2050 yılına kadar dünyanın yarısının enerji ihtiyacını, başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan karşılayacağını öngörüyor.
2050 YILINA KADAR ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 92’Sİ YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDAN KARŞILANACAK
BloombergNEF'in (BNEF) hazırladığı yeni bir rapor, 2050 yılına kadar dünyanın yarısının enerji ihtiyacını, başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan karşılayacağını öngörüyor. Raporda aynı zamanda gelecekte yenilenebilir enerji projelerine trilyonlarca dolar yatırımın gerçekleşeceği de belirtiliyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgar enerjisi santrallerine servis hizmetleri sunan Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda Türkiye’nin de söz sahibi olması gerektiğini belirtiyor.
BloombergNEF’in (BNEF) geçen ay yayınladığı Yeni Enerji Görünümü 2019 raporu, dünya ülkelerinin gelecekteki enerji üretimi yönelimlerine dair önemli sonuçlar yansıtıyor. 2050 yılına kadar dünyanın yarısının enerji ihtiyacını rüzgar ve güneşten karşılayacağını öngören rapor, 2030 yılına kadar da yenilenebilir enerji kaynaklarının kömür ve doğal gazın yerini alacağını ortaya koyuyor. Yerli ve uluslararası rüzgar enerjisi yatırımlarına yönelik işletme ve bakım hizmetleri sunan Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki yükselişin aynı zamanda enerji fiyatlarındaki düşüşü de beraberinde getireceğine dikkat çekerek Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla odaklanması gerektiğini belirtiyor.
Yükselen Enerji Kaynakları: Rüzgar ve Güneş
BNEF raporuna göre, gelecek yıllarda kömür yakıtlı elektrik üretiminin dünya enerji üretimindeki payı düşüyor. 2050 yılına kadar enerjideki payı %37'den %12'ye düşecek olan kömürün yerine ise rüzgar ve güneş enerjisi geliyor. Özellikle teknolojinin gelişmesi ve küresel çapta imzalanan çevre anlaşmaları rüzgar ve güneş enerjisini popüler hale getiriyor. Hali hazırda dünyadaki enerji kaynakları arasında en ucuz elektrik üretim kaynağı olan rüzgar ve güneşin, gelecekte yapılacak yatırımlar ile hem daha da büyük birer enerji kaynağı haline gelmeleri hem de enerji fiyatlarının düşmesine yardımcı olmaları öngörülüyor.
Rüzgar Enerjisine 5,3 Trilyon Dolar Yatırım Yapılacak
Paris İklim Anlaşmasının gerekliliklerinin 2030 yılına kadar sağlanması adına dünya devletleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarını hızlandırıyor. Enerji talebinin 2050 yılına kadar bugünkü seviyelere göre %62 artmasının beklendiğini belirten Ali Aydın, “Dünya genelinde birçok ülke yenilenebilir enerji kaynaklarının geleceğimiz adına en makul seçenek olduğunun farkında. Özellikle artan enerji talebini, daha temiz ve daha ucuz yollarla temin etme arayışında olan ülkelerin, yatırımlarını rüzgar ve güneş enerjisine yönlendirdiği görülüyor. BNEF raporunda yansıtıldığı gibi gelecek süreçte rüzgar enerjisine yaklaşık 5,3 trilyon dolarlık yatırım yapılacak.” ifadelerinde bulundu.
Avrupa Kömürden ve Gazdan Uzaklaşıyor
Rapora göre, Avrupa'nın enerji ihtiyacının %92'si 2050 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan karşılanacak. ABD ise yüzyılın ortasına kadar enerji ihtiyacının %43’ünü yenilenebilir enerjilerden karşılayacak. Halen kömür yakıtlı enerji santralleri inşa eden iki ülke olan Çin ve Hindistan’ın da 2050’ye kadar enerji üretiminin yaklaşık üçte ikisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacağı tahmin ediliyor. Elde edilen veriler ışığında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımını artırması gerektiğine inanan Ali Aydın, “Birçok devletin yönünü yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmesi, imzalanan çevre anlaşmaları, gelecekteki enerji talebinin artması, teknolojilerin geliştikçe yatırımların hızlanması ve enerji fiyatlarının artması bizlerin de yönünü, rüzgar ve güneş gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklara çevirmesi gerektiğini gösteriyor. Türkiye, enerji arzını bu veriler ışığında geliştirmeli ve planlamalı. Ülke Enerji olarak bu misyonda hareket ederek 2030 ve 2050 yıllarına yönelik yatırımlarımıza devam edeceğiz.” açıklamalarında bulundu.