1001 dümen masalları, 50 bin dolarlık çek aldım üzerindeki yazılar uçtu

1001 dümen masalları, 50 bin dolarlık çek aldım üzerindeki yazılar uçtu

1001 dümen masalları, 50 bin dolarlık çek aldım üzerindeki yazılar uçtu
1001 dümen masalları, 50 bin dolarlık çek aldım üzerindeki yazılar uçtu" Krizde ciro ve rekabet ortamında hayatta kalma savaşı vermeye alışık iş dünyası tüm bunlar olurken ddeneyim hanesinde çok sayıda 'kazık' da biriktirerek büyüyor. Aralarında 50 bin dolarlık çek alıp mürekkebi uçtuğu için tahsil edilmeyen de var, Nijeryalılara para kaptıran da.

Şirketler ve patronlar için iş hayatı ticarette başarı için krizlerle boğuşup rekabete rağmen yüksek ciro elde etme savaşı vermekten ibaret değil. Tüm bunlar olurken onlar bir yandan da 'iş'i öğretnmelerini sağlayan ve sicillerine deneyim olarak kazınan birçok 'kazık' anısı biriktiriyor. HT Ekonomi olarak biz de ticaret hayatında belli süre geçirmiş ve artık deneyimlerini aktaracak halen gelen isimlere 'kazık' olarak tanımlanabilecek ve 'dersimi aldım' dedikleri anılarını sorduk. ASO Başkanı-Nuriş Kaynak Makinaları Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir'in uçan mürekkeple yazılan 50 bin dolarlık çeki alamadığını anlattığı bu anılar içinde Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin ilk ihracat yıllarında Nijeryalılar'a 6 bin dolar kaptırması, Süleyman Orakçıoğlu'nun 150 bin lira sermayesinin kaybolması gibi ilginç anekdotlar var.

ELÇİLİK DE ONAYLADI
Ankara Sanayi Odası Başkanı Özdebir, sadece 3-4 ay önce yaşadığı çek deneyimini şöyle anlatıyor: "Benin'den 50 bin dolarlık makina siparişi aldım. Bu siparişin karşılığı olarak da bana 50 bin dolarlık Kanada Devlet Çeki gönderdiler. Hiç görmemiştik. Kanada Büyükelçiliği'ne sorduk. Onlar da 'bizim devlet çeki' diye onayladılar. Devlet çeki olduğu için ödeme zaman aldığı için muhabir bankalar kabul etmekte istekli olmuyormuş. Sonra bir tanesi kabul etti. Bir ay sonra bankadan telefon geldi. 'Çekin üzerindeki yazılar uçtu' dediler. Bizzat gidip baktım. Meblağ, tarih, alıcı yerlerindeki yazılar tamamen silinmiş."

'İlk ihracat günlerinde Nijeryalılar'a çarpıldık'
Mehmet Büyükekşi, TİM Başkanı-Ziylan Grup Yönetim Kurulu Üyesi: "Ziylan'da 80'lerin sonunda ilk ihracat yaptığımız günlerdi. Nijerya'dan 3 bin dolarlık sipariş aldık. Çek de gönderdiler. Tanımıyorduk, bankaya sorduk kabul ettiler. Malları Paris'e kadar gönderdik. Paris'te Air France'dan '3 bin dolar vermezseniz Nijerya'ya göndermeyiz' diye haber geldi. 'Mal bedeli kadar navlun olmaz' deyip Nijerya'ya haber verdik. 'Siz ödeyin, biz size çek keseceğiz' dediler. Onun da çeki geldi. 2-3 ay sonra banka hesabımızdan 6 bin dolar düştü. Bankaya gittik, çeklerin karşılıksız çıktığını öğrendik. Bankaya çıkıştık. 'Size güvendik' dediler. Biz de bankaya güvenmiştik."

Söze güvendim 1 yıllık kira ödedim
Hikmet Tanrıverdi, İTKİB Başkanı-İnci Fermuar ve Etiler Marmaris Büfe Yönetim Kurulu Başkanı: "İş ilişkim olan ve samimi olduğum birinden bina kiralamıştım. 1.5 yıl sonra binanın büyük geliyordu. Boşaltmaya karar verdim. Bana kontratta orayı beş yıllığına tuttuğumun yazılı olduğunu söyledi. Çıkmam için beş yıllık kira istedi. Sözle halletmiştik o yüzden kontratla hiç ilgilenmemiştim. Bilsem koydurmazdım. 1 yıllık kirayı peşin ödeyerek boşaltabildim. Bizim piyasata iş sözle yapılırdı ama olaydan sonra kontratları satır satır okumaya başladım."


'Yasa çıkacak dediler 150 bin liram gitti'
Süleyman Orakçıoğlu, Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı: "Yakaşık 7-8 yıl önce bir telekom şirketine ortak oldum. Şirketler arası daha ucuza görüştürme yapacaktı. Bana 'yasa çıkacak, piyasa çok gelişecek' demişlerdi. İş yürümedi, yasa filan da çıkmadı. 150 bin TL sermaye koymuştum. O tamamen gitti. Şunu öğrendim: Başında olmadığın iş, iş değilmiş."

'Bağlantısını yaptığım malın zam farkını istedi'
Kemalettin Güneş, Sunset Mayo & Günkar Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı: "Yerli bir üreticiyle 200 tonluk penye ipliği bağlantısı yapmıştık. Kaporasını da bankaya yatırtımştık. Mal geldikçe, bedelini ödeyecektik. Sonra ipliğe zam geldi. Anlaşmayı yaptığımız halde üretici farkını istedi. Bizim de kendi bağlantı yaptığımız müşterilerimiz vardı. Onlarla yeni baştan fiyat müzakere etmek zorunda kaldık. Onlara karşı zor duruma düştük. Sonunda o üreticirden iplik siparişimizi iptal ettik. Bir daha çalışmama kararı aldık. Kaporamızı geri almamız bile çok uzun sürdü. Bana ciddi ders oldu."

'Bilip bilmeden iş yaptım ceketler elimde patladı'
Abdullah Kiğilı, Kiğilı Giyim Yönetim Kurulu Başkanı: "Avrupa'ya ilk defa 1971'de Almanya'da Interjeans Fuarı'na gitmiştim. Erkek ceketlerinde üç rengin modası vardı. Bütün Avrupa sarı, kırmızı ve turkuaz ceket giyiyordu. Bunlar Türkiye'de tutar diye düşündüm. Sarı ve turkuaz ceketleri üretmeye başladım. Pantalonları bile yaptım. Hepsi elimde patladı. O yıllarda yol gösteren yoktu. Her şeyi el yordamıyla kendimiz öğreniyorduk. Bilip bilmeden iş yaptım. Kazığı kendime attım."

'Ruslar'ı hiç unutmam kazık yollarını sorarım'
Namık Ekinci, Ekinciler Demir-Çelik Yönetim Kurulu Başkanı: "İş hayatıyla doğrudan bağlantısı yok ama 1991-1992 döneminde Ruslar'dan yediğim kazığı hiç unutmam. Türkmenistan Cumhurbaşkanı'na danışman olmuştum. Ruslar faaliyetlerimden rahatsızdı. Basını kullanarak aleyhime kampanya başlattılar. Sürekli 'Türkmenistan'ı Rusya'ya düşman ediyor' haberleri yaptırıyorlardı. En son Türkiye'ye tatile geldiğim sırada Moskova Radyosu'nda aleyhime yayınlara başladıkları haberi geldi. Sahip çıkan olmadı. Dayanamadım, bırakmak zorunda kaldım. İş hayatında kazık yollarını sorup soruşturup öğreniriz. Nasıl yapıldığını bilelim, başımıza gelecekse anlayalım diye. Zaten kazık atarak iş yaparsan, sonunda sen yersin."

Seçkin Ürey / HT Ekonomi

SIRADAKİ HABER