar İstanbul

Radyosu'nda saz eserleri çaldı. 

 

İstanbul Radyosu Türk Musikisi Nota Kütüphanesi'ne memur olarak çalıştı. Bir yandan da

solo ve topluluk programlarında tanbur çaldı. TRT Türk Sanat Musikisi Repertuar Kurulu

üyeliği yapan Sadun Aksüt'ün 100 kadar şarkı, 24 ilâhi, 50’ye yakın çeşitli makamlardan saz

eserleri, üç çocuk şarkısı ve sazkâr makamında bir Mevlevî âyin-i şerifi bulunmaktadır. Tam

50 yıldır Türk sanat müziğini dostlarıyla paylaşan Sadun Aksüt, 50 yıldır müziğin devleriyle

birlikte çalıp söylüyor, Radyoevi, gazino ve konser salonlarındaki müzisyenlerin, müziğin ve

yankılarının tanıklığını yapıyor.

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

ZEYNEP NURDOĞAN KONSERİ

Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

 

 

KONSER


 

26 Kasım Cumartesi Saat:20.00

ERDAL KÜÇÜKKAYA KONSERİ

Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat:20.00

MİNE GEÇİLİ İLE ZEKİ MÜREN BESTELERİ

Düzenleyen: Volkan Kara

Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

 

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat:20.00

UMUT AKYÜREK KONSERİ

Düzenleyen: Umut Akyürek

Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

 

Türk Sanat Müziği’nin son yıllardaki önemli icracılarından Umut Akyürek, klasik dönem

eserlerden çağdaş döneme uzanan eserleri seslendireceği programda dinleyenleriyle

buluşuyor.

 

KONSER

 

26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00

GÖNÜL MAKAMI KONSERİ

Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

 

 

SEMİNER


 

28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30

BATININ DOĞUSU

Düzenleyen: Ali Şükrü Çoruk

Yer: Atatürk Kitaplığı

Tarih boyunca doğu batı ilişkileri her zaman için sorunlu olmuştur. Bazen karşılıklı, bazen de

tek  taraflı  red  ve  inkarların  sevkiyle  ortaya  çıkan  bu  sorunların  uzantısını  günümüzde  de

müşahede  etmek mümkündür. Seyahatnameler,  sefaretnameler  ve  hatıratlar  batılı  aydınların

Müslüman  dünyası  karşısındaki  tutumunu  anlamamıza  yarayacak önemli bilgiler

içermektedir.  Bu  seminerlerde  şahsiyetler  ve  eserlerden  hareketle  batılı  aydınların Osmanlı

temelinde  İslâm  medeniyeti  karşısındaki  tutumu  devirlere  bağlı  olarak  tespit  edilmeye

çalışılacaktır. 

 

 

SEMİNER

 

28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30

İSTANBUL EFSANELERİ

Düzenleyen. Ferhat Aslan

Yer: Türk Edebiyatı Vakfı

Süleymaniye Camii Efsaneleri I

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan ve İstanbul'un en önemli

simgelerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi ve Camii hiç şüphesiz Osmanlı mimarisinin

şaheserlerinden biri olarak kültür tarihimizdeki yerini almıştır.

Tarihî ve mimari özellikleri bakımından önemli bir yere sahip olan Süleymaniye Camii’ne

sözlü kültür geleneğimiz de ilgisiz kalmamıştır. Milletimiz sözlü kültür geleneği içerisinde,

caminin yapıldığı XVI. yüzyıldan günümüze gelinceye kadar Süleymaniye Camii etrafında

pek çok efsane teşekkül ettirmiştir.  Bu programda sözlü ve yazılı kaynaklardan tespit edilen efsaneler incelenmeden önce bu

efsanelerin hangi sebeplerle oluştuğu, toplumun Süleymaniye Camii’ne ne gibi anlamlar

yüklediği, teşekkül eden bu efsanelerin dayandıkları tarihî gerçekler ve kültürel art alandan

bahsedilecektir.

 

 

SEMİNER

 

28 Kasım Pazartesi Saat: 19.00

SÖMÜRGECİLİK VE İSLAM DÜNYASI

Düzenleyen: Azmi Özcan

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 

 

SEMİNER

 


29 Kasım Salı Saat:18.30 

SEDAT UMRAN’LA EDEBİYAT ORTAMI

Yer: Atatürk Kitaplığı 

 

 

SEMİNER

 

29 Kasım Salı Saat: 18.30

MÜZİK VE MEDENİYET

Düzenleyen: Savaş Barkçın

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 

Medeniyetimizin temel değerleri ve ilkeleri müziğimize nasıl yansıyor?

Bu seminerin amacı dostlarımızla bu konuyu beraber düşünmek, müzikle tefekkür etmek...

Müzik aynasında medeniyetimizi tanımak ve hayatımızda müziğe farklı bir bakışla bakmamız

için bir muhabbet deminde bir arada olacağız. 

Her bir seminerde medeniyetimizin bir değer veya boyutu üzerinde duracağız. O konu

etrafında müziğimizden örnekler dinleyeceğiz, o değerin ve ilkenin müziğimize makam, usûl,

nağme ve güfte olarak nasıl yansıdığına şahit olacağız.

 

 

SEMİNER

 

29 Kasım Salı Saat: 18.30

ŞEHİR VE ESTETİK

Düzenleyen: Aynur Can

Yer: İstanbul Tasarım Merkezi

 

SEMİNER


 

29 Kasım Salı Saat: 20.00

İSTANBULLU BESTEKARLAR KONSERİ

Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

 

 

SEMİNER

 

30 Kasım Çarşamba Saat: 18.30

50 YIL ÖNCE 50 YIL SONRA

Düzenleyen: Üstün İnanç

Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 

Tanıklarla Yakın Tarih Söyleşileri

Üstün İnanç Türkiye'nin yakın tarihini ele alıyor. Eski bir gazeteci, yazar ve sanatçı olarak

gözlemlerini, analizlerini aktarıyor.

Fotoğraflar ve gazete başlıkları eşliğinde bir zaman ve tarih yolculuğu. 50 yıl önce İstanbul,

Ankara ve Türkiye. 1950'lerin 60'ların 70'lerin Türkiye'si… Önemli kültürel, sosyal, siyasal

olaylar. Yazılanlar, konuşulanlar; bunların ötesinde günlük hayat… Kıyıda köşede kalan ya da

unutulmuş olan bazı ayrıntılarla kent ve toplum.

Zamanın tanıkları ve aktörleri de konuk olarak yer alıyor sohbetlerde. Dönem fotoğrafları,

dillerden düşmeyen şarkılar, belleklere kazınan dizeler. Şiirleri Harun Yöndem, şarkıları

Levent Çelik seslendiriyor.

 

 

 

SEMİNER

 

30 Kasım Carşamba Saat: 18.30

TÜRK ROMANINDA AKIMLAR

Düzenleyen: Mustafa Miyasoğlu

Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

 

Türk Romanında Akımlar: Geleneğe açılan kapılar…

Mesnevi ve Halk Hikâyesinden Romana geçen Osmanlı nesri, 19. yüzyıl boyunca bir değişim

yaşadı. Muhayyelat  ile  Letâif-i  Rivâyât  dizisindeki  hayallerin  her  zaman  “anlatı  dilimiz”i

etkilediği  görüldü. Bayburtlu Zihni’nin Divan  nesriyle  yazdığı Kitâb-ı Hikâye-i Garibe  adlı

kitabı ile Hançerli Hanımın Hikâye-i Garibesi adlı halk hikâyesinin farkları yanında gerçekçi

bir dille hikâye edilen maceralarının benzer yanları da görülüyor.

 

SEMİNER

 

30 Kasım Çarşamba Saat:18.30 

İSTANBUL VE HİKAYE

Düzenleyen: İbrahim Yarış

Yer: Atatürk Kitaplığı

Yazar İbrahim Yarış İstanbul’da yaşanmış, yazılmış ve söylenmiş hikâyeleri inceleyerek

geçmişten günümüze geniş bir ufuk turuna çıkıyor. Hikâyede saklı hayatların izinde

İstanbul’u anlamaya çalışıyor. İstanbul ve Ayasofya efsanelerinden, Reşat Ekrem Koçu’nun

anlattığı yaşanmış İstanbul olaylarına, bu şehirde edebi olarak üretilen hikayelerin

benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koyuyor.

 

 

KONSER

 


30 Kasım Çarşamba Saat: 20.00

ALİHAN SAMEDOV KONSERİ

Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

 

Alihan Samedov,

1964 yılında Azerbaycan’ın Sumgayıt şehrinde müzisyen bir ailede dünyaya geldi. 1971–

1979 yılları arasında ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Samedov, 1979 -1982 yılları arasında

Samet Vurgun adına müzik okulunda Obua ve Neriman Nerimanov Kültür Evinde ise

Garmon (Azerbaycanda kullanılan akardiyona benzer müzik aleti) eğitimini aldı. 1986 yılında

ise kazandığı Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesini, 1990 yılında Rus dilinde

tamamladı. Nefesli sazlar (balaban, klarnet, tütek, zurna, obua, saksafon) ve Azerbaycan

Yöresel Halk Sazlarını ( Nağara, Goşanağara, Def, Garmon) büyük bir ustalıkla

kullanmaktadır. Rusça dilini iyi bilen Samedov, aynı zamanda iyi bir satranç ustasıdır. 1993

yılında müzik çalışmalarını daha da geliştirmek için Türkiye’ye yerleşen Samedov, ustaca

kullandığı Balabanı ile kısa sürede önemli müzik kuruluşlarının ilgisini çekmiştir. Türk ve

Azerbaycan müzik motiflerini büyük bir titizlikle inceleyen Samedov, birçok albümlerini bu

araştırmalara dayanarak yapmıştır. “Balaban” adını verdiği ilk albüm çalışmasıyla kısa sürede

müzik severlerin ruhlarını fethetmeyi başaran Samedov, etnik müzik motif araştırmaları ve

birbirini takip eden albüm çalışmalarıyla ünü ülke sınırlarını aşan, müzik dünyası içinde

beğeni ile dinlenen Balaban virtüözü olarak kabul edilmiştir. Alihan Samedov’un çaldığı

balaban sesi bugün ülkemiz ve yurt dışındaki birçok TV programı jeneriklerinde, sinema

müziklerinde, belgesellerde duyulmaktadır. Hatta ”Casio” Firması tarafından üretilen çeşitli

elektronik klavyeli müzik aletlerine, onun sayesinde Balaban sesi de eklenmiştir. Bu güne

kadar birçok ödül alan Samedov, Azerbaycan milli müzik aleti olan balaban’ ı müzik ve sanat

alanında yapacağı çalışmalarla, gelecek nesillere tanıtabilmek için iki vatanından biri olan

Türkiye’de devam ettirmektedir.

 

 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER