-Milli gelir yükselmesine rağmen et tüketimi aynı kaldı-
Türkiye'de kişi başına milli gelir 2 binden 10 bin dolara yükselirken kırmızı et üretiminin aynı kaldığını belirten Tayar, hayvan varlığının her yıl biraz daha azaldığını, sorunun ithalatla çözülemeyeceğini iddia etti.
Tayar, Türkiye'de her Kurban Bayramı'nda 500-600 bin arasında büyükbaş, 2-2,5 milyon da küçükbaş hayvan kesildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
''Geçen yıl Kurban Bayramı'nda 600 bin büyükbaş, 2 milyon 250 bin civarında da küçükbaş hayvan kesildi. Toplam kesilen hayvan sayısının yüzde 10-15 kadarı Kurban Bayramı'nda kesiliyor. Bu Kurban Bayramı'nda, geçen yılki sayıda kurban kesilmesi halinde, kurban pazarının 4,5 milyar lirayı bulması bekleniyor. Buna nakliye, kurban pazarı kiraları, kasap ücretleri gibi giderlerin eklenmesiyle kurban kesiminin oluşturduğu ekonomik hareketin daha da büyük olacağı görülüyor. Kısa dönemler halinde de olsa dişilerin kesiminin yasaklanmasıyla ülkemizdeki hayvan miktarı artacak, böylece hayvan ve kırmızı et fiyatları abartıldığı gibi yükselmeyecektir. Ülkemizdeki hayvan sayısının artırılması için ilk karar Kurban Bayramı öncesinde alınmalı ve dişi hayvan kesimi yasaklanmalıdır.''
-Koyun yerine koçu tercih edin-
Kurban Bayramı'nda dişi koyun yerine koçun tercih edilmesini öneren Tayar, şunları kaydetti:
''Özellikle küçükbaşta dişi kesilmesi mutlaka önlenmelidir. Vatandaşlar da bu konuda daha duyarlı ve dikkatli hareket etmelidir. Yasal olarak gebeliğin üçte ikisini tamamlamış hayvanların kesilmesi yasaktır. Fakat ülkemizde ruhsatlı kesim yerlerinin çok az sayıda olması, yeterli denetim yapılmaması gibi eksiklikler sonucu kurban bayramlarında çok sayıda gebe, dişi hayvan kesiliyor. Bu durum ülke ekonomisine ciddi zarar veriyor. Kurban pazarlarında gebe hayvanların satılması da yasaklanmalıdır. Bunun için ya yaptırım gücü olan cezai işlem uygulanması ya da pazarlarda veteriner hekim bulundurularak, gebe hayvanların pazara girişinin engellenmesi gerekmektedir.''
-Kurbanlık alırken nelere dikkat edilmeli?-
Mustafa Tayar, kurbanlık alırken dış görünüşünün önem taşıdığını belirterek, bazı hastalıkların topallık, felç, belirli vücut hareketleri ve durumları veya genel durumlarında görülen değişikliklerle belirlenebileceğini söyledi.
Kurbanlık satın alırken hayvanın genel durumu ve genel görünüşünün iyice gözden geçirilmesini öneren Tayar, şöyle konuştu:
''Çünkü çeşitli hayvan hastalıkları ette fazla değişiklik yapmadıkları halde, canlı hayvanda klinik belirtilerle daha kolay teşhis edilirler. Kesim öncesi muayene hayvan ayakta dururken, hareket halindeyken ve sakinken yapılmalıdır. Eğer hayvanda yüksek ateş, iştahsızlık, öksürük, nefes güçlüğü, yutmada zorluk, ağız burun akıntısı, kısmi veya genel felç, vücutta şişlikler, cinsiyet organları ve memede kötü kokulu akıntılar varsa hastalıktan şüphe edilmelidir. Bu ve benzeri durumlarda böyle hayvanlar satın alınmamalı veya kesin karar veteriner hekim kontrolünden sonra verilmelidir.''
Kurbanlık hayvanın, bir veya iki gözü kör, kulakları kopuk, bir veya iki boynuzu kökünden kırık, kuyruğunun yarısı kopmuş veya doğuştan kuyruksuz, dişlerinin çoğu dökük, meme başları kopuk, yürüyemeyecek kadar topallığının olmaması gerektiğini dile getiren Tayar, ''Genel sağlık açısından kurban edilecek hayvan, durgun ve halsiz, aşırı öksürük ve aksırıklı olmamalıdır. Hayvanın gözleri, derisi ve kılları parlak ve canlı olmalı, göz, ağız ve burnunda akıntı görülmemelidir. Kurbanlık hayvan aşırı zayıf ve gebe olmamalıdır'' dedi.
Tayar, yeni doğum yapmış, yüksek ateşli, çok genç ve etleri olgunlaşmamış, kılları karışık ve mat olan, bakışları ve dış görünümü canlı olmayan, salya akıntısı bulunan, pis kokulu burun akıntısı olan ve çevreye karşı aşırı tepkili veya çok duyarsız hayvanların alınmamasını önerdi.