“Japonya ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 19. Yüzyılın ikinci yarısında Abdülhamit Han Hazretleri’nin Sultan olduğu zamanda başlamıştır.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda JICA Türkiye Ofisi Başkanı Takehiro Yasui’nin konuşmacı olarak katılımıyla gerçekleştirilen “Japonya ve JICA ile Türkiye İşbirliği Çalışmaları” Semineri’ne; Çankırı Valisi Hamdi Bilge Aktaş, ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Ayrancı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan seminerin açılış konuşmasını Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ayrancı yaptı. Japonya ile Türkiye arasında 128 yıl önce başlayan dostluğun bugüne kadar gelen sürecindeki bazı örnekleri aktaran Ayrancı, 16 Eylül 1980 tarihinde Japonya’ya giden ancak Japonya açıklarında batan Ertuğrul Firkateyni ile başlayan Japon – Türk dostluğunun giderek arttığını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ilk tanıyan ülkelerden birinin Japonya olduğunu da ifade eden Ayrancı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Japonya ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 19. Yüzyılın ikinci yarısında Abdülhamit Han Hazretleri’nin Sultan olduğu zamanda başlamıştır. Japon İmparatoru Meji’nin yeğeni Komatsu, Türkiye’ye eşiyle gelmiş ve çok büyük bir nişan takdim etmiştir. Bunun üzerine Abdülhamit Han Hazretleri 1889 yılında Tuğamiral Osman Paşa’yı Japonya’ya göndermiştir. Hatta bazı rivayetlere göre bu nişan denilen şey Abdülhamit Han’ın alamet dediği bir cihazdır. Bu alamet isimli cihaz sonradan tercüme edilirken nişan olarak tercüme edilmiştir. Abdülhamit Han Hazretleri, bizzat bu cihazın yapılmasında öncülük etmiş, görev vermiş ve yönlendirmiştir.
Alamet, ilk robot teknolojisinin öncülerindendir. Bu robot, her ezan vakti ayarlanmış, vakit geldiğinde bir semazen gibi ellerini kaldırıp ezan okuyan bir robot. Bir adım ileri giderek ezan okumakta ve geri dönmektedir. Bunu robot teknolojisinin ilk adımlarından biri olduğu kabul edildiği ifade edilmektedir. Abdülhamit Han ilk yapılan prototipleri beğenmemiş, mutlaka bunun içine bir de cihaz koymak suretiyle ezan okumanın gerekliliğini ifade etmiştir. Çok kısa bir zaman önce gramofon keşfedilmiş ve yeni patenti alınmış iken yaklaşık üç beş sene sonra alamet içerisine bu gramofon yerleştirilmek suretiyle ifade etmiş olduğum alamet isimli robot meydana getirilmiştir.
Tuğamiral Osman Paşa ve beraberindeki heyet Japonya’ya gitmiş fakat dönüşte maalesef Ertuğrul Firkateyni Japonya açıklarında batmıştır. İçlerinde Osman Paşa’nın da bulunduğu 581 denizci hayatını kaybetmiştir. Mürettebatın ancak 69’u kurtarılabilmiştir. Bu üzücü olayla beraber Türk-Japon ilişkileri hızla gelişmeye başlamıştır. Bu dostluk ve kardeşlik, Türk Cumhuriyeti’nin kurulması ile de hız kesmeden devam etmiş, 1923 yılında Cumhuriyet’in kurulmasının hemen ardından 1924 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülkelerden birisi Japonya olmuştur.
Ülkemizde 1925’te Japon Büyükelçiliği açılmış ve aynı yıl içerisinde Japonya da Tokyo’da Türk Büyükelçiliği açmıştır. Hemen akabinde de ilk anlaşmamız olan denizcilik ve ticaret anlaşması imzalanmıştır. 1958 yılının Nisan ayında rahmetli Başbakan Menderes ilk ziyaretini Japonya’ya yapmıştır. Çok ilginçtir JICA’nın da Türkiye’deki ilk faaliyetleri 1959 yılında başlamıştır. Yani rahmetli Başbakan Menderes’in ziyaretini takip eden yıl içerisinde. Buna benzer çok yakın dostluk ve işbirliği ilişkileri devam etmiştir. 1985 yılında İran-Irak Savaşında, 215 Japon vatandaşı İran’da mahsur kaldığında diğer ülkelerin temsilcileri önceliklerini kendi vatandaşlarına vermiş, Japon vatandaşlarını taşımak istememiştir. Oysa Türkiye önceliği Japon vatandaşlara vererek Tahran’dan 215 Japon vatandaşını, Türk Havayolları’nın düzenlediği seferle, o çatışmalı bölgeden çıkartmış ve Türkiye’ye getirmiştir.
Bu durum, Türkiye ile Japonya arasındaki ilişkilerin bir dönüm noktası olarak görülmüş ve 100 yılın sınır ötesi kurtarma operasyonu adını almıştır. Nitekim 2004 yılında Japon kanalı NHK, bu konuyu anlatan bir belgesel çekerek yayınlamıştır. Japonlar ile ilişkilerimiz böyle devam etmiş ve devam eden süreçte Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hem kredisi sağlanmış hem ortaklığı yapılmış hem de projeleri hazırlanmıştır. Türkiye’yi ilk ziyaret eden Japonya Başbakanı ise 1990 yılında Toshiki Kaifu olmuştur.
Daha sonra rahmetli 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, bölgeye giderek Japonya ile dostluğumuzu pekiştiren çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. Japon hükümetinin 17 Ağustos depreminde de çok büyük yardımları olmuş, acil kurtarma ve sağlık ekipleri göndermiş, prefabrik binalar hibe etmiş, bu dostluğunu her zaman ve her surette göstermiştir. Nihayet 2003 yıllında Japonya’da Türkiye yılı ilan edilmiş, buna karşılık 2010 yılında da Türkiye’de Japon yılı ilan edilmiştir. 2013 yılında ise stratejik ortaklık anlaşması yapılmıştır. Demin de ifade ettiğim gibi, Yashui Bey dedi ki bana “Öğrencileriniz Japonya ile ilgilenir mi?” dedim ki biz millet olarak Japonya’yı ve Japonları severiz, bu duygularımız karşılıklı olduğunu da biliriz. JICA temsilcilerini burada görmekten çok memnunuz. Öğrencilerimizin de aynı memnuniyeti ve heyecanı taşıdıklarını biliyoruz. Bu dostluğun ve beraberliğin her daim devam etmesini diliyoruz. Görüşmelerimizin artmasını ve işbirliği anlamında diğer planlar için de bir arada bulunmayı arzuluyoruz.”
Alamet, ilk robot teknolojisinin öncülerindendir. Bu robot, her ezan vakti ayarlanmış, vakit geldiğinde bir semazen gibi ellerini kaldırıp ezan okuyan bir robot. Bir adım ileri giderek ezan okumakta ve geri dönmektedir. Bunu robot teknolojisinin ilk adımlarından biri olduğu kabul edildiği ifade edilmektedir. Abdülhamit Han ilk yapılan prototipleri beğenmemiş, mutlaka bunun içine bir de cihaz koymak suretiyle ezan okumanın gerekliliğini ifade etmiştir. Çok kısa bir zaman önce gramofon keşfedilmiş ve yeni patenti alınmış iken yaklaşık üç beş sene sonra alamet içerisine bu gramofon yerleştirilmek suretiyle ifade etmiş olduğum alamet isimli robot meydana getirilmiştir.
Tuğamiral Osman Paşa ve beraberindeki heyet Japonya’ya gitmiş fakat dönüşte maalesef Ertuğrul Firkateyni Japonya açıklarında batmıştır. İçlerinde Osman Paşa’nın da bulunduğu 581 denizci hayatını kaybetmiştir. Mürettebatın ancak 69’u kurtarılabilmiştir. Bu üzücü olayla beraber Türk-Japon ilişkileri hızla gelişmeye başlamıştır. Bu dostluk ve kardeşlik, Türk Cumhuriyeti’nin kurulması ile de hız kesmeden devam etmiş, 1923 yılında Cumhuriyet’in kurulmasının hemen ardından 1924 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülkelerden birisi Japonya olmuştur.
Ülkemizde 1925’te Japon Büyükelçiliği açılmış ve aynı yıl içerisinde Japonya da Tokyo’da Türk Büyükelçiliği açmıştır. Hemen akabinde de ilk anlaşmamız olan denizcilik ve ticaret anlaşması imzalanmıştır. 1958 yılının Nisan ayında rahmetli Başbakan Menderes ilk ziyaretini Japonya’ya yapmıştır. Çok ilginçtir JICA’nın da Türkiye’deki ilk faaliyetleri 1959 yılında başlamıştır. Yani rahmetli Başbakan Menderes’in ziyaretini takip eden yıl içerisinde. Buna benzer çok yakın dostluk ve işbirliği ilişkileri devam etmiştir. 1985 yılında İran-Irak Savaşında, 215 Japon vatandaşı İran’da mahsur kaldığında diğer ülkelerin temsilcileri önceliklerini kendi vatandaşlarına vermiş, Japon vatandaşlarını taşımak istememiştir. Oysa Türkiye önceliği Japon vatandaşlara vererek Tahran’dan 215 Japon vatandaşını, Türk Havayolları’nın düzenlediği seferle, o çatışmalı bölgeden çıkartmış ve Türkiye’ye getirmiştir.
Bu durum, Türkiye ile Japonya arasındaki ilişkilerin bir dönüm noktası olarak görülmüş ve 100 yılın sınır ötesi kurtarma operasyonu adını almıştır. Nitekim 2004 yılında Japon kanalı NHK, bu konuyu anlatan bir belgesel çekerek yayınlamıştır. Japonlar ile ilişkilerimiz böyle devam etmiş ve devam eden süreçte Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hem kredisi sağlanmış hem ortaklığı yapılmış hem de projeleri hazırlanmıştır. Türkiye’yi ilk ziyaret eden Japonya Başbakanı ise 1990 yılında Toshiki Kaifu olmuştur.
Daha sonra rahmetli 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, bölgeye giderek Japonya ile dostluğumuzu pekiştiren çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. Japon hükümetinin 17 Ağustos depreminde de çok büyük yardımları olmuş, acil kurtarma ve sağlık ekipleri göndermiş, prefabrik binalar hibe etmiş, bu dostluğunu her zaman ve her surette göstermiştir. Nihayet 2003 yıllında Japonya’da Türkiye yılı ilan edilmiş, buna karşılık 2010 yılında da Türkiye’de Japon yılı ilan edilmiştir. 2013 yılında ise stratejik ortaklık anlaşması yapılmıştır. Demin de ifade ettiğim gibi, Yashui Bey dedi ki bana “Öğrencileriniz Japonya ile ilgilenir mi?” dedim ki biz millet olarak Japonya’yı ve Japonları severiz, bu duygularımız karşılıklı olduğunu da biliriz. JICA temsilcilerini burada görmekten çok memnunuz. Öğrencilerimizin de aynı memnuniyeti ve heyecanı taşıdıklarını biliyoruz. Bu dostluğun ve beraberliğin her daim devam etmesini diliyoruz. Görüşmelerimizin artmasını ve işbirliği anlamında diğer planlar için de bir arada bulunmayı arzuluyoruz.”
Çankırı Valisi Hamdi Bilge Aktaş ise 1999 yılında 17 Ağustos Gölcük Depremi ve ardından yaşanan 12 Kasım Düzce depremlerinde yurt dışından yoğun destek aldıklarını, ancak en büyük desteğin Japonya ve JICA’dan geldiğini söyledi. Türk Milleti’nin Japonya’yı ve Japon vatandaşlarını çok sevdiğini de belirten Aktaş’ın, sözleri Hiroşima’ya atılan atom bombasında ölen çocuklar için Nazım Hikmet Ran tarafından yazılan ve Zülfü Livaneli tarafından bestelenen Kız Çocuğu şarkısından bir bölüm okuması, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.
JICA Türkiye Ofis Başkanı Takehiro Yasui, Japonya’nın coğrafi ve iklimsel özelliklerini anlatarak başladığı konuşmasında, Japon tarihinin şekillenmesine yön veren olayları anlattı. Japonya’nın yaşadığı afetlerden de örnekler veren Yasui, Japonya’nın da Türkiye ile benzer doğal felaketler atlattığını belirtti. Yasui, özellikle 2016 yılında yaşanan Kumatoma Depreminde Çankırılı çocukların gönderdiği geçmiş olsun mesajlarının kendilerini çok etkilediğini ifade etti.
Rektör Ayrancı’nın katılımlarından dolayı JICA Türkiye Ofis Başkanı Takehiro Yasui’ye tuz lambası hediye etmesiyle seminer sona erdi.