Yüksek kalitede, sürdürülebilir üretim yapabilmek, buğday tedarikini uzun yıllar güvence altına alabilmek, yerli ve milli bisküvilik buğday üretimini hayata geçirmek için başlattığı proje ilk meyvesini verdi. Aliağa Buğdayı’nın ilk hasadını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Ülker CEO’su Mete Buyurgan, 2023 yılında buğday ihtiyacının yarıdan fazlasını bu buğdaydan karşılamayı hedeflediklerini söyledi.
Türkiye’nin önde gelen gıda şirketi Ülker’in, Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’yle ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar kapsamında geliştirilen, bisküvilik un üretimine uygun, yüksek verimli, hastalıklara, kuraklığa dayanıklı “Aliağa” adlı buğdayının ilk hasadı yapıldı.
Yüksek kalitede, sürdürülebilir üretim yapabilmek ve buğday tedarikini uzun yıllar güvence altına alabilmek hedefiyle 2007 yılında başlatılan projede, bisküvi üretimi için ideal buğday çeşidi geliştirme çalışmaları yapıldı. İlk denemeler, Enstitü'nün tarlalarında 2007-2011 yılları arasında gerçekleştirilirken, 2011-2014 yılları arasında ise geliştirilen buğdaylar farklı lokasyonlarda test edildi. Çalışmalar sonucunda Aliağa adı verilen buğday seçildi ve buğdayın tescili için 2014 yılında başvuru yapıldı. İki yıl boyunca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü’nün farklı lokasyon ve şartlardaki testlerinden de başarıyla geçen Aliağa Buğdayı, tescile uygun bulundu. 2017 -2019 yılları arasında buğdayın yaygınlaşması için tohum üretme çalışmaları Enstitü tarafından kendi ekim alanlarında yapıldı.
İlk ekim Kasım 2019’da gerçekleştirildi
Sürdürülebilirlik alanında yürütülen projelerde son yıllarda büyük mesafe kat ettiklerini söyleyen Ülker CEO’su Mete Buyurgan sözlerine şöyle devam etti:
“Tüm çalışmalarımızı, şirketimizin kaynakların verimli ve sürdürülebilir kullanımını amaçlayan ‘İsrafsız Şirket’ modeline uygun olarak gerçekleştiriyoruz. Tohumdan başlayarak, üretimin her kademesinde ve tüketiciye ulaşana kadar tüm süreçlerimizde sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ediyoruz. Sürdürülebilir ham madde tedariki bizim için önemli. Buğday da kritik ham maddelerimizden biri. Bu anlayışla çok önemli bir projenin hayata geçmesinden dolayı hem şirketimiz, hem de ülkemiz adına son derece mutluyuz. İlk ekimi, 2019 yılı Kasım ayında Konya ve Ankara’da 700 dönüm arazide gerçekleştirilen Aliağa Buğdayı’nın ilk hasadını yapmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu hasatta yaklaşık 300 ton tohum üretimi hedefimizi yakaladık. Bu tohumları, 2020 yılı ekim döneminde toprakla tekrar buluşturarak tohumun yaygınlaşmasını sağlayacağız. 2023 yılında ise bisküvilik buğday ihtiyacımızın yarıdan fazlasını Aliağa Buğdayı’yla karşılamayı hedefliyoruz.”
Üretimde daha az su, daha yüksek verim
Üreticiye kazandırılan yerli ve milli buğdayla sektöre de öncülük edebildikleri için çok mutlu olduklarını dile getiren Ülker Ankara Un Fabrikası Genel Müdürü Ali Çelik, şu bilgileri aktardı: İlk hasadımızdan elde ettiğimiz sonuçlar net olarak gösterdi ki, Aliağa Buğdayı hem bisküvi endüstrisinin hem de ekmeklik un üreten sanayicilerin buğday taleplerinin karşılanmasına önemli bir katkı sağlayacak. Bu buğday, mevcut buğdaylara göre sulu arazide yüzde 17 ile 20 arasında daha verimliyken, kuru arazide ise bu verim dekar başına yüzde 40 ila 60’a kadar çıkabiliyor. Aliağa Buğdayı’nın kurak arazilerde mevcut buğday türlerine kıyasla daha verimli olmasının bir diğer avantajı da buğday üretiminde su kaynaklarının daha az tüketilmesini sağlaması. Gelecek dönemde çiftçilerimizin daha çok gelir elde etmesi için elimizden gelen desteği vereceğiz”
Ankara Un Fabrikası Ticaret Direktörü Mehmet Ekici ise bisküvi üreticilerinin dışında diğer sektörlerden de yoğun bir talep beklediklerini belirterek, “Bu tohumun çiftçilerimiz tarafından ilgiyle karşılanması bizi mutlu ediyor. Özellikle Konya Ovası’ndaki çiftçilerimizin ilk kez bu kadar yüksek verim almaları bizim için gurur kaynağı” dedi.
‘En yüksek verimi Aliağa’dan aldık’
Aliağa Buğdayı’nın verimliliğinin kendilerini son derece mutlu ettiğini söyleyen çiftçi İlyas Kahveci de duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Oldukça iyi bir buğday, kalitesi çok güzel, hektolitresi çok yüksek. Aldığımız verimi bugüne kadar başka hiçbir buğday çeşidinden alamadık. Tarım ve çiftçilik için faydalı bir buğday çeşidi olduğunu düşünüyorum. Aliağa Buğdayı’nı gelecek yıllarda da ekmeyi sürdüreceğiz. Ayrıca buğdayın yüksek kaliteli sapından da hayvancılıkta yararlanacağız.”