Dünya Prömiyerini önemli uluslararası festivallerden Sarajevo Film Festivali'nde yapan ve Adana Altın Koza’da gösterilen APP, İstanbul’da yönetmen ve oyuncularının katılımıyla ilk kez seyircisiyle buluştu.

 Hatice Aşkın’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, yapımcılığını Ekin Koç ile birlikte yaptığı filmin oyuncu kadrosu Janset, Tilbe Saran, Ekin Koç, Murat Kılıç, Doğu Demirkol ve Tülin Özen’den oluşuyor. Tarkan Gözübüyük’ün müzik direktörlüğünü yaptığı filmin müziklerini Nassos Sopilis yaparken, filmde yer alan “Dönme Dolap” adlı şarkı ise Fide’ye ait…

Kültür Bakanlığı Kısa Film Yapım Desteği alan 17 dakikalık APP’ın hazırlıkları bir yıl, çekimleri ise 4 gün sürdü.

 

Özellikle kısa filmseverlerin de gösterimini merakla beklediği APP konusuyla da dikkat çekiyor:

“Bir yazılım şirketi, yalnız yaşayan kadınların kendilerini daha güvende hissetmeleri için bir güvenlik uygulaması geliştirir. Yirmi dört saat boyunca evin duvarlarına ve penceresine yansıtılan bir gölge adam, evin içinde hareket ederek çeşitli aktiviteler yapar. Otuz beş yaşlarındaki Mine, çok bağlı olduğu annesinin ölümüyle referansı bulunan yazılım şirketine gider ve güvenlik uygulamasının piyasaya sürülmeden önce çıkarılan ilk modelini ücretsiz denemeyi kabul eder.”

Filmin İstanbul’daki ilk gösterimi sonrası Hatice Aşkın, Janset ile Ekin Koç sinemaseverlerin sorularını yanıtladı.

Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim dalını bitirdikten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümünü kazanarak ikinci lisans eğitimine başlayan filmin yönetmenliğini yapan Hatice Aşkın yurtiçi ve yurtdışından çeşitli ödüller aldı.

 Ça M’est Egal (2015), Sancı (2016), Son Akşam Yemeği (2017), ve Siyah Bant (2018) ile tanınan Hatice Aşkın Son filmi APP ile de Kısakes Film Festivali Pitching Platformu Ödülüne değer görüldü.

Hatice Aşkın oyuncularla filmin her karesi üzerine uzun uzun konuşup, fikir alışverişinde bulunduklarını belirterek, filmin düşünce ve çekim süreci üzerine açıklamalarda bulundu: “Bir fikri hayata geçirmek kolay değil. Hatta zor olan yönleri çok daha fazla. Bu fikri hayata geçirmek için bir yıldır muazzam bir mücadele verdik. Bir paragraflık bir sinopsisle çıktım yola. Sonrasında yapımcım, oyuncular ve yaratıcı ekibimiz girdi işin içine. En başta sadece kendinizin inandığı şeye onları da inandırmanın akabinde ise bir hayali gerçekleştirmenin mücadelesini verdik hep birlikte. Bu kadar zorluğa rağmen film çekmek öyle büyülü bir şey ki film bittikten sonraki gün kendimi yeni bir film için hazır hissettim. Her film çekişimde aslında hayatı yeniden öğrenip insanları daha iyi tanıyorum. Bir düşünceyi film yapmak çok zor, pek çok bileşeni var. Tüm o bileşenlerin doğru yer ve zamanda mükemmel bir koordinasyonla buluşması gerekiyor. Bir filmin yalnızca yapılması, bitirilebilmesi bile bir başarıdır.”

Aşkın, APP’ın gösterildiği festivallerde ilgiyle karşılandığına da vurgu yaparak, uzun metrajlı bir film için senaryo üzerine çalıştığını söyledi.

Filmin hem yapımcısı hem oyuncusu olan Ekin Koç ise APP ile bir filmin başından sonuna kadar geçirdiği evreleri gördüğünü, bunu da önemli bir tecrübe olarak değerlendirdiğini ifade etti.

 Filmin oyuncularından Janset de çekimler öncesi sonucun daha iyi olması için sık sık bir araya geldiklerine, değerlendirmelerde bulunduklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Kısa film daha önce ciddiye alınmazdı. Uzun metraja geçmek için bir adımdı. Şimdi ise kısa filmin ayrı bir janr olduğu görülüyor. Zor olan kısa film… Oyunculuk açısından uzun veya kısa filmde olmanın bir farkı yok. Her ikisi de aynı özeni, saygıyı ve sevgiyi hak ediyor. Filmin başarılı olmasının temelinde Hatice Aşkın’ın öğrenmeye açık olmasının da etkisi var.”

 

JANSET’TEN OYUNCU OLMAK İSTEYEN LİSE ÖĞRENCİSİNE…

Janset, üniversite sınavlarına hazırlanan bir lise öğrencisinin “Oyuncu olmak için neler önerirsiniz?” sorusuna da yanıt verdi.

Janset’in kendi tecrübelerinden de yola çıkarak yaptığı açıklama dikkat çekiciydi: “Şansı bir taraf a koyalım, şans hayatın her evresinde gerekli. Önemli olan istemek... İstemek ikiye ayrılıyor; yapacak kadar istemek, söyleyecek kadar istemek… Oyunculuk kolay bir şey değil, diğer işler gibi… Bütün meslekler çok zor, çok okumanız, sürekli takip etmeniz, empati kurmanız, hayata yargılamadan bakmanız, an’ı yaşamınız gerekiyor.

Sabah uyandığın andan uyuduğun ana kadar, hatta rüyalarında bile ne yaptığının farkında olmalı, hayatı geçiştirmeden yaşamalı, duyguları özümsemelisin… Çocukluğumdan beri oyuncu olmak istiyordum. Sekreterlik, animatörlük, krupiyelik yaptım. Aklımda oyunculuktan başka bir şey olmadığı için kendimi zorlayarak oraya götürdüm.

Seni şekillendirecek olan ne kadar istediğin. Sonrasında kendi şansını kendin yarattığın anlar oluyor. Cesur olman gerekiyor. Çok çalışılıyor bu işte… Şu sıralar iki saatlik dizi yapıyorlar. Sabah 05.00’te kalkıyorlar, gece 03.00’te yatıyorlar. Kalın kalın senaryolar ezberlemen, hayat matematiğinin iyi olması, edebiyatı, okumayı, dinlemeyi sevmen gerekiyor. Yönetmenin seni azarlarken, hala kapıyı çarpıp gitmeyecek kadar sevmen gerekiyor. Oyunculuk enteresan bir şey. Bütün bunları yapsan bile oyunculuk yapman telefonun çalmasına bağlı… İstediğin kadar iyi oyuncu ol, sana rol gelmediği sürece o işi yapamıyorsun. Yapmayı sevdiğin her şeyi biraz öğren. Öğreneceğin her şey seni besler…”