Kız çocuklarına yapılan yatırım sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı

Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nda tüm katılımcılar, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın, sürdürülebilir kalkınmaya giden en önemli yol olduğu görüşünde buluştu.

Kız çocuklarına yapılan yatırım sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı
 Kız çocuklarına yapılan yatırım sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı

Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nda tüm katılımcılar, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın, sürdürülebilir kalkınmaya giden en önemli yol  olduğu görüşünde buluştu.
Aydın Doğan Vakfı, BM, UNFPA, UNICEF ve UN Women’ın ortaklığında düzenlenen Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nda tüm katılımcılar, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın, sürdürülebilir kalkınmaya giden en önemli yol olduğu görüşünde buluştu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner, “Kız çocuklarının eğitimine daha fazla bütçe ayırsaydık, bugün karar mekanizmalarında daha fazla kadın olsaydı; küresel ısınma gibi dünya meselelerine belki daha iyi sahip çıkar, daha etkili çözümler üretebilirdik” derken, BM Türkiye Mukim Koordinatörü Irena Vojáčková-Sollorano ise “Bugün kimseyi ama özellikle kız çocuklarını geride bırakamayacağımızı herkese hatırlatıyoruz; çünkü kız çocukları, erkek çocuklarıyla birlikte geleceğimizin toplumlarını inşa edecekler” diye konuştu.


Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa “15 yıl sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını, bugün 10 yaşındaki bir kız çocuğunun potansiyeline ulaşabilmesi için gösterdiğimiz çaba belirler” derken, UNICEF Türkiye Temsilci Yardımcısı Nona Zicherman “Gerçek toplumsal cinsiyet eşitliğine hiçbir ortamda, bir gün veya bir yılda erişilemez. Buna erişmenin kanıtlanmış tek bir ya da sihirli yolu yoktur. Bunu ancak her seviyede birlikte çalışarak kızların ve genç kadınların gerçek potansiyellerine ulaşmalarına engel olan sosyal normları ve uygulamaları değiştirerek yapabiliriz" diye konuştu. UN Women Ülke Program Direktörü Fulya Vekiloğlu ise kalkınmanın sürdürülebilir olması için özellikle teknolojiye ve bilime erişimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine son verilmesi gerektiğini vurguladı.


Kız çocuklarının dünyanın her yerinde karşılaşmakta olduğu toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapmak amacıyla her yıl kutlanan Dünya Kız Çocukları Günü’nde; Aydın Doğan Vakfı, BM, UNFPA, UNICEF ve UN Women’ın ortaklığında düzenlenenkonferansın üçüncüsü, 11 Ekim Çarşamba günü İstanbul Hilton Oteli’nde gerçekleştirildi.

“Dünyayı kurtarmak istiyorsak kız çocuklarının eğitimine yatırım yapmalıyız”


Bu yıl tüm dünyada Dünya Kız Çocukları Gününde ‘acil durumlara müdahale ve toplumların dayanıklılığını artırmaya yönelik planlama’ süreçlerinde güçlü kız çocuklarının rolü konusuna odaklanılmasından hareketle, Türkiye’de düzenlenen konferansın teması da “Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar: 21. Yüzyılın Toplumsal Değişim Aktörleri” olarak belirlendi.

Konferans katılımcılarının üzerinde birleştiği ortak görüş, eğitim dahil olmak üzere kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik yatırımların, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine erişilebilmesi açısından büyük önem taşıdığı şeklindeydi.

Dünyaca ünlü isimlerin de katılımıyla uluslararası bir platforma dönüşen olan Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, “Cinsiyet eşitsizliği veya kadının maruz kaldığı haksızlıklar, daha geniş tanımı ile kadın meselesi hem küresel hem de çok boyutlu bir mesele. Biz de Aydın Doğan Vakfı olarak başta kız çocuklarına eşit eğitim fırsatı olmak üzere kadının güçlenmesi adına konuyu önemsiyor ve bu alanda birçok farklı çalışma yürütüyoruz. Dünyada okuma yazma bilmeyen ve eğitim hakkından mahrum 1 milyara yakın yetişkinin üçte ikisi kadın, dünyadaki arazilerin ise sadece %1’i kadınlara ait, üniversiteyi yeni bitirmiş kadınlar erkeklerden %20 daha az para kazanıyor. Bu rakamlar, durumun vahametinin anlaşılması açısından önemli. Bu tablonun değişmesi için hep beraber daha büyük adımlar atmalıyız. Dünyanın önde gelen devletleri küresel ısınma problemini çözebilmek için yılda yüz milyar dolarlar seviyesinde yatırım hedefi koyabiliyorlar. Oysa kız çocuklarının eğitimine yönelik projelere aktarılan kaynak sadece yılda 13 milyar dolar düzeyinde. Küresel ısınma konusunun önemini sorgulamıyorum ve alınan önlemleri destekliyorum, ancak kız çocuklarının eğitimine daha fazla bütçe ayırsaydık, bugün daha fazla kadın devlet başkanı, yönetim kurulu üyesi, akademisyen olsaydı yani karar mekanizmalarında daha fazla kadın olsaydı küresel ısınma gibi dünya meselelerine daha da iyi sahip çıkıp çıkabilirdik” dedi.

Eğitimin olmazsa olmaz ilk şart olduğunu vurgulayan Hanzade Doğan Boyner sözlerine şöyle devam etti: “Ancak eğitim dönemi sonrası, kadınların istihdam edilmesi ve ekonomiye katılımlarının sağlanması da bir o kadar önemli. Bu nedenle kadın gücünün ekonomiye kazandırılması konusunda da farklı projeler gerçekleştiriyoruz. Bu sene, kurucusu olduğum, Türkiye’nin e-ticarette lider platformu Hepsiburada olarak ‘Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü’ programını başlattık. Başta teknoloji ve pazarlama gücümüz olmak üzere Hepsiburada’nın tüm imkân ve yeteneklerini bu program aracılığıyla kadın girişimciler için seferber ediyoruz. Program sayesinde tedarikçi ağımıza gelen kadın girişimci oranının son dönemde yüzde 30’a ulaştığını gururla söyleyebilirim.”

Philippe Duamelle: Her kız çocuğu için, kaliteli eğitim şansı


UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle ise “Sağlamakla yükümlü olduğumuz olanaklardan yararlanmaları ve gerçek anlamda güçlendirilmeleri için, kız çocukları 21. yüzyılın zorluklarının üstesinden gelebilecek şekilde bilgi ve beceriyle donatılmalıdır. Bu sadece kız çocukları için değil, aynı zamanda müreffeh, barışçıl ve dirençli toplumlar oluşturmak için de gereklidir. Kız çocuklarımızın eğitim ve güçlendirilmesine yatırım yaparak, yalnızca onların geleceklerine değil, insanlığın geleceğine de yatırım yapıyoruz" mesajını iletti.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi ve Azerbaycan & Gürcistan Ülke Direktörü Karl Kulessa, “Bir kız çocuğu 10 yaşına ulaştığında haklarını kullanmaya, eğitimini sürdürmeye ve sağlıklı kalmak için yapması gerekenlere, kısaca geleceği ile ilgili kararları almaya başlayabilir. Böylece hem kendisi hem çevresindekiler hem de toplum bundan fayda sağlar. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, geleceğimizin, kız çocuklarına yaptığımız yatırımda gizli olduğu vurgusunu yapar; 15 yıl sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını, bugün 10 yaşındaki bir kız çocuğunun potansiyeline ulaşabilmesi için gösterdiğimiz çaba belirler” şeklinde konuştu.

UN Women Ülke Program Direktörü Fulya Vekiloğlu, “Sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde, sosyo – ekonomik konumu, cinsiyeti, milliyeti, dini ya da etnik kökeni ne olursa olsun, ‘Kimseyi Geride Bırakmamak’ yatıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak, özellikle kadın ve kız çocuklarını ‘geride bırakmamamız’ ve onların ekonomik, sosyal ve fen bilimleri alanlarında güçlenmelerine destek olmamız gerektiğine inanıyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden toplumsal cinsiyet eşitliği de kız çocuklarının ve kadınların güçlenmelerine odaklanıyor. Bugün bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik attığımız adımlar sayesinde gelecekte kız çocukları karar alma mekanizmalarının da merkezinde ve toplumsal dönüşümün öncüleri olur. Kalkınmanın sürdürülebilir olması için özellikle teknolojiye ve bilime erişimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini kaldırmalıyız. Toplumsal cinsiyet eşitliğine, bilim ve teknolojiye kadın ve kız çocukları başta olmak üzere herkesin erişimini sağlayarak ulaşabiliriz.”

Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Mukim Temsilcisi Irena Vojáčková-Sollorano ise yaptığı açıklamada “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Gününde, ekonomik ve sosyal hayatta toplumsal cinsiyet bakış açısının önemini vurguluyoruz. Bugün kimseyi ama özellikle kız çocuklarını geride bırakamayacağımızı herkese hatırlatıyoruz; çünkü kız çocukları erkek çocukları ile birlikte geleceğimizin toplumları inşa edecekler. Onların güçlenmesi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmaya biraz daha yakınız demek, tüm erkek ve kız çocukları için, bizler için ilerde daha iyi bir gelecek var demek” dedi.

Iraklı bilim insanı Dr. El Hashemite’in hikayesi şaşırttı


Konferansın ana konuşmacısı, bilim, sanat, edebiyat ve insani ilişkiler alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalarla birçok ödül alan ve aynı zamanda İnsan Genetiği Felsefe Doktoru olan Kraliyet Bilim Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nisreen El-Hashemite’ti. Tek gen bozukluğunu tanımak için geliştirdiği teknik, dünyada 100’den fazla merkezde kullanılan Dr. Nesrin El-Hashemite, cinsiyeti dolayısıyla bugüne kadar karşılaştığı zorlukları anlattığı konuşmasıyla ilgi çekti.

Konferansta ayrıca Hindistan’da genç kadınları ve kızları her türlü şiddete karşı eğitmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim olan Sayfty’nin kurucusu, ekonomist, kadın hakları savunucusu ve sosyal girişimci Shruthi Kapoor; ODTÜ Sosyoloji Bölümü ve Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Yıldız Ecevit; Lübnan’da Alternatif Öğrenme Girişiminin Öncüsü Dr. Nayla Fahed; Forbes dergisinin 30 yaş altı bilim insanı listesinde yer almayı başaran mühendis Canan Dağdeviren; kodlama ve algoritma eğitimi veren KızCode Platformu’nun kurucusu Bilişim Kod Geliştirme Uzmanı Müjde Esin; Satranç Ustası Judit Polgar; Tıp Fakültesi öğrencisi ve kök hücre araştırmacısı İnci Kadribegiç, gençlerin eğitim hakları üzerine kendi adıyla kurduğu vakfın kurucusu Ravda Nur Cuma “Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar: 21. Yüzyılın Toplumsal Değişim Aktörleri” teması altında düzenlenen oturumlarda görüş ve önerilerini dile getirdi.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER