Şeref Akçay: “Tutuksuz yargılansınlar“

İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Başkanı Şeref Akçay: Askerler de yargılansın ama adil yargılansın.

 Şeref Akçay: “Tutuksuz yargılansınlar“
 Eski İstanbul 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 162’si tutuklu, 195 sanıklı “Ana Balyoz Planı” davasında, tahliye talepleri reddedilen sanıkların itirazı 18 Ağustos tarihinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy çokluğuyla reddedildi.

Heyet Başkanı Şeref Akçay muhalefet şerhinde “Ben sanıklar askerdir onlar hakında hiçbir şey yapılmasın, yargılanmasın demiyorum. Yargılansın, suç işleyen varsa ceza alsın ama adil yargılansın” dedi. Türkiye’de emsal bir karar olmaması nedeniyle “ihtilal” konusunda ilk kez karar çıkacağını kaydeden Akçay “O nedenle bu hususların çok ciddi ve hukuku gerekçelerle tartışılması gerekmektedir. Bu tartışma yapılana kadar da sanıkların tutuklanması değil, serbest olarak yargılanmasının asıl olması doğrudur” görüşünü savundu.

Emekli orgeneraller Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, emekli Oramiral Özden Örnek, MHP İstanbul Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan’ın tutuklu bulunduğu “Ana Balyoz Planı”davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin , 24 Haziran 2011ve 23 Temmuz tarihli “tutukluluk hallerinin devamınına” ilişkin kararlarına, sanıklar ve avukatları İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundular. Başkan Şeref Akçay, üye hakimler Mehmet Ekinci ve Birol Bilen’den oluşan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi sanık ve avukatlarrının “tutukluluk halinine devamı” kararına itirazını 18 Ağustos 2011 tarihinde oy çokluğuyla reddetti. Başkan Şeref Akçay, karara koyduğu muhalefet şerhinde “Demokrasilerde halkın seçtiği siyasi iktidarın, yine bunun dışında hangi nedenlerle olursa olsun görevden uzaklaştırılması kabul edilir bir şey değildir ve sanıkların yargılanmamasını, haklarında herhangi bir işlem yapılmamasını kimse söyleyemez” açıklamasında bulundu.

Akçay, “Ana Balyoz Planı” davasının temelini oluşturan “5-7 Mart 2003 tarihinde darbe planı yapıldığı iddia edilen toplantıdan sonra bu eylemleri devam ettirecek herhangi bir icrai faaliyette bulunmuşlar mıdır” sorusuna hukuken cevap verilmediğini ifade etti. Sanıklara “Anayasal düzeni değiştirmek üzere ihtilal yapmak amacıyla Balyoz planı hazırlamak” şeklinde suç isnat edildiğini ve dosyadaki delillerin 5-7 Mart 2003 tarihinde yapıldığı belirtilen toplantıya ilişkin belgelerin CD’leri ve bazı listeler olduğuna dikkat çeken Akçay, Gölcük’te bulunan belgelerin de önceki CD’lerin kopyası olduğunu vurguladı. Eskişehir’de ele geçen ve 2. Balyoz iddanamesi kapsamındaki delillerin, Ana Balyoz davası dosyasının sanıklarıyla irtibatının olmadığını belirten Akçay “Bu deliller 2003 yılında yapıldığı iddia edilen eylemlere ilişkindir. Yani sanıkların 2004-2010 yıllarında bu eylemlerine ilişkin yeni bir takım faaliyetlerde bulunduklarına dair herhangi bir delil yoktur”dedi.

Adam öldürme fiileni ilişkin örnek veren ve birini öldürmeye giderken yakalanan veya vazgeçen kişinin “adam öldürmeye teşebbüsten yargılanamayacağını” belirten Akçay “Bu vazgeçmeye hukukta ‘ihtiyari ile vazgeçme’ denir. Şahıs sadece o ana kadar eyleminde bir suç varsa sadece ondan cezalandırılır” değerlendirmesi yaptı.

“Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazifeyi görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçu isnat edildiğini kaydeden Akçay şu değerlendirmede bulundu:
“Sanıklar bu aşamada bu plan doğrultusunda darbe yapıp iktidarı ele geçirselerdi eylem tamamlanmış olacaktı. Ya da iktidarı ele geçirmek için kışlasından çıksa ancak halk veya ihtilal yapmak istemeyen diğer devlet organları karşı çıksa ve iktidar darbe yapmak isteyenlerin eline geçemezse işte o zaman darbeye teşebbüsten söz edilebilir. Sanıkların böyle fiileri olmamıştır, sadece toplantı yapıp liste düzenlemişlerdir.”

 

İtiraz kabul edilsin

Tutukluluk halinin devamı kararının gerçeklerinde “delillerin henüz toplanmamış olmasının” gösterildiğini belirten Akçay “Hangi deliller toplanacaktır? Duruşmaların yapıldığı günden beri 30’dan fazla duruşma yapılmış, dosyadaki mevcut delillerin dışında sanıkların suçlarının sübutuna ilişkin delil toplanması yönünde herhangi bir ara karar verilmemiştir. Tutuklu da olsa tutuksuz da olsa resmi kuruluşlara yazılan bu yazıları değiştirme etkileme ihtimali yoktur” dedi.

Akçay şunları kaydetti:
“Mevcut delil durumuna göre yargılamanın yapılıp sonunda verilecek karara göre sanıkların tutuklanıp tutuklanmayacağına karar verilmesi gerekirken duruşmanın başında savunmalar dahi alınmadan sanıkların uygun olmayan gerekçelerle tutuklanmaları ve tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesinin doğru olmadığı, sanıkların anayasa ve yasalarla ayrıca AHİM sözleşmesi ile korunan, doğal ve insani hakları olan adil yargılanma haklarını ortadan kaldırdığından, itirazların kabul edilmesine ve sanıkların serbest bırakılmasına karar verilmesi görüşünde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”    (Cumhuriyet)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER