Prof. Dr. Kamil Uğurbil, ‘Sağlık’ Alanında Yaptığı Çalışmalarla 15. Vehbi Koç Ödülü’nün Sahibi Oldu.
KOÇ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖMER M. KOÇ:“VEHBİ KOÇ VAKFI 47 YILDIR MİLYONLARCA İNSANIN HAYATINA DOKUNUYOR”
Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verilen Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi insan beyniyle ilgili yaptığı çalışmaları nedeniyle Prof. Dr. Kamil Uğurbil oldu. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, ödül töreninde yaptığı konuşmada, Vehbi Koç Vakfı’nın 47 yıldır milyonlarca insanın hayatına dokunduğunu belirterek “Bu yıl ödülümüzü sağlık alanında veriyoruz. İnsan beynindeki aktivitenin manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle incelenmesi konusunda tüm dünyada çığır açan çalışmaları gerçekleştiren bu değerli bilim insanını gönülden kutluyorum” dedi.
Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 47 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanında verdiği Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi, Koç Ailesi üyelerinin ve konukların katıldığı törende açıklandı. Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın başkanlığını yaptığı Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından, 15. Vehbi Koç Ödülü’ne, sağlık alanındaki çalışmaları ile Prof. Dr. Kamil Uğurbil’i lâyık gördü. Beynin nasıl çalıştığına yönelik manyetik rezonans kullanarak çığır açan yeni teknolojiler geliştiren Prof. Dr. Uğurbil’in araştırmaları Alzehimer, depresyon gibi pek çok hastalığın sebeplerinin anlaşılmasına ve çözümlerin üretilmesine olanak sağladı. Prof. Dr. Uğurbil’in araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu teknolojiler, hastalıkların tanısının konması, tedavisinin planlanması ve tedaviye olan yanıtının izlenmesinde vazgeçilmez unsurlara dönüştü. Prof. Dr. Uğurbil, 15. Vehbi Koç Ödülü’nü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül törenindeki konuşmasına merhum Mustafa V. Koç’u anarak başladı. Ömer M. Koç, ödül töreninin her yıl Vehbi Koç’un ölüm yıldönümü olan 25 Şubat günü gerçekleştirildiğini hatırlatarak “Ödül törenini bu yıl, acı kaybımız nedeniyle ancak bugün yapabiliyoruz. Geçtiğimiz 21 Ocak günü çok vakitsiz aramızdan ayrılan ağabeyim Mustafa V. Koç’u huzurunuzda sevgi, özlem ve rahmetle anıyorum.” dedi.
Ömer M. Koç: “Vehbi Koç Vakfı ile birbirinin hayatına değer katan büyük bir aileyiz.”
Konuşmasında, “Bir vakıf insanların hayatına nasıl değer katabilir? Toplumun gelişimine, refahına, aydınlığına nasıl çözüm olabilir?” sorusunu yönelten Ömer M. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu soruya herkes farklı bir cevap verecektir. Şahsi kanaatimce, doğrudan hizmet sunmak, bilgi üretmek ve diğer hayırseverlere örnek olmak vakıfların ve genel olarak sivil toplum kuruluşlarının hayatlarımıza katkı yaparken kullandıkları yöntemlerin başında geliyor. Vehbi Koç Vakfı da tam 47 yıldır burs vererek, eğitim kurumları açarak, sağlık ve kültür alanında önemli hizmetler sunarak milyonlarca insanın hayatına dokunuyor. Pırıl pırıl bursiyerlerimiz, eğitim kurumlarımızdaki öğrencilerimiz ve eğitmenlerimiz, hastanelerimizde deva bulanhastalar ve müzelerimizin ziyaretçileri ile bizler, birbirimizin hayatına değer katan büyük bir aileyiz ve ailemiz yeni projelerimizin gücüyle her geçen gün daha da büyüyor.”
Ömer M. Koç: “Vehbi Koç Ödülü ile önemli başarılara imza atmış kişilere hak ettikleri teşekkürü sunuyoruz.”
“Vakıf olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin, hayata geçirdiğimiz kurumların başkalarına örnek teşkil etmesinin de çok önemli olduğunu düşünüyoruz” diyen Ömer M. Koç, şöyle devam etti: “Vehbi Koç Ödülü de işte tam bu sebepten dolayı önem arzediyor. Eğitim, kültür ve sağlık alanlarında ulusal ve uluslararası platformlarda gelişime öncülük etmiş, önemli başarılar elde etmiş ve sıra dışı katkı sağlamış kişi ve kurumları ödüllendirerek hem onlara fazlasıyla hak ettikleri bir teşekkürü sunuyor; hem de aynı yoldan yürüyecek gençlere ışık tuttuğumuza inanıyorum.”
Ömer M: Koç: “Bundan dokuz yıl önce Vehbi Koç Ödülü pek çoğumuzun adını hiç duymadığı bir bilim insanına verilmişti...”
“Bundan dokuz yıl önce, Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen törende Vehbi Koç Ödülü pek çoğumuzun adını hiç duymadığı bir bilim insanına verilmişti” diyerek sözlerini sürdüren Ömer M. Koç, “Kendisi için hazırlanan filmde örnek alınacak hayat hikâyesine şahit olmuş; ödülü aldıktan sonra yaptığı mütevazı konuşmadan ise çok etkilenmiştik. Profesör Aziz Sancar söz konusu tören için Türkiye’ye hareket ederken Amerika’dakidostlarına ‘Türkiye’nin Nobel’ini almaya gidiyorum’ demişti. Bundan sekiz yıl sonra dünyanın Nobel’ini de alarak hepimizi bir kez daha gururlandırdı. Bundan sonraki Vehbi Koç Ödülü seçici kurullarının sorumluluğunu da bir hayli artırdı.”
Ömer M. Koç: “Koç Üniversitesi Hastanesi’nin yatırımı tamamlandığında dünyamız müthiş bir bilim ve sağlık kurumuna kavuşmuş olacak”
Vehbi Koç Ödülü’nün bu yıl sağlık alanında verilmesi nedeniyle Koç Topluluğu’nun sağlık alanındaki çalışmalarıyla ilgili bazı bilgileri de paylaşan Ömer M. Koç, “Bildiğiniz üzere Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 2010 – 2011 eğitim yılında hizmete açtık. 2014 yılı sonunda Koç Üniversitesi Hastanesi Topkapı’da hizmete girdi. 2017 yılında tüm yatırım tamamlandığında yalnızca ülkemiz ve bölgemiz değil, dünya da müthiş bir bilim ve sağlık kurumuna kavuşmuş olacak. Bu yıl tıp fakültemiz ilk mezunlarını veriyor. 2016 yılının ülkemizin tıp eğitimi tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağına yürekten inanıyor ve genç ‘Koç’ doktorlarına da buradan başarılar diliyorum” dedi.
15. Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi olan Prof. Dr. Kamil Uğurbil’e ödülünü takdim eden Ömer M. Koç, şöyle devam etti: “İnsan beynindeki aktivitenin manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle incelenmesi konusunda tüm dünyada çığır açan çalışmaları gerçekleştiren bu değerli bilim insanını gönülden kutluyoruz.”
Prof. Dr. Kamil Uğurbil: ”Beynin sırrını çözmedik ancak beynin sırrıyla ilgilenen insanların çok kullandığı bir teknik geliştirdik.”
15. Vehbi Koç Ödülü’nü alan Prof. Dr. Kamil Uğurbil hakkında törende kısa bir film de yayınlandı. ‘Beynin sırrını çözen Türk’ olarak tanınan Prof. Dr. Uğurbil çalışmalarını şöyle anlattı: “Beynin sırrını çözemedik ancak beynin sırrıyla ilgilenen insanların çok kullandığı bir teknik geliştirdik. Fonksiyonel MR denilen tekniği geliştiren kişilerden biriyim. Sırf bana gelen ödül için değil de, aynı zamanda bilim insanlarına böyle bir ödül verdiğiniz için teşekkürler, bu bilimin gelişmesi için çok anlamlı bir destek.”
Ödül Gerekçesi ve Prof. Dr. Kamil Uğurbil Hakkında:
Prof. Dr. Turgay Dalkara başkanlığındaki, Prof. Dr. Atilla Hıncal, Prof. Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve Prof. Dr. Şevket Ruacan’dan oluşan Seçici Kurul tarafından hazırlanan ödül gerekçesi şöyle:
“Prof. Dr. Kamil Uğurbil halen radyoloji, nörobilim ve tıp alanında ‘McKnight Presidential Chairs’ tarafından desteklenen bir profesör olarak Minnesota Üniversitesi Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi’nin yöneticisi konumunda çalışmaktadır. Kamil Uğurbil’in sıra dışı bilimsel başarısı bilimsel yayınlarına yapılan 30.000’in üzerinde atıf (Science Citation Index’e göre) ve 93 H indeksinde yansımasını bulmaktadır. Kabaca bir fikir vermesi bakımından, gurur kaynağımız Nobel ödülü ve VKV ödülü sahibi Profesör Dr. Aziz Sancar’ın atıf sayısı 33 000 ve H indeksinin 100 olduğunu belirtmek isteriz. Prof. Dr. Kamil Uğurbil’in insan sağlığına katkısı beyin gibi kalın bir kemik kutunun içinde incelemesi çok zor olan bir organımızı çığır açan manyetik rezonans teknolojilerini kullanarak yaşayan insanda anestezi olmadan görüntülenebilir ve fonksiyonları incelenebilir hale getirmesidir. Bu sayede insanı insan yapan en önemli organımız olan beyinin nasıl çalıştığını ve Alzheimer, depresyon gibi çeşitli hastalıklarda nelerin aksadığını giderek daha iyi anlayabiliyoruz. Uğurbil ülkemizde genç bilim insanları için önemli bir rol modeli olmasının yanı sıra genç bilimcilerimize merkezinde çalışma olanağı sağlamakta ve Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi’ne danışmanlık yapmaktadır.
Prof. Dr. Kamil Uğurbil, Robert Koleji’nde lise eğitimini ve Columbia Üniversitesi’nde yüksek öğrenimini ve yine Columbia Üniversitesi’nde fizik/kimyasal-fizik alanında doktora eğitimini tamamladıktan sonra 1977 yılında AT&T Bell laboratuvarlarında bir dönem çalışmış; sonra da 1979 yılında Columbia Üniversitesine öğretim üyesi olarak dönmüştür. 1982 yılında Minnesota Üniversitesine taşınan Prof. Uğurbil’in manyetik rezonansla ilgili laboratuvarı CMRR adı altında disiplinler arası Dünya lideri bir araştırma merkezine dönüşmüştür.
İnsan beynindeki aktivitenin manyetik rezonans görüntüleme ile gösterilmesi (fMRI), dünyada bağımsız ve eş zamanlı olarak iki laboratuvarda geliştirilmiş ve bunlardan biri de Prof. Uğurbil’in liderliğini yaptığı CMRR’daki laboratuvarı olmuştur. Bu gelişmeden sonra Prof. Uğurbil’in çalışmaları insan beyninden yüksek çözünürlükte ve doğrulukta fonksiyonel bilgi toplanması için yeni yöntemler geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Bu doğrultuda, ilk kez yaşayan insan beyninden görme merkezinin yapısını neredeyse mikroskobik detayda görüntülemeyi başaran Prof. Uğurbil, aynı zamanda 7 Tesla ve daha yüksek manyetik alanlı anatomik görüntüleme ve spektroskopi yöntemlerinin geliştirilmesi ve insanda kullanımı gibi (İnsanda kullanılan ilk 7 Tesla görüntüleme cihazı 1999 yılında CMRR tarafından geliştirilmiştir) birçok değerli başarıya imza atmıştır ve halen Obama yönetiminin en öncelik verdiği projelerden biri olan ‘The Brain Initiative; The Human Connectome’ projesinin liderlerinden biri olmuştur.
Bu değerli çalışmaları nedeniyle aşağıdaki ödüllere layık görülmüştür:
Bu değerli çalışmaları nedeniyle aşağıdaki ödüllere layık görülmüştür:
Richard Ernst Ödülü (ETH, Zürich)
A.B.D. National Academy of Medicine Üyeliği
American Academy of Arts and Science Üyeliği
A.B.D. National Academy of Inventors Üyeliği
A.B.D. NIH Brain Research through Advancing Innovative Neurotechnologies (BRAIN inititative) Çalışma Grubu Üyeliği
Altın Madalya, International Society of Magnetic Resonance in Medicine (ISMRM)
A.B.D. İnsan Beyini Konnektom Projesi Ana Araştırmacısı
National Instute of Mental Health (NIMH) Üyeliği
Fahri Doktora (Doctorate Honoris Causa), Maastricht Üniversitesi, Hollanda
Fahri Doktora (Doctorate Honoris Causa), Utrecht Üniversitesi, Hollanda
Irma T. Hirschl Career Scientist Ödülü
Hammett Ödülü, Özgün ve Seçkin Araştırma Alanında
Columbia Üniversitesi, Graduate Faculties Alumni Scholar
Vehbi Vehbi Koç Vakfı Hakkında:
Türk sanayinin duayeni merhum Vehbi Koç tarafından 17 Ocak 1969’da kurulan Vehbi Vehbi Koç Vakfı, kuruluşunun 47. yılında Türkiye’ye kazandırdığı onlarca eserin ve on binlerce öğrenciye verdiği desteğin haklı gururunu yaşıyor. Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak kurulduğu günden itibaren çağdaş ve gelişen bir Türkiye’ye katkı sağlamak amacıyla; eğitim, sağlık ve kültür alanlarında toplumun yaşam kalitesini yükseltecek öncü ve örnek hizmetler sunmaktır. Bugüne kadar Türkiye’ye eğitim sağlık ve kültür alanlarında birçok kurum kazandırmış ve yüzlerce projeye destek vermiş olan Vehbi Koç Vakfı’nın 47 yılda burs vererek destek olduğu öğrenci sayısı 50 bini aştı. Vehbi Koç Vakfı’na ilişkin tüm gelişmeleri www.vkv.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.
Vehbi Koç Ödülü hakkında:
2002 yılından bu yana eğitim, sağlık ve kültür alanlarında verilen ve topluma değer katan, örnek olan hizmetleri tanıtmayı ve ödüllendirmeyi amaçlayan Vehbi Koç Ödülü, 100.000 dolarlık değeri ile Türkiye’de tesis edilmiş en büyük maddi ödül olma özelliğini taşıyor.
2002 yılında kültür alanında yaptığı çalışmalardan dolayı Topkapı Sarayı Müzesi’ne,
2003 yılında eğitim alanında yaptığı çalışmalardan dolayı Anne Çocuk Eğitim Vakfı’na (AÇEV),
2004 yılında sağlık alanında Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne,
2005 yılında kültür alanı edebiyat alt başlığında Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya,
2006 yılında eğitim alanında kariyeri süresince okul öncesi eğitime yaptığı katkılar dolayısı ile dönemin Sakarya Valisi Nuri Okutan’a,
2007 yılında sağlık alanında DNA Onarımının Moleküler Mekanizmalarının Aydınlatılması ve Biyolojik Saatin Düzenlenmesinde dünya çapında çalışmaları bulunan Prof. Dr. Aziz Sancar’a,
2008 yılında kültür alanında Marmara Bölgesi tarihöncesi arkeolojisi alanına yaptığı katkılarından dolayı Prof. Mehmet Özdoğan’a,
2009 yılında eğitim alanında hayat boyu sürdürdüğü başarılı çalışmaları nedeniyle Prof. Dr. Türkan Saylan’a,
2010 yılında beyin ve damar hastalıkları konusunda uluslararası alanlarda elde ettiği başarılarla Prof. Dr. Turgay Dalkara’ya,
2011 yılında Türkiye’nin en etkin ve etkili müzik yazarı, müzikolog ve müzik eleştirmeni olarak değerlendirilen Prof. Dr. Filiz Ali ile kendisinin kurduğu, genç müzisyenlere ufuk açmakla kalmayıp başarılı bir dönüşüm projesi olarak da yurt içinde ve dışında kendini kanıtlayan, ‘Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’ne (AIMA),
2012 yılında Siyaset bilimi alanında yüzlerce öğrenci ve akademisyen yetiştiren, “Kadın” ve “Uluslararası Göç” konularında öncü ve örnek çalışmaları ile başarılı bir eğitimci ve ‘Hocaların Hocası’ olarak değerlendirilen Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’a,
2013 yılında buluşları tıp dünyasının metabolik hastalıklara bakış açısını tamamen değiştiren Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’e,
2014 yılında Osmanlı kent ve kültür mimarisini, Osmanlı’da şehir tarihini inceleyen ilk kadın tarihçiler arasında yer alan Prof. Dr. Zeynep Çelik’e,
2015 yılında Hayatını bilime ve matematiğe adayan, gençlerin matematiğe karşı ilgisini artırmaya yönelik çalışmalarıyla topluma büyük katkı sağlayan Prof. Dr. Ali Nesin ve Matematik Köyü Projesi’ne verilmiştir.