Kakava Şenlikleri: Romanların bahar bayramı

Baharın gelişi ve doğanın uyanışı asırlardır pek çok kültürde bayram ve kutlamalar karşılanıyor.

Kakava Şenlikleri: Romanların bahar bayramı
 Kakava Şenlikleri: Romanların bahar bayramı

Baharın gelişi ve doğanın uyanışı asırlardır pek çok kültürde bayram ve kutlamalar karşılanıyor.

Bu durum, Romanlar için de farklı değil.

Edirne'de her yıl 5-6 Mayıs'ta Kakava Şenlikleri düzenleniyor.

Şenlikler, Romanlar için bir yıl boyunca sabırsızlıkla beklenen ve büyük hazırlıklar yapılarak kutlanan en önemli tarihlerden biri.

Romanlar bahara 'Hoşgeldin' diyor, yerli ve yabancı turistler de onlara bu kutlamalarında eşlik ediyor.

Bir diğer ismiyle Hıdırellez geçen yıl UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kaydedildi.

Bu yıl Kakava Şenlikleri'ne ilgi, geçen yıllara göre daha da yoğundu.

Şenlikler Sarayiçi'nde davul-zurna eşliğindeki danslı eğlenceyle başladı.

Daha sonra Kakava ateşi yakıldı.

Roman gençler dilek tutarak ateşten atladı.

Daha sonra mahallelerine çekilen Romanlar, burada sokakta müzik dinleyip dans etmeye sabaha kadar devam etti.

Sabaha karşı ise Tunca Nehri kıyısına gitti, suda yüzlerini yıkadı, arınmayı umdu.

Kimileri ise nehirden aldıkları suyu bahçelerine dökmek için evine götürdü. Bunun bereketi artırdığına inanılıyor.

Nehre dilek mumları bırakmak da bir başka ritüel.

Romanlar nehir kenarındaki ağaçlardan kopardıkları dalları da evlerinin önüne asıyor.

Bu dallar baharın gelişini simgeliyor.

Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi bu sabaha karşı Hıdrellez kutlamaları ve Kakava Hıdrellez Şenrlikleri için Edirne'de Romanlar, gün ağarmadan Tunca Nehri kenarında bir araya geldi. Hıdrellez nedir? Hıdrellez ne zaman kutlanır?


Hıdrellez nedir? Hıdrellez ne zaman kutlanır?

Hıdırellez ya da Hıdrellez (Azerice: Xıdır Ilyas ya da Xıdır Nəbi), Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır.
Hıdırellez günü, Gregoryen takvimi (Miladi takvimi)ne göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.

Kökeni

Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramı’nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.


Hızır

Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır.

Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler. Türkiye'de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:


Kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve kısmet sembolüdür.
Keramet sahibidir.

Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi) tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.

Hızır ve Kur'an

Bakınız: Kur'an (Kehf Suresi: 60-82)

Kur'an'da Kehf suresi'nde Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Kehf Suresi'de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. denilerek Hızır olarak atfedilenden bahsedilir.


Kutlama mekanı

Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur.[3] Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

Gecesi

Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.

Gelenekler

1. Baht açma:

Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.

Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”,
Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,
Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”,
Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.

Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.

Yoğurt mayalama geleneği

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Yörük köylerinde bir yıllık yoğurt mayası, Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki vakitte doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.

Trabzon-Şalpazarı İlçesi'nde maya katılmadan yoğurt yapılır. Mayalama sıcaklığındaki sütün içine besmeleyle bir tahta kaşık konur. Bu şekilde elde edilen maya bir yıl kullanılır. Gelecek yıl tekrar değiştirilir.

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER