yapılmamasıdır. ‘Annenin başına kötü bir şey gelmişse?’ deniyor.
Gerekirse öyle bir bebeğe devlet bakar” dedi. Tıbbi bir mecburiyet olduğunda kürtaj yapılmasının kaçınılmaz olduğuna işaret eden Bakan Akdağ, annenin sağlığını riske atan durumlar ya da bebekle ilgili çok ağır genetik arıza gibi durumlarda kürtaja doktorların karar verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
Kürete etmek, yani kazıyarak çıkarmak
“Bütün bunların dışında Türkiye’de hamileliğin 10’uncu haftasından önce 1983’te yapılmış bir kanunla kürtaj tamamen serbest. Bir gerekçe aranmadan herhangi bir hamile kadın 10’uncu haftadan önce bebeğini kürete ettirebiliyor. Kelimenin aslı küretaj, kürete etmek de kazıyarak çıkarma anlamına geliyor. Bunu tartışıyoruz. Bunun tartışılması çok yerinde oldu kanaatimce. Bütün dünyada bu tartışılıyor. ABD’de, Avrupa’da birçok ülkede. Kürtajın yasak olduğu, serbest olduğu ülkeler var. Bir defa kürtaj bir planlama yöntemi olarak asla kullanılmamalı. Maalesef Türkiye’de biraz bu şekilde kullanılabiliyor.
100 binle ifade edebildiğimiz kürtaj yaşanıyor Türkiye’de. Her 100 gebelikten 10’u kürtajla sonlandırılıyor. Biz bulunduğumuz nokta itibarıyla bebeğin yaşam hakkını çok önemsiyoruz. Türkiye’de aile planlamasıyla ilgili yöntemler ücretsiz olarak vatandaşa sunuluyor. Yapacağımız çalışmayla insanlar “Kürtaj bir planlama yöntemi değilmiş, o zaman biz normal planlama yöntemlerine başvuralım” diyecekler. Yarın kürtajla ilgili kısıtlamalar getirdiğimizde de bu o zaman çok büyük bir problem oluşturmayacak.
Siyaset, ahlak ve bilimi dikkate alacak
Meselenin insan davranışı, ahlakla ve etikle ilgili bir tarafı da var. Siyasetle ilgili bir tarafı da var. Siyaset burada karar verirken hem bilimi hem de ahlaki tarafı dikkate alarak karar verecek. Bazen ‘Annenin başına kötü bir şey gelmişse ne olacak?’ vesaire gibi şeyler söyleniyor. Gerekirse öyle bir bebeğe devlet bakar. Böyle bir yasa çıkarılıp da kürtajla ilgili daha ciddi kısıtlamalar getireceksek mutlaka onun yan tedbirlerini de almak durumda olacağız. Benim kişisel yaklaşımım, prensip olarak gerekmedikçe, tıbbi gereklilik olmadıkça kürtaj yapılmamasıdır. Ama bu raporun neyi getirip neyi götüreceğini de görmemiz lazım.”
Rapor, Bakanlar Kurulu’na sunulacak
Akdağ, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla hazırlanacak olan ‘kürtaj raporu’ için geniş bir heyetle görüşüleceğini belirtti. Sadece kadın doğum uzmanları değil yeni doğancılar, tıp etiği uzmanları, psikologlar ve doğum eylemi konusunda uzmanlaşmış kişilerin de görüşlerinin alınacağını belirten Akdağ, tartışıldıktan sonra raporun Bakanlar Kurulu’na sunulacağını söyledi. Düzenlemenin Sağlık Bakanlığı’nın ya da Adalet Bakanlığı’nın tasarısı olarak gündeme gelebileceğini kaydeden Akdağ, konunun tıbbi boyutuna ilişkin raporun Bakanlar Kurulu’na sunulacağını dile getirdi.
Hürriyet
Güncelleme Tarihi: 31 Mayıs 2012, 10:14