Erdoğan'dan İstanbul'da 'Kaçak, çürük binalar kamulaştırılıp yıkılacak' Bu durumda 500 bin bina var!

Başbakan Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada Van'da gerçekleşen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından açıklamalarda bulundu. Kaçak ve depreme dayanıksız yapıların kamulaştırılıp yıkılması için yasal düzenleme yapılacağını belirten Erdoğan, 'Oy kaybetsek de umrumuzda değil artık. Her seferinde bunu yaşayacağımıza iktidarı kaybederiz daha iyi.' dedi. Erdoğan'ın açıklamaları, kaçak ve çürük yapı sorununun yıllardır gündemde olduğu İstanbul için özellikle önem taşıyor. İstanbul'da 500 bin kadar 'kaçak ve çürük' yapı olduğu tahmin ediliyor.

Erdoğan'dan İstanbul'da 'Kaçak, çürük binalar kamulaştırılıp yıkılacak' Bu durumda 500 bin bina var!
Başbakan Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmanın sonunda, kaçak ve çürük yapılarla ilgili planını açıkladı.

Plana göre kaçak ve çürük yapıların kamulaştırılması için yasal düzenleme yapılacak ve yürülüğe konulacak.

İstanbul'da kaçak ve çürük yapılar sorunu 1999 depreminden beri gündemde olan bir konu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ'nün 100 bin bina üzerinde 2004 - 2009 yılları arasında yaptığı çalışmaya göre 7.5 büyüklüğündeki bir depremde İstanbul'daki binaların yarıya yakınının yıkılması bekleniyor.

Bu durumda Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları, İstanbul'da yaklaşık yarım milyon binanın kamulaştırılıp yıkılabileceğini ortaya koyuyor.

İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, dün yaptığı açıklamada İstanbul'daki gerçeğin görülmesi gerektiğini dile getirerek, 'yeni bir İstanbul inşa etmemiz gerekiyor' demişti.

Erdoğan, kaçak binalar, depreme dayanıklılık ve yıkım konusunda şöyle konuştu:

''Şunun çağrısını yapıyorum; Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile bir çalışma içine gireceğiz. Artık şehirlerimizde kaçak yapı, gecekondu, bunlara yönelik gerekirse yetkiyi tamamen Bakanlığımıza alacağız ve bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara sormadan kamulaştırmasını yapacak ve bu binaları biz yıkacağız. Bedeli ne olursa olsun, oy verirmiş vermezmiş biz bunları dinlemeyeceğiz artık...

Çünkü bu tabloları defaatle yaşamaktansa iktidarı kaybetmek çok daha hayırlıdır. Onun için biz bu adımı atmak zorundayız ve depreme dayanıklılık noktasında çok daha hesaplarımızı ciddi yapıp yoğun bir şekilde bu şehirleşme adımlarını atacağız ve vatandaşlarımıza 'gel kardeşim, senin binanın enkaz bedeli budur ve gel buraya gir, 20 yıl vadeyle de gel burada otur. Ne istiyorsun, iki daire mi, al sana iki daire ama oturacağın yer artık burası. Senin oturduğun yerde biz yarın bir musibetle karşı karşıya kalamayız'. Yok şöyleydi, yok böyleydi, kusura bakma... Bunlara artık 'evet' diyemeyiz. Çünkü artık bunlardan bir değil, iki değil, üç değil, beş değil, bıktık. Bakın hem bunlar söyleniyor, ondan sonra işte belediye, işte vali, işte hükümet, şu, bu, falan...

Çıkmış dün bazıları, kendini bilmezler, 'vali istifa'... Yahu, Vali mi veriyor bunların ruhsatını? Kimbilir hangi belediye verdi, kimbilir hangi müteahhitler yaptı? Hangi odalar, hangi şu anda biliyorsunuz mühendislik büroları var, bunlardan yapım iznini aldı. Dert başka, onun için bunlara fırsat vermeyeceğiz. Onun için de başta büyük şehirlerimiz olmak üzere İstanbul, Ankara, İzmir, bütün bu gecekondular, kaçak binalar şimdiden haberini veriyoruz.

Lütfen bizim bu çağrılarımıza kulak versinler. Efendim işte 'müteahhitlerle anlaşacağız, bilmem ne falan' yok. Çünkü ramazanda Ankara'da şöyle bazı gecekondu bölgelerini dolaştım. 'Efendim işte biz TOKİ'ye veremeyiz, müteahhit arıyoruz' şimdi biz artık müteahhit şu bu falan bekleyemeyiz. Hemen müdahalemizi yapacağız. Hem şehirlerimizi güzelleştireceğiz, hem de buraları sağlam güvenilir konutlarla donatacağız. Bu işin başka çaresi yok. Onun için de bunun süratle yasal düzenlemesini de yapacağız.''
 

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

DURUM KONTROL ALTINDA
Böylesine bir afeti bile kendisine siyasi çıkar sağlamak için kullanalar var. 1999 depremini yaşayanlar bilir, deprem bölgesine bile gidemeyen bir hükümet vardı. Şimdi ise kabinenin dörtte biri bölgede.
Durum kontrol altına alınmış vaziyette. Çok kısa sürede tüm bu enkazlar kalkacağı gibi yeniden bir Van merkez planlaması ve yeniden Erciş'te de kentsel değişim dönüşümle birlikte yeni bir şehir, yeni bir ilçe inşa edilmiş olacak
Vatandaşlarıma bir çağrım olacak. Gerekirse yasal düzenlemeye gitmek suretiyle artık laf dinleme dönemi geçecek.
Biz deprem haberi alınır alınmaz saat 6 gibi Van’a ulaştık. Arkadaşlarımız da farklı yollardan kısa sürede bölgeye intikal etti.Sadece THY’ye ait 16 uçak bölgeye 2 günü boyunca yardım malzemesi taşıdı.
 
BÖLGEYE 10 MİLYON TL YARDIM

Buradan üzülerek söylüyorum haber ajansları, televizyonlar birçok şeyi saptırıyor. Milleti aldatmanın hiçbir gereği yok. Bölgeye sadece benim talimatımla ilk etapta 3 milyon TL gönderilmiş. Bu rakam 10 milyon TL’ye çıkarıldı. Başbakanlık adına açtığımız yardım hesaplarında da şu an itibarıyla 1 milyon 728 bin lira yardım toplandı.
 
“İLK 24 SAATTE BİR BAŞARISIZLIK OLDU”
Kızılay tarafından 17,836 çadır bölgeye ulaştırıldı. Bu rakam yeterlidir ancak olay kontrol dışına çıkınca bu çadırlar yetmez oluyor. Sonra televizyonlar 'çadır yetmiyor' diye yayın yapıyor.
İlk 24 saat bir başarısızlık oldu bunu kabul ediyoruz. Dünyanın her yerinde benzer durumlarda bu yaşanabilir.
 
“63 ÖĞRETMEN HAYATINI KAYBETTİ”

Toplamda maalesef 63 öğretmenimiz hayatını kaybetti. Ailelerine ve eğitimi camiamıza başsağlığı diliyorum.
Televizyonların verdiği ilk bilgilerde ‘Van Havaalanı kullanılamaz durumda’ deniyordu. İlk andan itibaren Van Havaalanı kullanılıyordu. Bu da yanlış bir haberdi.

Bölgeye 28 seyyar baz istasyonu gönderildi. GSM şirketlerimizi tebrik ediyorum bu boyutta bir felakete rağmen iletişim sağlanması yönünde çok iyi bir çalışma ortaya koydular. Depremzedelere ücretsiz görüşme imkanı tanıdılar.
Beyanname ve vergilerin bildirimi ve ödeme süreleri ileri bir tarihe ertelendi. Çalışma Bakanlığımız deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneğini devreye aldı.

Bir sendikamızın inşaatı süren bir konut projesi var. görüşmelerimiz sürüyor anlaşırsak o konutları alıp onlara başka konut yapmak suretiyle depremzedelerin sorununu bu yolla çözelim istiyoruz. 600 öğrenci kapasiteli yeni bir öğrenci yurdu yapacağız.

Van ve Erciş’teki tüm spor tesisleri ve sahalar çadırken ve hastanelere ayrıldı. Gaz şebekesindeki hasarlar onarıldı, doğalgaz kesintisiz olarak veriliyor.
 
KÖYLERDE BÜTÜN KERPİÇ BİNALAR YIKILMIŞ

Bizim için asıl olan kalıcı konutların yapılması. Erciş’in köylerinde ciddi bir sıkıntı yok ama Van merkez köylerde bütün kerpiç binalar yıkılmış durumda. İstiyoruz ki buralarda tek katlı evler yapıp adeta ‘Köy Kentler’ yapalım.
 
CİNAYETLE EŞ ANLAMLI
Ama burada önemli olan bu afetler karşısında her an hazırlıklı olmaktır. Çok acı hadiseler yaşadık ama yine de 'bana bir şey olmaz' mantığı ile tedbirin eden bırakıldığına çürük binalar yapıldığına şahit oluyoruz.
Yaşanan onca depreme rağmen nasihat alınmadığını Van’da gördük. Enkaza baktığınızda, malzemenin ne kadar kalitesiz olduğunu, o betonun adeta kuma dönüştüğünü, zemin kattaki beton blokların zayıflığından, ya da kaldırılmasından bütün bir binanın ve içindekilerin acı fatura ödediğini görüyorsunuz. Belediyeler de müteahhitler de denetim elemanları da bu ihmallerin cinayetle eşanlamlı olduğunu artık görmek durumundadır
Belediyeler de müteahhitler de bu yapılanın cinayetle eş anlamlı olduğunu görmek zorundadır.
 
“BUNLARI LANETLİ OALRAK GÖRÜYORUM”

Yaşananları tüyler ürperten bir ırkçılık ve ayrımcılık malzemesi olarak kullanmayı şiddetle reddettiğimi belirtmek istiyorum. Sosyal paylaşım sitelerinde bazı televizyonlarda ayrımcılığa dair her ifade her ima insanlık dışıdır vicdansızlıktır.
Ben bunları lanetli olarak görüyorum. Kardeşlik kara günde belli olur. Bir tarafta barışa ihtiyacımız olan bir günde bunu fırsata dönüştürelim diyeceksin, öbür taraftan kalkıp meydanda naralar atacaksın. Bu nasıl bir kardeşlik anlayışıdır.
Burada bile fırsatçılığı kendisine hedef alan bir anlayış var. Böyle bir günde askerimizi o mayın tuzağında vurmak isteyen anlayış ve o anlayışın uzantılarının bu ülkede kardeşlik duygusu olabilir mi?
Her şey bu kadar açık ortada. Bunu neresinde kardeşlik var. Neresinde bu acıyı paylaşmak var.
 
“ARTIK BIKTIRDINIZ”
Ben bir Başbakan olarak 74 milyonu Van için seferberliğe davet ediyorum, başka ilere nasıl ulaştıysak Van’a da ulaştık, yaraları biz saracağız.


Artık bu durumu farklı yönlere çekenler yeter. Bunu yapanlara sesleniyorum, artık bıktırdınız yeter. Buna çanak tutan medyaya sesleniyorum siz de buna çanak tutmaktan vazgeçin.

Daha ilk gece orada olduğumuz anda ‘Köylerimize çadır ulaştırdık mı?’ diye sordum. Sıkıntımız var. Ama her köye en az 3 ila 10 arasında çadır gönderdik.

Televizyon muhabiri diyor ki, yetkililerden buraya kimse gelmemiş diyor. Gidilmemiş olsa köy köy yıkım raporu bana gelir mi?

Köy köy kaç yıkık ev var hepsinin raporunu aldım ben ilk gece. Senin bilgilerin doğrun bizim bilgilerimiz yanlış. Peki böyle devam et.

POLİSİ TAŞLAMAK İÇİN ORGANİZE OLANLAR AFET ANINDA YOKLAR


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Van'a ulaşıyor; Bursa, Ankara, Erzurum belediyeleri ulaşabiliyor ama o bölgedeki malum belediyeler hemen yanıbaşlarına ulaşmaktan aciz kalıyorlar. Polis taşlamak, asker taşlamak, molotof atmak, sağı soğu yakıp yıkmak için anında organize olanlar, bakıyorsunuz, afet anında ortalıkta görünmüyorlar
 
“YARDIM İÇİN KRİZ MASALARINA ULAŞIN”
Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Eğer Van’a Erciş’e yardım gönderecekseniz ulaşacağınız yer Van’daki Erciş’teki kriz masasıdır.

Her önüne gelen TIR kaldırıp yola çıkarsa bu tespit edilen ihtiyaçların dışında bir yığılmayı gündeme getirir. Bu iş karşılıklı görüşmeyle çözülürse hangi ihtiyaç kim tarafından giderilir bir düzene girer.

Gün Türkiye düşmanlarına kardeşlik ve dayanışma yoluyla birlik ve beraberliğimiz gösterme günüdür.
Burada israfa fırsat vermeden kriz masalarımızla irtibatı kurmak suretiyle yardımların yerini bulması noktasında Valilik ve kriz masasıyla işleri yürütelim. Ben de hafta sonuna kadar tekrar bölgeye gideceğim.
 
“DEPREM TURNUSOL KAĞIDI”

Van depremi bir turnusol kağıdıdır. Bölgeye yardım gelmemesi için yıllardır mücadele edenler deprem bölgesine yardım gelmemesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ölümler umurlarında değil.
Polis taşlayan molotof atanlar afet anında ortalarda yoklar. Polisi, jandarması mağdur vatandaşlarımın yardımına koşarken terör örgütü mayın tuzaklarıyla nasıl kanlı bir ölüm şebekesi olduğunu ortaya koyuyor.
 
ÇUKURCA’DAKİ HAİN SALDIRI
25 askerimizin şehit edildiği hain saldırının ardından güvenlik güçlerimizin operasyonları bölgede sürüyor.
Terör örgütü, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin ardından, çok bariz bir şekilde hedefine Ak Parti'yi ve Ak Parti Hükümeti'ni koymuştur. Gerek terör örgütünün, gerek onun uzantılarının tavırlarında, açıklamalarında, hedefin Ak Parti ve Ak Parti Hükümeti olduğu çok net olarak görülüyor. Ne yazık ki başta anamuhalefet partisi CHP olmak üzere, Mecliste grubu bulanan partiler de terör örgütünün bu tuzağına düşüyor, bilerek ya da bilmeyerek örgütün bu saldırılarına adeta destek veriyorlar
 
KİMİ TEHDİT EDİYORSUN?
CHP Genel Başkanı saldırının üzerinden saatler geçmeden “Şehitlerin sorumlusu hükümettir. Hükümet istifa etmelidir” diyor böyle bir ana muhalefet partisi olabilir mi?

Sen hükümeti istifaya çağırarak ne yaptığının farkında mısın? Bu çağrıyla terör örgütüne destek verdiğinin farkında mısın? Sen bu sözünle kimi tehdit ediyorsun?
 
“DEMOKRASİDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
Hangi çözüm önerisini getirdin bir açıkla. Başım gözüm üzerine. Bugüne kadar biz bunlardan bir çözüm önerisi almadık.
Tek başına da kalsak biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Demokrasiden insan haklarından asla taviz vermeyeceğiz. Demokrasi güvenlik dengesini gözetmeye devam edeceğiz.

 
"İKTİDARI KAYBETSEK DE BUNU YAPACAĞIZ"

Çevre ve Şehircilik Bakanlığımla bir çalışma içine gireceğiz ve şehirlerimizde yetkiyi gerekirse bakanlık bünyesine alacağız ve gecekondu kaçak yapılaşma gibi binaları gerekirse sormadan kamulaştıracağız. Bedeli ne olursa olsun.
Oy verir oy vermez kaygısı içinde olmayacağız. Bu tabloları devamlı yaşamaktansa iktidarı kaybetmeyi tercih ederiz.
Bunlara artık evet diyemeyiz. Artık bunlardan bıktık hem bunlar söyleniyor hem de şikayet ediliyor. Bazı kendini bilmezler çıkmış “Vali istifa”. Vali mi veriyor bunları ruhsatını. Kim bilir hangi belediye hangi yapı ruhsat şirketi.

Başta büyük şehirlerimiz olmak üzere bütün gecekondular kaçak yapılar. Bu çağrımıza kulak versinler.

Ramazan'da Ankara’da bazı gecekondu mahallerini dolaştım evlerini müteahhide vermeye hazırlanıyorlardı. Kusura bakmayın. Biz artık müteahhit filan bekleyemeyiz. Süratle bunu yasal düzenlemesi yapacağız.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER