Rus doğalgazıyla Osmanlı İmparatorluğmu kuruluyor

İyi yer boş kalmaz kuralı genelde küresel enerji piyasası için de geçerlidir. Sofya’nın Güney Akım projesini blok ederek Brüksel’in istediklerini yapmasından hemen sonra Rusya’nın ‘doğalgaz pastasının’ büyük parçasını Ankara’ya teklif etmesinin sayesinde Türkiye, Balkan enerji piyasasında şüphesiz bir lider oldu.

Tarihçi ve siyaset bilimci, siyasi İslam uzmanı Georgi Engelhardt Ankara’nın bundan yararlanmaya ve bölgede siyasi etkisini genişletmeye çalışıp çalışmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı:

«Tabii, Türkiye Balkanlar’da etkisini güçlendirmek için yeni statüsünü kullanmaya çalışacak. Erdoğan’ın hükümetinin bölgeye çektiği ilgi ve eski Osmanlı İmparatorluğunun coğrafyasına dönmek isteğinin altını çizdiğini son yıllarda görüyoruz. Tıpkı Bulgaristan makamları tarafından blok edilmiş olan Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı gibi Güney Akım projesinin ilk tasarısı, Türkiye dahil hiç kimseye bağlı olmayan enerji kaynağı verme bakımından Balkan ülkelerinin çıkarlarına uyuyordu.

Tıpkı Hazar-Adriyatik Boru Hattının inşa edilmesi gibi Türk Akımı projesinin gerçekleştirilmesi durumunda Türkiye, doğalgazın bölge ülkelerine sevkiyatlarını kontrol edebilecek ve demek ki bu ülkeleri baskı yapmak için ek bir alet alacak. Türkler, yetenekli tüccardırlar ve Balkanlar’da çıkarlarını sağlamak için bu aleti kullanma fırsatını hiç bir zaman kaçırmaz.

Kaydedelim ki Rus-Türk ekonomik işbirliği ciddi bir şekilde geliştiği halde gelecekte soğuyacak olan Rusya-AB ilişkilerinin şartlarında Moskova Ankara’nın Balkanlar’daki çıkarlarına daha dikkatli bakacak».

Türkiye’nin düzenli güçlenmesi, Sırbistan, Makedonya, Bosna-Hersek’te kompakt bir şekilde yaşayan müslümanlar arasında ayrılıkçı duygularını etkileyebilir mi? Ankara bu kartı oynayabilir mi?

Georgi Engelgardt şunu dedi: «Ankara’nın Saraevo makamlarını daha yoğun bir şekilde etkeleyeceği, Sırp Cumhuriyetine baskı yapan Boşnaklara büyük destek vereceği beklenebilir, Milorad Dodik’in ise Türkiye’ye karşı belağatı kullanması daha zor olacak. Bölgenin Müslüman toplulukları arasında ayrılıkçı duyguları değil Türkiye’nin Sırbistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Arnavutluk ve Bulgaristan makamlarına ve ekonomisine etkisinin ve bu ülkelerin müslüman toplulukları için siyasi etkilerini genişleterek ek ayrıcalıklar ve siyasi (ekonomik) imtiyazları sağlama çabalarını güçlenmesini daha çok bekleyecektim».

Balkan ülkeleri Türkiye’nin etkisinin güçlenmesine cevap verebilir mi?

Georgi Engelgardt şunu dedi:«Şimdi Balkan ülkelerinde (AB ülkeleri dahil) zor ekonomik krizi yaşanıyor ve bu şartlarda dinamik bir şekilde gelişen Türkiye çekici ve zıt görünüyor. Balkan ülkeleri sadece başarılı ekonomik gelişme olursa Türkiye’nin etkisine karşı bir şey yapabilecek. Güney Akım projesi bu gelişme için Brüksel ve Sofya’nın ortak çabalarının sayesinde suya düşen önemli bir şanstı. Türkiyenin etkisinden korunmak için Rusya ile işbirliğinin geliştirilmesi ve Moskova’nın desteğinin kullanılması yetkili yöntem olacak».
Kaynak: turkish.ruvr.ru

Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2014, 17:43