Türkiye, darbe girişiminin ardından Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinde talep ettiği desteği göremediği gerekçesiyle İncirlik’i Kapatabilir mi?
Türkiye, darbe girişiminin ardından ABD ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinde talep ettiği desteği göremediği gerekçesiyle sıkıntılı anlar yaşıyor ancak uzman görüşleri itibarıyla Ankara’nın İncirlik Üssü’nü kapatması, ABD ve NATO ile ipleri gerginleştirmesi şimdilik beklenmiyor.
Son günlerde darbe girişimindeki rolü iddiasıyla Fethullah Gülen’in iade edilmesi talebi dolayısıyla Türk – Amerikan ilişkilerinde tansiyon artmış görünüyor. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’a, askeri kaynaklarca yapılan açıklamalardan rahatsızlığını sert bir dille anlatan Ankara’ya yaptığı ziyaret kısmen etkili olmuş izlenimi veriliyor. Dunford, ABD’nin İncirlik Üssü’ne verdiği önemi de ilk ziyaret ve konaklama noktası olarak burayı seçmesiyle de ortaya koydu. Askeri bakımından en üst düzeydeki ziyaretin ardından bugün ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de ay sonunda Ankara’ya geleceği bilgisi basına yansıdı.
Ankara, geçen hafta Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Gülen’in iade dosyasıyla birlikte bizzat ABD’ye gideceğini açıklamıştı ancak hükümet düzeyindeki ziyaret girişimine Washington’dan olumlu yanıt alınamadığı da iddialar arasında. Buna karşılık iktidar ve muhalefet üyeleriyle parlamento heyeti, Washington’da temaslarda bulunurken; ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin bizzat Türkiye’yi ziyaret kararı aldığı ortaya çıktı.
Türk – Amerikan ilişkilerindeki tablonun yanı sıra Ankara’nın, Avrupa Birliği (AB) başkenti Brüksel ve Avrupa ülkeleriyle de ilişkilerinde gerilim gözleniyor. İsviçre’nin darbe girişiminde rol aldığı ve Gülen ile bağlantılı şahısları eğer ülkesinde sığınmacıysa iade etmeyeceği yönündeki tavrı dikkat çekti. Hükümete yakın medyada, son günlerde İsviçre’deki özel bankalarda Gülen organizasyonuna ait para bulunduğu ve buradan Avrupa’ya insan yerleştirmesi yapıldığı iddiaları gündeme alındı. Avusturya’nın ise, Türkiye’nin AB adaylığını yeniden tartışmaya açması Ankara’da rahatsızlık yarattı.
Öte yandan Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nden ise Ankara’ya destek geldi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, dün geldiği başkentte bugün AB Bakanı Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ ile görüşmelerde bulundu.
Prof. Dr. Uzgel: ‘İlişkilerde en kritik dönemeç’
Türk dış politikasındaki mevcut duruma ilişkin Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Uzgel, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin çok hassas bir dönemden geçtiğini vurgulayan Uzgel, “Türk – Amerikan ilişkileri tarihinde en kritik dönemeçlerinden birini yaşıyoruz. Türkiye ciddi bir tehlike atlattı ve Türk – Amerikan ilişkileri uzun süredir hiç böylesine kamuoyu baskısına maruz kalmamıştı. Bunu biraz hükümet de gündeme getirdi. Buradaki esas kritik sorun, ‘darbe girişimi arkasında Gülen Cemaati, dolayısıyla ABD’nin olduğu’ fikrinin gittikçe kabul görmesi. En üst düzeyde başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayarak, ona ve hükümete yakın medyada bunun çok sık dillendirilmesi, buna ilişkin bazı görüşler ve kanıtlar yazılması ilişkileri kamuoyu baskısına açık hale getirdi. Bu sıkıntılı bir durum çünkü hükümetler açısından da ellerini daraltıyor” dedi.
İlişkilerde, kamuoyunda şimdi doğrudan ABD’nin sorumlu tutulması gibi bir sorun ortaya çıktığını kaydeden Uzgel, oysa öncesinde Irak ve Suriye’deki durum itibariyle IŞİD ile mücadelede Türkiye ve ABD’nin yakın işbirliği yapacağını ve hükümetin de İncirlik’i uçuşlara açmış olduğunu anımsattı. Suriye’de PYD meselesinde ise taraflar arasında henüz anlaşma sağlanmamış olduğunu da hatırlatan Uzgel, şimdi ise “tıkanma” yaşandığını ifade etti.
ABD’nin Gülen’i iade etme yolunda hukuki süreç başlatmasıyla olumlu bir adım atabileceğini işaret eden Uzgel, “Biraz olsun Türk kamuoyunu rahatlatabilir, kızgınlığı biraz giderecektir. ABD’nin kendi içindeki hukuki süreç iletilecektir. Ama iade olursa Hükümet’in elini, seçmeni ve kamuoyu karşısında güçlendirecektir. John Kerry’nin gelişi ise, biraz Erdoğan’ın küskünlüğü giderme amacıyla görünüyor. Şimdi AB’den de bir heyet geliyor” diye konuştu.
Türkiye, ‘İncirlik Üssü meselesi’
Türkiye ve ABD’nin IŞİD konusunda, Suriye ve Irak başlıklarındaki işbirliklerini ise kamuoyu önünde olmadan yine ilerletebileceğini kaydeden Uzgel, bunun süreç içinde gözlenebileceğini kaydetti.
Uzgel, ayrıca “Hükümet yüksek perdeden ABD meselesini dillendiriyor ama bunu iç kamuoyuna dönük olarak kendi popülaritesini ayakta tutmak için yapıyor. Doğrudan hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’yle ilişkilerin özüne dokunacak şekilde, ki bunlardan birisi İncirlik’in kapatılması olur, bunu göze alabileceğini zannetmiyorum” görüşünü aktardı.
ABD Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretini de ilişkilerde kopuş değil yakınlaşma çabası gibi yorumlamak gerektiğini aktaran Uzgel, İncirlik’in kapatılması gibi bir kararın ise kopuştan da öte Türkiye’nin yönünü değiştirmesi anlamına geleceğini dile getirdi. Bunun ABD’yle ittifakını bitirme ve NATO üyeliğini tartışmaya açma anlamına geleceğini vurgulayan Uzgel, “Türkiye, NATO’ya Şubat 1952’de üye oldu ve İncirlik ise hemen iki yıl sonra açıldı. Orası ABD için kritik bir üs. Türkiye bugüne değin İncirlik’ten uçuşları askıya aldı ama bunun dışında hiçbir hükümet İncirlik’e dokunamadı. Eğer hükümet kapatma kararı alırsa Türk dış politikası eksen değiştiriyor anlamına gelecektir” dedi.
Hisarcıklı: ‘Türkiye’yle empati yapamadılar’
German Marshall Vakfı Ankara Direktörü Özgür Hisarcıklı ise, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, şu ana kadar Türkiye’nin darbe girişimi sonrasında Batı ile ilişkilerinde olumsuzluk yaşadığını ifade etti. Ancak AB’den ziyaretler ve şimdi de Kerry’nin Türkiye’ye geliş kararı almasıyla olumluya doğru değişim olabileceğini kaydeden Hisarcıklı, “Ben karşılıklı yanlış anlamalar olduğunu düşünüyorum gerek toplumlar arası, gerekse liderler arasında. Şunu Batılı dostlarımızın anlamasında özellikle önem var; Türkiye genelinde kutuplaşmış bir toplum. Türkiye’deki siyasi partiler arasında rekabet de çok serttir. Ama Türkiye kamuoyu, şimdi darbe girişimiyle ilgili algıları aynı yönde görünüyor. Siyasi partiler de, detaylar bir yana aynı görüştüler ve beraber hareket ediyor” dedi.
ABD ve Avrupalı müttefiklerce, darbe girişimini kınadıkları gibi Türkiye’deki önlemleri ise yapıcı şekilde eleştirildiğini kaydeden Hisarcıklı, ama darbe girişimiyle Türkiye’nin nasıl etkilendiği empati yapılamadığını ifade etti. Dolayısıyla da olağanüstü bir duruma karşı alınan olağanüstü tedbirleri anlamakta güçlük çektiklerini belirten Hisarcıklı, Batı’nın bunu anlaması gerektiğini dile getirdi.
ABD’nin Fethullah Gülen’i iade etmemesi durumunda toplumda “infial” yaratılacağını da söyleyen Hisarcıklı, “Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı da daha artacaktır” dedi.?
Kaynak/VAO