Her yıl binlerce genç tercih kurbanı oluyor. Peki neden?
Eğitim Yöneticisi ve Danışmanı Mustafa Tezcan, İdeal Akademi Yayınları’ndan çıkan “Geleceğin Aşkın Kadar / Mesleğini Seç Kariyerini Planla” isimli kitabında gençlerin tercih kurbanı olmasının nedenlerini şöyle açıklıyor:
ANNE BABANIN İSTEDİĞİ MESLEĞİ SEÇMEK
“Elbette anne ve baba çocuğunu en iyi tanıyan kişidir. Onların fikirleri ve yönlendirmesi önemli ama “ben olamadım çocuğum olsun” gibi yaklaşım da yanlış.
Kararlarımız kendi kararımız olsun. Anne ve babalarınızın fikirleri önemli, kesinlikle önemseyin, ihmal etmeyin ama neticede o meslekle ömür boyu uğraşacak olan sizsiniz.
AKRAN GRUBUNUN ETKİSİNDE KALMAK
Bir öğrencim tercih döneminde dedi ki:
“Hocam biz üç arkadaş karar verdik Bursa’yı yazacağız, orada aynı evde kalıp üniversite okuyacağız.”
“Peki niye Bursa?” dedim.
“İstanbul’dan ve evden uzaklaşmak özgür olmak istiyoruz” cevabını alınca “Hangi bölümü yazacaksın? diye sordum. “Çok önemli değil hocam” dedi.
O öğrenci ve ailesi ile konuşup ikna ederek olayı çözdük. Bu ve benzer tarzlarda çok tercih hatası yapılmakta.
STATÜSÜNE BAKILARAK MESLEK SEÇMEK
Bir çok öğrenci de etrafındaki bireysel gözlemleri neticesinde şöyle kararlar veriyor:
“Hocam kaymakam ya da vali olmak istiyorum. Makam aracı var, koruması var, lojmanda oturuyor.”
“Hocam hâkim ya da savcı olmak istiyorum. Her yerde öncelikleri var.”
“Hocam doktor olmak istiyorum özellikle cerrah, çok para kazanıyorlar.”
Ama asıl olan kendi kişilik yapısına uygun meslek seçmektir.
POPÜLER MESLEKLERE YÖNELMEK
Öğrenciler severek yapacakları meslekler yerine piyasada çok bilinen ve arkadaşları tarafından çok tercih edilen mesleklere yöneliyorlar. Psikoloji, hukuk, tıp gibi... Bu da gereksiz ve anlamsız tercih yığılmalarına sebep oluyor.
TOPLUMSAL ÖNYARGILARIN ETKİSİNDE KALMAK
“Bir öğretmen ol yeter!”
“Okuyacaksan doktor ol gerisi hikâye!
“Veteriner olup da hayvan mı bakacaksın”
“Diş hekimi olup milletin ağız kokusunu mu çekeceksin?”
“Para inşaatta, inşaat mühendisi ol müteahhitlik yaparsın!”
Bu ve benzeri karşılaştığımız toplumsal kabul ifadeleri öğrencilerin doğru tercih yapmalarını engellemektedir.
ALINAN PUANA GÖRE TERCİH YAPMAK
Öğrencilerimizde yine çok karşılaştım. “Puan nereyi tutarsa” gibi bir anlayış var. İki tür var açıkçası, birincisi puanı düşük geliyor ve puanın tutabileceği yerleri yazıyor kaderine neresi gelirse artık, puan yüksek gelince de tuttuğu yerlere bakılıp tercih yapılıyor.
Bu iki durumda da yapılan yanlış tercih öğrenciyi sıkıntılara sokuyor.
BÖLÜM DEĞİL; OKUL YA DA ŞEHRE GÖRE KARAR VERMEK
“Ben kızımı İstanbul dışına göndermem, okuyacaksa evinden gidip gelecek, dizimin dibinde okuyacak.”
“Ben kendim İTÜ mezunuyum oğlan da oraya gidecek.”
“İstanbul’da iyi bir bölümü puanı tutmazsa sadece Konya’yı yazabilir, dedesi orda onların yanında kalır.”
“Okuyacaksa İstanbul Üniversitesi’nde okusun en köklü üniversite orası.”
“Ben Yıldız mezunuyum oğlum da oradan mezun olsun istiyorum.”
“Evimize yakın ve ulaşımı kolay olduğu için Mimar Sinan Üniversitesi yazacağız.”
“Hocam ben İstanbul dışında ya Edirne ya da Kocaeli yazacağım. Uzağa ailem göndermez.”
Bu yaklaşımlar da doğru tercih yapmayı engelleyen bir anlayış tarzıdır.
PUANIM YÜKSEK YAZIK OLMASIN PSİKOLOJİSİ
Öğrencimizin hedefi İstanbul Üniversitesi psikoloji idi. Sınav sonucu açıklandı, başarı sırası beklediğinden daha yüksek geldi. Öğrenciye çevresinden “Bu puana yazık olmasın sen İstanbul hukuk yaz!” gibi baskılar olmaya başladı.
O öğrenci gelip bana danışınca dedim ki; “Oğlum sen sene başında yola çıktığında ne istiyordun? Peki şimdi ne değişti?”
Görüşme neticesinde İstanbul psikolojiye gitti.
TEKRAR HAZIRLANMANIN PSİKOLOJİSİ
“Hocam bu sıkıntıya bir yıl daha katlanamam. Puanım ne gelirse bir yere kapağı atmak istiyorum.”
“Hocam 2 yıldır hazırlanıyorum puanım ve başarı sıram da arttı aslında ama artık bir yere yerleşip kurtulayım istiyorum. Üniversiteye bir gideyim aile baskısından kurtulduktan sonra gerekirse tekrar hazırlanırım.”
“Hocam arkadaşlarım hep üniversiteye gitti ben artık çalışmak istemiyorum, yoruldum, bıktım, bir an önce üniversiteli olmak, özgür olmak istiyorum.”
Bu sözler öğrencilerimden en çok karşılaştığım durumlardan birisi. Ama doğru değil tabii ki...
DOĞRU TERCİH LİSTESİNİN OLMAMASI
Bir öğrenci makine mühendisliği okumak istiyorsa tercihleri sadece makine mühendisliği olmalı. Sadece ilgili olan çok yakın bölümler olabilir, mekatronik mühendisliği gibi.
Ama makinanın altına inşaat, onun altına, elektronik devamında bilgisayar yazarsanız hangi mesleği yapacağınızı siz değil, başkalarının tercihleri be- lirlemiş olur.
Şöyle ki; sizin tercih listesine aldığınız bir bölüm çok tercih edilir ve sizin puanınız yetmeyip bir alt tercihe kayarsa inşaat mühendisi yerine bilgisayar mühendisi olabilirsiniz.
FAZLA KİŞİYE DANIŞILMASI (ÖZELLİKLE TERCİH HAFTASI)
Özellikle tercih döneminde herkes eğitimci ve tercih danışmanı oluveriyor. Bir de öğrencisi üniversitede okuyorsa tam bir danışman oluyor. Eğer öğrenci kafasında tam bir meslek netleştirmedi ise ve farklı kişilere soruyorsa farklı bilgiler neticesinde kafası iyice karışıyor.
Buradaki önemli nokta şu, aslında danışılan her kişinin tecrübesi ve doğruları farklı, kişiler kendi doğrularına göre cevap veriyor. Bizim işimiz ise kendi şartlarımıza ve doğrularımıza göre uygun tercihte bulunmamız.
Hiç unutmam bir öğrencimiz komşusunun çocuğu ODTU’de okuduğu ve çok övgü aldığı için orayı tercih etti ve kazandı. Üniversite gayet güzel bunda bir sıkıntı ama öğrenci aileden uzak olması nedeni ile yurt hayatına uyum sağlayamayarak arkadaşlarıyla eve çıktı. Bu arada derslerde sıkıntı yaşadı vs.
O öğrenci kendi özel şartlarına uygun tercih yapmayıp, başkasının kriterlerine göre hareket edince üniversite hayatı oldukça sıkıntılı geçti.
MESLEK SEÇİMİNİN TERCİH HAFTASINA SIKIŞTIRILMASI
Yukarıda niçin tercih hatası yaptığımıza dair birçok madde saydım. Dikkat edin birçoğunun altında yatan temel sebep, net bir meslek hedefinin olmaması ve tercihin son döneme özellikle de tercih haftasına bırakılmasıdır.
Zamanın kısıtlı olduğu dönemlerde çok sağlıklı kararların alınması zordur. Ve farklı etki alanlarının gölgesinde kalarak sağlıksız tercihler yapılmaktadır. Geçenlerde eski bir öğrencim geldi üniversiteyi bitirmiş iş arıyor, baktım bitir- diği bölümünü ve mesleğini çok sevmiyor. Niye tercih ettin diye sordum. “Hocam rehber hocam tavsiye etmişti biz de yazdık, başımızı yaktı, aslında benim kafam karışıktı, rehber öğretmenim tavsiye edince babam da orayı çok istedi bizde yazdık” dedi.
Aslında sorunun sebebi olayın tercih haftasına sıkıştırılması. Suçlu aramaya gerek yok, kimse kimseye zorla tercih yaptırmıyor. Herkes kendi tercihlerinin sonuçlarını yaşıyor.”